loading
close
SON DAKİKALAR

Yargıtay’dan Gökçek’e tokat gibi karar: Çık yanıt ver!

Yargıtay’dan Gökçek’e tokat gibi karar: Çık yanıt ver!
Tarih: 13.02.2014 - 16:41
Kategori: Siyaset

Yargıtay, AKP'li Melih Gökçek’in 2009’daki seçim kampanyasında, hakkındaki iddiaları gündeme getirdi diye açtığı davayı çarpıcı gerekçelerle reddetti

Yargıtay, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’in 2009’daki seçim kampanyasında, hakkındaki iddiaları ve AKP’ye yakın bir müteahhitle ilişkilerini gündeme getirdi diye Murat Karayalçın hakkında açtığı tazminat davasını Gökçek’e demokrasi dersi veren gerekçelerle reddetti. Yargıtay, Gökçek’e adeta, “Bırak dava açmayı, çık hakkındaki iddialara yanıt ver” dedi.

2009’daki seçimlerde CHP’nin Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayı olan CHP Parti Meclisi Üyesi Murat Karayalçın, seçim kampanyası sırasında, 16.03.2009 tarihinde yaptığı basın açıklamasında, şunları söylemişti:

"Namık Tanık kimdir ve bugüne kadar hangi belediye ihalelerini almıştır? Çünkü iddialara göre Namık Tanık Melih Gökçek’in oğlunun müstakbel kayın pederi ve Ankara Büyükşehir Belediyesinin en önemli ihalelerini alan kişidir. Ortada çok ciddi usulsüzlük ve yolsuzluk iddiaları dolaşıyor. Nata şirketine belediyece hangi işler verilmiştir? Kirli Kızılırmak suyunun Ankara’ya getirilmesi işi Nanık Tamk’ın firmasına mı verilmiştir? Antares alış veriş Merkezi’nin Nata Şirketi ile ilişkisi nedir ve yapımında belediyenin hangi imkanları kullanılmıştır? Hava alanı yolunun yayımında Namık Tanık iş almış mıdır? Kasalar Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Projesi kapsamına alınan ve Metro Grosmarketin batısında kalan alanın ne kadarı Nata Şirketinin mülkiyetindedir? Batıkent’te mülkiyetinde olan arsa var mıdır? Nata şirketinin belediyeden aldığı işlerin toplam büyüklüğü ne kadardı?”

Karayalçın, Gökçek’ten söz konusu iddialara ve sorulara yanıt isterken, muhaliflerini susturmak için önüne gelen herkese dava açmasıyla tanınan Gökçek sorulara yanıt vermek yerine Karayalçın’ın sözlerinin iftira ve kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu, kendisine hakaret edildiği gerekçesiyle 16/03/2009 tarihinde manevi tazminat davası açmıştı.

Sözcü’den Cengiz Aldemir’in haberine göre; davaya bakan Ankara 5. Asliye Hukuk Mahkemesi açılan davada önce yerel mahkeme Gökçek’i haklı buldu. Karara itiraz eden Karayalçın’ın avukatları davayı temyiz etti. Temyizde dosyayı inceleyen Yargıtay 4. Hukuk Dairesi mahkemenin verdiği kararı bozdu.

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi kararı bozarken kayda geçirdiği çarpıcı gerekçeler şöyle:

SADECE İDDİALARA CEVAP ARANMIŞTIR

Yargılama aşamasında sunduğumuz dilekçelerde de ayrıntılı biçimde belirtmeye çalıştığımız gibi, müvekkilin basın bürosundan 16 Mart 2009 tarihinde yapılan ve “Sayın Gökçek, Namık Tanık kimdir ve bugüne kadar hangi belediye ihalelerini almıştır?” başlıklı açıklama, seçim mücadelesinin yoğun şekilde sürdüğü bir dönemde ortalıkta dolaşan bazı iddiaların açıklığa kavuşturulması amacıyla yapılmıştır. Sayın Namık Tanık’ın sayın davacı ile müstakbel bir akrabalık ilişkisi içinde olduğu, Ankara Büyükşehir Belediyesi’nden çok sayıda ihale aldığı biçiminde yoğun iddialar ortaya atılması üzerine müvekkil de CHP Büyükşehir Belediye Başkan adayı sıfatıyla bu iddialara açıklık getirilmesi için basın bürosu aracılığıyla bir açıklama yapmıştır. Dosya içinde bulunan açıklama metninden anlaşılacağı gibi bir suçlama yapılmamış, sadece iddialara cevap aranmıştır. Mesele tümüyle bundan ibarettir.

DEMOKRASİLERİN OLMAZSA OLMAZI BU TÜR TARTIŞMALAR

Yargılamaya konu basın açıklamasıyla davalıya hakaret ve iftira edildiği ve onun kişilik haklarına saldırıda bulunulduğu iddialarının mantıki ve hukuki hiçbir temeli bulunmamaktadır. Demokrasilerde ve hele yoğun bir seçim mücadelesi ortamında bu tür tartışmalar, atışmalar hatta suçlamalar yapılması, seçim ve demokrasi kavramının olmazsa olmaz özelliğidir.

Böyle bir basın açıklamasına karşı davacının yapması gereken şey; karşı açıklamada bulunmak, iddiaların doğru olmadığını söylemek ve kanıtlamak, eğer kısmen veya tamamen doğruysa bunun nedenlerini ve ihaleleri neden o firmaya vermeyi uygun gördüklerini ikna edici şekilde açıklamak, eğer bildiri basın organlarında çıkmış ise usulüne uygun şekilde tekzip etmektir. Aksi halde demokratik mücadelenin ve kamuoyu önünde seçim tartışmasının anlamı ve imkanı kalmaz.

İDDİALARA YANIT VER!

Hakaretten ve kişilik haklarının ihlalinden söz edebilmek için, kişiye somut bir fiil veya olgu isnat edilmesi gerekir ve mutlak şekilde kast unsuru (TCK m.21) aranır. Nitekim Yargıtay 2.C.D. 1992/7610-8657 sayılı kararında “Kast yoksa hakaret suçunun oluşmayacağını” ifade etmiştir. Müvekkil de “Herhangi bir hakaret kastı olmadığı gibi, açıklama metninin herhangi bir cümle ya da kelimesinde de bu özelliği görmek mümkün değildir. Söylenen şey ‘Sen söyledin ve şunları yaptın’ değil, ‘Şöyle şöyle iddialar var, bu konuda açıklama yap, iddialara cevap ver’den ibarettir ve bu, siyaset arenasında son derece doğaldır” denilerek davanın reddine karar verilmiştir.

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları