loading
close
SON DAKİKALAR

Biz Ne Tür Bir Partiyiz?

Prof. Dr. Birgül Ayman Güler
Tarih: 04.01.2014

Birgül Ayman Güler; Bizim adımız belli: CHP. Ama parti olarak temel niteliğimiz ne? CHP Kitle Partisi mi Kadro Partisi mi?

Ad önemlidir. Biri gelip size “adını kaldırdım, bundan böyle senin adın yok!” dese nasıl bir tepki vereceğinizi üç aşağı beş yukarı hepimiz tahmin edebiliriz. Bir adı olan varlığın kendine ilişkin nitelik ve özellikler hakkında açık bilgi sahibi olması ise ‘bilinç hali'!... Bu, kişinin ya da kurumun o anki durumunu ve geleceğini yani kaderini yönetme gücüne sahip olması demek.

Bizim adımız belli: CHP. Ama parti olarak temel niteliğimiz ne?

CHP Kitle Partisi mi Kadro Partisi mi?

Geçtiğimiz günlerde yapılan bir toplantıda bir arkadaşımız "CHP her düşünceden insana açık, çünkü biz kitle partisiyiz” diyordu. Başka bir arkadaşımız buna “biz belli bir ideolojiye dayanırız, o nedenle kadro partisiyiz” diye karşı çıkınca, hemen her zaman olduğu gibi üçüncü yol önerisi kopup geldi: “bir düşüncenin, kadronun kütleleri kucakladığı partiyiz, yani ikisi de!”

Bu tartışmada “tip”imizi tanımlayan terimlerden biri “kitle partisi”, öbürü “kadro partisi” terimiydi; üçüncüsüne de “karma tip” denebilir belki. “Karma tip”, bu tartışmanın ürünü oldu; ama ilk iki tip Maurice Duverger’nin yaptığı bir sınıflandırmanın terimleriydi.

Duverger’nin terimleri…

Duverger bir Fransız siyaset bilimcisi; bu sınıflandırmayı Batı ülkelerinin parti yapıları ve parti sistemleri üzerinde çalışarak yapmıştır ve tarih de 1950’li yıllardır. Hem sınıflandırmanın mekanı pek farklı, hem zaman yarım yüzyıl öncesi... [1]

Hala Duverger’nin tanımları olarak kabul edilmekte olan kitle ve kadro partisi ayırımı, partilerin üye sayılarının büyüklüğüne göre değil, “üyelik yapısı”na bakılarak yapılmıştır. Daha açık söylersek, kitle partisi çok üyeli, kadro partisi az üyeli parti demek değildir. Aynı şekilde, kitle partisi 'fikir'siz, kadro partisi 'fikir'li parti demek de değildir. Hatta tersinedir.

Kitle partisi “üye”ye dayanır: Yani (1) Üye, seçmene önderlik eden kişidir. (2) Üyelik partinin ilke ve amaçlarına bağlılık bildirimini içeren bir başvuruyla gerçekleşir. (3) Partinin mali yapısı üye aidatlarına dayanır. (4) Geleceğin yöneticileri üyeler arasından çıkar, bu nedenle parti-içi eğitim önemlidir. (5) Parti mahalle – işyeri komitelerinden yukarıya görev – yetki – sorumlulukların açıkça tanımlandığı hiyerarşik örgütlenmeye sahiptir...

Özeti birinci derecede "kitleleri örgütlendirmek” odaklı parti. 20. yüzyılda Batı’nın sol, sosyal demokrat partileri böyledir.

Kadro partisi “seçilecek kimse”lere dayanır: (1) geleceğin yöneticilerini yetiştirme sorunu yoktur, halihazırda var olan prestij, uzmanlık, servet sahipliğinin seçimlerde bir araya getirilmesi esastır; (2) sürekli ve örgütsel bir kurumlaşma yoktur; seçimlere odaklı çalışan ademi merkeziyetçi ve zayıf bağlantılı önseçmen ‘komite’leri esastır. (3) Mali bakımdan temel kaynak bağışlardır. …
Özeti birinci derecede "seçim kazanmaya" odaklı parti. Batı Avrupa’da ilk ortaya çıkan partiler bunlardır; sağ partiler; ve ABD partileri bu tiptendir. Duverger, Türkiye’de Demokrat Parti’yi bu tipten sayar. “DP seçimlerden önce üç ya da dört milyon üyesi olduğunu ileri sürerken, şüphesiz taraftarları kastediyordu: gerçekte bu parti esas itibariyle kadro partisiydi”. (s. 108) Aynı yakın geçmişteki ANAP ve şimdiki AKP gibi.

Terimlerin tanımlarına bakarak, biz ne tip’iz?

Şimdi, terimlere Duverger tarafından getirilmiş tanımları esas alarak, CHP’nin türünü seçebiliriz.
CHP Tüzüğü’nde yapının tümüyle üyelik kurumu üzerinde yükselmesine bakarak;
Üyelik sistemi üzerinde ‘üye sıfırlama’ dahil temiz kayıt için uzun yıllara yayılmış ciddi çabaları, üye aidatının tam ve düzenli biçimde toplanması için geliştirilen teknikleri, parti-içi eğitim çalışmalarını göz önünde tutarak;
ve “biz dededen partiliyiz” iddialarındaki içtenliği tanık sayıp, üyelerin “örgüte verilen emek” gerekçesiyle kendinde bulduğu eleştiri gücünü anımsatarak,
diyebiliriz ki CHP’nin türü “kitle partisi”dir.

Bu gerekçelerle diyebiliriz; ama “CHP her düşünceden insana açık, o nedenle kitle partisidir” diyemeyiz.

Tanımdan hareketle somut bir örnek verirsek, CHP’nin 2011 genel seçimlerinde kullandığı “herkes için CHP” sloganı, ‘her düşünceden insanın partiye üye olması’ anlamına gelmez. Bu slogan, CHP’nin temel ilkeleri, ideolojisi, programı ve başlıca ahlaki kabulleri öyledir ki, CHP’ye verilecek oylar sayesinde gelecek olan iktidar ‘herkes için iyi olacak’ anlamına gelir.

Aynı biçimde, kitle partisi “ideoloji eksenli” partilere verilen addır; o nedenle bu gerekçeyi kullanıp kadro partisi olduğumuzu da söyleyemeyiz. Vurgulamak gerekirse, burada temel yanlış “kadro partilerinin ideoloji eksenli yapılar olduğu" düşüncesidir; tam tersine kadro partileri düşünce bakımından pek fazla esnektir. Diğer yanlış tanımdaki hatanın sonucudur; CHP kadro partisi değildir.

Ama belki bunlardan da önemli iki başka soru vardır:

(1) Acaba CHP, kitle partisi tipinin gerektirdiği özellikleri ne kadar taşımaktadır? Ve,
(2) Acaba bu sınıflandırma 21. yüzyılda, 2014 yılının hemen başında olduğumuz zamanda geçerli midir?

Duverger’nin sınıflandırması 60 yaşını geçmiş bulunuyor. İkinci Dünya Savaşı ertesinde kurulan ‘yeni dünya düzeni’ yıkıldı; şimdi yine ‘yeni bir dünya düzeni’ çağı var. O zamanlar, dünya sosyalist sisteminin ve sendikaların zamanıydı. Oysa şimdi dünya sosyalist sistemi de sendikalar da yıkıldı. Ve daha pek çok şey… Siyasal partilerin değişmediği düşünülebilir mi?

Siyasal partiler de, parti tiplerinin sınıflandırmaları da değişti.

İlk “acaba”yı belki geniş bir zaman olursa başka bir zaman, ama ikinci “acaba”yı bu yazının ikincisi olarak en kısa zamanda kaleme almak üzere…

Prof. Dr. Birgül Ayman Güler
CHP İzmir Mililletvekili ve PM Üyesi

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları