Ahmet Ercan: Marmara'da yapılaşmayı 7.5'lik deprem olacakmış gibi tasarlamak gerekiyor

Deprem bilimci Ahmet Ercan, Can Ataklı'nın sunduğu Yazı İşleri programına konuk olarak katıldı.

Ahmet Ercan, İstanbul'un Avrupa Yakası'nın deprem konusunda tehlikeli olduğuna dikkat çekerken, Anadolu yakasının deprem konusunda güvenli olduğunu ifade etti.

Ercan'ın açıklamaları şöyle:

"(Afrin operasyonu) Bu Osmanlı'dan gelen bir sıkıntıdır. Güney sınırımız saldırgan, yayılmacı ülkeler tarafından çizilmiş, halklar bölünmüştür. Fosfat kaynaklarını ele geçirmek için hatlar cetvelle çizilmiştir. Bu sınır bizim tanımamamız gereken bir sınırdır ama Kurtuluş Savaşı'nı verdiğimizde Atatürk Musul ve Kerkük'ün Türkmen nüfusun yaşadığı yerdir.

Çoğunlukla Oğuz boyundan gelmeyiz. Oğuz boyundan gelenlerin Müslüman olmuşuna Türkmen denir. Türkmen ayrı ulus değil, sınırımızın dışında kalan Müslüman Türklerdir.

Sınır çizildi, Atatürk kabullenmedi. "İngilizler ve Fransızlar birbirine düştüğünde biz bu toprakları alacağız" dedi. Batı birbirine düştüğüne Kazım Karabekir'e "git al" dedi. Ama Karabekir emre itaat etmedi, sorun burada başladı. Girseydi sorun bitecekti.

General Kasım orada Türkmenleri katletmeye başladı. Menderes Diyarbakır'a kadar sürdü orduyu ama ABD baskısıyla giremedi, girseydi çözülecekti. 2. fırsat oydu. Demirel döneminde azınlık grupları azdı, yürüdüler. Dmeirel, 'Yürüsünler' dedi.

Özal döneminde Kürdistan diye bir şey attı, Barzani ve Talabani'ye kırmızı pasaport verdi. Bunların sonuçları büyük oldu. 60'lardan beri başlayan terörün üstesinden gelinemedi. Sonunda sınırlarımızın yandaş dediğimiz devletler tarafından Kürtlere teslim edilmesi öngörüldü. İsrail-ABD öncülüğünü yapıyor.

Sınırlarımızın güneyi PYD, YPG, PKK'ye verilioyr. Amerika bu grupları besledi. Siyasi erk epey tartışmı olmalı. sonunda ordu girdi. Afrin'le sınırlı kalmaz olay. Kalmamalı. Kobani'ye, Kuzey Irak sınırına kadar o kuşak temizlenmeli.

Atatürk yaşasa ne yapardı diye düşünerek öyle adım atılmalı. Tek istediğim Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarının gönençli, güvenli bir yaşam sürdürmeleri."

Ahmet Ercan, deprem konusuna ilişkin olarak da şunları söyledi:

"Sındırgı, Balıkesir arasında deprem yoğunluğu vardır. Balıkesir'in anlamı çok deprem olan yerdir. Sındırgı vardır. Çok kırıklı yer demek. Bilimsel bulgularla Türkçe adlar çok uyuyor. İlk gelen Oğuz boyları vermiştir bu adları.

Kars Sarıkamış, Ağrı, Van, Doğuu Anadolu, Kuzey Anadolu kırığının çatalı olan Kiğı'da deprem yoğunlaşması var. Türkiye'nin deprem hartası çıkarıldı.

Kuzey Anadolu kırığı, Van'dan Karadeniz'in güneyine, İstanbul'a, Çanakkale'ye gelip Yunanistan'a gidiyor. Bu kırık boyunca 8 büyüklüğünde depremler olabilir. Doğudan batıya göç ederek gidiyor. İstanbul'da deprem olacak dememizin nedeni Çankırı'da başladı, Bolu'da oldu, Adapazarı, İzmit'e geldi. Sıra İstanbul'da. Deprem olması kaçınılmazdır.

Hatay'dan başlayıp Adana, Çukurova, Osmaniye, Elazığ, Malatya, Tunceli Karlıova'ya gden bir kuşak var. Çatışma yeri Bingöl'dür. Türkiye'de hiçbir yerde deprem olmasa Bingöl'de olur.

Ankara önceden 1. derece deprem bölgesi olarak gösteriliyordu. Şimdi çıkarıldı. 44'lerde o haritalar çıktığında deprem algılama istasyonları 4'ü geçmezdi. Algılama yerleri bütün Türkiye'yi sarmış durumda.

99'daki Gölcük depremi Avcılar'ı yıktı. İlla ki bulunduğumuz konumda deprem olacak diye beklemeye gerek yok.

Kuzey Marmara'da olabilecek en büyük deprem 7,5'tir. Olasılık binde birdir. Gölcük'te olmuştur. 7.5'lik deprem olacakmış gibi Marmara'da yapılaşmayı tasarlamak gerek.

Sakıncalı deprem 7,5. Bu binde birdir. Bu büyüklükte bir deprem beklemiyoruz. İstanbul kolunun 6,3-6,7 arasında olması öngörülür.

-(İstanbul'da) Beşiktaş, Levent, Zincirlikuyu, Beykoz sağlam yerler.

Eminönü, Haliç'in güneyi, Zeytinburnu, Bakırköy, Yeşilköy, Güneşli, Küçükçekmece, Büyükçekmece, Beylikdüzü, Avcılar, Gürpınar, Esenyurt, Kumburgaz ve Marmara'nın güneyi sakıncalı yerler.

Avrupa yakasında Haliç'in kuzeyi oldukça güvenli.

En güvenceli yer Anadolu yakası ve Adalar.

İstanbul hiçbir zaman deprem görmemiş. Marmara'da olmuş İstanbul etkilenmiş. Yüzde 78'i kuzey kolu, yüzde 13'ü Bursa kolu, yüzde 9'u Gemlik kolu üzerinde olur.

Marmara'da 17. deprem beklentisi 2045 gibi çıkıyor. Bugüne kadar son 2 bin yılda beklenen yılda deprem olmamışsa 50-150 yıl gecikebiliyor. Daha erken bana göre olamaz. 2033'ten sonra çan çalmaya başlar.

-Kentsel dönüşüm yasası iyi bir yasa, ama uygulanırsa. Uygulama kötü. Biz kentsel dönüşümü önerirken kent ölçeğinde yıkılıp kentlerin yeniden yapılaşmasını önerdik. Yapısal dönüşüm yapılıyor. Bu da yoksula değil varsıla hizmet ediyor. Bu kentsel dönüşüm değil, devletten de kredi alıyorlar. Bu aymazlıktır. Varlıklı insanların sorunları çözülüyor.

Fikirtepe'deki kentsel bozuşumdur. Orta sınıfın altı otururdu orada. Arkeolojik alandır yapılaşmaya nasıl açarsın? Burada yüklenici geldi sözleşme yaptı, 18 ayda teslim edeceğim, kiranı vereceğim, dedi. Satan ucuza sattı. Aldığın para İstanbulun uzaklarında ev almaya yetti. Bu yoksulu kentten uzaklaştırıyor. Demek ki yoksul kandırıldı. Kimisi sözleşme yaptı, çok fazla inşaat yapıldığı için insanlar alamıyor. Güven sarsılması oldu. Fikirtepe'de birçok aile ne kira yardımı alabiliyor, ne de kullanabiliyor. 8 ay, 5 yıl geçmiş sokaklardalar şu anda.

Kentsel dönüşüm Fikirtepe'de kentsel yağmaya dönüştü. Mağdur olanlar yoksul insanlardır. Devlet buna çare bulmalı.

-Birisi gelsin Kanal İstanbul niye yapılıyor anlatsın. Deprem açısından bir sakıncası yok ama oradaki doğa yaşamını değiştirecektir. Orada 4 ada yapılacak. Onların yer seçimine dikkat etmeleri gerekiyor. oradan çıkanı ne yapacağız diyorlar. Avcılar sığ denizdir sonra birden derinleşiyor. 99 depremi olunca Avcılar'ın önünde deprem dalgası bir parçayı kopardı. Bin metre düşürdü, 2. deprem olmuş gibi sarsıldı. Oradan alınacak topraklar yer kayma alanlarının taç kısmına yığılırsa denizin içindeki adaların bin metre aşağı uçmaları beklenebilir."