loading
close
SON DAKİKALAR

MHP, neden kolay hedef olabildi?

İmambakır Üküş
Tarih: 13.02.2012
Köşe: @imambakirukus

Bu seçim döneminin en flaş olayı “kaset”lerdir.

Bu seçim döneminin en flaş olayı “kaset”lerdir. MHP yöneticileri ve milletvekilleriyle ilgili yayınlanan veya yayınlanacağı söylenen “kaset”ler, tüm seçim sürecine damgasını vurdu. Daha da vuracağa benziyor…

***

Kaset komplosunun kaynağının “okyanus ötesi” olduğu iddiaları da her geçen gün daha da artarak devam ediyor. “Okyanus Ötesi” diye adlandırılan Fethullah Gülen’den hızlı bir cevap geldi…

Ama bence daha önemlisi, Gülen Cemaatinin yarı-resmi sözcüsü Hüseyin Gülerce’nin söylediğidir… Yani “MHP seçimlerden çekilmeye zorlanabilir.” Peki, kim zorlayacak?

Demek ki, ellerinde epeyce başka “malzeme” var. Epeyce “kaset” var…

Hüseyin Gülerce’den daha iyi kim bilebilir ki?

***

“Kaset” komplosu Deniz Baykal’la başladı, MHP’lilerle devam ediyor. Birileri herkesi, her an, her yerde gözetliyor; röntgenliyor. Herşeyini kayda alıp, zamana bırakıyor…

Peki, bu kadar üst düzey siyasetçileri kim, nasıl izliyor. En gizli mahrem ilişkilerini bile kayda alıyor?

Kim bunlar? Baykal’ı istemeyen CHP’liler mi? Yada Devlet Bahçeli’ye kafası “bozulan” eski ülkücüler mi?

***

Bu kadar yoğun teknik takibi kim yapabilir? Kimde bu imkanlar var?

Bu soruların cevabı, tertipçileri de açığa çıkarır.

***

MHP’nin başkanlık divanının çoğunluğu ve bütün üst düzey isimleri bu tuzağa nasıl düştü? Kimlerin tezgahına geldiler?..

Aslında, bu soruların basit bir cevabı var. Türkiye’de derin devletin ve istihbaratçıların  en kolay cirit atacağı alan MHP’dir.

MHP, 1960’lardan itibaren hem ABD hem de yerli istihbaratın desteği ve denetiminde örgütlenmiştir.

1960’ların yükselen toplumsal mücadelelerin karşısına derin devletin denetimi ve yönetimindeki komando kamplarında yetiştirilmiş ülkücüler çıkarıldı.

O dönemi hatırlayanlar çok iyi bilirler, her eylemin, hak alma mücadelesinin karşısına bu “sivil” çeteler çıkarılmıştı.

Daha sonraları, bu kesim 12 Eylül öncesi çatışma ortamının yaratılmasında ve yaşatılmasında kullanıldı…

1960 yıllarından itibaren subay ve polis şeflerinin büyük bir kısmı MHP’lileştirildi. En önemli yerlere, konumlara yerleştirildi…

İşte, o karışık-karmaşık ilişkiler yumağındaki MHP, en kolay hedef durumundaydı…

***

Türkiye’de MHP’nin evrimi ve yaşadığı değişimin sancıları pek görülmedi, yazılmadı, tartışılmadı.

Sanırım, bu “kaset” saldırısı da bu sancılı sürecin son halkalarından birisidir.

MHP, kendi tarihiyle ve varoluşuyla bir hesaplaşma yaşıyor. Yeni değişim ve yapılanmaya direnç; ABD ve Türkiye’deki işbirlikçilerin isteğiyle bütünleşiyor…

Bu hesaplaşma; hem MHP’nin geleneksel-12 Eylül öncesi ülkücülüğün sokak çeteleşmesi haliyle de bir kopuşu ifade ediyor; hem de ırkçı-militan milliyetçi ideolojisiyle…

Devlet Bahçeli, sokak çetesi haline gelen eski ülkücülerin MHP’yle bağını kopardı. Çek-senet tahsilatçılığı yapanları, ülkücü gençliği çetelerin taşeronu haline getirenlere karşı net bir tavır aldı.

Yine Devlet Bahçeli, Doğu ve Güneydoğu’da çatışmaların en yoğunlaştığı dönemlerde, MHP’yi “sokak”tan uzak tuttu.

Batıda yer yer alevlenen Kürt-Türk çatışmalarında körükleyen ve devam ettiren taraf olmadı…

***

Sahi; MHP batıda Kürt-Türk çatışmalarını körükleyen, kışkırtan taraf olsaydı, neler olurdu?

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları