loading
close
SON DAKİKALAR

Çökme

Atay Sözer
Tarih: 20.10.2021
Kaynak: wwww.istanbulgercegi.com

Atay Sözer; Birinin veya bir yerin malvarlığının üzerine oturma onu ele geçirme, ondan çıkar sağlama durumuna da “çökme” diyoruz. Örneğin bir iş insanının bir yamuğunu veya sizinle ters düştüğünü gördüğünüz anda tüm organlarınızla gidip malının mülkünün üzerine çökersiniz.

“Çökme” sözcüğünün birkaç anlamı var; bir şeyin yıkılması, bulunduğu seviyeden alçalması sonucu göçmesi; ayakları üzerine yerde oturmak, insanın yaşlanması, gençliğini yitirmesi; sıvıların içindeki maddelerin dibe doğru gitmesi, gece olup karanlığın çökmesi; bir devletin yıkılması anlamlarının yanında en çok karşılaştığımız bir anlamı daha vardır.

Birinin veya bir yerin malvarlığının üzerine oturma onu ele geçirme, ondan çıkar sağlama durumuna da “çökme” diyoruz. Örneğin bir iş insanının bir yamuğunu veya sizinle ters düştüğünü gördüğünüz anda tüm organlarınızla gidip malının mülkünün üzerine çökersiniz.

TÜGVA adlı kuruluşun her yere çökme girişimlerinin bir “Post modern paralel” yapılanma olduğu ortada. Büyükada’daki iskelenin üstündeki belediyeye ait kafeye çöküş, çıkmamak için polis gücünü kullanması, polisle zabıtaların çatışması gelecekteki günlerin daha da absürt olacağının habercisidir. Örneğin polis gücü yetersiz kalınca ordudan yardım istenip tankları kafenin önüne dizebilirler. “Olmaz olmaz” demeyin; olmaz, olmaz. Bu gözler neler gördü.

Televizyondaki yarışmanın adını “Kim milyoner olmak ister?” koymaları en büyük hataları oldu aslında. Tilkiye “tavuk yer misin?” demek gibi bir şey.

Vakıftan arkadaşlar da “Kim istemez?” diye anında çökmüşler yarışmaya; her bö-lümde bir iki hemşire Mirzalıoğlu’nun karşısında arzı endam edip “Çok eminim ve de son kararım” diyor. Elbette ÖSYM ve KPSS sorularının başına gelenlerin buradaki soruların da başına gelip gelmediğini sormak abes olur.

Sistem çok iyi kurulmuş eskiden kılcal damarlara kadar giriliyordu ama gelişen tekno-loji sayesinde nonometrik hesaplar yaparak kılcal damarların içindeki bölgelere bile müdahale mümkün oluyor. Her kurumun içine elemanlarını yerleştiriyorlar, bu genel müdür olacağı gibi çaycı da olabiliyor pekâlâ.

Çöp konteynerlerinden kâğıt toplayan bir arkadaş vardı bir gün baktım başka biri topluyor. O arkadaş da köşe başında mendil açmış dileniyor.

“Hayrola yahu neden bıraktın çöp toplamayı?”

“Ben bırakmadım, üç beş kuruş kazanıldığını görünce gelip çöktüler.”

“Kimler?”

“Vakıftakiler, radarları kuvvetli maşallah üç kuruşun kokusunu alıyorlar, hemen çöküyorlar onların da boşta bir sürü elamanı var seni kaydırıp onu koyuyorlar.”

“Üzüldüm yahu, sen de dilenmek zorunda kalıyorsun böyle; peki kazanıyor musun bari?”

“Valla akmasa da damlıyor biraz…”

Bu sözü ettikten sonra yanımızda bir badem bıyıklı belirdi;

“Bilader beni vakıftan yolladılar arkıt bu köşede ben çalışacakmışım, haydi kalk bir an önce de ben çökeyim.”

Acı acı bana baktı, “Gördün mü buradan da sepetlendik, hiç konuşmaya gelmiyor. Ama radar konusunda çok gelmişmişler hayran olmamak mümkün değil.”

Nasıl ki tarihimizdeki bir dönem “Lale Devri” olarak adlandırıldıysa bu döneme de “Çökme Devri” denecektir kuşkusuz.

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları