loading
close
SON DAKİKALAR

Padişah aileleri sanıldığı gibi tesettür içinde değildi

Can Ataklı
Tarih: 03.07.2022
Köşe: Günlük Yazılar
Kaynak: Can Ataklı - Korkusuz

Can Ataklı; Osmanlı ailesini “çok iyi Müslümanlar” zannederek çok abartan ve gerçeği hiç sorgulamayanlar ailenin ve yakınlarının eşleri, kızlarının kendi zannettikleri gibi İslama uygun yaşadığını düşünürler.

ACAİP YAZILAR

Arap kültürünü Müslümanlık sananlar

Hep anlatılan hikayedir.

“Babaannem yerde bulduğu bir kâğıdın üzerinde eski harflerle yazılmış bir yazı varsa, üç kere öpüp başına koyduktan sonra yüksek bir yere bırakırdı.”

Yaşı ilerlemiş olanların çoğunun anısında vardır böyle şeyler.

Kuran Arapça ya, Arap harfleri ile yazılan her şeyi Kuran’dan bir parça ya da kutsal bir yazı zannederdi özellikle okuması yazması olmayanlar.

Aslına bakarsanız şimdi de durum farklı bir açıdan yine aynı.

Şimdiki sözde okumuş yazmış olanlar ise Arap kültürüne hayran.

Okullarda İngilizce yerine Arapça okutulmasını isteyenler var örneğin “Böylelikle Kuran’ı hakikisinden okuyarak dinimizi daha iyi öğrenirler” diyorlar.

Böyle olunca da çocuklarına Arapça isim koymayı tercih ediyorlar.

Bildiklerinden değil, Arapça diye ya da caminin imamı “Kuran’da da geçiyor” dediği için yapıyorlar bunu.

Değerli dostum iş insanı ve siyasetçi Kemal Abdullahoğlu iyi bir Kuran tefsircisidir, Arapça bilir, hafız derecesinde birçok ayeti ezberindedir.

Geçenlerde sohbetimiz sırasında söz bu Arapça merakına ve Arapçayı kutsal sananlara geldi.

Anlattıklarını size de aktarayım;

Rabia Arapça’da dördüncü demektir.

Öyle sanıldığı gibi mübarek ve anlamlı bir isim değildir…

Çünkü Arap kültüründe, kız çocukları insandan sayılmadığı için, kızı olanlar kızlarına isim vermez numara verirlerdi.

Vahide isim değildir, birinci demektir. İlk doğan kıza verilen numara.

Saniye ikinci demektir, ikinci kıza verilen numara.

Selase ve Bite isimleri üçüncü demektir, üçüncü doğan kıza verilen numara.

Rabia da dördüncü demektir, dördüncü doğan kıza verilen numara.

Bizimkiler de Rabia’yı çok mübarek ve çok dini içerikli bir isim zannederler, bilmiyorlar ki Araplar, insandan saymadığı ve isim vermeye lüzum bile görmediği kız çocuklarına işte böyle numara takarlardı, tıpkı otomobillere takılan plakalar gibi!

Dünya kurulduğundan beri kız çocuklarını, diri diri toprağa gömen kültüre sahip tek millet Araplardır.

Bunun esas sebebi ise, tefecilik yapan, fahiş faizlerle verdikleri paraları ödeyemeyen kişilerin kızlarına, karılarına el koyup pazarlayan insafsız ve ahlaksız egemenlerinin eline düşmesinden korkan Araplar, yeni doğan kız çocuklarını diri diri toprağa gömerek bu akıbetten koruduklarını zannederlerdi…

Duruma bakar mısın…

Peki o çağlarda Türk’ler nasıldı?

Türk’ler kız çocuklarına, hatunlarına değer veren, onları önemseyen, insan yerine koyan, komutanlar ve hakanlar gibi yetiştiren tek tanrılı dine mensup bir milletti.

Ve insan hakları açısından da çağdaş kültürün örneklerini vermiş önder uluslardandı.

Eski Türkçede “namus” sözcüğü yoktu çünkü Türkler namussuzluk nedir bilmezlerdi!

Eski Türklerde parayla vücudunu satan kadın yoktu, o nedenle sonradan dilimize giren fahişe o….pu  gibi bu tip kadınlara verilen tüm kelimeler ya Arapça ya da Farsçadır.

Eski Türklerde kadın satan erkek yoktu, o nedenle Türkçede bu tip adamlara verilen örneğin p….venk gibi tüm kelimeler ya Arapça ya Farsça ya Rumca ya da Ermeniceden lügatımıza geçmiştir.

Türk geleneğinde kadın arkadaştı, kadın anneydi, kadın sevgiliydi, tek başına bir devletti.

Kadın dövmek maalesef Türklerin Arap kültürüyle tanışmalarından sonra başlayan bir olaydır.

Eski Türk kültüründe, örfünde kadın her zaman el üstünde tutulurdu.

Tarihe geçmiş Cengizhan’ın eşi için söylediği “Ben sizin han’ınızım, bu da benim han’ım” sözleriyle dilimize yerleşen “hanım” kelimesi de bunu göstermektedir!

DİKKATİMİ ÇEKEN ŞEYLER

Padişah aileleri sanıldığı gibi tesettür içinde değildi

Osmanlı padişahlarını “atası” sayan milyonlar var ülkemizde.

Neden bir aileyi ata kabul ederler, anlamak mümkün değil aslında.

Osmanlı tarihimizdir, iyi ve kötü günleriyle asla inkar edemeyeceğimiz geçmişimizdir.

Ama o kadar.

Ata değildir.

Osmanlı ata ise Osmanlı ailesinin de ataları olan Orta Asya’daki Türkler ne oluyor?

Tabii işin aslını aklı başında olan herkes biliyor.

Özellikle cahil ve bilgisiz halk din istismarıyla uyutulur, Osmanlı da sanki İslamın kılıcı gibi sunulduğu için bu aileyi “ata gibi tanıtmak ve toplumu baskı altında tutmak” bir kolaycılıktır.

Osmanlı ailesini “çok iyi Müslümanlar” zannederek çok abartan ve gerçeği hiç sorgulamayanlar ailenin ve yakınlarının eşleri, kızlarının kendi zannettikleri gibi İslama uygun yaşadığını düşünürler.

Oysa hele ki son dönemlerde Osmanlı ailesinin kadınları kızları dönemin “asri” denilen yaşam biçimi ve kıyafetleri içindeydiler hep.

Başları açıktı, müzikle uğraşır, batı enstrümanlarını çalarlar, erkeklerle sakınmadan arkadaşlık yapabilirlerdi.

ÇOK GÜLDÜM

Bu hafta 3 fıkramız var

Bakalım Yıldırım Tuna bu hafta sizler için hangi fıkraları göndermiş.

Birlikte okuyalım;

Emekliyiz falan ama..

Kokteyl partide dul ev sahibesi evlenmek için gözüne kestirdiği ve yalnız yaşadığı bilinen emekli Albayın yanına sokulup üç beş sohbetten sonra “Albayım bir kadınla en son ne zaman beraber oldunuz?..” diye sormuş..
1950’de efendim..” diye nazikçe cevaplamış Albay..
“İnanılmaz..” diye cevaplamış kadın, “Bu kadar süre boş geçen yapayalnız bir hayat?..”
“Neden?..”
 diye cevap vermiş şaşıran Albay saatini çıkarıp bakarak, “Şu anda daha yeni 2130 oldu?..”

Polisin testi

Gece yarısı bardan çıkan adam otomobiline  binip hareket eder etmez köşede bekleyen polis onu kenara çekmiş ve sormuş “Seni neden durdurduğumu biliyor musun?..” diye..
“Sarhoş bir şekilde otomobil kullandığımı düşünüyorsunuz..!” diye cevap vermiş sürücü..
“Evet.. Bak size ne diyeceğim.. Vardiyam bitmek üzere.. Şayet alfabeyi tersten okursanız gitmenize izin vereceğim..”
Sürücü ( çok hızlı bir şekilde ) “ZYXWVUTSRQPONMLKJIHGFEDCBA.”
“Vay canına..!” 
demiş polis, “İnanın ben bunu ayıkken bile yapamazdım..!”
“Valla ben de..!”

Katili teşhis

Adam bir cinayete tanık olmuş, Polis katili tespit etmek için onu hemen Emniyet Müdürlüğü Eskiz Şubesine götürmüş, resim bitene kadar katil hakkında çeşitli sorular sorulmuş, “Alnı geniş miydi?.. Bıyığı var mıydı?.. Saçı ne renk?.. ” uzun saatler sonunda karakalem resim tamamlanmış, görevli memur “Bu şimdi katile benzedi mi?..” diye sormuş alnındaki terleri silerken..
“Çizim çok güzel de..” diye cevap vermiş adam cep telefonunu çıkartarak, “Ama bakın benim çektiğim fotoğrafıyla alakası yok..!”

Hafta sonları Flashhaber’de hafta içi yaptığım yorum ve analizlerden seçmeler sunuyorum biliyorsunuz. Geçen haftanın en önemli olaylarına en çarpıcı yorumlarla bir daha göz atmak istiyorsanız bu kaçırılmayacak fırsat. https://www.youtube.com/channel/UCT2Bh5Xd5NLMnO69_QW2UKg

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları