loading
close
SON DAKİKALAR

Erdoğan’ı sahaya indirmenin formülü; 'Başkanlık sistemi tartışması'

Can Ataklı
Tarih: 29.01.2015
Köşe: Günlük Yazılar

Can Ataklı; AKP’nin Haziran seçimlerindeki stratejisi belli oldu. Halktan 'başkanlık sistemi' için oy istenecek...

AKP’nin Haziran seçimlerindeki stratejisi belli oldu.
Halktan “başkanlık sistemi” için oy istenecek.
Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla, hem hükümet üyeleri, hem AKP’li milletvekilleri hem de cümle yandaş yalaka takımı “başkanlık sistemi en iyisidir” kampanyasına başladı.
Üstelik başkanlık sistemi propagandası yapılırken gerçekten insanın aklıyla da oynuyorlar.
Öyle bir anlatıyorlar ki başkanlık sistemini sanki Türkiye bugüne kadar hep bir kaos yaşamış da başkan gelecek hepsini bir çırpıda çözüverecek.
Anlı şanlı anayasa profesörü ekranlara çıkmış “Parlamenter sistem bir garabettir, hiçbir sorun halledilmez” diyor.
Bütün siyasi hayatını sadece en tepedeki adama yalakalık yaparak sürdüren bir başkası “Bir caminin yapılması için üç yıl uğraştım, başkanlık sistemi olsa bir günde halledilir” diyebiliyor.
Mübarek başkanı padişah yerine koyuyor, başkan emredecek o iş o an halledilecek.
Başkanlık sistemini biraz sonraya bırakayım, bu seçimlerden önce neden bu tartışma başlatıldı, önce oraya bakalım.
Bundan iki önceki yazımda Erdoğan’ın bu seçimlerdeki birinci amacının “AKP’yi yeniden tek başına iktidar yapmak” olduğunu yazmıştım.
Anayasayı yeniden yazacak sayıya ulaşmak artık birinci hedef değil. Olursa elbette Erdoğan için tadından yenmez olacaktır ama ilk seçimde AKP’nin oy kaybedeceği bilinmeyen bir gerçek değil.
HDP’nin barajı geçmesi, CHP’nin bir sol rüzgâr yakalayarak oyunu artırması, AKP’den ayrılan bazı kişilerin oluşturduğu partilerin oy tırtıklaması, merkezde kurulan yeni partilerin barajı aşacak hale gelemese bile AKP’den alacakları oylar AKP’yi son seçimlerde aldığı noktadan geri çekecektir.
Erdoğan’ın korkusu seçime doğru olabilecek bazı gelişmelerden sonra AKP’nin tek başına iktidarı kaybetmesi.
Şurası bir gerçek ki, AKP’nin tek başına iktidar olamaması, bir koalisyonun liderliğini sürdürmesi halinde bile Erdoğan için büyük bir kâbustur.
Ülkeyi tek başına hem de en hoyrat biçimde yönetmeye çok alışan Erdoğan’ın hükümetten gelecek en küçük bir engele bile tahammülü olmayacaktır.
Bunun için ilk öncelik AKP’nin yeniden tek başına iktidar olmasının sağlanmasıdır.
Ancak Erdoğan da biliyor ki, kendi sahaya inmezse AKP’deki erime daha da hızlı olacaktır.
O halde Erdoğan’ın, tıpkı daha önceki seçimlerde olduğu gibi tek başına ortaya çıkması ve bütün seçim kampanyasını kendisinin yürütmesi gerekecektir.
İşte Başkanlık sistemi tartışmaları bunun hazırlığıdır.
Erdoğan, elbette hiç çekinmeden, demokrasi ve hukuk kurallarını yine askıda tutarak meydanlara inebilir, AKP’ye oy isteyebilir.
Bunu yapacaktır da, başkanlık sistemi tartışmaları bu konuda Erdoğan’a hareket alanı yaratacaktır.
Başbakanlığı döneminde, devlet olanaklarıyla seçim kampanyası yapamayacağı kuralını “açılışlara” katılarak delen Erdoğan, bu seçim kampanyasında da başkanlık sistemini anlatmak için alanlara inecektir.
Yani kısacası bu seçimde de yine kendisine oy isteyecektir.
“AKP’yi daha da güçlendirin ki başkanlık sistemine geçelim” diyecektir.
Erdoğan kendisi dışında birinin meydanlarda halka coşku veremeyeceğini çok iyi biliyor.
Bakmayın siz Ahmet Davutoğlu’nun yaptığı toplantılardaki kalabalıklara.
Kimse oralara Davutoğlu’nu dinlemek ve onu desteklemek için gelmiyor. Bu toplantılarda hala Erdoğan’ın hayaleti dolaşıyor ki, zaten Davutoğlu bu tür toplantılarda “Recep Tayyip Erdoğan” sloganlarıyla karşılanıyor.
Demek ki Erdoğan varsa AKP de var. O halde seçimlerde Erdoğan mutlaka sahalara inecektir ve başkanlık sistemi adı altında oyları yine kendisi için isteyecektir.
Burada önemli olan Davutoğlu’nun bu aşağılayıcı duruma daha ne kadar dayanabileceğidir.
Davutoğlu bütün kaderini Erdoğan’ın eline bırakmış olabilir.
Ancak sonuçta o da bir insan ve mutlaka duyguları vardır.
Hiç kimsenin Davutoğlu’nu takmadığı, onu bir başbakan olarak görmediği biliniyor.
Davutoğlu da durumun farkında. Kendi başına hiçbir iş yapamayacağını, bir karar alamayacağını, almaya kalksa da başına anında balyoz ineceğini biliyor.
Seçime kadar durumu idare edebilir. Gururu bir kenara bırakabilir.
Ya sonra.
Onu da Davutoğlu düşünsün.

Can Ataklı

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları