Yeni yıl, getirdikleri götürdükleri

Atay Sözer; Yeni yılda coronanın geçmesi için herkes evrene mesajlar yolladı, ama sultanın filinden rahatsız olan ahalinin derdini anlatmak isteyen Nasrettin Hoca’nın ikinci bir fil getirmesi örneğindeki gibi bir de omikron varyantı çıktı başımıza.

2021 travması henüz geçmeden 2022 bindiriverdi, aslında 2021 de biraz bozuldu 2022’nin bu acelesine.

“Arkadaş biraz bekle hele, kapıdan çıkalım daha ayakkabılarımı giymedim iki ayağımı bir pabuca sokacaksın.” diye bağırıyor. Tabii bu gelenle giden arasındaki özel bir sorun aralarına girmeye niyetim yok, ne halt ederlerse etsinler, kendi derdim kendime yeter.

Yeni yılda coronanın geçmesi için herkes evrene mesajlar yolladı, ama sultanın filinden rahatsız olan ahalinin derdini anlatmak isteyen Nasrettin Hoca’nın ikinci bir fil getirmesi örneğindeki gibi bir de omikron varyantı çıktı başımıza.

Çok daha hızlı yayılmasına karşı öldürücülüğü ötekine göre daha azmış. Bu bir teselli sayılsa da önlemleri bırakmamak gerek. Ama önlemler konusunda iyice gevşeklik yaşandığı görülüyor. Maskeler fora, mekanlar gene dolu, kapanma konusunu kimse ağzına bile almıyor; bir yok sayma durumu hâkim, psikolojide yeri var bunun.

“Hastalık zaten geçti canım… Bir şey olduğu da yok… Hem aşı da olduk işte… Aşı olanlar da daha az şey oluyormuş…” türünden kendini kandırma cümleleri epey yaygınlaştı toplum içinde.

Bu defa virüsten çok ekonomik nedenlerden dolayı mekanlar fazla dolmadı sanıyorum, ama Halep, Şam, Musul olduğunu tahmin ettiğimiz bir caddede aralarında tek bir kadının bulunmadığı lebalep bir kalabalık aşağı yukarı yürüyerek kutlama yapıyordu. Sonradan anlıyoruz ki burası İstiklal Caddesi’dir. Ve anlıyoruz ki buranın yeni sahibi artık bu kişilerdir.

Durum böyle olunca “Yılbaşı kutlamak haramdır” diye dolaşan tebliğciler de eskisi gibi iş bulamadılar kendilerine. Eminim hevesleri de kursaklarında kalmıştır.

Ama içkiler tebliğcilerin tacizinden uzak evlerde içilmiştir mutlaka. Yöneticiler de bunun farkında olduklarından insanların en çakırkeyif olduğu yeni yıla girilip de birbirlerini kutladıkları anda zamları devreye soktular.

İktidar bir zamanlama ustası gerçekten yeni yıla giriş mutluğu anında öte taraftan zamanların girişi pek fark edilmedi ta ki sabaha kadar.

Yeni yılın ilk dalga geçmesi de köprü geçiş ücretlerinde oldu; geçiş ücretinin 13.25 den 8.25’e inmesi herkesi mutlu etti, inanamadık. Bu indirimlerin başka yerlere de yansıyacağı umudu belirdi. Ama gidişte de gelişte de ücret alınması gerçeği karşısında düşler anında yıkıldı böylece gidiş geliş 16.5 olunca köprüye 3.25’lik bir zam olunca. Deli Dumrul köprüsünden pek bir farkı kalmadı; aslında bir de orta yere bir cihaz koysunlar bir muamele de orada olsun. Dumrul, geçmeyenden de döve döve alırmış akçeleri e bizimkiler de geçiş garantili olarak geçmeyenden de alıyor alacağını.

Yeni yıl tam bir “Getir” kuryesi gibi; kapı çalıyor bir bakıyorsunuz size bir sürü şey getirmiş.

Yeni zamlar getirmiş.

Elektriğe, doğal gaza, benzine, dolayısıyla her şeye.

Yeni virüs varyantları getirmiş.

Bu sefer getire bir kardeş gelmiş ama; dün kapı çaldı, açıp baktım bir kurye.

-Sen Getir misin?

-Yok abi ben Götür’üm

-Eee ne istiyorsun?

-Götürmeye geldim.

-Ne götüreceksin?

-Artık ne bulursak işte kısmetimize.

-Eh ne yapalım, geç bakalım içeri.

Ben de az hınzır değilim aslında, Götür’ü içeri aldım, zavallı iki saattir götürecek bir şeyler arıyor hâlâ bulamadı.