loading
close
SON DAKİKALAR

Sosyolog Ahmet Özer'den; Mersin'in Çığlığı

Prof. Dr. Ahmet Özer
Tarih: 19.11.2015

Sosyolog Prof. Dr. Ahmet Özer; 'Göç-Kentleşme ve Yerel Yönetimler Bağlamda Mersin'e bir Bakış' başlığında Mersin'in Çığlığını bir dizi yazı ile www.istanbulgercegi.com da kamuoyuyla paylaşıyor...

Sosyolog Prof. Dr. Ahmet Özer; 'Göç-Kentleşme ve Yerel Yönetimler Bağlamda Mersin'e bir Bakış' başlığında Mersin'in Çığlığını bir dizi yazı ile www.istanbulgercegi.com da kamuoyuyla paylaşıyor...

MERSİNİN ÇIĞLIĞI

“Benim adım Mersin, 1950-1960’lı yıllarda genç, şirin az gelişmiş ama umut doluydum. Güzelliğim baş döndürücüydü. Renk, ışık ve çiçektim.

Klikya geçmişini selamlamış kıyılarımda ilk saldırılar başladı. Sustum ve direndim. Sonra Müteahhitler geldi. Belediyecilerle birlik olup çalkantılı bir dönemi başlattılar.

Beni büyütmek adına özensiz, düzensiz, kontrolsüz günah kuleleriyle her yanımı doldurdular. Kıyılarımın tümü beton yığınları ardında kayboldu. Adeta “Kör” oldum.

Yıllar akıp gittikçe bu ağır beton yığınları, ihanet ... belgesi gibi kıyılarımın son soluk alanlarını da yuttu...

Artık bana güzel diyen yok...Yorgunum, küskünüm yalnız ve kırgınım... Zaman akıyor.. Hala saldırıyorlar.. Artık saldırganlara verebilecek bir şeyim kalmadı.

Kapılarımı düne açamıyorum. Kapılarımı yarınlara açamıyorum.Yüksek sesle düşünün ve sorun;’Mersin nerede?,Ben neredeyim?’Ve buruk bir el sallayın bana; ‘Hoşça kal güzel Mersin, Hoşça kal düşler kenti,”

Yukarıdaki çığlığa bilmem birşey eklemeye gerek var mı?

Şimdi işin diğer boyutlarını özet ve açıklayıcı bir teknikle anlatalım:

I. KENTLEŞME;

Kentleşme, demografik, ekonomik ve sosyo-kültürel bir değişmeyi ifade der.

Demografik açıdan bakıldığında, Mersin kentleşmeden ziyade “demografik şişmeyi”

Ekonomik açıdan baktığımızda ise bu nüfusu istihdam edecek bir sanayii olmadığı gibi bu anlamda yeni sanayii politikaları da geliştirilememiştir.

Sosyo-kültürel açıdan ise, bu süreç anomik kentleşme, yabancılaşma ve arabeskleşme olgularının dramatik olarak yaşanmasına yol açmış görünüyor;

Peki Mersin nereden nereye buraya nasıl ve neden gelmiş?

II. MERSİN’İN TARİHİ GELİŞİMİ;

Koloğlu Mehmet Ağa 1830’lu yılların başında Göğceli bucağına gelir;

Yoğurt Pazarı mevkiinde Yörüklerin alışveriş etmesi için bir Pazar kurar.

1837’de Göğceli bucağına bağlı Mersin köyü kurulur.

1837’de Göğceli bucağına bağlı kurulan Mersin köyünün hızla büyür.

Birkaç önemli gelişme Mersini hoplatır;

1) 1832-1839 yılları arasında Çukurova’nın işgali,

2) Amerikan iç savaşı (1861)

3) Süveyş Kanalı’nın yapımı

4) Lübnan’da yaşanan mezhep çatışması Mersine (kısmen nitelikli) iş ve güvenlikli yaşama gçöününe neden olur..

“Kiremithane”, “Bahçe Mahallesi”, “Çardak Mahallesi” kurulur

Son yıllardaki göç dalgaları nufüsü hızla artırdı;

1. göç dalgası, 1970’lerden sonra ekonomik koşullardan dolayı;

2. göç dalgası, 1990 sonrası yaşanan çatışma ortamından dolayı Güneydoğudan zorunlu göçle gelen çok sayıda Kürt nüfus bu mozaiği tamamlar.

Limanın gelişmesi, Lübnan’dan gelen Arap nüfus

Kıbrıs, Girit ve çevre illerden (ör. Niğde’den) gelen nüfus da bunlara katılmıştır.

Büyümeyi yaratan diğer etkiler;

Ticaretle uğraşan Fransız, İtalyan Levantenler,

ulaşım işlerini yürüten Almanların varlığı

ilgili devletlerin Mersin’de kurdukları konsolosluklar, temsilcilikler

kültürel çoğulculuğu daha da çeşitlendirmiştir.

18. yüzyılın sonunda küçük bir köy iken gittikçe büyüyerek gelişmiştir Mersin.

Çok kültürlü kent örneği rtaya çıktı

19. (ve 20.) yüzyılda Müslüman, Hıristiyan, Musevi her dinden;

Türk, Kürt, Arap, Ermeni, Rum, Fransız, İtalyan ve Alman olmak üzere her milletten;

Mısırlı, Lübnanlı, Kıbrıslı, Suriyeli gibi çeşitli memleketten;

Giritli, Niğdeli, Urfalı gibi birçok kentten irili çeşitli insan grupları

bir arada barış içinde ve kardeşçe yan yana yaşamış

aynı mezarlığa ölülerini gömmüştür.

19. yüzyılın sonlarına doğru;

Tarımın gelişmesi pamuk ve tarıma dayalı sanayilerin kurulması,

Adana-Mersin demiryolunun yapılması (1886) ve Bağdat hattına bağlanması,

Belediyenin (1880) ve gümrük teşkilatının kurulması

Mersin’i ticari ve kentleşme yönünden derinden etkilemiş,

Kentin idari kimlikler kazanması;

1852 yılında Göğceli Bucak Merkezi Mersin’e taşınmış,

1864, Göğceli, Kazanlı ve Elvanlı bucakları birleştirerek Mersin kazası kurulmuş,

1888’de Adana’ya bağlı bir sancak haline gelmiş.

1918 (Kasım), İngiliz ve Fransızlar tarafından işgal edilmiş,

1919 (Kasım), İngilizler yönetimi Fransızlara bırakıyor ve çekiliyor.

1922 (3 Ocak) Türkiye heyeti Mersin’e giriyor.

1930’da merkezi Silifke olan İçel ili lav ediliyor,

1933’te Mersin iliyle birleştirilmesi sonucu İçel ili adını alıyor.

Son yarım asırdaki gelişmeler;

1961’de Mersin Limanı kuruluyor,

1962 Ataş Rafinerisi kuruluyor,

1985’te serbest bölgenin kurulması ticari açıdan;

Çukurova Sanayi, Akdeniz Gübre, Anadolu Trakya Cam Sanayi,

Soda Kromsan tesisleri sanayi alanında;

1992’de kurulan üniversite eğitimde;

Merit ve Hilton gibi otellerin açılması turizmde;

1994’te BŞ.Belediyesinin kurulması yerel yönetim alanında

birer aşama olmasına rağmen Mersin henüz istenen konuma ve aşamaya gelmiş değildir.

Yeni gelişmeler beraberinde yeni sorunlar getirmiş,

Kent bir yandan demografik olarak büyürken öte taraftan kentsel sorunlar da büyümüş,

son çeyrek yüzyılda bu sorunlar içinden çıkılamaz bir hal almıştır.

Gelinen noktada Mersin ikinci büyük atağını başlatmanın çabası içindedir.

Ancak bunun için önce sorunları doğru teşhis etmek,

uygun çözümler üreterek çağdaş yönetişim olanaklarıyla,

cesurca uygulamaya geçirmek gerekmektedir.

Merkezi ve yerel yönetimler;

sorunları çözerek, gelen nüfusu kent sürecine entegre etmeleri ve

kentlileşmelerini sağlamaları gerekirken

yönetim zafiyeti, yasal, idari ve mali güçlükler nedeniyle bunu gerçekleştirememiştir.

Sonuçta gelenler; kentlileşmek yerine kenti “devasa bir köy” haline çevirmiştir.

Sorunlara doğru teşhisler konulmaz ve doğru çözümler üretilmezse;

Bu süreç daha da büyüyerek devam edecektir.

O nedenle bugünden tedbir almalı, yarın geç olabilir.

Prof . Dr. Ahmet Özer

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları