Karantina Günlüğü 23

Atay Sözer; Nasrettin Hoca aç kalmış eşeğini teselli edermiş, “Ölme eşeğim ölme, yaz geçecek yoncalar bitecek o zaman karnın doyacak.” diye. Yerli aşıyı bulacaklar, 1 faz, 2.faz, 3.faz çalışmalarını bitirecekler sonra da aşı-lama işlemi başlayacak, biraz daha sıkın dişinizi, ölmemeye bakın.

165.GÜN

Salgının başlangıcından bu yana yaklaşık bir yıl geçti, ilk günlerdeki “Bir türlü dağıtılmayan maske” olayı şimdi “Bir türlü yapılamayan aşı” olarak devam ediyor. Sonuçta herkesin razı olduğu Çin aşısının bile gelip gelmeyeceği kuşkulu. Yerli aşı çalışmalarının yapıldığı müj-delendiğine göre mesele anlaşıldı, demek onu bekleyeceğiz. Nasrettin Hoca aç kalmış eşeğini teselli edermiş, “Ölme eşeğim ölme, yaz geçecek yoncalar bitecek o zaman karnın doyacak.” diye. Yerli aşıyı bulacaklar, 1 faz, 2.faz, 3.faz çalışmalarını bitirecekler sonra da aşılama işlemi başlayacak, biraz daha sıkın dişinizi, ölmemeye bakın.

166.GÜN

Üniversitelerde neşeli rektör olayları yaşanıyor; rektörler kendilerini fakültelerin bölümleri-ne dekan veya bölüm başkanı olarak atıyor. Mimar Sinan Üniversitesi’nin rektörünün kendi-ni Sinema-Tv bölümüne atmasıyla başlayan saçmalık Gaziantep Üniversitesi rektörünün kendini Güzel Sanatlar dekanı atamasıyla devam etti. Şaşılacak bir şey yok aslında, yetki sahibi kişinin her türlü kurumu kendine bağladığı bir ortamda onların yaptığı çok doğal. Tek adam yönetiminin bir yansıması sadece.

167.GÜN

Boğaziçi’nin kayyum rektörü olayına aslında kelimenin tam anlamıyla “PROVA-REKTÖR” diye yeni bir tanım kullanabiliriz. Çünkü gene kelimenin tam anlamıyla bir provokasyonla karşı karşıyayız. Camiye ayakkabıyla girdiler, türbanlı bacımın üzerine işediler türü Kâbe’nin fotoğrafını yere serdiler suçlamalarıyla saldırılar başladı. Öğrenciler aslanlar gibi direniyor, öğretim üyeleri direniyor. Dünyada kelepçelenen ilk üniversite unvanından sonra “Başını kaldırma, önüne bak” talimatı ileride bu günleri anlatırken unutulmayacak sembol-lerden biri olacak sanırım.

168.GÜN

“Rektör istifa!” diyor Boğaziçili arkadaşlar. Yahu çocuklar nerede kaldı sizin ferasetiniz? Hani sizler en zeki öğrencilerdiniz? Hâlâ öğrenememişsiniz, günümüzün sisteminde artık istifa diye bir şey yok. Ancak reis arzu ederse onu affedebilir. İstifa çağrınızın adresi yanlış. İlgili makama rektörün affedilme dileğinizi iletmelisiniz.

169.GÜN

PROVAREKTÖR net olarak açıkladı kesinlikte istifa etmeyecekmiş. Bu arada Muharrem İnce de CHP’den istifa edebileceğini söylemiş. Alakasız gibi görünen iki konunun ortak nok-taları “istifa” biri etmeme biri etme üzerine. Bu arada Muharrem istifaya karar verirse Tivi-tırdan mı İnstegramdan mı istifa eder acep?

170.GÜN

PROVAREKTÖR Melih demiş ki, “Bana saldırı devlete saldırıdır bu yüzden öğrencilerle görüşmeyeceğim.” Şimdiden koltuğuna uyum sağlayıp “Devlet benim.” demeye başladı. Aferin büyük başarı. Kadın ve LGBT kulüplerini de kapatmış, kapılarını kilitleyip anahtarla-rını saklamış. Başka yerde çalışamayacaklarını düşünecek kadar da şuursuz galiba.

170.GÜN

Protestolar okul sınırlarını aştı artık her yerde. Gözaltılar sürüyor, olağanüstü hâl ilanı için uygun bir zemin. Provokatörler devrede yeni bir “Rabbimim lütfu” dönemine girmesek iyi… Aslında Boğaziçi Üniversitesinin yeri muhteşem, ağız suyu akıtacak halde gerçekten. Neler neler yapılır oraya? Ne biçim parsellenir, ne biçim satılır? Yoksa asıl amaç bu mu?
Ama o zaman da çok basit olurdu… Ama gözümüzde büyütmeyelim bunlar da zatin çok basit düşünen kişiler.

171.GÜN

Boğaziçi olayları, yeni anayasa tartışlarını iyi ki gündeme getirdiler, bu sayede pandemi ve aşı meselesi alt sıralara indi aferin size.

172.GÜN

Ete uyguladığı iğrenç şiddet ile beni eten nefret ettirip vejetaryen eden Nusret, kültür elçi-miz olmuş. Ülkemizi tanıtıp sevdirmek için çalışacakmış. Çıkacak sonucu düşünemiyorum veya düşünebiliyorum ama söylemeye dilim varmıyor.