loading
close
SON DAKİKALAR

10 Ekim Gar katliamı haberlerine ilişkin dava düştü

10 Ekim Gar katliamı haberlerine ilişkin dava düştü
Tarih: 15.01.2018 - 12:54
Kategori: Medya

Evrensel ve Cumhuriyet gazetelerinin 10 Ekim katliamında ihmallerine ilişkin yaptığı haberler nedeniyle açılan dava düştü.

10 Ekim Ankara Katliamı’nda alınan istihbarata rağmen önlem alınmadığı tespit edilen müfettiş raporu haberleri nedeniyle Evrensel gazetesi ve Cumhuriyet gazetesinden Genel Yayın Yönetmenleri Can Dündar ve Fatih Polat, muhabirler Tamer Arda Erşin, Cem Gurbetoğlu ve Kemal Göktaş’ın yargılandığı dava Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü. Kemal Göktaş yurtdışında burslu bir etklinlikte olduğu gerekçesiyle mazeretli kabul edildi.

Cumhuriyet'in aktardığına göre Avukat Mustafa Söğütlü Basın Kanunu’nun 26. maddesine atıfta bulunarak davanın açılması için 4 aylık sürenin aşılması nedeniyle davanın düşmesini talep etti. Savcı suç duyurusunun 15 Nisanda yapıldığını, kamu davasının 19 Ekim 2017 tarihinde açıldığını belirterek davanın düşmesini istedi. Mahkeme heyetini savcılık mütalaasından farklı düşünen var mı diye soruldu. Sanık ve müdafiiler katıldıklarını söylediler. Mahkeme heyeti davanın düşürülmesine karar verdi.

Ankara’da 10 Ekim 2015 tarihinde düzenlenen Emek, Demokrasi ve Barış Mitingi’ne IŞİD tarafından gerçekleştirilen canlı bomba saldırısı ile 102 kişi hayatını kaybetmiş, yüzlerce kişi yaralanmıştı.

Emniyet görevlilerinin yaptığı suç duyurusu üzerine açılan davada dönemin Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Evrensel gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Fatih Polat ile haber sahibi dönemin Evrensel Ankara Temsilcisi Cem Gurbetoğlu, Muhabiri Tamer Arda Erşin, Cumhuriyet Gazetesi Muhabiri Kemal Göktaş’a üç yıla kadar hapis istenmişti.

Davada, 12-13-14 Nisan 2016 tarihlerinde yayımlanan “Bombayı biliyorlardı”, “Ankara Katliamı’nın bir tek saati bilinmiyormuş” ve “Güvenlik Şube amirinden 10 Ekim itirafı: MİT, TSK ve EGM önlem almadı” haberleri suç delili olarak gösterildi. Savcılık Ankara Emniyeti’nin 10 Ekim mitinginde canlı bomba eylemi olacağı istihbaratına rağmen gerekli önlemlerin alınmamasının ortaya çıkarıldığı haberde emniyet görevlilerinin hedef gösterildiğini iddia etti.

Yurt dışında olan Can Dündar hakkında ise “Bilinen adreslerinden araştırıldığı, ancak kendisine ulaşılamadığından ifadesinin alınamadığı, bu sebeple savunmasının alınması için Ankara 6. Sulh Ceza Hakimliği’nin 2016/5722 değişik iş sayılı kararı ile ifadesinin alınmasına yönelik yakalama kararı çıkarıldığı, yakalama kararının henüz infaz edilmediği” belirtildi.

‘BİRÇOK OLAY BASIN SAYESİNDE ÇÖZÜLDÜ’

Evrensel gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Fatih Polat, “Öncelikle, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde en çok can kaybına yol açan 10 Ekim Katliamı gibi önemli bir olaya dair bu önemli haberlere imza atan muhabir arkadaşlarıma teşekkür ederim. Onlar bu haberlerle halkın haber alma hakkına bağlılığın gereğini yaptılar” dedi.

Aslında bu haberlerin yargının bu olayı aydınlatması ve doğru karar verebilmesi için başvuru kaynakları olduğunu belirten Polat, tarihte birçok olayın basının bu şekilde üzerine gitmesi ile çözüldüğünü kaydetti. “Artık top yargıdadır” diyen Polat, ancak yargının şu ana kadar bu haberlerle olayın aydınlanması ve sorumluların yargılanması yerine haberleri yapanları ve yayınlanmasına izin verenleri yargılamayı seçtiğini söyledi.

Polat, “Bu haberlerin yayınlanmasına izin verdiğimiz için bizi de ‘suça iştirak’ etmiş sayanlara da şunu diyeyim; ‘Eyvallah’ ama ortada bir suç yok, gazetecilik var. Hedef gösterme yok, olayın sorumlularının sis perdesi arkasında kalmasına izin vermeyerek adaletin sağlanmasına yardımcı olma çabası var” dedi.

'MUHABİRLERİMİZ BU KORKUNÇ İHMALİ HABER VERDİ'

Dönemin Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar da şöyle konuştu: “Düşünün, bir cinayete tanık oluyorsunuz. Katili, iş birlikçiyi, gözcüyü saptıyorsunuz. 'Katil bu; şu da gözcüsü' diye haykırıyorsunuz. Ve katili, gözcüyü ele vermekten yargılanıyorsunuz. 10 Ekim manşetleri için Cumhuriyet ve Evrensel’e açılan davaların özeti budur. Türkiye’nin en büyük katliamında 102 kişi hayatını kaybetmiş. Muhabirlerimiz, katliamın istihbaratının önceden yetkililere verildiğini, polis müfettişlerinin bu korkunç ihmali belgelediğini haber vermiş. Yani katliam, göz göre göre gelmiş; adeta göz yumulmuş. Erdoğan’ın yargısı, ihmali görülen polis müdürlerinin yargılanmasına izin vermezken, haberi yapanları ve manşete çekenleri yargılayarak katliamı örtbas etmeye çalışıyor. Tutmaz. Çünkü ne zaman bizi suçlasalar, gerçek suçlular daha net görünüyor.”

'HABERLERİMİZDE NE YALAN NE DE HEDEF GÖSTERME VAR'

O dönem Evrensel gazetesi Ankara Temsilcisi olan Cem Gurbetoğlu, aslında bu dava ile tüm gazetecilere “Bu olayın peşini bırakın” denmek istendiğini söyledi. 100 kişinin yaşamını yitirdiği bir katliamın ardından emniyetin kendi müfettişlerinin dahi “kasıt yoksa bile ihmalleri olabilir” dediği kamu görevlileri hakkında herhangi bir soruşturma açılmadığını belirten Gurbetoğlu, ancak ihmal iddialarını haberleştirenler hakkında hemen dava açıldığını dile getirdi. Haberlerinin titiz bir çalışmanın ürünü olduğunu belirten Gurbetoğlu, “Haberlerimizde ne bir yalan ne bir hedef gösterme vardır. Ancak gerçeklerden rahatsız olanlar gazetecileri susturmak için seferber oldular bir kez daha. Bize ceza verebilirler ama bu gerçekleri değiştirmez” dedi.

‘NORMALDE O POLİSLER HAKKINDA DAVA AÇILIR’

Avukat İlke Işık da, yapılan haberde müfettiş raporunun yer aldığına dikkat çekti. Türkiye tarihinin en kanlı katliamının söz konusu olduğunu ifade eden Işık, herkesin bu katliamda kimin sorumluluğu, ihmali olduğunu merak ettiğini dile getirdi. O dönemde ortaya çıkan müfettiş raporunda emniyet yekilileri hakkında tespitlerde bulunduğunu, gazetecilerin de bu müfettiş raporunu yazdığını ifade eden Işık, “Mitinge canlı bomba saldırısı olabileceği yönünde gelen birçok istihbarata rağmen önlem almadıkları, azami gayret göstermeleri gerektiğini yazan bir müfettiş raporu dünyanın her yerinde gazeteciler tarafından haber yapılır. Normal bir demokraside ve hukuk devletinde o raporda adı geçenler hakkında dava açılır” dedi.

‘PEŞİNE DÜŞERSENİZ DAVA AÇARIZ MESAJI’

İhmali olan emniyet görevlilerinin 10 Ekim davasında mahkemeye de getirilmesini istediklerini, söz konusu müfettiş raporunu istemelerine rağmen hala gelmediğini belirten Işık, savcının iddia ettiği gibi emniyet görevlilerinin hedef gösterilmesinin söz konusu olmadığını söyledi. Işık, “İnternete adları yazıldığında isimleri çıkabilecek kişiler. Örneğin biri Ankara Emniyet Müdürü. Gizli, saklı, deşifre edilecek bir isim yok ortada. Hiçbir hukuki dayanağı olmayan bir iddianameden bahsediyoruz. ‘10 Ekim katliamında sorumlulara gitmeyeceğiz, sorumluların peşine düşen gazetecilere de dava açacağız’ mesajı veriliyor. 10 Ekim davasını takip eden avukatlar olarak gazeteci arkadaşlarımızın yanındayız bütün kamuoyunu davaya katılmaya, destek vermeye çağırıyoruz” diye konuştu.

GAZETECİ HUKUKÇULARDAN DAYANIŞMA

10 Ekim haberleri nedeniyle hakim karşısına çıkacak gazeteciler için meslektaşları ve avukatlar dayanışma çağrısında bulundu. 10 Ekim Davası Avukat Komisyonunun yaptığı açıklamada IŞİD’in düzenlediği birçok katliam gibi 10 Ekim Ankara Katliamı’nın da göz göre göre geldiği ifade edildi. Gerçek sorumlular hakkında hâlâ bir işlem yapılmadığı belirtilen açıklamada, “Bu dava, katliamların ardındaki gerçekleri halka duyurmayı amaçlayan gazetecilere yönelik yeni bir ihlal anlamına geliyor. Halkın haber alma hakkının, hakikati bilme hakkının yargılanacağı dava aynı zamanda katliam mağdurlarının, sorumluların yargılanması yönündeki taleplerine de yargının verdiği cevap niteliğinde” denildi.

Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) ve Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) Ankara Şubeleri de yaptıkları ortak çağrıda “Meslektaşlarımız, katliama ilişkin müfettiş raporlarına dayanan haberleri nedeniyle ‘kamu görevlilerini hedef göstermekle’ suçlanıyor. Davanın 15 Ocak Pazartesi günü görülecek ilk duruşmasında herkesi bir kez daha 'Gazetecilik suç değildir' demeye çağırıyoruz” dedi. 

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları