Dünya kupası
Yılmaz Özdil; Tank fabrikamızdan İstanbul borsası'na kadar, neredeyse memleketin tapusunu üstüne yaptığımız Katar, evsahibi. İnek ithal ettiğimiz Uruguay orada.
Dünya kupası bugün başlıyor.
Tank fabrikamızdan İstanbul borsası'na kadar, neredeyse memleketin tapusunu üstüne yaptığımız Katar, evsahibi. İnek ithal ettiğimiz Uruguay orada.
Koyun ithal ettiğimiz Avustralya orada.
Tavuk ithal ettiğimiz Arjantin orada.
Kıyma ithal ettiğimiz Sırbistan orada.
Saman ithal ettiğimiz Senegal orada.
Cemal Kaşıkçı'yı İstanbul'da kuşbaşı doğramasına rağmen elini eteğini öptüğümüz Suudi Arabistan, orada.
Fas'ı geçen yıla kadar Adalet ve Kalkınma Partisi yönetiyordu, amblemi gaz lambası, bizi Adalet ve Kalkınma Partisi yönetiyor, amblemi ampul… Fas gaz lambasıyla dünya kupasına gitti, biz ampulle uzaya gideceğiz diye bekliyoruz.
Tunus'un hırsız lideri Bin Ali ülkesinden kaçtı, makam uçağını bize sattılar, bizim saray şurekası hırsızın uçağıyla geziyor, Tunus milli takımı tarifeli uçakla dünya kupasına gitti.
Bakanlarımızı parmağında oynatan İranlı Rıza Sarraf yüzünden dünyadan dışlandık, İran dünya kupasında.
Biz Güney Kore'deki dünya kupasına katıldığımızda henüz Hırvatistan diye bir ülke yeni kurulmuştu, Avrupa Birliği üyesi oldular, Güney Kore'yle birlikte dünya kupasındalar, biz dünya kupasında zaten yokuz da, Avrupa Birliği'nde var mıyız?
Medeniyetler İttifakı kurduğumuz İspanya dünya kupasında, biz anca cumhur ittifakınızdayız.
Sokaklarda portakal bıçaklayarak güya Hollanda'yı mahvettik, Hollanda dünya kupasında.
Beyin ölümü gerçekleşmiş dediğimiz Macron'un Fransası orada.
Asrın liderimizin “iflas etti” dediği Danimarka, orada.
Para dilendiğimiz İngiltere, orada.
Bizi kıskanan Almanya, orada.
Zümrüt gibi Kazdağları'nı peşkeş çektiğimiz Kanada, orada.
Füze atarak değil, füze satarak bizi imha eden Rusya, orada.
Parasını verdiğimiz halde uçaklarımızı vermeyen ABD, orada.
Diyanet işleri başkanlığımızın, Türk milletinin parasıyla dokuz farklı şehrinde Ramazan kolisi dağıttığı Kamerun, orada.
Diyanet işleri başkanlığımızın, Türk milletinin parasıyla 10 milyon dolar harcayarak cami yaptırdığı Gana, orada.
Üzerinde Türk Bayrağı bulunan ve Türkiye Cumhuriyeti devleti'nin sembol renklerini taşıyan uçakta kokain yakalayan Brezilya, orada.
★
Futbol dediğin “dış güçlerin oyunu” galiba!
★
Halbuki…
★
Top “çalmayı” çok iyi bilen, maçın başında kale mi top mu diye yazı tura atılırken, yere düşen paranın üstüne bile plonjon yapan, daima kendi kendine pas veren, kendi ortalarına kendisi vuran, köşe olduğu için köşe vuruşlarını pek seven, verkaç bilmeyen, vurkaç'a bayılan, vole vuramayan, voli'yi iyi vuran, tekmeye asla kafa uzatmayan, karambolde kıstırırsa kafaya tekme atan, dokuz
kusurlu hareketin dokuzunu da yapan, elle oynayan, taban giren, ofsaytta yakalanan, ama hakem kendisinden olduğu için hep avantaja bırakılan, yanlışlıkla bir dokun, anında mağdur olan, kendisini kıvranarak yere atan, sanırsın kaval kemikleri kırıldı, penaltıııı diye bağıran, sıkışınca topu taca atan, göz göre göre senden çıktı diyen, buz gibi gol yediğinde bile saymayan, altı pastan kazma gibi dışarı vurmasına rağmen, goooollll diye tribünlere koşan, parayla trol tutan, boş tribünlere bunları seyirci gibi dolduran, megafondan kendi ismini anons ettirip, kendi kendisine tezahürat yaptıran, 10-0 kaybetse bile, sanki kazanmış gibi şeref turu atan, kendi kendisini omuzlara aldıran, kendi pozisyonlarını kendi televizyonlarında ballandıra ballandıra yorumlatan, istersen hezimete uğrat, maçı iptal eden, itiraz edenleri coplatan, rakip seyircilerin gözüne biber gazı sıktıran, fikstürü kendisi çeken, deplasmana
gitmeyen, sadece kendi statlarında sahaya çıkan, kendi statlarını yandaş müteahhitlerine yaptıran, 30 bin kişilik stada maç başına 300 bin seyirci garantisi veren, maç başladıktan sonra kuralları değiştiren, herkes 90 dakika oynarken, kendisi 90 artı van münüts oynayan, Avrupa maçlarında folluk olan, ama, 90'a taktık, ters köşeye taktık, Avrupa şampiyonu olduk diye havayi fişek fırlatan, bunların oynadığı futboldan medet umarak şampiyonluk bekleyenler çöpten marul toplarken, kırk günlük bebeklere bile tek taş pırlanta takan, rakip santraforların lisansını iptal eden, rakip kulüplerin başına kayyum atayan, yerli ve “milli” takımımız var.
★
Bu yerli ve “milli” takımımızı dünya kupasına almamaları hakikaten büyük haksızlık yani!
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları