loading
close
SON DAKİKALAR

Birkaç Fazla Oy İçin: Tehlikeli Oyunlar

Birkaç Fazla Oy İçin: Tehlikeli Oyunlar
Tarih: 29.07.2015 - 00:00
Kategori:

İmambakır Üküş; AKP 'savaş politikalarını' ancak 'barışta' ve 'barış politikalarında' ısrar ederek yenebiliriz…

Birkaç Fazla Oy İçin: Tehlikeli Oyunlar

Türkiye “çözüm sürecinden” hızlı bir şekilde birden bire kendini “savaş sürecinde” buluverdi…

AKP, düne kadar el ele- kol kola olduğu PKK ve IŞİD’le “kanlı kavgalı” hale geldi…

Türkiye; bir yanda sözde Kuzey Irak’ta PKK kamplarını bombalarken diğer yanda sözde IŞİD kamplarını bombalıyor…

Dün “barış” ve “çözüm süreci” için “ölümü göze aldığını” söyleyen Recep Tayyip Erdoğan şimdi “savaş naraları” atıyor…

***

AKP, PKK ve IŞİD’le “savaş” gerekçesiyle Türkiye’de Sol’a, Kürtlere ve Alevilere karşı top yekün bir savaş başlattı…

Yüzlerce kitle örgütü, sendika ve kurum basıldı…

Binlerce insan gözaltına alındı…

Yargısız infazlar başladı…

***

AKP ve PKK birlikte “açılım” sürecini başlattı ve sürdürdü…

Bu süreçte İmralı’da Abdullah Öcalan başkanlığında çeşitli “görüşme” heyetleri oluşturuldu…

Öcalan’ın istediği başka cezaevlerindeki PKK tutuklu/hükümlüler İmralı’ya getirildi…

“Sekretarya” adıyla Öcalan’ın istediği kişiler milletvekilleri dışında “İmralı heyetine” dahil edildi…

***

Başta Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere tüm AKP’liler Öcalan’ı “barış” temsilcisi olarak sundu…

AKP için Öcalan, “Kürt Sorununda” çözüm adresiydi…

Her “sıkışılan” noktada AKP’nin başvurduğu/devreye soktuğu kişi Öcalan’dı…

***

Başta Abdullah Öcalan olmak üzere tüm PKK ve HDP yöneticileri “barış” ve “çözümün” adresi olarak AKP ve Recep Tayyip Erdoğan’ı gösterdi…

Recep Tayyip Erdoğan ve AKP’ye karşı çeşitli girişimlerin karşısında durdular…

Gezi’den 17/25 Aralık sürecine kadar çeşitli olaylarda hep AKP ve Recep Tayyip Erdoğan’dan yana oldular…

Hatta Öcalan bizzat kendisinin çeşitli biçimlerde AKP’ye karşı darbe girişimlerini önlediğini açıkladı…

***

AKP ile Recep Tayyip Erdoğan ve Öcalan ile PKK “barışta” kararlı olduklarını açıkladılar…

Bu yönde çeşitli gösteriler düzenlediler; açıklamalar yaptılar…

Her Nevroz’da Öcalan “açılıma” destek mektupları gönderdi…

Gösterilerde okundu; AKP ve PKK’lılar açıklamaları birlikte alkışladılar…

***


Recep Tayyip Erdoğan ile AKP; Öcalan ile PKK’da “barış için zehir içmeye, barış için ölmeye hazır” olduklarını açıkladılar…

“Demokratik siyasetin” esas olacağı, ortak hiçbir şekilde “silahlı çatışma dönemine” dönülmeyeceği söylendi…

Peki, ne oldu da iki tarafta “barışı” ortadan kaldırmak için “savaş” düzenine geçti…

***

Türkiye, Suudi Arabistan ve Katar ile birlikte Ortadoğu’da “İslamcı terör” örgütlerini destekleyen blokun içinde yer aldı…

Özellikle Suriye’de “iç savaşın” doğrudan “taraflarından” birisi Türkiye oldu…

Türkiye, Suriye sınırını “terörist” gruplara açtı; yetmedi sınırları bu “terörist” gruplara teslim etti…

Suriye’de Esad yönetimine karşı savaşan IŞİD, El Nusra ve El Kaide gibi örgütlerin “lojistik” merkezi” Türkiye oldu…

Silah, gıda ve sağlık malzemeleri Türkiye üzerinden ulaştırıldı…

***

Daha da ötesi Türkiye bu “örgütlerin” “militan toplama” merkezi ve “militan sevk” merkezi haline geldi…

Urfa, Gaziantep, Kilis, Hatay ve Adana’da bu “örgütler” “merkezler” ve “üsler” oluşturmaya başladı…

Eğitimler Türkiye’de yapıldı; savaşa giden militanlar Türkiye üzerinden gönderildi…

Savaşta yaralananlar Türkiye’de “tedavi” görmeye başladı…

***

Sonunda Türkiye yalnızca bir “geçiş” ve ”toplama” yeri olmaktan çıktı; bizzat “militan” devşirilen yer haline geldi…

Türkiye’den çok sayıda insan IŞİD saflarında savaşmak için Suriye’ye gitti…

Türkiye bu “gerçekle” IŞİD” saflarında savaşta ölen Türk vatandaşlarının cenazeleri gelmeye başlayınca “tanıştı”…

***

IŞİD’in Türkiye ve AKP ile el ele kol kola olduğu bir “süreçte”, neden Türk subayını vursun?…

IŞİD, bütün sınır kapılarını kullanabilirken yaşlı 5 Suriyelinin girişine izin vermedi diye hem de Türkiye Sınırına yığınak yapılmışken neden bir Türk subayını öldürme ihtiyacı hissetsin?…

***

PKK, tarihi bir yanlış yaparak AKP’nin ama özellikle Recep Tayyip Erdoğan’ın istediği çizgiye geldi…

Özellikle Suruç katliamıyla gelinen noktada her şey AKP’nin ve Recep Tayyip Erdoğan’ın istediği gibi gelişiyor…

PKK, devletin provokasyonun ötesinde Suruç katliamında kendi sorumluluğunu sorgulaması gerekirken attığı adımlarla Devletin suçunun üstünün örtülmesine hizmet etti…

***

Suruç’ta katledilen gençler devlete güvenerek değil HDP ve PKK başta olmak üzere “süreç” içinde yer alan güçlere güvenerek oraya gittiler…

HDP’de PKK’da devletin provokasyonlarını ve IŞİD tehditlerini öngörebilecek durumdaydı…

Bu katliamda AKP/IŞİD ve devlet ile birlikte “yerinde” ve “zamanında” gerekli “önlemleri” almayanların hiç mi suçu yok?

***

PKK, devletin ve AKP’nin özellikle Recep Tayyip Erdoğan’ın “savaş politikalarını” boşa çıkarabilirdi…

PKK, “Demokratik siyasette” ve “barışta” ısrar edebilirdi…

Ama tam tersini yaptı…

Devletin ve IŞİD’in saldırganlığıyla hiçbir ilgisi olmayan gencecik polisleri uykusunda öldürdü…

Sokakta trafik polisine saldırdı…

Ailesinin ve çocuklarının yanında bir subayı katletti…

Ailesinin ve çocuklarının yanında birisini öldürmek hangi “racona” sığıyor?…

PKK, AKP’nin ve Recep Tayyip Erdoğan’ın her yere benzin dökerek yakma girişimine, elinde “ateşle” karşılık verdi…

***

Yol kesmenin, sivilleri kaçırmanın; gencecik polislere “pusu” kurmanın “barışa” ve “demokratik siyasete” ne katkısı olabilir?…

Recep Tayyip Erdoğan’ın ve AKP’nin “savaş politikaları” açığa çıkarmanın ve açığa düşürmenin yolu “barış politikalarında” ısrar etmektir…

Aksi; hangi gerekçelerle ve amaçlarla yapılırsa yapılsın AKP ve RTE diktatörlüğüne hizmet edecektir…

***

Türkiye bir “ateş çemberine” sokuldu…

“Korku iklimi” her yere egemen kılındı…

İnsanlar sokağa çıkmaya, metroya ve çarşılara gitmekten korkar hale getirildi…

“Korku” yoluyla varlığını sürdürmek istiyor AKP…

Bu “oyuna” düşmemek lazım…

***

Türkiye IŞİD’e karşı bir “operasyon” yapmıyor…

Bir IŞİD yetkilisinin de söylediği gibi “boşaltılmış ve kullanılmayan kampları/yerleri” Türkiye bombalıyor…

Türkiye sınırının hemen ötesinde IŞİD militanları hiçbir şey olmamış gibi nöbet tutmaya devam ediyor…

***

AKP, dağı taşı bombalayarak “korku” ve “güvensizliği” Türkiye’ye egemen kılmak istiyor…

Görünen o ki, bunda başarılı da olmuş durumda…

AKP “bombalarla” hem bütün partileri farklı gerekçelerle de bir “hizaya” getirdi…

Hem de topluma “korku” ve “güvensizliği” egemen kıldı…

***

AKP “savaş politikalarını” ancak “barışta” ve “barış politikalarında” ısrar ederek yenebiliriz…

AKP birkaç fazla oy almak için Türkiye’yi ateşin ortasına atmaktan çekinmeyecektir…

Şimdi yapılması gereken AKP’ye ve savaş politikalarına karşı “birleşik” ve “kitlesel” karşı koyuşu örgütlemektir…

İmambakır Üküş
İstanbul Gerçeği Genel Yayın Yönetmeni



ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları