loading
close
SON DAKİKALAR

Adalet Partisi Genel Başkanı Dr. Vecdet Öz, Tansu Çiller büyük gaf yapmış; 'Parlamenter sistemi umut diye sunmak millete ihanettir' demiş!

Adalet Partisi Genel Başkanı Dr. Vecdet Öz, Tansu Çiller büyük gaf yapmış; 'Parlamenter sistemi umut diye sunmak millete ihanettir' demiş!
Tarih: 18.03.2022 - 14:30
Kategori: Siyaset

Adalet Partisi Genel Başkanı Dr. Vecdet Öz, Tansu Çiller büyük gaf yapmış; Sayın Çiller’e sormak gerekir; ülkemize parlementer sistemi kazandıran Atatürk ihanete mi bulaşmıştır?

Adalet Partisi Genel Başkanı Dr. Vecdet Öz, www.istanbulgercegi.com'a yaptığı açıklamada:

Öyleyse Sayın Çiller’e sormak gerekir; ülkemize parlementer sistemi kazandıran Atatürk ihanete mi bulaşmıştır?

Asıl ihanet, siyasi tarih birikimine sahip olmayanların devlet yönetimine talip olmasıdır..

Bu söz şunu göstermiştir ki Çiller sebep AKP sonuçtur..

Sayın Çiller’e Atatürk’ün bir sözünü hatırlatarak dağarcığına biraz bilgi aktarmakta yarar görüyorum..

“Hakimiyet-i milliye öyle bir nurdur ki onun karşısında zincirler erir, taç ve tahtlar yanar, mahvolur. Milletlerin esareti üzerine kurulmuş müesseseler her tarafta yıkılmaya mahkumdurlar.”

Büyük önderin bu sözleri, Türkiye Cumhuriyeti’nin siyasal ve toplumsal dayanağı olan ulusal egemenliği tanımlar ve gücünü anlatır.

Ulusal egemenlik günümüzde ileri, uygar ülkelerin sıkı sıkıya sarıldıkları bağımsızlık, eşitlik ve insan haklarıyla donanmış demokrasinin toplumun yaşamına yansıması, halkın seçtiği temsilciler eliyle yönetiminde söz ve güç sahibi olmasıdır. Ama bu başıboş bir güç değildir. Öncelikle ulus olmakla bağlantılıdır. Devletin hukuk düzeni içinde yasama, yürütme ve yargı erklerinin tek kimsede toplanmasını engelleyen, toplumsal yaşamı biçimlendiren anayasayla belirlenir, yasalarla sınırlanır. Devletin güvencesi altında Mecliste veya Parlamentoda yaptırım bulur.

İdeal bir yönetim sistemi olan parlementer sistemi ülkenin yönetim modeli olarak belirleyen Mustafa Kemal Atatürk, her zaman kendini öne çıkarmaktan kaçınmış, Kurtuluş Savaşı sonuçlandığında “Bu muazzam zaferin en yüce sonucu Türk ulusunun egemenliğini kayıtsız koşulsuz eline almış olmasıdır” diyerek askeri ve siyasi başarıyı halka mal etmiştir.

En güçlü olmasına, her istediği unvanı sağlayabilecek konumda olmasına karşın, zafer kazanıldıktan sonra gücünü cumhuriyetin güçlenmesine vermiş, Türkiye’nin ileri ülkeler yanında yer almasını sağlayacak devrimlere yönelmiş, Cumhurbaşkanlığına seçilerek gelmiş ve bu görevini dört kez seçilerek sürdürmüştür.

Daha önemlisi, demokrasiye çizgisi değişmeyen güven ve saygısıyla Türkiye’de parlamenter yaşamın ilerleyen yıllarına hem örnek olacak hem de yol gösterecek bir anlayış kazandırmış, Türk ulusuna da her zaman için tazeliğini koruyan şu öneride bulunmuştur:

“...Muhterem milletime şunu tavsiye ederim ki sinesinde yetiştirerek başının üstüne kadar çıkaracağı adamların kanında, vicdanındaki cevher-i asliyeyi çok iyi tahlil etmekten bir an feragat etmesin.”

Büyük önderin özenle inşa ettiği demokratik parlementer sistemi yıkarak yerine yeniden tarihin karanlığını inşa etmek bu millete ve gelecek kuşaklara ihanettir..

Bu bilgileri dolaylı bir şekilde Atatürk’ü ihanetle suçlayan Sayın Çiller’e ithaf ediyorum. Umarım ders çıkarır...

Kaynak : www.istanbulgercegi.com

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları