loading
close
SON DAKİKALAR

Anneler ve Oyları

Erol Kızılelma
Tarih: 05.06.2017

Erol Kızılelma; İktidar partisi, kendine siyasal İslamcı görünümü vermeye çalışan, din kadar milliyetçiliği de istismar etmekten çekinmeyen AKP, kadın oylarının % 50’den fazlasını yanına çekmeyi beceriyor.

Türkiye nüfusunun yaklaşık yarısı kadınlardan oluşunca, elbette kadınların siyasi yelpazedeki oylarının dağılımı önem taşıyor. İktidar partisi, kendine siyasal İslamcı görünümü vermeye çalışan, din kadar milliyetçiliği de istismar etmekten çekinmeyen AKP, kadın oylarının % 50’den fazlasını yanına çekmeyi beceriyor. Bu kadınların daha çok orta ve alt gelir grubundan oldukları görülüyor. O kadar kadın düşmanı uygulama ve söze rağmen nasıl oluyor da kadınlar AKP’nin belkemiği oluyor?

Kadınlar, AKP’yi bir istikrar unsuru olarak görüyor. AKP’nin, aslında kadını eve bağlamak amacıyla verdiği, bir dizi sosyal hakkı kaybedeceği endişesi içinde. Engelli ve sürekli hastalığı olan yakınına baktığı için, evin çocuğuna bakan büyükanneler için, dul olduğu için, okula giden çocuklar için vb. kadına yapılan ödemeler bunun bir örneği. Ayrıca, AKP, iktidar olanaklarını ve dini kullanarak kendisini aile birliğinin sağlayıcısı olarak sunmayı becerdi. Böylece kadını hem evine hem de kendine bağladı.

Aslında bu ülke, giderilemeyen ve her geçen gün daha fazla evladını kurban verdiği bir terör sorununa sahiptir. AKP’nin yanlış, yanlıştan da öte çok tehlikeli politikaları nedeniyle, bir yandan ülke içindeki terör ve şiddet olayları artmış, bir yandan da yurt dışındaki terör, bütün uyarılara rağmen ithal edilmiş oldu. Her gün verilen şehit haberleri, gazete sütunlarında artık fark edilmiyor bile. Doğu illerimizde ise, neler olup bittiğini bile bilemiyoruz. Tek bildiğimiz, AKP’nin bu bölgedeki sorunları güvenlik boyutuna indirgeyip, asker ve polis marifetiyle halletmek istemesi. OHAL de bu durumdaki bilinmezliğe bir paravan oluşturuyor. Analar evlatlarını kaybetmeye devam ediyor. Acı ve gözyaşı kadınımızı tarif ediyor.

Bu ülkede hergün giderek artan sayıda birden çok sayıda iş kazası adı altında cinayetler işleniyor. Yine ana kuzuları iş cinayetlerinde şehit ediliyor. 15 yıllık AKP iktidarı süresince, çalışanların istismarı ve sömürüsü katmerlenerek, anaların acısına acı katılıyor. Bu iş cinayetleri de artık gazete sütunlarına yansımıyor. Türkiye'de geçen 3 yılda (2013-14-15) iş kazalarında en az 4 bin 851 kişi hayatını kaybetti. 2015 yılında 18 yaşından küçük 63 çocuk iş kazalarında öldü. Ölen çocukların 18'i 14 yaşından küçük!.. Bu utanç verici durumdan en çok kimin yüreği yandı dersiniz? Elbette anaların…

Bu ülkede, anaların acısını azaltacağımıza, AKP iktidarında çeşitlenerek artıyor. Türkiye'de işsizlik son yedi yılın en yüksek seviyesine ulaştı. TÜİK verilerine göre genç nüfusta (15-24 yaş) işsizlik oranı 4,8 puanlık artış ile yüzde 24 olurken, bu oran üniversite mezunu gençlerde yüzde 30’ları geçti. Bir evde, korunduğu iddia edilen ailede, en sıkıntılı süreç, evde işsiz gençlerin geçirdiği bunalımın aile büyükleri tarafından izlenmek zorunda kalınması. Çocuklarının sıkıntıları anaların yürek sızısı. Yakın bir gelecekte işsizlik sorununun hafifletileceğine yönelik bir beklenti de yok. AKP iktidarının oluşturduğu yağma düzeni, ekonomide büyüme yerine istihdamı düşürücü sonuçlar vermektedir.

Elbette anneler, AKP iktidarı süresince, sadece kadın oldukları için başka bir sürü sorun daha yaşamaktadır. Bunlardan birisi de kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetleridir. Kadın cinayetleri sıradan olaylara dönüştü, kanıksandı. 2016 yılında ulusal ve yerel gazetelere 317’si silahlı toplam 397 kadın cinayet olayı yansıdı. Yani hergün gözlerimizin önünde birden çok sayıda kadın göre göre canından edilmektedir. Bilimsel araştırmalara göre Türkiye’de her iki kadından biri eşinden veya birlikte yaşadığı erkekten şiddet görüyor. Türkiye İstatistik Kurumu’na göre ise ortalama 10 kadından dördü erkek şiddetine maruz kalıyor. Kadına yönelik şiddetin AKP iktidarı döneminde, biraz da iktidarın kadını ikinci sınıf insan olarak gören söyleminden cesaret alarak inanılmaz boyutlara ulaştığını söyleyebiliriz. Kadının erken yaşta ve zorla evlendirilmesinden başlayarak, eğitim hakkından mahrum bırakılması, çalışma yaşamından uzakta tutulma çabası, yoksulluk ve pahalılıktan kaynaklanan zorluklar, kadına yönelik şiddetin parçalarından bir kısmı.

Şimdi eğri oturalım, doğru konuşalım. Özellikle çocuklarının güvenliğinden ve yarınlarından endişeli olan annelerin, bir kez daha başlarını elleri arasına alıp, verdikleri oyun doğru olup olmadığını sorgulamalarının zamanı. Ülke bir felakete sürükleniyor ve daha çok annenin ağlatılacağı günlere doğru sürükleniyoruz. Görüldüğü ve yaşandığı gibi, AKP’nin bir istikrar unsuru olması bir yana, ülkemizde bir altüst oluşun, bir kaosun, acı ve gözyaşının sorumlusu olduğu artık anlaşılmalı. Anlaşılmakla kalmamalı, yakalarına yapışıp çektirilen bunca acının hesabı sorulmalı.

Erol Kızılelma

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları