AKP'den Deniz Fener'ine ''arazi'' kıyağı

CHP Genel Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Gökhan Günaydın’ ın Deniz Feneri konusundaki açıklaması...

Almanya’da Nisan 2007 tarihinde başlayıp 17 Eylül 2008 tarihinde karara bağlanan; Türkiye’de ise Eylül 2008 tarihinde, hakkında soruşturma başlatılmasına rağmen henüz ilk duruşması dahi yapılamayan; sanıklarının arasında RTÜK eski başkanı Zahid AKMAN, Kanal 7 Yönetim Kurulu Başkanı Zekeriya Karaman, Genel Müdür Yardımcısı ve Yönetim Kurulu Üyesi İsmail KARAHAN ile Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Çelik’in de bulunduğu “Deniz Feneri Davası” nihayet bugün, İstanbul 6.Ağır Ceza Mahkemesinde görülmeye başlanacaktır.

Alman Savcılığının iddianamesinde; Dernek tarafından toplanan 41 milyon avronun 17 milyon avrosunun Türkiye'ye gönderilmiş olduğu, bunun 8 milyon avroluk kısmının Türkiye'deki Deniz Feneri Derneği'ne verildiği, geri kalan 9 milyon avronun ise akıbetinin tespit edilemediği belirtilmiştir. Topladığı milyonlarca lirayı amaç dışı kullanan Deniz Feneri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneğinin faaliyetleri, bu açıdan “Yüzyılın Soygun Hareketi” olarak nitelendirilmesinin yanı sıra; Türkiye’deki yargılama sürecinde verilen görevsizlik kararları ve soruşturmadan el çektirilen Cumhuriyet Savcılarının beraatleriyle sonuçlanan “siyasi dava” ile de ülkemiz hukuk tarihine kara bir leke olarak adını yazdırmıştır.

Tüm bu olumsuzluklar devam ederken “AKP ve Deniz Feneri işbirliği” ise hız kesmeden devam etmektedir.

20 Kasım 2012 tarih ve 2012/139 nolu Zeytinburnu Belediye Başkanlığı Meclis Kararı ile, mülkiyeti belediyeye ait olan ve Deniz Feneri Derneği Genel Merkezi'nin de bulunduğu Kazlıçeşme Mahallesi 390 pafta 1625 ada 31 parselde 3.859,21 m2 arazinin tahsisi ile birlikte Zeytinburnu Belediyesi tarafından Deniz Feneri Derneğine adeta “kıyak” geçilmiştir.

Söz konusu arazi, 16 Ağustos 2012 tasdik tarihli 1/1000 ölçekli uygulama imar planına göre “sur tecrit alanı” içinde yer almaktadır. Deniz Feneri Derneği genel merkez binasının yanı sıra, derneğin lojistik merkezi ve giyim mağazasının da yer aldığı arazi üzerindeki yapılar ruhsatsızdır.

2000 yılında Zeytinburnu Belediyesi Encümen kararıyla, Deniz Feneri Derneği ile belediye arasında arazinin derneğe 3 yıllığına tahsisini öngören bir protokol imzalanmıştır. Protokolün sonucunda bugünün parası ile yıllık olarak 2000 yılında 200,00 TL, 2001 yılında 250,00 TL, 2003 yılında ise 300,00 TL kira ödenmiştir. 2004 yılından 2012 yılının Kasım ayına kadar ise dernek kira ödememiş ve herhangi bir protokole bağlı olmaksızın bu alanı hukuksuz olarak işgal etmeye devam etmiştir.

Yıllarca kira ödemeksizin, “sur tecrit alanı”nda bulunan arazide ruhsatsız yapılarla şaibeli faaliyetlerine devam eden Deniz Feneri Derneği, 30 Ekim 2012 tarihinde Zeytinburnu Belediyesi’ne müracaat ederek söz konusu taşınmazın “sosyal hizmetlerde kullanılması amacıyla” tahsisi talebinde bulunmuştur.

Zeytinburnu Belediye Başkanlığı İmar ve Şehircilik Müdürlüğü, söz konusu talebe 2 gün içerisinde “olur” vermiş; 02 Kasım 2012 tarih ve 10196 sayılı yazısı ile de dosyayı “16.08.2012 T.T. 1/1000 Ölçekli Sur Tecrit Alanı Amaçlı Uygulama İmar Planında Kültürel Tesis Alanında kalan, 390 pafta 1625 ada 31 parsel sayılı 3859,21 m2 miktarlı taşınmazın;… 25 yıllığına bedelsiz olarak tahsisi hususunda karar alınmak üzere” Belediye Meclisine havale etmiştir.

Nihayet 09 Kasım 2012 tarihinde AKP’li Meclis üyelerinin oylarıyla, CHP’li Meclis üyelerinin yoğun muhalefetine rağmen “oy çokluğu ile” söz konusu arazi 25 yıllığına bedelsiz olarak derneğe tahsis edilmiş ve böylece AKP’nin Deniz Feneri Derneği’ne hizmetleri bu şekilde devam etmiştir.

“Yüzyılın Bağış Yolsuzluğu” olarak Almanya’daki davada cezaya mahkûm edilen derneğin Türkiye’deki ayağını araştırmak, özel çıkar sağlayanlardan hesap sormak ve sur tecrit alanı içinde 1/1000’lik koruma amaçlı planın hükümlerine aykırı olarak faaliyet yürüten dernek binasını yıkmak yerine, onları kollayan AKP ve ona bağlı belediyenin içinde bulunduğu hukuksuz durum açıkça ortadadır.

Deniz Feneri Derneği ile ilgili yargı süreci devam ederken ve yaptığı faaliyetler ile ilgili şaibeler söz konusu iken, bahsi geçen arazinin 25 yıllığına bedelsiz olarak derneğe tahsisi, bu kararın çıkması yönünde olumlu oy kullanan Zeytinburnu Belediyesi’nin AKP’li meclis üyelerini de tüm bu şaibelere ortak etmiştir.

Bu çerçevede böyle bir karara imza atılmış olmasının gerek hukukla gerekse de vicdani değerlerle bağdaşmadığını dile getiriyor ve Zeytinburnu Belediyesini, sur tecrit alanı içerisinde bulunan Deniz Feneri Derneği’nin ruhsatsız yapıları yıkmaya; hükümeti ise “haksıza kol kanat geren” bu tavırlarını bir an önce terk etmeye davet ediyoruz.

Kamuoyuna saygıyla duyurulur.