loading
close
SON DAKİKALAR

Seçmenlerin istilası

Atay Sözer
Tarih: 14.01.2019
Kaynak: Atay Sözer

Atay Sözer: Sokağa fırladım; her tarafta deli danalar gibi koşturan insanlar… Bütün evlerin nüfusu artmış halde, herkes ne yapacağını şaşırmış durumda…

Gogol “Ölü Canlar” romanında ölmüş insanları yaşıyormuş gibi göstererek onlar üzerinden rant sağlamaya çalışan bir kişinin hikayesini anlatır.

Yakın tarihimizde de benzeri görülmemiş ve herhalde detayları bilinmediğinden pek ortaya çıkmamış bir dolandırıcılık olayı vardır.
Kim olduğu belli olmayan bir kişi Savunma Bakanlığı bünyesinde hayali bir daire oluşturuyor; resmi adresi var ama aslında öyle bir yer yok. Bu dairesin personeli var, personelin nüfus kayıtları var, sigorta sicil numaraları var, bordroları var ama sadece kâğıt üzerinde onlar da daire gibi tamamen hayali oluşturulmuş. Vatandaş, üç ay boyunca personelin maaşlarını topluyor. Kimsenin aklına “Bu daire neyin nesi?” demek gelmiyor. Bu işi yapan nitelikli dolandırıcının kim olduğu, nasıl böyle bir tezgâhı kurduğu hiç anlaşılmıyor. Sanki metafizik bir “Gizemli olaylar” filmi gibi bir köşede kalıyor.
Ama bugünlerde yaşadıklarımız bu olayları fersah fersah aşmakta…

***
Meclise getirilen ruh sağlığı yasası gerçekten çok iyi oldu. Vatandaşın gerçekten de en gereksinim duyduğu bir yasaydı umarım bir an önce geçer. Vatandaşla beraber büyüklerimiz de faydalanmış olurlar belki.
Çünkü seçmen kütüklerinin belirlendiği bu günlerde yaşadıklarım beni ciddi biçimde endişelendirmektedir; gerçek mi sanrı mı bilemediğim durumlar içindeyim. Akıl sağlığım gitti gidecek.

Gece yarısı su içmek için uyandım, baktım mutfağın ışığı yanıyor, birileri de yüksek sesle konuşuyor.
“Eyvah hırsız girdi” diye süpürgeyi kapıp oraya yöneldim.
Üç kadın, iki adam ve beş çocuk oturmuş kahvaltı ediyorlar…
“Kimsiniz siz, ne işiniz var evinde?” diye haykırdım…
Hiç istiflerini bozmadan;
“E burası bizim de evimiz, inanmıyorsan al bak” diye önüme hanelere göre belirlenmiş seçmen listesini koydu.
Dehşet içinde kalmıştım; gerçekten de benim hanemde 45 kişi daha gözüküyordu.
“Galiba bir rüyanın içindeyim” diye düşündüm.
Bu arada gelen bir badem bıyıklı biri buzdolabını açıp baktı…
“Abi kola yok mu kola?” diye sordu.
“Yok kola mola…” diye tersledim.
“Al ama birkaç kasa, seçimlere kadar buradayız içerisi de kalabalık…”
Demek içeride de vardı devamı, hemen salona geçtim; tıklım tıkıştı oturacak yer yoktu bir kısmı yerlerde oturuyordu; bir kısmı televizyonda Palu Ailesi’nin yeni maceralarını izliyor, yaşlı bir teyze dolma sarıyordu; çekirdek çitleyenlerin oluşturdukları çekirdek kabuklarının oluşturduğu öbeklerin arasından güçlükle yürüdüm.
Masaya oturmuş bir dörtlü okey oynamakta her dört kişinin her iki yanında ikişer yancıdan toplam on iki kişiydiler.
Yanlarına gidip “Bu ne rezillik!” diye haykırdım…
“Haklısın birader” dedi biri “Çift okeye tek bekliyorum, kaç eldir gelmiyor şerefsiz…”

Bu kabustan uyanmak için “İmdaaat” diye dışarı fırladım…
Aynı anda karşı komşum da aynı şekilde fırlamıştı, kapının önünde çarpıştık.
“Sizde de mi varlar onlardan?” diye dehşet içinde baktı…
“Sizde kaç kişiler?”
“Bizde 50 kişi… Hepsi de imzalı mühürlü, resmi… Evin içinde adım atılacak yer yok… Şimdi bacanak aradı onlarda 80 kişi varmış… Bunlar gene iyiymiş bazı yerlerde bir dairede 400 kişiye kadar çıkıyormuş. Her yerdeler, her köşeden bir seçmen çıkıyor… Hayali seçmenlerin istilası altındayız; uzaylılar istila etse bu kadar şaşırmazdım… İnşallah rüyadır…”
Üst kattaki komşu dehşet içinde seslendi…
“Biliyor musunuz büyük büyük büyük dedem geldi az önce, öldü biliyordum meğer ölmemiş…”
“Nasıl ölmemiş?”
“Bilmiyorum, kapı çaldı ben senin büyük büyük büyük dedenim, öpsene elimi hergele diye elini de öptürdü, geçti içeri başköşeye çöreklendi… Hakkaten dedemmiş, seçmen listesinde adı var gözlerimle gördüm, ölmemiş, domuz gibi maşallah. Çok şaşırdım, tuhaf duygular içindeyim. Bunca yıl sonra bir dedem oldu… Şimdi içeride kahvesini höpürdetiyor… Gideyim de biraz daha hasret gidereyim bari… Abdülhamit’le nasıl karşılaştığını anlatacaktı hiç olmazsa TV dizisindeki olayları ilk ağızdan dinlerim… ”

Sokağa fırladım; her tarafta deli danalar gibi koşturan insanlar…
Bütün evlerin nüfusu artmış halde, herkes ne yapacağını şaşırmış durumda…

Bu yüzden şu ruh sağlığı yasasının ivedilikle çıkması gerek yoksa seçime kadar dayanamayacağız…

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları