CHP'ye Çağrı

Ahmet Tatar; Türkiye Cumhuriyeti, bu güne kadar, karşılaşmadığı oranda, olağan dışı bir saldırıyla karşı karşıya bulunuyor.

Türkiye Cumhuriyeti, bu güne kadar, karşılaşmadığı oranda, olağan dışı bir saldırıyla karşı karşıya bulunuyor.

Cumhuriyetin bütün kazanımlarına, kurucularına karşı savaş açılmış durumda.

Ülkenin parlamenter rejimi oldu-bitti ile ucube başkanlığa dönüştürülüyor.

Hukuk, ayaklar altına alınıp, yargı ayak bağı olarak görülüyor.

Demokrasi sadece sandık çoğunluğu olarak görülüyor.

Dini, milli bütün azınlık hakları görmezden geliniyor.

Eğitim dinselleştiriliyor, hırsızlık, yolsuzluk olağanlaşıyor.

Namus, şeref üzerine edilen yeminler değersizleştiriliyor.

Ülkemiz, dinsel ve etnik ayrılıklar tahrik edilerek, iç savaşın eşiğine getiriliyor.

Ülkemiz son 15 – 20 yıldır üretmiyor, hazır kaynaklarını tüketiyor, yoksulluk yaygınlaşıyor.

****

Ülkemiz, AKP iktidarı ile,12 Eylül 1980 de başlayan sürecin en son halkasını yaşıyor. Bundan sonrası ya diktatörlük, ya da demokratik bir cumhuriyet.

Bu gidişle ne toplumsal bütünlüğümüzü, ne toprak bütünlüğümüzü devam ettirmemiz mümkün değil.

12 Eylül faşizminin bütün kurumları yerli yerinde duruyor. Bununla yetinmeyen AKP yeni yasalarla toplumsal muhalefeti tamamen susturma çabasına girmiş durumda.

Tüm yaşananlara rağmen, AKP uyguladığı çeşitli taktik ve stratejilerle, medya gücüyle toplumun yarısına yakın kesimi üzerinde etkinliğini devam ettiriyor.

Bu gidişatın devamı, toplumda derin bir umutsuzluğa, çaresizliğe ve teslimiyete yol açıyor.

Klasik söylemlerle bu gidişe engel olmak artık mümkün değil.

Yeni ve radikal bir söyleme ihtiyaç var.

****

Bu söylem, AKP karşıtı bütün kesimlere hitap etmek, siyasal alanın yeniden ve hızla restorasyonunu öngörmek zorundadır.

Bu söylem, toplumun bütün kesimlerinin yaşama biçimini, inancını, siyasal haklarını hukuki güvence altına almayı; toplumsal muhalefetin önündeki bütün engelleri, kaldırmayı deklare etmelidir.

Bu restorasyon için 6 - 8 aylık bir süre yeterlidir.

Bu söylem çerçevesinde oluşturulacak uzlaşı, seçimlerde AKP yi iktidardan indirebilir.

Başta seçim barajı ve temsiliyetle ilgili kanunlar olmak üzere, temel kanunlar değiştirilip, evrensel normlarda hukuk güvencesi sağlanarak ülke tekrar seçime taşınmalıdır.

Böylece siyasi ve ekonomik kriz, demokratik cumhuriyet için fırsat olabilir.

Bu noktada her kuruma her vatandaşa görev düşmektedir. Ama asıl görev cumhuriyetin kurucu partisindedir.

Bu uzlaşı için CHP harekete geçmeli, halkın elinden tutmalıdır.

CHP silkinmek, üstündeki ağırlıkları atmak, Türkiye’nin geleceği için sorumluluk almak zorundadır.

CHP kısa, ama net bir söylemle toplumsal muhalefeti birleştirip AKP nin oyununu bozabilir.

CHP Türkiye için inisiyatif kullanmalıdır.