#direnparanoya

Tarih: 17.08.2013

Atay Sözer, ''Maşallah bu konuda ayar çekilmeyen kimse kalmadı''...

Gezi direnişi hiçbir şey yapmadıysa bile karşı tarafı paranoyak ettiği tartışılmaz. İşin altında faiz lobileri aramak, cep telefonlarının zello uygulamalarını gizli örgüt ilan etmek, tiyatro oyunu sahneye koyanlara elebaşı demek; pek çok ülkede “yasak” olan “Darbe Nasıl Yapılır?” adlı strateji kitabını internetten indirerek (Artık nasıl oluyorsa!) “Bakın aynı bizim gezide olanlar gibi” diyerek bilimsel saptamalarla başladı bu durum.

Gezidekiler artık normal hayatlarına dönme eğiliminde oldukları halde paranoya hız kesmeden devam etmekte.
Artık her mahalleye bir kutu; kutunun kapağını açıp “Bizim Sıdıka Hanım’ın evinden biraz önce tencere tava sesi geldi, arz ederim” diye ihbarınızı kayıt altına alınma korkusu olmadan gönül rahatlığıyla yapabilirsiniz, öyle ki gizli tanıklardan bile daha da güvence altındasınız. 

 
Beşiktaş’ın bir süre stadı yok biliyorsunuz yeni stat yapılana kadar geçici bir yer gerekiyor; pratik olarak en uygun stat Kasımpaşa stadı gözüyor, ama gelin görün ki bir süre önce oranın adını Recep Tayyip Erdoğan Stadı olarak değiştirdiler (yazının burasında, bir stada yaşayan bir insanın adı verilir mi? türünden bir eleştiri yapacaktım ki aklıma Rize’deki Üniversite’nin de adının RTE Üniversitesi olduğunu hatırlayıp vazgeçtim. Orası oluyorsa burası hayli hayli olur), tabii Beşiktaş’ın Beşiktaş olmasının en önemli etkenlerinden olan Çarşı Grubu’nun direnişteki hali malum. Kasımpaşalılar stadı verecekler vermesine ama korkuyorlar; ya maç sırasında “Zıpla zıpla zıplamayan Tayyip’dir” deyip zıplamaya başlarlarsa ne yaparız? diye. Beşiktaş yönetiminden bunun için garanti istemişler, yönetim de malını biliyor. Çarşı bu laftan anlar mı? Adamlar her şeye karşı. Bu yüzden kombine bilet satışlarında taahhütname imzalatıyormuş, vallahi billahi uslu uslu oturup maçımı seyredeceğim, diye. Ama benim bildiğim Çarşı pek takmaz böyle şeyleri, bu sezon epey şenlikli olacak belli ki.

Son bomba öğrencilerin başına patladı. Kredi Yurtlar Kurumu açıklama yapmış; Gezi’nin yakınından bile geçmiş olan öğrencinin vay haline, bursu ilelebet kesiliyor. Bundan kurtuluş yok; diyelim ki yürüdün, yazı yazdın, resim yaptın, slogan attın, üzerinden büyük suç delili limon çıktı (pala çıkmasında bir sakınca yoktur) veya gaz maskesi bulundu (özellikle bu durum çifte suç teşkil eder, hem eylemci olduğunun kesin kanıtıdır hem de o gaz maskesini takarak polisimizin sıktığı biber gazlarını etkisiz kılarak devleti zarara uğratıyorsun). Hele hele bir de sana gıcık olan biri ihbar kutusuna şikâyet ettiyse işte o zaman yandın ki ne yandın! Yiye yiye bitiremeyeceğin aylık 280 liralık bursun gitti gider. 

 
Maşallah bu konuda ayar çekilmeyen kimse kalmadı; “Siz aldatılmışsınız, kandırılmışsınız hiçbir şeyin farkında değilsiniz, her şeyi biz biliyoruz; susup oturun bizi izlemeye devam edin” türünden ayarlardan herkes nasibini aldı çok şükür. Bu konuda haklarını vermek gerek, kimseyi ayarsız bırakmadılar, ellerinde fazla ayar kalınca dışarıya da ihraç etmeye başladılar. 

 
The Times’e başbakana mektup yazmak gafletinde bulunan, cahil ve aldatılmış sözde sanatçılar da aldıkları ayarları Oscar ödüllerinin hemen yanına gururla koydular.

Atay Sözer

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları