Aklımı tutamadım kafatasımda
Barış Terkoğlu; Cumhurbaşkanının AKP genel başkanı olarak muhalefete bu ifadeleri kullanabildiği ülkede, CHP’li gencecik bir avukat, yaşlı bir depremzedenin cumhurbaşkanının elini öpmesine, “aklı yerinde bir insan olsa” dediği için hakaret suçlamasıyla tutuklandı.
Kurda “Kuzuyu neden yiyorsun” diye sormuşlar. Sebep aramaya zaman kalmıyor, demiş.
Burak Saldıroğlu, 30 yaşında bir genç. Denizli’de doğdu. 4 çocuklu bir ailenin en küçüğüydü. 5 yaşında babasını kaybetti. Baba evin direği, derler ya... O günden sonra maddi zorluklarla boğuştu.
Başarılı bir eğitim hayatı oldu. Üniversite sınavında, Türk Alman Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni kazandı, bitirdi. 5 yıl önce avukat oldu. Aynı üniversitede, özel hukuk alanında yüksek lisans yaptı. Üniversitenin mezunlar derneğinin halihazırda başkanı.
Sadece avukatlık değil...
Çok okuyor, çalışıyor, üretiyordu. Hukuka eser vererek de katkı sağladı. “Anonim ve Limited Şirketlerde Pay Sahipliğinin İspatı” ve “Almanya’da Şirket Türleri ve Girişimci Şirket” isimli iki ticari hukuk kitabı yayımlandı.
Kimse kızmasın ama kendisini tutuklayanlardan daha iyi bir hukuk eğitimi var!
Tiyatroya hep ilgiliydi. Eğitimini aldı. Ardından arkadaşlarıyla kendi tiyatrosunu kurdu. Eğitmenlik, oyunculuk ve yönetmenlik yaptı.
Siyasete hep ilgiliydi. Erken yaşta CHP’ye üye olmuştu. Partinin Beykoz ilçe teşkilatında gençlik kolları başkanlığı yaptı.
Taze bir avukat olarak Çağlayan Adliyesi’ne yüz metre uzakta bir ofis tuttu. Hemen her gün ya duruşmaya ya dava takibi yapmaya adliyeye gidiyordu.
İMAMOĞLU İLE HAYATI DEĞİŞTİ
Derken...
CHP’li bir avukat olarak İmamoğlu’nun tutuklanması onun da hayatını değiştirdi. Hayır, savunmalar nedeniyle değil. Sebebi başka.
İmamoğlu tutuklandı. Sonra avukatı gözaltına alındı. Ardından avukatının avukatı. Onun için eylem yapanlar, tweet atanlar derken sosyal medya hesabı da kapatıldı.
İşte bu olayı sindiremedi. İmamoğlu’nun sosyal medya hesabının yasaklanmasına neden olan mesajın çok sayıda çıktısını aldı. 8 Mayıs günü eliyle sokaklarda dağıtmaya başladı. Adliyeye kadar yürüdü. En kritik yerde, İmamoğlu’nun tutuklandığı, yasağın getirildiği, kendisinin de her gün gittiği adliyede dağıttı. Bunu yaparken sosyal medyadan paylaştı. İmamoğlu’nu tutuklayan ve yasaklayan savcı ve hâkime mesaj verdi: “Adliyede kullandığı asansörde Ekrem İmamoğlu’nu görecek. Başı eğik yürümek zorunda olduğu için baktığı kaldırımlarda Ekrem İmamoğlu’nu görecek. Baktığı her duvarda, her sokakta, her insanda Ekrem İmamoğlu’nu görecek.”
“İmamoğlu tweetinin çıktısını dağıtmak” diye bir suç kanun kitaplarında yoktu. Bu yüzden tutuklanamazdı. Başka bir sebep gerekiyordu.
Ertesi gün bulundu!
Sosyal medya hesabında sert mesajları vardı. Geriye doğru tarandı. Ertesi gün, 9 Mayıs’ta, cumhurbaşkanına hakaret suçundan gözaltına alındı.
Evi Beykoz’daydı. Eğer konu cumhurbaşkanına hakaret ise Anadolu Adliyesi’nin soruşturma açması beklenirdi. Öyle olmamıştı. Çağlayan’daki İstanbul Savcılığı, üstelik terör suçları bürosu, soruşturma başlatmıştı.
'AKLI YERİNDE BİR İNSAN OLSA'
Savcının önüne iki tweeti ile çıktı...
İlkinde, CHP Milletvekili Ali Mahir Başarır’ın 13 Mart tarihli paylaşımını yorumlamıştı. Başarır’ın paylaşımında 92 yaşında bir depremzedenin cumhurbaşkanının elini öpmesi eleştiriliyordu. Savcılığın, Saldıroğlu’nun paylaşımında neyi suç olarak gördüğünü, sevk yazısından aktarayım:
“‘Erdoğan aklı yerinde bir insan olsa utana sıkıla iki büklüm olurdu burada, insani duygularını kaybetmiş bir kişidir’ şeklindeki paylaşımda yer alan ‘aklı yerinde bir insan olsa’ şeklindeki cümlenin akli dengesinin yerinde olmadığını vurgulamak için kullanıldığı, dolayısıyla cumhurbaşkanına hakaret suçunun unsurlarının oluştuğu...”
Saldıroğlu kendisini şöyle savundu: “Aklı başka yerdeydi, dalgınlığına geldi manasında paylaştım, niyetim cumhurbaşkanına hakaret etmek değildi.”
İkinci paylaşım, 24 Mart’ta, Saraçhane’de polisin sert müdahalesini gösteren videoya yaptığı yorumdu. Yine savcılığın sevk yazısından aktarayım: “‘Siz Türk polisi değil Tayyibin kulusunuz’ şeklindeki cümlenin cumhurbaşkanına hakaret suçunu oluşturduğu...”
Saldıroğlu bu paylaşımın suç olmadığını söyledi: “‘Tayyibin kulusunuz’ şeklindeki paylaşımın maksadı, idarede bulunan polislerin cumhurbaşkanının emrinde olduğunu ifade etmektir, içeriğinde bir hakaret yoktur.”
TEK MESAJA TUTUKLAMA
10 Mayıs’ta hâkim önüne tutuklama istemiyle çıkarıldı. Hâkim iki tweete baktı. “Tayyibin kulu” ifadesinin cumhurbaşkanına hakaret olmadığını düşündü ki sadece bir tweet gerekçesiyle tutuklama kararı verdi:
“‘Aklı yerinde bir insan olsa’ ifadesinin kişileri tahkire, şeref ve saygınlığına yönelik olması nedeniyle cumhurbaşkanına hakaret suçunu oluşturduğuna (...) şüphelinin tutuklanmasına...”
Tuhaf ama mahkeme, her gün avukat olarak adliyeye gelen Saldıroğlu’nun, başka bir tedbirle kontrol edilemeyeceğini kararına yazdı. Tutuklandıktan sonraki bir ay içinde 20 farklı mahkemede müvekkillerini savunacak avukat, tek bir tweet nedeniyle, avukatlığını yapamaz hale geldi.
Hikâye bu kadar...
“Geri zekâlı, haysiyet fukarası, sefil, zavallı, gafil, eşkıya, çürük, sürtük, siyasi eşkıya, haysiyetsiz, onursuz, sanatçı müsveddesi, edep fukarası, ahlaksız, haysiyet celladı, kan emici...”
Cumhurbaşkanının AKP genel başkanı olarak muhalefete bu ifadeleri kullanabildiği ülkede, CHP’li gencecik bir avukat, yaşlı bir depremzedenin cumhurbaşkanının elini öpmesine, “aklı yerinde bir insan olsa” dediği için hakaret suçlamasıyla tutuklandı. Gençlik Bayramı’nda hapiste.
Ben buna adalet demiyorum. Ama adaletine güvenemeyenler buna diyecek bir şey buluyordur elbet...
Kuzuların adaletini kurtların dağıtmadığı gün, aklımız hep yerinde olacak.
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları