loading
close
SON DAKİKALAR

Akıl tutulması

Atay Sözer
Tarih: 04.10.2012

Atay Sözer, ''Cumhuriyet yanlılarına müebbet; bölücülere, katillere beraat...''

Absürt bir dünya içindeyim, sanırsınız bir Kafka romanı; artık ipin ucunu kaçırdım, ne nedir, kim kimdir karıştırıyorum.

Akıl tutulması dedikleri bu olsa gerek, başbakan kongrede esip gürlüyor, coştukça coşuyor, muhalefete giydirdikçe giydiriyor, muhalefet kroke durumda.

Başbakan kesin iktidar olmak üzere, muhalefet devrilecek, muhalefet bir daha gelemeyecek muhalefete.

Ben ne diyorum yahu, iktidar zaten iktidarda, muhalefet de muhalefette…

Normalde muhalefet iktidara yüklenmesi gerekirken, iktidar kendini muhalefet zannedip bütün işlerin müsebbibi olarak muhalefete çatıyor.

Muhalefet de kendini iktidar zannettiğinden midir nedir bu çatışlara ciddi ciddi yanıt verip savunu yapıyor. Savunu yapmaktan muhalefet olduğunu hatırlamaya vakit bulamıyor, dolayı-sıyla iktidar olmak için uğraşamıyor.

Sanıyorum iktidar “Aptal et yönet” diye yeni bir yöntem geliştirdi, işi öyle bir hale getirip insanı aptal edip, karşısındaki durumu toparlayana kadar atı alıp Üsküdar’ı kat ediyor. Sizin de bunları okurken toparlama zorluğu çektiğinizi hissediyorum çünkü ben de yazarken aynı duygular içindeyim.

Bugüne kadar hep sağ iktidarlar yönetimdeydi, tek parti dönemi dâhil. Sonra hep sağdan sağ-dan aheste vaziyette gidildi.

“Sol gerekirse onu da biz yaparız” diyerek “Ortanın birazcık solu” yöntemi uygulansa da onun da tek başına iktidar olduğu söylenemez.

Ama “Bu ülkenin başına ne geldiyse soldan geldi” söylemine karşı hiçbir solcu çıkıp da “Ulan sol hangi günün hangi dakikasında iktidar oldu ki bu kadar şeyi yaptı !” demedi.

Kim bilir “Belki de bir şeyler yapmışımdır” gururu içinde bozuntuya vermeden durumu sahip-leniyordu.

Alternatifler peşinde koşarken yeni yeni karmaşalar yeni yeni akıl tutulmaları çıkıyor;

Cumhuriyet yanlılarına müebbet; bölücülere, katillere beraat…

Neler döndüğü meçhul olan Suriye mültecilerin kampına muhalefet lideri “Angelina Joliesiz girilmez” diyorlar ama muhalefet liderinin aklına “Bir arkadaşa bakıp çıkacağım” demek gelmiyor.

Kandil’in alternatifi de İmralı oldu sonunda…

Başbakana da alternatif çıktı; Cumhurbaşkanı. İkisinden biri arasında yapacaksın tercihini…

Bu akıl tutulmasın da ne yapsın?

Şam'ın şekeri!

Ne Şam’ın şekeri ne Arabın yüzü, derler ya söz biraz anlamsız geliyor, bildik atasözü kalıbına uymuyor.

Tabii sözün doğrusunu bilince bu uyum hemen sağlanıyor;

Ne Şam’ın şekeri, ne Arabın zekeri…

Halkımızın zekâsı şekere zekeri kafiye yaparak derdini anlatmış.

Tabii içimizdeki sansürcü devreye girip zekeri, “yüz” yapıp kendince zevahiri kurtarmış.

Şam’ın şekerinin meşhur olduğunu şambaba tatlısından dolayı biliyoruz, Arabın zekeri için de tarihimizi şöyle bir gözden geçirmekte fayda var.

Arap Baharı, Büyük Ortadoğu Projesi, eş başkanlık vesaire gündeme geldiğinden beri nedense hep bu söz aklıma geliyor; başlangıçta her şey tatlı başladı şeker gibi. “Acaba demokrasi mi?” umuduyla olayları “Du bakali ne olacak?” diyerek izledik…

Ancak şekerden sonra gelecek kafiyeyi bilenler için ciddi bir endişe söz konusu.

Suriye’de olanlar, mülteci kampları, sınırlarda patlayan bombalar, misillemeler derken bodoslamadan dalıyoruz…
Bakalım yakında Arabın yüzünü gördüğümüzde ne olacak?

Atay Sözer

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları