loading
close
SON DAKİKALAR

''Yarın çok geç hemen şimdi’’

''Yarın çok geç hemen şimdi’’
Tarih: 10.11.2012 - 16:16
Kategori: Sağlık, Yaşam

Cumartesi Anneleri/İnsanları 398. haftada Dargeçit kayıplarını sorarak açlık grevleri için acil harekete geçilmesi gerektiğine dikkat çekti...

Cumartesi Anneleri/İnsanları 398. Kez Galatasaray Meydanı’nda bir araya gelerek 29 Ekim 1995'te Cumhuriyetin ilanının 72. yılında, Mardin Dargeçit'te ağır silahlı askerlerce aynı anda 7 eve yapılan baskında, 58 yaşındaki Süleyman Sevhan'r, 20 Yaşındaki Abdurrahman Çoşkun'u, 20 yaşındaki Mehmet Emin Aslan'ı, 18 yaşındaki Abdullah Olcav'ı, 13 yaşındaki Nedim Akyol'u, 13 yaşındaki Seyhan Ooğan'ı, 12 yaşındaki Davut Altunkaynak için oturdu.


İlk olarak konuşan Abdurrahman Çoşkun’un annesi Hediye Çoşkun, Kürtçe yaptığı konuşmasında, Mardin Dargeçit’te çıkan kemiklerden 8 aydır haber alamadıklarını, ne kadar süreceğini ve neden açıklanmadığını bilmediğini belirterek, Kürt siyasi tutukluların açlık grevlerine dikkat çekti.

 

 

''Sesimizi yükseltmeye devam edeceğiz’’


‘’Açlık grevleri kimsenin umurunda değil. İnsanların taleplerine cevap verilmeli. Oradaki ölümlerin önüne geçilmeli. Biz burada senelerce dans etmek halay çekmek için oturmuyoruz. Acımız var. Kendi çocuklarımızın akıbetini öğrenmek için buradayız. Sesimizi yükseltmeye devam edeceğiz’’

 
Davut Altınkaynak’ın dayısı Mecit Turan ise Kürtçe yaptığı konuşmasında, kar kış demeden bu meydanlarda taleplerini dile getirdiklerini belirterek, 12 yaşındaki bir çocuğun gözaltına alınıp işkence edilmesine işaret ederek, Dargeçit’te bulunan kemiklerin kime ait olduğuna dair haber alamıyoruz. Onlar Kürt oldukları için öldürüldü’’ dedi.

 

 

''Bugünün iktidarı bize adalet getirmeyecek''


‘’Seyhan’ı gözaltına aldıklarında doğmamış olan yeğenleri şimdi onu arıyor’’ diyen Seyhan Doğan’ın amcası Hazni Doğan,  8 ay önce bulunan kemiklerin hala adli tıpta olduğunu söyleyerek, bugünün iktidarının kendilerine adalet getirmeyeceğinin farkında olduklarını, bu adaletin ise kendi anadillerini talep ettikleri için bedenlerini ölüme yatıran devrimci tutsaklardan geleceğine inandıklarını vurguladı.


Bakırköy Cezaevi önünde polisin müdahalesiyle karşılaşan Barış anneleri işin ise Doğan, ‘’10 annenin bir araya gelmesinden korkuyorlar. Söz tükenmiş durumda, düşüncelerimizi ve irademizi anlamış durumda değiller’’ dedi.
Seyhan Doğan’ın yeğeni Evin Doğan da ‘’Hala umudumuzu kaybetmedik. Amcamın suçu neydi ki 12 yaşında gözaltına alıp kaybettiniz. Mardin’de ki kemiklerden 5’i çocuk biri de amcama ait olabilir. Ama daha bulacağımız çok kemik var ve peşini bırakmayacağız. Kemiklerimiz bulununcaya kadar vazgeçmeyeceğiz’’ şeklinde konuştu.

 

''9 aydır ses yok''


Kayıp yakınlarından sonra grup adına basın açıklamasını okuyan Cumartesi İnsanı Gülüzar Tuncer, Onlarla birlikte gözaltında tutulduktan sonra serbest bırakılan Davut'un annesi Hayat Altunkaynak ve Seyhan'ın 11 yaşındaki kardeşi Hami onlara yapılan ağır işkenceye tanıklıklarına rağmen, ailelerin suç duyurusu işe yaramadığını "söz konusu kişiler PKK'ye katıldıklarını" söyleyerek dosyaları kapattıklarını söyledi.

Seyhan’ın kuyuya atılmış cesedinin bulunmasından sonraki süreçten bahseden Tuncer, İHO Mardin Şubesi'nin girişimi ve Diyarbakır Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılığı'nın talimatı ile 17 Şubat 2012 ile 25 Şubat 2012 tarihleri arasında Bağözü Köyü'nde gerçekleştirilen kazılarda 11 kişiye ait kafatası, kemikler ve elbise parçaları bulunduğunu, kemiklerin savcılık kanalıvla İstanbul Adli Tıp Kurumu'na kimliklendirme çalışması için gönderildiğini fakat 9 aydır tüm başvurulara rağmen kimliklendirme çalışması hakkında bir bilgiye ulaşamadıklarını ifade etti.

 

''Demokrasi Formunda adaletten bahsetti''


Dönemin başbakanı Tansu Çiller mağdur sıfatıyla ifade verdiğine dikkat çeken Tuncer, açıklamasını şu şekilde sürdürdü:

“Başbakan Erdoğan Bali kentinde düzenlenen 5. Bali Demokrasi Forumu'nda  geçen yıl Norveç'te 77 insanı öldüren kişiye verilen 21 yıl hapis cezasını eleştirdi. 21 yıl sonra bu insanın elini kolunu sallayarak dolaşacak olmasını adalete uygun bulmadı.


Biz de soruyoruz; peki kendi yönettiğiniz ülkede 90 yaşındaki yaşlı insanlar, 3 yaşındaki bebekler, 12-13 yaşındaki çocuklar dahil yüzlerce insanı gözaltına alarak kaybeden devlet görevlilerinin terfi ederek hala işbaşında olmalarını nasıl adalete uygun buluyorsunuz?

Bugün açlık grevlerinin 60.günü. Uyguladığınız politikalar nedeniyle kendilerini canlarından vazgeçecek kadar kuşatılmış hisseden insanların temel haklarını talep etmek için ölüm yolunda gönüllü ilerlemek zorunda kalmalarını hangi vicdana uygun buluyorsunuz?

Açlık grevlerinin çözümü için ayak sürümek yerine, evrensel hukuka göre göreviniz olan bu talepler konusunda derhal adım atın, yarın çok geç hemen şimdi’’

Vişne Haber Ajansı/Rojda Duygu Yeşilgöz

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları