loading
close
SON DAKİKALAR

Erdoğan’ı başka kimler kandırdı?

Can Ataklı
Tarih: 19.01.2015
Köşe: Günlük Yazılar

Can Ataklı; Ne kadar pis iş varsa, adalete, hakka, vicdana aykırı ne kadar uygulama varsa hepsinin altında bu cemaat vardı.

Ar damarı çatlayınca demek ki böyle oluyormuş.
Bugünkü iktidarın hiçbir konuda ilkesi yok.
Ahlak, namus, vicdan mumla arasanız yok.
Adalet kavramı zaten çoktan ölmüş gitmiş.
Demokrasi, hukuk, insan hakları gibi laflar ise sadece kendilerinden olmayan ama bu söylemleri ciddiye alan ahmakları kandırmaktan öte bir anlam taşımıyor.
Bu iktidarın ahlakı, vicdanı, namusu sadece kendine biat edenlere karşı var.
Onun dışında kalan herkesi zaten “küffar” görüyorlar ki, bu nedenle ahlaka, vicdana gerek kalmıyor.
Bir yıldır “paralel” ile yatıp “paralel” ile kalkıyorlar.
Meğer Türkiye’de kötü olan ne varsa hepsini bu paralelciler yapmış.
Orduya kumpas kuranlar da bunlar, aydınları, gazetecileri, sendikacıları, sanatçıları içeri attırıp yıllarca çile çektirenler de bunlar. Gencecik kızları “fuhuş yapıyorlar” diye kirletenler de bunlar, herkesi yasadışı yollarla dinleyip elde edilen verilerle şantaj, montaj yapanlar da bunlar.
Polis sınavında soruları çalanlar da bunlar, üniversite giriş sınav sorularını kendi yetiştirmelerine önceden verenler de bunlar.
Yıllardır “bu medya yok mu bu medya, hep muhalefet yapıyor” diye yaygara koparırlardı, aptal olmayanlar da “yahu hangi medya, hepsi zaten sizin emrinizde değil mi?” diye şaşardı, şimdi bereket cemaat medyası var da, hiç olmazsa yalan kuyruklu olmaktan kurtuldu.
Bütün bu satırlara kadar yazdıklarımda gerçek payı yok mu?
Var elbette.
İktidarın şimdi “hepsini bunlar yaptı” diye cemaati suçladığı ne varsa yaşandı.
Fark şu; Türkiye’nin gerçek aydınları, vatanseverleri, hukuk ve demokrasi aşıkları bunu yıllardır söylüyor zaten. Devlet içindeki cemaat yapılanması gözlerinin içine sokuluyordu, ama o sırada “pis işleri ihale etmiş” olmanın keyfini sürdürüyordu iktidar.
Bir de liberal maskeli ahmak faşistler de mal bulmuş gibi bu “pis işlerin” tanıtımını yapıyordu ki, iktidar için daha iyisi mi olur?
Şimdi biliyorsunuz durum farklı.
Para pazarlığı kızışıp, rant bölüşümünde arıza çıkınca iktidarla cemaat birbirine girdi.
Ama insanın canını sıkan, bunca pisliğin ortaya çıkmasında da öte “kedi girmiştir” yalanını bile halka yutturmanın verdiği özgüvenle artık yalanda sınır tanımayan iktidarın şimdi de zeytinyağı gibi üste çıkma çabası.
Adamlarda hiç utanma, arlanma olmadığı için dün söylediklerinin tam tersini söyleyebiliyorlar.
İşte şimdi son numara sınav sistemi üzerine başlatılan tartışma.
7-8 yıldır ÖSYM’nin otoritesinde yapılan bütün sınavlarda hile olduğu söylendi.
Polis koleji sınavlarından, memur alımlarına, üniversite giriş sınavlarından kolej sınavlarına, üzerine şaibe düşmeyen tek bir sınav bile olmadı.
Ama iktidarı; tıpkı başka konularda olduğu gibi sınavlar konusunda da adamlarına toz kondurmadı.
Yapılan hileleri belgelerle ortaya çıkaranlar oraya buraya sürüldü, konuyu meclise taşıyan muhalefet yok sayıldı.
Sırası gelmişken bir küçük parantez açayım. İktidar korkusunun yarattığı moda biliyorsunuz muhalefete muhalefet etmek. İktidar bile ikidebir “Böyle muhalefet olmaz” diyor.
Neyse, o ayrı bir yazı konusu.
Şu KPSS sınavları konusunda muhalefet 7 defa araştırma önergesi vermiş bugüne kadar, hepsi de AKP’li milletvekillerinin parmaklarını emirle kaldırıp “kabul edilmemiştir” kararıyla gömülmüş.
Şimdi “muhalefet yok” diyenlere sormak gerek. Şu anda iktidarın bütün gücüyle üzerine çullandığı “sınav rezaletleri” konusunda zamanında muhalefeti hiç dinlemeyenlerin, onu yok sayanların ve hatta “canım bunların da muhalefet anlayışı işte bu; işleri güçleri yok sınavlara taktılar” gibi güya dalga geçenlerin “cemaat bunu da yapmış” demeye hakları var mıdır?
Evet cemaat bunu da yapmıştı.
Tıpkı Ergenekon’da aydınları, gazetecileri, yazarları, sendikacıları, sanatçıları, askerleri sahte belgelerle suçladıkları gibi sınav rezaletini de yapmışlardı.
Tıpkı Balyoz’da tamamı sahte belgelerle ordu komutanlarını bile darbecilikle suçlayıp içeri attırdıkları gibi yandaşlarına sınav sorularını önceden vermişlerdi.
Tıpkı “Genelkurmay başkanı terör örgütü lideri çıktı” iddiasını “bu halk ahmaktır, anlamaz” diyerek ortaya atıp sonra da gerçekten halkın bir şey anlamadığını görüp Genelkurmay Başkanını hapse attıkları gibi kendilerine biat eden polis adaylarına sınavda çıkacak soruları el altından sunmuşlardı.
Daha ne sayayım ki.
Ne kadar pis iş varsa, adalete, hakka, vicdana aykırı ne kadar uygulama varsa hepsinin altında bu cemaat vardı.
Bu nedenle iktidarın yaygarası teknik olarak doğru.
Yanlış olan aslında bütün bu pislikleri biliyor olmalarını “bizi kandırmışlar” diye açıklamaya çalışmaları.
Nedense üzerinde pek durulmadı, dönemin başbakanı “ne istedilerse vermiştik, ama bizi kandırmışlar meğer” dediğinde “kardeşim sen çocuk musun, okul korosu mu yönetiyorsun devlet mi?” diye pek sorulmadı.
Oysa dönemin başbakanı hiçbir demokratik ülkede görülmeyecek bir itirafta bulunuyordu.
Devlet organizasyonu “kimse kimseyi kandırmaya kalkmasın, kalkışan olursa da anında cezalandırılsın” diye vardır.
Oysa dönemin başbakanı bizzat “kandırıldığını” ilan ediyor ve uzun süre o makamda oturduğu gibi bir de üstüne taltif edilerek daha üst makama gönderiliyor.
Demokratik bir ülkede “kandırıldık” diyen bir iktidar bir gün bile orada oturamaz.
Çünkü bir kere kandırıldığınız ortaya çıkarsa, başkalarının da kandırmış olma olasılığı vardır ki bu da devletin tamamen çöktüğünün belgesidir.
Cemaat iktidarı kandırmış olabilir.
Peki, bu iktidarı örneğin “Obama da kandırmış?” olabilir mi?
Avrupa Birliği, Almanya, bazı İslam ülkeleri de iktidarı kandırmış olabilir mi?
İktidarının ilk günlerinde Avrupa Birliği’ne methiyeler düzüyorlardı. Görüşme tarihi verilmesini bile gündüz ortasında havai fişeklerle kutluyorlardı.
Oysa şimdi müthiş bir AB karşıtlığı var. Bunun altında da “kandırılmış” olmamızın yarattığı psikoloji olabilir mi?
Tıpkı cemaat gibi başka güçler tarafından kandırıldıklarını ne zaman itiraf etmeyi düşünüyorlar acaba?
Doların 4 liraya çıktığı, Türkiye’nin teröristlere destek veren ülke ilan edildiği, iktidarın savaş suçlusu olarak mahkemeye çağrıldığı gün mü “Vay canına meğer bizi kandırmışlar. Oysa ne istedilerse vermiştik” diyebilecekler mi?
Muhalefet “kandırılma” savunmasını topluma asla unutturmamalı..

Can Ataklı

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları