loading
close
SON DAKİKALAR

Çay üreticisi uçağa nasıl binsin

Çiğdem Toker
Tarih: 23.05.2022
Kaynak: Çiğdem Toker - Sözcü

Çiğdem Toker; Çay üreticisi kilo başına 8-10 TL arası bir fiyat bekliyordu. “Müjde” diye duyurulan alım fiyatı ise 6 lira 70 kuruş. Kilo başına 30 kuruşluk destek pirimiyle birlikte fabrikalara satılacak fiyat, 7 lira.

Gıda krizi kapıda. Birçok ülke tarıma yönelik devlet desteğini artırma yoluna gidiyor. Türkiye'de ise tarım alanları yıllardır milyarlık rant için betonlaştırılıyor.

Tarım üreticisini güçlendirecek adımlardan kaçılıyor. Bu politikasızlığa son örnek çayda yaşandı. Çay alım fiyatı, üreticide büyük hayal kırıklığı oldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, Rize-Artvin havalimanı açılış töreni sırasında açıkladığı fiyat, bir kilo gübre parası bile değil. Dahası Erdoğan, çay alım fiyatı için “taban fiyat” diye hatalı bir ifade kullandı.

Hatalı çünkü çayda taban fiyat yok. Taban fiyat üreticinin emeklerinin özel sektöre karşı korunmasını, yok pahasına alınmamasını hedefliyor. CHP
Milletvekili Mehmet Bekaroğlu, konuyu sık gündeme taşıyan bir isim. Çaya taban fiyat getirilmesine ilişkin yasa teklifi iktidar oylarıyla, TBMM'de reddedilmişti.

★★★

Çay üreticisi kilo başına 8-10 TL arası bir fiyat bekliyordu. “Müjde” diye duyurulan alım fiyatı ise 6 lira 70 kuruş. Kilo başına 30 kuruşluk destek pirimiyle birlikte fabrikalara satılacak fiyat, 7 lira.

Hepi topu 7 lira, “alım fiyatı yüzde 73, destekleme fiyatı yüzde 130 arttı” diye açıklanıyor ki millet de büyük destek verildi sansın.

★★★

Çay üreticisini hayal kırıklığına uğratan Erdoğan, aynı konuşmada Rize-Artvin uçaklarının dolmadığını, dolması gerektiğini söylüyor.

İlan edilen alım fiyatıyla, özel fabrika insafına terk edilen çay üreticisi, uçakları nasıl dolduracak?

Kişi başına tüketimin en fazla olduğu Türkiye'de çay sorunu tırmanacak. Bunlar daha iyi günlerimiz.

Çay üreticisinin, Rize havalimanını kullanabilmesi ise bu tarım politikasıyla kolay değil.

Çaykur neden Varlık Fonu'nda?

Başlıktaki soru beş yıldır soruluyor ama cevap veren yok. Çaykur 2017'de Türkiye Varlık Fonu'na (TVF) devredildi. Devrediliş o devrediliş. O günden beri zarar ediyor. Bir ara meşhur bir Körfez ülkesine satılacağı iddia ediliyordu. Konu netleşmedi. Net olan TVF'ye devirden önce kâr eden Çaykur'un son olarak yaklaşık 504 milyon TL zarar ettiği. Üstelik CHP milletvekillerinin hazırladığı çay kanun teklifinin reddedildiği gün ortaya çıktı bu gerçek. Banka borçları, zararına satış iddialarının hesabını veren yok. Hesap vermesi gereken yöneticilere milyonlarca lira ödendiği faaliyet raporuyla ortaya çıktı.

Çay alım fiyatının artmasıyla birlikte çaya zam geldi. Bu zam da enflasyon olarak tekrar halka geri dönecek.

Desteklenmesi gereken bir sektördeki kuralsızlık, çayın da üreticinin de tüketicinin de tadını kaçırıyor.

Sabiha Gökçen pisti

Havalimanı sektörünün, Türkiye'de siyasetle ne kadar iç içe olduğunun anlaşıldığı bir dönemdeyiz.

Geçtiğimiz hafta bu köşede Sabiha Gökçen Havalimanı'nın tek pisti için bakım onarım ihalesi açıldığını, ayrıntıları öğrenirsem paylaşacağımı yazdım.

Sabiha Gökçen'de ikinci pist işi kaotik bir hal aldı malum. Tek pistin standartları da büyük önem taşıyor.

HEAŞ'ın 11 Mayıs'ta yaptığı “PAT Sahası Bakım ve Onarım Yapım İşi” ihalesinde yaklaşık maliyet 44 milyon 859  bin 47 TL, 62 kuruş olarak
belirlenmiş. Katılan firmalar ile teklifleri şöyle:

Bilgi veren kaynağım, bir not paylaştı.

PAT sahası onarımının teknik bir birikim gerektirdiğini, açık usulle yapılan bu ihalede en yüksek teklif sahibi YBT İnşaat'ın, üç yıl önce Sabiha Gökçen Havalimanı pistini onarım işini (İsviçre merkezli bir şirketle birlikte) gerçekleştirdiğini anımsattı.

EBRD: Merkez Bankası kredibilitesi düşük

Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD), mayıs ayı “Bölgesel Ekonomik Beklentiler” raporunu açıkladı.

EBRD'nin ülkemize dair birkaç tespiti dikkat çekici:



– Gelişmiş ülkelerdeki politika sıkılaştırması ile jeopolitik riskler, Türkiye ekonomisinde aşağı yönlü risk oluşturuyor.

– Türkiye'nin kısa vadeli büyük dış borcu, endişe kaynağı. Özellikle TL'nin değer kaybı, ödeme maliyetini artırıyor.

– Bir cümle aynen şöyle: “Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın kredibilitesinin düşük olması, fiyat artışlarının devam edeceği
beklentilerini artırdı.”

Yani, Merkez Bankası kredibilitesinin düşük olduğu bir ön kabul olarak rapora girmiş bile.

Olumlu tarafta ise bankaların sorunlu kredi oranlarının düşük oluşu gösteriliyor.

Ancak bu da pek ferahlatıcı değil. Kur Korumalı Mevduat'ın döviz riskini kamuya kaydırdığı ve büyük bir koşullu yükümlülük yarattığı EBRD raporunda kayda geçmiş.

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları