''2013, 2012 gibi heba olmasın!''

Hakan Tahmaz yılbaşı için basın açıklaması yayımladı...

Türkiye Barış Meclisi dönem sözcüsü Hakan Tahmaz, yılbaşı için basın açıklaması yaptı:

"2012 yılında barışa dair umutların daha da güçlendiğini söylemek ne yazık ki imkânsız. Barış, insanların farklılıklarıyla demokratik bir ortamda, bir arada, eşit ve özgür olarak yaşamaları için olmazsa olmaz bir koşulsa, itiraf etmek gerekir ki, maalesef 2012 yılı boyunca bu doğrultuda bir arpa boyu dahi yol alınamadı.

Aksine toplumda barışa dair umut ve güven giderek zayıfladı. Kürt sorunu daha kronik hale geldi. Siyasal ve toplumsal kutuplaşma aşırı ölçüde derinleşti.

2006 yılından itibaren gelişen diyalog ve müzakerenin 2011 Temmuz’unda kesilmesi ve yoğunlaştırılmış güvenlikçi politikaların 2012 yılında da sürdürülmesi, Kürt sorununu, çözümü daha da zorlaşan bir mesele haline geldi. Hükümet, bunu fark etmiş olmalı ki, müzakerenin yeniden başlatılmasından söz ediyor. Oysa bu konuda hala hiçbir ilerleme yok. Bunun göstergelerinden biri, hükümet eliyle beş yüz gündür PKK lideri Abdullah Öcalan’a yönelik yasadışı tecrit ve görüş yasağının devam etmesidir.

Hükümet çevresinden sık sık dile getirilen “gerek görülürse, herkesle görüşürüz” ya da Oslo sürecinin yeniden başlatılması sinyali, aylardır gerçekleştirilmiyor. Keza Adalet Bakanının bizzat açıkladığı anadilde savunma ve anadilin kullanılmasına dair kimi iyileştirmeler de ağırdan alınıyor.

2012 yılı içinde Kürt sorununda demokratik hiçbir “iyileştirme” hayata geçirilmedi. Hükümetin yaptığı “demokratik açılım devam ediyor” açıklamaları ise, Roboski katliamının sorumluları bir yıldır yargı önüne çıkarılmadığı, soruşturma dosyası üzerinde bir yıl gibi uzun bir süre gizlilik kararı olduğu ve ‘TBMM Uludere Komisyonu’nun raporunun dahi yazılamadığı koşullarda hiçbir anlam taşımıyor.

Keza bu yaz Hakkâri, Şırnak bölgesinde haftalarca süren ve çok sayıda can kaybına yol açan çatışmalar toplumdaki karamsarlığı artırdı. Aynı dönemde bölgeyi ziyaret eden milletvekillerinin karşılaştığı PKK’lılarla kucaklaşmalarını krize dönüştüren Hükümet, dokunulmazlıkları kaldırmayı yıllar önce yaşanmış olumsuz sonuçlarına rağmen yeniden gündeme getirdi. Başbakanın bir süredir

Kürt siyasetçilerine karşı kullandığı üslup, sürekli hedef göstermesi ve ötekileştirici yaklaşımları sorunu daha da ağırlaştırdı, toplumsal ayrışmayı derinleştirdi.

Kürt sorunu Ortadoğu’nun kilit sorunu haline geldi. Suriye’de ortaya çıkan Kürt inisiyatifine karşı izlenen siyaset sadece Suriye politikasını değil onun Kürt politikasının sorunlu halini yansıtıyor.

2009 yılında başlatılan KCK Operasyonları 2012 yılı sonunda dışarıda neredeyse Belediye başkanı, il genel meclis üyesi ve belediye meclisi üyesi, parti, sendika, dernek yöneticisi, gazeteci, avukat bırakmadı. Kürt siyasetine destek veren ve hukuksuzluğa karşı çıkan aydın ve akademisyenlere gözdağı verildi. Son üç yılda 8.500 Kürt siyasetçi tutuklandı. Roboski’de çoğu çocuk 34 kişi katledildi.

Uygulanan yeni savaş konsepti, şiddeti tırmandırdı ve sorunu daha da içinden çıkılamaz duruma getirdi. Bir yılımız daha heba edilmeden bu yolun çıkmaz yol olduğu görülmeli, sorunun demokratik, adil çözümü için 1. Oslo sürecinden çıkarılan derslerle, müzakere ve diyalog süreci yeniden başlatılmalıdır.

2013 yılının, anaların gözyaşının akmadığı, acıların dinmeye ve yaraların kabuk bağlamaya başladığı, kin ve nefretle hareket edilmediği, herkesin vicdanının sesine kulak verdiği bir yıl olmasını diliyoruz.

Yeni yıl, yeni bir başlangıç olsun."