Urfa Cezaevi'ne tam gir yarım çıkarsın

Cezaevinden 'denetimli serbestlik'le çıkan Recep Şidir ve Emre Demir, durumu tek bir sözle özetliyor: "Allah düşmanıma vermesin"...

14 kişinin yanarak hayatını kaybetmesiyle konuşmaya başladığımız ‘kötü cezaevi koşulları’ Urfa’nın da gündeminde.

Burada öyle ya da böyle bir tanıdığı, eşi, dostu ya da kendi içeri düşen herkes, kötü ünü dilden dile yayılan cezaevinde yaşananları ‘malumun ilanı’ olarak görüyor. Kısa bir soruşturmanın sonunda Recep Şidir ve Emre Demir’le buluşuyoruz.

İkisi de ‘denetimli serbestlik’ten yararlanarak cezaevinden çıkmış. Şidir’in geride 4 ay 8 günü; Emre Demir’in 9 ayı var. ‘Çalıntı mal bulundurmak’ suçlamasıyla cezaevine girmişler.

Çocuklar çalıştırılıyor

“Cezaevindeki halin kötülüğünü herkes biliyordu” diyerek söze giriyor Şidir. Arka arkaya sıraladığı şikâyetler, yağ içinde yüzen yemek, 8 kişilik koğuşa 20 kişi sığdırmaya çalışan idare, kafasına göre mahkûmlara yardım eden gardiyanlar. “Verdikleri yemeği köpeğin önüne koysalar o yemez” dedikten sonra içine dert olmuş bir şeyi daha ekliyor, yemek yedikleri yerde yatmışlar. Emre Demir, Şidir’in sözlerini doğrulayıp, “Yerde sofraya serdiğimiz şeyleri gece de üstümüze alıyorduk” diye devam ediyor.

“Çocuk koğuşu 24 saat çalıştırılıyor, paspas, yemek, tuvalet temizliği onlara yaptırılıyor” diyen Recep Şidir, mahkûm yakınlarının da geliş gidişlerde “İllallah” dediğini anlatıyor:

“Biz girerken zaten diğer cezaevlerindeki gibi üryan arandık. Bizi ziyarete gelenler de çok zahmetler çekti. Özellikle kadınlar girişlerde çok sıkıntı yaşadığı için bazı tutuklular, artık eşine annesine ‘gelme’ demek durumunda kaldı. Allah düşmanımı düşürmesin, sapasağlam vücudumda 2 yılda yaralar çıktı. Suları kireçli, yemekleri ne belli değil. İki pervane var, kendine faydası yok. Velhasıl zulüm.”

 
Majezik tedavisi!

Hastalanan mahkûmlara uygulanan ‘majezik’ tedavisini de Emre Duymaz anlatıyor: “Bir doktor var, bir koğuşa yetmiyor. İnsanlar bir de sıcakta hastalanırlarsa, başları, dişleri ağrırsa, kafalarını duvarlara vuruyorlar. Zaten doktora gitseniz, size hastalığınız ne olursa olsun bir tane Majezik veriyorlar. Yaz başlayınca ağrılar artıyor. Su düzenli gelmediği, geldiğinde de insanlara yetmediği için herkes fenalaşıyor. Buzdolabı yok, klima yok. Var yok.”
Siyasi mahkûmların bir araya gelerek ortak tepki gösterebildiklerini, adlilerin sesini duyuramadığını hatırlatıyor Recep Şidir. Kapıdan çıkınca da cezaevi bitmiyor. Yaşadıklarını unutamayanların dilinde Urfa Cezaevi, ‘tam girilip yarım çıkılan yer.’

1x2’lik hücre cezası

Demir ve Şidir, cezaevinde tek sıra sayımda kuyruğun havalandırmanın bir ucundan başlayıp tuvalette son bulduğunu söylüyor. Her itirazın sonu ise 1x2’lik hücre cezasıymış. Ayrıca gardiyanların çoğunlukla koğuşlarda çıkan kavgalarda ‘kan çıkmadan’ yardıma gelmediklerini belirtiyorlar.

Radikal/Ayça Öner