Beni cezalandıran hâkim ‘tanıdık’ çıktı
Barış Pehlivan; Ben şimdi gazetecilik gereği kendisini arasam, o da benden şikâyetçi olsa ve bu kez de mesai arkadaşı savcı Hüseyin Çolak hakkımda iddianame yazsa ne yapabilirim ki? Şaşırdım, kaldım.
Bilen biliyor, geçen gün 1 yıl 3 ay hapis cezası aldım. Cezaya gerekçe olarak sunulan belge, 7 Ekim 2022’de bu köşede yayımlanan “Bir Cumhuriyet savcısının itirafları” başlıklı yazımdı. İşte bu meseleye dair çarpıcı bir bilgiye ulaştım. Anlatacağım ama önce kısa bir özet geçmeliyim.
2022’de bu köşede, Kilis’te halen görev yapan savcı Hüseyin Çolak’ın...
1- AKP’nin, Gaziantep’in Şehitkamil ilçesindeki eski başkanı olduğunu...
2- Bu siyasi görevdeyken 2008’de trafikte tartıştığı kişiyi silahıyla vurup, gözaltına alındığını...
3- FETÖ’nün avukat imamlarından olan Kamil Bakum’un itiraflarında adının geçtiğini...
4- Yargı teşkilatına girecekleri hazırlayan ve 15 Temmuz’dan sonra KHK ile kapatılan FETÖ derneğinin 31 Mart 2016’ya kadar üyesi olduğunu yazdım.
Her şey belgeliydi, lakin yine de yanıt hakkı için savcı Çolak’ı aradım. Kendimi tanıttım, kendisiyle ilgili haber yapacağımı ve sorularım olduğunu belirttim. O da uzun uzun yanıtladı. FETÖ derneğine üyeliğini “Biliyorsunuz; o zamanki iktidar partisiyle bu yapı kol kolaydı. Partide bulunan avukatları götürdüler ve üye yaptılar” diyerek savundu. Tüm dediklerini köşeme aktardım.
Buna rağmen savcı Çolak benden şikâyetçi oldu. İşin garip yanı; açık kanun hükmüne ve itirazlarımıza rağmen yaşadığım, gazetemin olduğu il olan İstanbul’da değil, Kilis’te yargılama yapıldı. Sonunda da “haberleşmenin gizliliğini ihlal” suçundan cezalandırıldım.
Özetle içeriği yalanlanmayan bir yazıda anlatılan savcının şikâyetiyle, savcının aynı adliyedeki mesai arkadaşları tarafından hakkımda hüküm verildi.
Bu garip hapis cezasının altında Kilis 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin hâkimi H.Y’nin imzası vardı. Savunmamda hâkimin yüzüne karşı da söylemiştim: “Zamanında, oturduğunuz koltukların sahipleri teröristlerdi. Adaletin hüküm sürmesi için zamanında nasıl onlarla mücadele ettiysem ve bedelini ödediysem, bugün de aynısını yapıyorum, yapacağım.”
RESMİ GAZETE’DEKİ İHRAÇ KARARI
Gazetecilik şüphe ve merak işidir. Her şeye rağmen “Sahi, bir hâkim böylesi hukuksuz bir kararı nasıl verebilir” sorusu beynimi kemirdi durdu. Açık kaynaklarda arama yaptım ve bingo!
Hâkimler ve Savcılar Kurulu’nun (HSK) 16 Mart 2022 tarihli karar tutanağına ulaştım. Resmi Gazete’de de yayımlanan kararda şöyle yazıyordu: “Başta FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü olmak üzere terör örgütleriyle veya milli güvenliğe karşı faaliyette bulunan yapı, oluşum ya da gruplarla üyeliği, mensubiyeti veya iltisak, yahut bunlarla irtibatı olduğu değerlendirilen yargı mensuplarının meslekten çıkarılması, demokratik toplumun temel değerlerinden biri olan yargının güvenilirliği ve saygınlığının sağlanması bakımından ayrı bir önem taşımaktadır.”
Sonra...
Görevde bulunan 5 yargı mensubu hakkında şu sonuca varılıyordu: “FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü ile iltisak ve irtibatlarının olduğu sabit görüldüğünden, adı geçenlerin, meslekte kalmalarının uygun olmadığına ve ayrı ayrı olmak üzere meslekten çıkarılmalarına, oybirliği ile karar verildi.”
Doğru tahmin ettiniz: FETÖ ile ilişkisi olduğu suçlamasıyla meslekten atılanlardan biri de hâkim H.Y’di. Yani, beni cezalandıran Kilis hâkimi. Yani, FETÖ derneğiyle ilişkisini yazdığım savcının şikâyetiyle, hakkımda yargılama yapan ve hakkımda hapis kararı veren isim.
Resmi Gazete’de yayımlanan karara göre; 18 Ocak 2022 tarihinde hâkim H.Y’nin suçlamaya karşı yazılı savunması alınmıştı. Bu savunmaya itimat edilmemiş olacak ki HSK’nin 10 üyesi de oybirliğiyle hâkim H.Y’nin meslekten çıkarmıştı.
Ama belli ki ihraç edilen o hâkim bir şekilde yeniden göreve dönmüş; dönünce de böylesi bir dosyada beni mahkûm etmiş. Yetmemiş, yeniden kazandığı kamu görevlisi cüppesiyle benim kamu görevlerinde bulunmamı da yasaklamış.
Açıkçası, hâkim H.Y’yi arayıp ihraç sürecine dair sorularımı iletmek ve yanıtlarını bu köşeye taşımak isterdim. Lakin iki gün önce verdiği karardan anlıyorum ki kendisi yanıt hakkının kullanılmasından pek haz etmiyor.
Öyle ya...
Ben şimdi gazetecilik gereği kendisini arasam, o da benden şikâyetçi olsa ve bu kez de mesai arkadaşı savcı Hüseyin Çolak hakkımda iddianame yazsa ne yapabilirim ki?
Şaşırdım, kaldım.
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları