loading
close
SON DAKİKALAR

Barış Sürecinde Yabancı Deneyimler

Prof. Dr. Ahmet Özer
Tarih: 23.01.2013

Prof. Dr. Ahmet ÖZER'in ''Barış Sürecinde Yabancı Deneyimler'' yazı dizisinin ilki ''İSPANYA VE ETA''...

Baştan şunu belirteyim: Her ülkenin koşulları kendine hastır ve hiç bir yerdeki bir deneyim ayniyle başka yere transfer edilemez. Ancak bu deneyimlerden Türkiyenin çıkaracağı dersler olduğu için bilinmesinde ve tartışılmasında büyük yarar vardır. Bu anlamda Türkiyedeki müzakere sürecine katkısı olabilecek üç deneyim sözkonusu. 

Bunlar İspanyadaki ETA, İngilteredeki İRA ve Güney Afrikadaki Mandella deneyimidir. Her üçünü de merkezi otoritenin kurmuş olduğu haksız ve yersiz baskılar tetetiklemiştir. Türkiyedeki gibi buradaki hareketler de birer sebep değil birer sonuçturlar. Bilimsel kuraldır, sebebi ortadan kaldırmadan sonucu ortadan kaldıramazsınız. Nitekim aşağıda görüleceği gibi üç ülkede bu sonuçların boy verdiği vasatı değiştirerek, yanı sebepleri oratadan kaldırarak sonuca gitmiş ve barışı gerçekleştirmişlerdir.

İSPANYA’DA BASK BÖLGESİ VE ETA

Bask ülkesi olarak nitelendirilen bölge 20.000 km² büyüklüğünde, İspanya’nın kuzeyinde Alava, Navarra, Guipuzcaa ve Vizcaya bölgelerini içermektedir. Yüzyıllarca Özerk yaşamış olan Bask bölgesininin 2.4 milyon civarında nüfusu var ve dili İspanyolca’dan çok farklıdır. 
 
1833-1839 Birinci Karlist Savaşları, 1870-1876 ikinci Karlist Savaşları sonucunda İspanya Bask özerkliğine son verdi. Bunun üzerine Bask bölgesinde itiraz ve isyan başladı. Diğer bir deyişle 15. yy itibari ile yerel yönetimde özerk olan Bask Bölgesi, 18. Ve 19. yy’de merkezi devlet yapılanması sürecine girilmesiyle duruma tepki göstermiştir. 

Liberal devlet yapısı, merkeziyetçiliğe geçiş ve endüstrileşme Bask milliyetçiliğinin doğmasını hazırlayan etkenle olmuştur. 

1939- 1950’de faşist Franko Dönemi İspanya ile birlikte Bask’ı da inim inim inletmiş, İspanya ekonomisindeki zorluklar Bask Bölgesinde işçilerin ayaklanmasına ve greve gitmesine neden olmuş; grevler üzerine bu dönemde Bask Bölgesine dil, kültür ve kimlik ile ilgili birçok yasaklama getirilerek toplumsal baskı uygulanmıştır. Bu baskılar işi bastırmak bir yana Bask milliyetçiliğini daha da geliştirmiştir. 

Bask direnişinde Bask Milliyetçi Partisi’nin çalışmalarını yetersiz bulan bir grup, ‘Ekin’ adlı bir dergi çıkarmış ve bu oluşum 1958 yılında, amacı Bask kültürüne ait olan her şeyi koruyarak Bağımsız Bask Ülkesini kurma çerçevesinde ‘Bask Ülkesi ve Özgürlük’ (Euzkadi ta Azkatasuna: ETA) adını almıştır. 
 
ETA’nın ilk eylemi 1961 yılında iç savaşın galibiyetini kutlamak için kutlama yerine gitmekte olan Franko yanlılarını taşıyan trene yönelik düzenlenen ve başarısızlıkla sonuçlanan saldırıdır. 1973 yılında, Madrid’te İspanya Başbakanı Amiral Luis Carrero Blanco’yu düzenledikleri bombalı suikastla öldürmüşlerdir. 

1978’de Demokratik İspanya Anayasası çıkarıldı, 1979’da Bask bölgesinin Franco rejimi tarafından kaldırılan özerklik statüsü iade edildi, Bask, Katalonya ve Galiçya gibi etnik temelli bölgelerle birlikte İspanya 17 özerk bögeye ayrıldı ve her bölgenin kendi parlamentosunu ve polis teşkilatını kurmasına olanak tanındı. Aynı dönemde, Bask bağımsızlığı için silahlı mücadele yürüten ‘Bask Ülkesi ve Özgürlük’ (Euzkadi ta Azkatasuna: ETA)’nın siyasi kanadı niteliğinde faaliyet gösteren Herri Batasuna partisi yasal statüye kavuşturuldu. 

Bask bölgesindeki vatandaşların demokratik özgürlüklerinin ve sosyo-ekonomik şartlarının geliştirilmesi, ETA’ya karşı sürdürülen mücadele 1980-1990’lardaki örgüt mensuplarının topluma kazandırılması amacıyla başlatılan programlar Zen Planı çerçevesinde devam etti.

Franco’nun Ölümü- İspanya’da Demokratikleşme Çalışmaları

Franko’nun 22 Kasım 1975’te ölmesiyle baskıcı rejim sona erdi, Kral Juan Carlos’un “manevi ve siyasi rehberliği altında” İspanya’da demokratikleşme süreci başlatıldı. 

Başbakan olarak atadığı Adolf Suarez, İspanyol hukuk mevzuatını Avrupa Ekonomik Topluluğu (AET, daha sonra AT ve AB) mevzuatına uyumlu hale getirmek istediklerini açıkladı. Bunu takiben genel af ilan etti, 15.000 siyasi tutuklu ve sürgün cezalıları serbest bırakıldı. 

Ülkede demokratikleşme, birlik-beraberliği pekiştirici yönde güçlü hamleler yapılarak, bu yöndeki beklentileri ve umutları artırdı. Askeri önlemler yumuşatıldı, 1977 yılında ilk demokratik seçimler yapıldı.

Anadilde eğitim ve tam özerklik

Başbakan Suarez’in ikinci adımıyla 1978’de İspanya’nın demokratik anayasası yürürlüğe girdi. Yeni anayasaya göre devlet yapılanması on yedi özerk bölgeye ayrıldı ve Bask bölgesi merkeziyetçi yapılanma ile kaybetmiş olduğu özerkliğini yeniden kazandı. 

Basklar 25 Ocak 1979’da özerklik statüsünü (Gernika Statüsü) Anayasa teminatı gereği kullanmaya başladı. “Milli Güvenlik” ve “Dış Politika” dışındaki tüm konularda Bask Özerk Meclisi yetkili hale geldi. 

Özerk bölgede vergi gelirlerinin yüzde 30’u merkezi hükümete, kalanı ise özerk yönetime ayrılmaktadır. Alt yapı müşterek kullanılan hizmetler için ortaklaşa harcama yapılmaktadır. Bazı mahalli vergilerin toplanması da özerk yönetime bırakılmıştır. Bölgenin zenginliğinin gene büyük ölçüde bölge halkına kalması ile halk bu özerklikten memnun olmaya başlamıştır. 

Eğitimde A-B-C tipi okullar oluşturuldu. A tipi okuldaanadil İspanyolcadır. Bask dili de yabancı dil gibi düşünülmektedir. B tipi okulda her iki dil de aynı ağırlıktakabul edilmektedir. C tipi okullarda ana dil Baskça olurken, İspanyolca “yabancı dil” haline gelmiştir. Başlangıçta özgürlüğün getirdiği coşku ve Franko dönemine duyulan nefret sebebiyle A tipi okullar boş ve C tipi okullar olabildiğince dolu iken, zaman içerisinde A tipi okullara ilgi artış kaydetmiştir. 

Bu demokratikleşme hamlelerine rağmen ETA’nın şiddeti zaman zaman sürdürmüş, bazı kanlı saldırılarda sadece 1980 yılında İspanya için büyük rakam sayılan 92 kişi hayatını kaybetmiştir. Yapılan müzakereler ve oluşan kamuoyu baskısı sonucunda nihayet 198’de ETA silahlı mücadeleden vaz geçeceğini ilan etti. 

ETA’nın silahlı mücadeleden vazgeçip ateşkes ilan etme düşüncesi, şiddete başvurmadan da mücadelenin sürdürülebileceğini gündeme getirmiş ve görüşmeler dönemi her ne kadar sık sık kesintiye uğramış olsa da başlamıştır. Bu süreçte “kimin hazırladığı bilinmeyen” 6 adımlık/maddelik bir takvim ortaya çıkmıştır.

1) En kısa zamanda şiddet içeren eylemler son bulacak ve tüm partiler yasallaşacak,

2) 1988’in sonlarına kadar ETA örgütüne bağlı oldukları için mahkûm olan tüm tutuklular ve sürgüne gönderilmiş olanlar serbest bırakılacak, 

3) 1990’ın sonlarına kadar Bask parlamento seçimleri ve Bask bölgesinde değerlendirilen diğer bir bölge Navarra’nın Bask özerkliğine katılması için bütünleşme çalışmaları yapılacak,

4) 1992’nin sonuna kadar resmi olarak çift dilli dönem başlatılacak,

5) 1994’ün sonuna kadar tüm İspanyol yetkilileri Bask Bölgesinden çekilecek ve yerine Bask polisi göreve gelecek,

6) 1996’ın sonuna kadar Bask Bölgesinin kendi geleceğini tayin hakkı için tüm düzenlemeler ve çalışmalar yapılacak.
Bu girişimden sonar 1989 Cezayir görüşmeleri oldu ve 1990’de ETA şiddeti sona erdireceğini ilan etti. Ama buna ragmen eylemler oldu fakat taraflar barış sürecinden vazgeçmedi. 

Şiddet ve Müzakere 

Özerk bölge olarak Bask’da bir çok hak elde edilmesine karşın, Bask bölgesinde şiddetin ve terörün azalması beklenirken artarak devam etmesi kuşkular yaratmış ama süreç kesintiye uğratılmamaıştır. 

ETA, Cezayir’de İspanyol hükümeti ile 1989’da başlatılan ETA - Hükümet görüşmelerinin yeniden başlatılması şartı ile 1990 yılında şiddeti sona erdireceğini söylemesine rağmen örgüt mali destek sağladığı bazı adam kaçırma eylemlerine devam etmiştir. 
 
Eylemlerine sürekli devam eden ETA’ya yönelik İspanya’nın mücadele için almış olduğu önlemler şu şekilde özetlenebilir:

1. 1978 yılında ‘GEO’ adında askeri birliklerce eğitimden geçirilen özel bir polis teşkilatı kurulmuş,

2. Silah bırakacak eli kana bulaşmamış örgüt mensuplarına yasal siyaset yolunun açık olmas yürülüğe konulması.

3. Ulusal polis teşkilatının yanısıra, Bask polis teşkilatı oluşturulmuş ve bu teşkilatta belli bir oranda Basklılara da yer verilmiştir.

4. Bölgede görev alan tüm birimler, hizmet verdikleri halkın tarihi ve kültürel özellikleri ile mücadele ettikleri örgütünün ideolojisi konusunda doğru bilgilendirmeyle yoğun bir eğitime tabi tutulmuşlardır.

5. Ülke bütünlüğünü ve bölünmezliğini sağlamak amacıyla Ekim 1979’da milliyetlerin özerkliği dikkate alınarak ülke, bölgelere ayrılmış ve Bask Bölgesine özerklik verilmiştir. 

Ancak ülkenin bölgelere ayrıldığının belirtildiği İspanyol Anayasanın 2. maddesinde ‘bölge’ sözcüğü kullanılmış, ‘federal’ sözcüğünden ayrılıkçılığı anımsatabileceği için itina ile kaçınılmıştır. Bölgelerin kendi arasında federe bir yapıya gitmeleri ise 145. Madde ile yasaklanmıştır.

6. Bask bölgesinde resmi dairelerde İspanyol bayrağının yanısıra Bask bayrağının da, İspanyolcanın yanısıra Bask dilinin de kullanılmasına müsaade edilmiştir.

7. Bask bölgesinde, İspanyol dilinden ve Bask dilinden yayın yapan televizyon kanalı kurulmuştur.

8. Terörle bağlantısı olmayan grupların siyasal süreç içerisinde yeralmaları sağlanmış; bu sayede kişilerin terror eylemlerine yönelmesi yerine siyasi platformlara yönelmesi hedeflenmiştir.

9. Terörle mücadelede Fransa ile ETA militanlarının iadesi konusunda işbirliği yapılmıştır. Bu işbirliği sonucunda 1992-1993 yıllarında 500’den fazla ETA üyesi tutuklanmıştır. ETA bu olay üzerine, ateşkes ilan etmiş ve görüşme talep etmiştir. Şiddeti reddeden ETA militanlarının topluma entegre edilmesi için af yasası çıkarılmıştır.

10. İspanyol hükümeti, Bask bölgesinde ETA’yı destekleyen ‘Bask Solu’ (EE: Euzkadiko Ezkerra) ve ‘Bask Ülkesinde Halk Birliği’ (HB: Herri Batasuna) hariç tüm siyasi partilerle anti-terör anlaşması yapmıştır. 

Yasal partinin durumu

Bask meselesinin çözüm sürecine ETA’nın siyasi kanadı Herri Batasuna (HB-Halkın Birliği Partisi) ise ETA’nın yasal düzlemdeki temsilcisi niteliğinde varlık göstermiştir. 1978’de ETA tarafından kurulan ve 1998-2001 yılları arasında Euskal Herritarrok (EH) adı ile faaliyet gösteren parti ise 1979 yılından itibaren seçimlere katılmıştır. Bask bölgesinde hiçbir zaman çoğunluğun desteğini kazanamayan Batasuna 2003’e kadar iştirak ettiği seçimlerde bölgedeki oyların ortalama %15’ini almıştır. 

Batasuna ETA’nın şiddet eylemlerini kınamamış, örgüt mensupları için “Bask ülkesinin askerleri” sıfatını kullanarak örgütün silahlı faaliyetlerini desteklediğini sürekli beyan etmiştir. ETA’nın güdümünde hareket eden Batasuna, örgütün parçası olmak ve örgüte finansal destek temin etmek suçundan 2003’te İspanya’da yasaklanmış, İspanya’nın 1988 yılında Bask bölgesindeki siyasi partilerle imzaladığı Ajura Enea Paktı, Batasuna’nın dışarıda kaldığı bir uzlaşı modeli mahiyetinde olmuştur. Nihayet ETA 2011 yılında kalıcı ateşkes ilan etmiş ve silahlı mücadeleyi bırakma kararı aldığını duyurmuştur.

Baskın planına demokratik itiraz ve sonuç 

1 Ocak 2005’te Bask Bölgesi Başbakanı Juan Jose Ibaretxe’nin Bask’ın geleceği ile ilgili bir planı devreye koyulmak istendi. Bu plana göre; “Bask yargı sistemi kurulacaktı. AB gibi uluslararası kuruluşlarla Bask Meclisi tek başına temsiledilecekti. Bask Meclisi konuyla ilgiliolarak 6 ay içerisinde referendum yapılmasını öngörüyordu.” Neredeyse bağımsızlık anlamına gelen bu plan konusunda Başbakan Zapatero, daha önceki Başbakan Aznar ve Hükümeti gibi yargı yoluna gitmedi. Tersine, tasarı İspanya Temsilciler Meclisi’ne getirildi, ancak burada kabul edilmedi.
Eta 6 Haziran 2007’de ise yaptığı ateşkesi bozduğunu ilan etti. Eylemleri günümüzde de araara devam etmekte ve örgütle bağlantıları olduğu iddiası ile tutuklamalar gerçekleşmektedir. 

ETA 2005 yılındı biryıl süreyle “Ateşkes” ilanetti. 22 Mart 2006’da, bu ateşkes,”süresiz” ateşkese dönüştü. Ancak, ETA’nın bukararını “yeniden toparlanmak” maksadıyla verdiği yönünde emareler de güçlüydü. Nitekim Mart’ta başlayan bu ateşkes, Aralık 2006 sonunda Madrid havaalanında 100 kiloluk patlayıcının kullanıldığı bir bombalı saldırı ile sona erdi. Her ne kadar bu saldırı sonrasında bile “Ateşkesin geçerli olduğu” ETA tarafından ileri sürülmüşse de, İspanyol hükümeti “ETA’nın inanılabilir başka bir ateşkesi asla olmayacak!” açıklaması yaptı ve “Terörle anlaşma yapılamayacağının” altını birkez daha çizdi.

Prof. Dr. Ahmet ÖZER

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları