loading
close
SON DAKİKALAR

AKP Sözcüsü Çelik, MKYK toplantısına dair açıklamalarda bulundu; Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve devletin kurumları, FETÖ meselesinin peşini bırakmayacaktır!

AKP Sözcüsü Çelik, MKYK toplantısına dair açıklamalarda bulundu; Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve devletin kurumları, FETÖ meselesinin peşini bırakmayacaktır!
Tarih: 19.06.2023 - 21:03
Kategori: Siyaset

AKP Sözcüsü Ömer Çelik, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında yapılan Parti Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) Toplantısı devam ederken açıklamalarda bulundu.

AKP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, "Vatandaşlarımız şundan müsterih olsunlar. Kiralarla ilgili bize ilettikleri şikayetleri yakından takip ediyoruz. Bu konudaki mücadelemizin ivmesini artırarak, etkisini genişleterek devam ettireceğiz." dedi.

Çelik, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında yapılan Parti Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) Toplantısı devam ederken açıklamalarda bulundu.

Toplantının ana gündem maddesinin Cumhurbaşkanı ve 28. Dönem Milletvekili Genel Seçimleri'nin sonuçlarının değerlendirilmesi olduğunu ifade eden Çelik, Parti Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz'un bu çerçevede kapsamlı bir sunum yaptığını söyledi.

Çelik, başarılı oldukları, yeterince başarı gösteremedikleri illeri, ilçeleri tüm kılcal damarlarına kadar görmek için kapsamlı bir sunum yapıldığını belirtti.

Seçim sonuçlarını değerlendirmeye devam edeceklerini vurgulayan Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Cumhurbaşkanımızın toplantı açılışında 'Bir seçim süreci bitti ama seçim defteri kapanmadı' ifadesi oldu. Genel merkezimiz, bütün teşkilatlarımız, birimlerimiz 28 Mayıs'ın ertesi gününden itibaren Cumhurbaşkanımızın işaret ettiği gibi yerel seçimlere dönük hazırlıklara başlamıştır. Siyaset kesintisiz yapılan bir iştir. Vatandaşın beklediği hizmete hiçbir şekilde ara verilemez, hizmet süreci hiçbir şekilde tatile sokulamaz. Yerel seçim sürecine kadar ön gördüğümüz hizmetleri yerine getirmek için kuvvetli şekilde temasları sürdüreceğiz."

TERÖRLE MÜCADELE

Çelik, her basın toplantısında bir insanlık ve vicdan çağrısı olarak Diyarbakır annelerine değindiklerini anımsattı.

Diyarbakır annelerinin, terör örgütlerinden evlatlarını kurtarma ve evlatlarına kavuşma mücadelesinin 1386 gündür sürdüğünü söyleyen Çelik, uluslararası örgütlerin bu konudaki suskunluğunu, çifte standardını not etmeye devam ettiklerini dile getirdi.

Demokrasinin korunması ve güçlendirilmesi açısından net şekilde altı çizilmesi gereken hususun terörle mücadelenin çok güçlü sürdürülmesi olduğunu vurgulayan Çelik, "Hükümetlerimiz döneminde terörle mücadeleyi, anayasal düzenimizi, hukuk devletimizi, toplumumuzun huzurunu, insanımızın can ve mal emniyetini, kamu düzenini korumak açısından hassasiyetle yürüttük. İlgili kurumlarımızın, Cumhurbaşkanı'mızın talimatları doğrultusundaki kararlı mücadelesi PKK'dan FETÖ'ye DEAŞ'tan diğer terör örgütlerine kadar bu mücadeleyi kapsamlı bir şekilde sürdüreceğimizin işaretidir." ifadelerini kullandı.

Parti Sözcüsü Çelik, her toplantılarının ilk maddesinin deprem bölgesindeki vatandaşlar olduğunu, vatandaşların yaralarının sarılması konusunun hiçbir zaman gündemden düşmeyeceğini dile getirdi.

İstedikleri oyları deprem bölgelerinden alamayanların depremzede vatandaşlara dönük hakaretlerini unutmadıklarını kaydeden Çelik, şunları söyledi:

"Deprem bölgesine yaklaşımımız seçime ya da birtakım siyasi mülahazalara endeksli bir mesele değildir. Yaraları sarmaya devam ederken Ulusal Risk Kalkanı Modeli çerçevesinde şehirleri afetlere daha dayanıklı hale getirmek için çalışmalar devam ediyor. Bu çerçevede şimdiye kadar 13 çalıştay ve toplantılarla tavsiye kararlar ortaya çıkmıştır. Bilimin öncülüğünde siyasi irade bütün bu çalışmaları yürütmektedir. Deprem bölgesinde hasarın giderilmesi amacıyla 680 bin konut, 170 bin iş yeri, depo inşa edilecek. Bu yıl içerisinde 311 bin konutun tamamlanarak afetzedelere teslim edilmesi için tüm gücüyle bütün arkadaşlarımız çalışmaya devam etmektedir."

Ömer Çelik, AFAD'ın koordinasyonunda sivil toplum örgütleri ve kamu kurumlarınca yaklaşık 4 milyon kişiye yemek hizmetinin sürdürüldüğünü, konteyner, çadır konusundaki hassasiyetin devam ettiğini ifade etti.

Kayıpları, acıları hiçbir zaman unutmayacaklarını vurgulayan Çelik, bölgedeki insanların geleceğe hazırlanması için pek çok sosyal faaliyetin, projenin devam ettiğini aktardı.

ENFLASYON VE KİRA FİYATLARI

Kovid-19 salgınıyla gelen küresel ekonomik sorunlar ve Rusya-Ukrayna savaşının etkilerinden vatandaşların ekonomik olarak olumsuz etkilendiğinin farkında olduklarına dikkati çeken Çelik, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Bunları Cumhurbaşkanımızın dirayetli siyasi ve kadrolarımızla biz çözeceğiz. Hem enflasyon hem hayat pahalılığıyla ilgili sıkıntıları... Vatandaşlarımız şundan müsterih olsunlar. Kiralarla ilgili bize ilettikleri şikayetleri yakından takip ediyoruz. Bu konudaki mücadelemizi, ivmesini artırarak, etkisini genişleterek devam ettireceğiz. Cumhurbaşkanı'mızın açıkladığı çerçevede, enflasyonun tek haneye inmesi konusunda yeni hükümetimiz Türkiye Yüzyılı'nı kucaklayacak politikaları devam edecektir."

İSVEÇ'İN NATO'YA ÜYELİK SÜRECİ

Çelik, Türkiye'nin bölgesel barışa ve dünya barışına da güçlü katkı verdiğini, NATO ile ilişkiler açısından ilkeli siyaseti sürdürmeye devam ettiklerini belirtti.

AKP Parti Sözcüsü Çelik, şunları kaydetti:

"NATO'nun ortak bir güvenlik örgütü olarak, ortak güvenliğin sağlanmasına dönük misyonunu koruması bakımından herhangi şekilde yıpranmaması ve istismar edilmemesi hassasiyetimizi her zeminde güçlü şekilde ifade ediyoruz. NATO, terörle mücadeleyi önemsemelidir. Terörle mücadele konusunda hiç kimse çifte standart üretmeye kalkmamalıdır. Herhangi bir ülkenin karşı karşıya kaldığı tehdit, bütün NATO ülkelerinin karşı karşıya kaldığı bir tehdit olarak değerlendirilmelidir. NATO ülkeleri içerisinden birilerinin tutup da bir başka NATO ülkesine saldıran terör örgütlerine destek vermesi gibi birtakım uygulamalar son bulmalıdır. İsveç'te örneğini gördüğümüz gibi PKK'nın, Türkiye Cumhuriyeti devletine ve Cumhurbaşkanı'mıza karşı ortaya koyduğu bu eylemlerin NATO'ya üye olmak isteyen bir devlet açısından kabul edilemez olduğunu ifade ettiğimiz gibi NATO üyesi ülkeler açısından da bunu yeterli bulmadığımızı ifade etmek isteriz. En son Çağatay Bey'in ev sahipliğinde İsveç tarafıyla bir toplantı gerçekleştirildi. Burada attıkları adımlar var. Yasalar çıkardılar, bir irade ortaya koymaya çalışıyorlar. 2 PKK'lıyı iade ettiklerini söylüyorlar. Bize iade ettikleri o 2 kişi de terörle bağlantılı kişiler değil. Bununla ilgili yanlış haberler de yapılıyor Batı basınında. Bunlar uyuşturucuyla bağlantılı kişiler. Beklentimiz terörle bağlantılı kişilerin iadesi konusunda gereken hassasiyetin gösterilmesidir."

NATO üyesi ABD'nin, YPG ve PYD'ye, NATO üyesi Fransa'nın çimento firması Lafarge'nin DEAŞ ve PKK'ya verdiği desteğin açığa çıkmasının diğer NATO üyeleri açısından tehdit teşkil eden bir tablo ortaya çıkardığını belirten Çelik, Türkiye'nin milli güvenliğini güçlendirmesi bakımından elde etmesi gereken savunma araçlarına dönük ortaya konulan birtakım ambargoların ise ortak güvenliğe zarar vermekten başka bir sonucunun olmayacağına işaret etti.

"Birileri Türkiye'nin savunma ihtiyaçları için gerekli gördüğü, milli egemenliğini ve anayasal düzenini korumak için gerekli gördüğü birtakım savunma araçlarını vermekten imtina ediyorsa Türkiye'ye örtülü ya da açık ambargo uygulamaya kalkıyorsa o zaman Türkiye'nin bu ihtiyaçlarını gidermek için alternatif arayışına girmesini de herhangi şekilde eleştirmemelidir." ifadesini kullanan Çelik, "Biz bunları NATO üyeleriyle ortak güvenliğimizin ihtiyaçları ve vizyonu çerçevesinde gerçekleştirmek istiyoruz ama buna müsaade edilmiyorsa da Türkiye egemen bir devlettir her halükarda kendi güvenliğini sağlayacak kudret ve kabiliyete sahiptir. O aşamaya gelindiğinde de kimsenin itiraz etmemesi gerekiyor." diye konuştu.

Ömer Çelik, temmuzdaki NATO zirvesinde bu konunun gündeme geleceğini, bundan sonra bir müzakerenin ortaya çıkabilmesi için KKTC'nin egemenliğinin ve eşitliğinin sağlanması gerektiğini kaydetti. Çelik, "Herhangi bir şekilde Kıbrıs Türküne azınlık muamelesi yapan hiçbir yaklaşım Türkiye Cumhuriyeti tarafından kabul görmeyecektir." ifadelerini kullandı.

"TÜRKİYE VE MISIR ARASINDA YÜRÜYEN NORMALLEŞME SON DERECE GÜÇLÜ VİZYONLA İLERLİYOR"

Çelik, Suriye'de yürütülen normalleşme konusunda bu ay içinde Astana'da Türkiye, Rusya, İran ve Suriye'nin dışişleri bakan yardımcılarının katılımıyla toplantı yapılacağını söyledi.

Siyasi süreci desteklemeye devam ettiklerini aktaran Çelik, Türkiye-Suriye ilişkilerinin düzeltilmesi için 10 Mayıs'ta Moskova'da düzenlenen toplantıda yol haritası hazırlandığını, bu sürecin de aşamalı şekilde devam edeceğini dile getirdi.

Ömer Çelik, Türkiye ve Mısır arasında yürüyen normalleşmenin de son derece güçlü vizyonla ilerlediğini, yakın zamanda devlet başkanlarının bir araya geleceğini belirtti.

Fransız Parlamentosu'nun yayımladığı "Yabancı Güçlerin Siyasi, Ekonomik, Mali Müdahaleleri" başlıklı raporda Türkiye'nin de hedef alındığını belirten Çelik, bu raporu kaleme alanların düşmanca müdahaleler olarak Türkiye etiketlemesinin büyük bir basiretsizlik olduğunu söyledi.

"O KALMIŞ, BU GİTMİŞ BİZİM İÇİN FARK ETMEZ"

Ömer Çelik açıklamaların ardından basın mensuplarının sorularını da yanıtladı. Çelik, asgari ücretle ilgili soruya komisyon toplantılarının devam ettiği cevabını verdi.

Cumhurbaşkanlığı davetiyelerinde "Türkiye Cumhurbaşkanı" denilmesini muhalefetin eleştirdiği hatırlatılan Çelik, bu ifadenin bugüne özel olmadığını, eski Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay'dan bu yana kullanıldığını, Türkiye Cumhurbaşkanı ifadesinin Türkiye Cumhuriyeti Devletinin başı anlamına geldiğini kaydetti.

Cumhuriyet Halk Partisi'ndeki "değişim" tartışmalarına ilişkin değerlendirmeleri sorulan Çelik, CHP'nin iç işleriyle ilgili konuların kendilerini ilgilendirmediği yanıtını verdi.

"CHP'de genel başkan değişsin" diyenlerin kendilerini de bu değişimin içine katmaları gerektiğini ifade eden Çelik, "Bugün yukarıda kim gitsin kim gelsin tartışması yapılıyor. Bu yine CHP tabanına CHP'ye gönül vermiş vatandaşlarımızdan uzak profesyonel tartışmadır. Gerçek bir siyasi tartışma değildir. Dolayısıyla onların biyografi tartışmasından çıkıp siyaset tartışmasına dönmesinde fayda var. Onun dışında o kalmış, bu gitmiş bizim için fark etmez." dedi.

"YASA DIŞI YERLEŞİM KONUSUNU GAYRİMEŞRU BULUYOR VE KINIYORUZ"

Çelik, "İsrail'in Batı Şeria'da 4 bin 500 yeni yerleşim planı ilan etmesine ilişkin değerlendirmeniz ne olur ve bu durum İsrail ilişkilerini nasıl etkiler?" sorusunu ise "Biz İsrail'le ilişkilerin normalleşmesinden sonra diyaloğun ve bütün meselelerin konuşarak çözülmesi iradesinin güçlü tutulması gerektiğini düşünüyoruz ama bu hiçbir zaman yasa dışı yerleşimler konusundaki tutumumuzdan ya da Kudüs'ün ve Mescidi Aksa'nın statüsü konusundaki yaklaşımımızdan taviz vereceğimiz anlamına gelmiyor. Bu yasa dışı yerleşim konusunu gayrimeşru bulduğumuzu ve kınadığımızı açık bir şekilde ifade etmek isterim." şeklinde yanıtladı.

Yunan sahil güvenliğinin Akdeniz'de saatlerce insanların boğulmasını seyrettiği haberlerinin uluslararası medyada yer aldığının hatırlatılması üzerine Çelik, bununla ilgili bir uluslararası soruşturma komisyonunun ve o bölgede gözlem yapacak uluslararası birtakım gözlemcilerin olması gerektiğini söyledi.

Parti Sözcüsü Çelik, Yunan sahil güvenliğinin ortaya koyduğu bu eylemlerin doğrudan insanlık suçu olarak incelenmesi gerektiğini belirterek, "Akdeniz'i, Yunan sahil güvenliği herkesin gözünün önünde bir göçmen mezarlığına çevirmektedir. Bunun çok ciddi bir şekilde incelenmesi ve ardından da sorumluların cezalandırılması gerekir." değerlendirmesinde bulundu.

"CHP YÖNETİMİNİ İLGİLENDİREN BİR KONU"

Eski CHP Milletvekili Abdüllatif Şener'in, Kılıçdaroğlu'na oy vermediğini açıklaması üzerine başlayan tartışmalara ilişkin soruyu da yanıtlayan Çelik, şunları kaydetti:

"Toplam yüzde 1 oyu bile olmayan üç partiye 40'ın üzerinde milletvekili verdiniz ama sizin meclis başkan adayınızı desteklemediler. Dolayısıyla bu, CHP'nin siyasi denklem kurma kabiliyetsizliğiyle ilgilidir. Burada bir siyaset üretimi yerine işte 'Biraz sağa açılalım. Biraz onun içerisine bir parça, bir tutam liberalizm katalım. Olmadı yetmedi işte yarım kilo oraya bir merkez sağ siyaset ekleyelim, hadi bir avuç daha biraz liberalizm koyalım.' gibisinden böyle eklektik bir tablonun ortaya çıkaracağı yer bu. Fakat garip olan şu, bir eski CHP milletvekilinden CHP Genel Başkanı'na oy vermemesi üzerinden sağ siyasetle ilgili bir tartışma çıkarmaya çalışıyorlar. Bu da komik bir şey. Sonuçta eski CHP Milletvekili CHP Genel Başkanı'na oy vermemiş. Bu, CHP yönetimini ilgilendiren bir konu."

"TERÖRE KARŞI ALINACAK TEDBİRLER AÇISINDAN ZAAF OLUŞTURACAK BİR KARAR"

Anayasa Mahkemesi'nin HDP'nin Hazine yardımına bloke konulmasına ilişkin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın başvurusunu reddetmesine ilişkin soruya ise Çelik, şöyle yanıt verdi:

"Anayasa Mahkemesi bu kararları alıyor ama Anayasa Mahkemesi meşru mekanizmalar içerisinde elde ettiği hakları istismar ederek teröre dönük bir dayanak oluşturmaya çalışan, terör propagandasına dönük bu kaynakları harcayan tutumlar karşısında herhangi bir şekilde bir değerlendirme yapmıyor. Dolayısıyla bu değerlendirmelerde hep tek taraflı bir bakış açısı söz konusu oluyor. Şimdi siyaset üzerinde iki tür vesayet ortaya çıkmıştır Türk siyasi tarihinde. Bir tanesi bizim geçmişte yaşadığımız askeri vesayet, yargı vesayet unsurları, siyaseti vesayet altında tutmuştur. Bugün de siyasetin belli bir parçasını, belli bir terör örgütü vesayet altında tutmaktadır. Dolayısıyla o vesayet altında tutulduğu için de elde ettiği kaynakları imkan ve kabiliyetleri terör örgütüne destek için harcadığı ve kullandığı ve defalarca görülmüştür, defalarca tespit edilmiştir. Dolayısıyla Anayasa Mahkemesi bu kararıyla herhangi bir şekilde teröre karşı alınacak tedbirler açısından zaaf oluşturacak bir karar ortaya koymuştur. Yani Anayasa Mahkemesi kararları üst mahkeme kararıdır. Uygulanır ama bu kararları değerlendirme konusunda dünyadaki örneklere de bakarak bunları söylemekten kaçınmamızı gerektirmiyor. Nitekim İspanya Yüksek Mahkemesi'nin Batasuna konusunda aldığı kararı AİHM de onaylamıştır. Buradaki karar bu açıdan, bu Anayasa Mahkemesi'nin, bir demokrasinin terör karşısında kendini koruma refleksleri, kendini koruma mekanizmaları açısından zaaf oluşturacak bir karardır."

Parti Sözcüsü Çelik, "Gündeminizde bir genel af veya daraltılmış bir af çalışması var mı?" sorusuna da "Şimdiye kadar MYK'da ya da MKYK'da böyle bir konu hiç tartışılmadı. Hiç gündeme gelmedi." şeklinde cevap verdi.

"FETÖ'yle ilgili yeni bilgilere erişebilecek bir aşama katedildi demiştiniz. Buna ilişkin detay verebilir misiniz?" sorusunu yanıtlayan Çelik, "Bu çalışma, 'garson' adlı bir operasyon üzerinden gerçekleşiyor. Bu şunu göstermiştir ki Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve devletin kurumları, FETÖ meselesinin peşini bırakmayacaktır. Çok önce ele geçirilmiş belli bir kısmı çözülmeye başlanmış. Şimdi tamamen bu deşifre edilmiş durumda." diye konuştu.

Kaynak : wwww.istanbulgercegi.com

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları