loading
close
SON DAKİKALAR

Akşener: Memleket Masası’nın mutlaka oluşacağına inanıyorum

Akşener: Memleket Masası’nın mutlaka oluşacağına inanıyorum
Tarih: 30.05.2020 - 13:58
Kategori: Siyaset

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, 'Memleket Masası' çağrısıyla ilgili olarak, "Türk siyasetinde yeni bir dile ve görüş alışverişine ihtiyaç var. Ve siyaset bu tür ihtiyaçları er ya da geç mutlaka karşılar. O yüzden ‘Memleket Masası’nın mutlaka oluşacağına inanıyorum" dedi....

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, 'Memleket Masası' çağrısıyla ilgili olarak, "Vatandaşlarımızdan aldığımız geri dönüşler çok olumlu. Bu da bize bu çağrımızın milletimiz nezdinde karşılığı olduğunu gösteriyor. Çünkü artık insanımız yoruldu. Siyasetin dilinden, düşmanca tavırlardan, siyasetçilerin hoyratlığından yoruldu" ifadelerini kullandı.

Akşener, Medyaradar'dan Figen Balcı'ya konuştu. Akşener, "Millet İttifakının çatırdadığı" iddialarını "Millet İttifakı, kilitlenen siyaseti rahatlatmak, milletimize nefes aldırmak üzere ortaya konmuş rasyonel bir inisiyatiftir. Millet İttifakı’nı oluşturan partiler, kurumsal kimliklerini, fikirlerini, siyaset anlayışlarını korurlar. Bunlardaki farklılıklarını da korurlar. Bu farklılıklar Cumhur İttifakı için sorunken, Millet İttifakı için zenginliktir. Cumhur İttifakı’nda emir ve emre itaat vardır, Millet İttifakı’nda ise ortak akıl ve istişare vardır. Elbette referansı Cumhur İttifakı olan bazı arkadaşlar bunu anlamayabilir veya anlamak istemeyebilirler" şeklinde yanıtladı.
Akşener'in açıklamalarından bazı bölümler şöyle:

"Siyasi parti liderlerine yaptığınız memleket masası çağrınıza AKP Sözcüsü Ömer Çelik “ bizim böyle bir gündemimiz yok” yanıtını verdi bunu nasıl değerlendiriyorsunuz? Diğer partilerden ne tür geri bildirimler aldınız?"
Böyle bir gündemimiz yok cevabı, bir cevap değil, bir durum tespiti. Daha önce de vurguladım, “Bu çağrıyı öncelikle Sayın Cumhurbaşkanı yapmalıydı” dedim. Dolayısıyla kendilerinin öyle bir gündemleri olsaydı bu çağrıyı zaten ben yapıyor olmazdım. Türkiye’nin ortak aklı ortaya çıkarmaya ihtiyacı var. İstişare imkânına ihtiyacı var. Türkiye sahipsiz değil. Ülkemizin bir ihtiyacı varsa akıl ve sağduyu ile hareket eden biri çıkar ve çağrıyı yapar. Sayın Erdoğan bu ihtiyaca cevap vermediği için “Memleket Masası” çağırısını bizzat Anneler Günü’nde ben yaptım. Diğer partilerden olumlu dönüşler aldık. Türk siyaseti, uzunca bir süredir maalesef ortak akıldan yoksun ve Türkiye bunun eksikliğini ekonomiden dış politikaya kadar ülkemiz için hayati öneme sahip birçok alanda büyük sorunlarla boğuşmak zorunda kalarak ödüyor. İşte biz de bunu görmelerini sağlamaya çalışıyoruz. Türk siyasetinde yeni bir dile ve görüş alışverişine ihtiyaç var. Ve siyaset bu tür ihtiyaçları er ya da geç mutlaka karşılar. O yüzden ‘Memleket Masası’nın mutlaka oluşacağına inanıyorum.

Mithat Sancar, “memleket masası” kurulması önerisi yaparken HDP’yi dışarıda tutmanıza tepki göstererek; “Derdiniz memleket masası değil de Saray’da oturacağınız bir masaysa bunun için muhalefeti alet etmeyin. Daha açık davranın” dedi. Bu suçlamaya cevabınız ne olacak? Bir gün AKP ile koalisyon yapma ortamı olsa bunu mevcut koşullarda değerlendirir misiniz yoksa yanıtınız peşinen “ Hayır” mı olur?
Bizim derdimiz bir Saray Masası kurmak değil, bir Memleket Masası kurmak. Saray Masası’nı kuran kurdu, kendilerinin söylediği gibi oturanlar çoktan oturdu. Görülüyor ki keyifleri de ziyadesiyle yerinde… Ama onlar keyiflenirken Türkiye türlü zorluklarla uğraşıyor. Vatandaşlarımız geçim darlığıyla, işsizlikle mücadele ediyor. Yoksulluktan çıkış yolu bulamayan babalar intihar ediyor. Onların keyfi yerinde, olan bu büyük millete oluyor…

Memleket Masası’nı, memleketin meselelerini, milletin dertlerine çözüm üretmek için önerdik. Bizim için önemli olan bu konuda milletimizin ne düşündüğü. Çünkü bizim önceliğimiz milletimize içinde bulunduğu bu zor durumdan çıkarmak. Vatandaşlarımızdan aldığımız geri dönüşler çok olumlu. Bu da bize bu çağrımızın milletimiz nezdinde karşılığı olduğunu gösteriyor. Çünkü artık insanımız yoruldu. Siyasetin dilinden, düşmanca tavırlardan, siyasetçilerin hoyratlığından yoruldu. Milletimiz bu zor zamanlarda, bizlerden dertlerine, sorunlarına çözüm aranacak adımlar bekliyorlar.Ben bu beklentiye karşılık olarak Memleket Masası dedim.O ne demiş, bu ne demiş önemli değil, önemli olan milletin ne dediği.

"Millet İttifakının çatırdadığı" yönünde yorumları nasıl değerlendiriyorsunuz?
Millet İttifakı’nı Cumhur İttifakı ile karıştırmamak gerekiyor. Bakın Cumhur İttifakı, bir iş birliğinin ötesinde, bir koalisyon. Doğrusuyla, yanlışıyla birbirlerinin görüşlerini tartışmasız ve peşinen kabul eden bir ortaklık. Kurumsal kimlikler, görüşler, değerler, hepsi bir yana bırakılarak kabullenilmiş, kendi tabirleriyle “pazara kadar değil, mezara kadar” olan bir birlikteliktir. Dolayısıyla, elbette çatırdama tarifi böyle bir ittifak için yapılabilir. Ancak Millet İttifakı, milletimizin dile getirdiği sorunlar ve talepler çerçevesinde yapılmış bir seçim iş birliği. Kilitlenen siyaseti rahatlatmak, milletimize nefes aldırmak üzere ortaya konmuş rasyonel bir inisiyatiftir. Millet İttifakı’nı oluşturan partiler, kurumsal kimliklerini, fikirlerini, siyaset anlayışlarını korurlar. Bunlardaki farklılıklarını da korurlar.Ülkemizin farklı meseleleri için farklı çözüm önerileri, farklı vizyonları olabilir. Bu farklılıklar Cumhur İttifakı için sorunken, Millet İttifakı için zenginliktir. Cumhur İttifakı’nda emir ve emre itaat vardır, Millet İttifakı’nda ise ortak akıl ve istişare vardır. Elbette referansı Cumhur İttifakı olan bazı arkadaşlar bunu anlamayabilir veya anlamak istemeyebilirler. Bu da normaldir.

Korona salgını nedeni ile yaşadığımız süreci nasıl değerlendiriyorsunuz “yeni normal” olarak tanımlanan süreçte Türkiye’nin en büyük zorluğu ne olacak sizce?
Salgın öncesinde atılması gereken adımlar vardı. Gecikildi. Türkiye bu salgını daha hazırlıklı karşılayabilir, daha az hasarla atlatabilirdi. Kendileri büyük ama sağlık sistemleri yıllardır kötü olan ülkelerdeki rakamlara bakarak, Türkiye’nin bu süreci ucuz atlattığı gibi bir yaklaşımı, öncelikle insan hayatına saygısızlık olarak değerlendiririm. İnsanüstü bir gayret gösterip, canları pahasına salgınla mücadele eden sağlık çalışanlarımıza saygısızlık olarak değerlendiririm. Benim için kaybettiğimiz tek bir canımız bile dünyaya bedel. Salgının daha en başında bazı önerilerimiz oldu. İktidar bazılarını geç ve eksik de olsa uyguladı, bazılarını duymazdan geldi. İktidar işi en baştan sıkı tutabilseydi, önerdiğimiz sınırları kapatmayı ve tam karantina uygulamasını zamanında hayata geçirseydi bugün çok daha hafif bir tablomuz olabilirdi. Bundan sonrası içinse söyleyebileceğim şey şudur; Yeni normal demek, eskiye döndük demek değil. Kaldı ki Yeni Normal’e geçiş kapsamında atılan bazı adımlara Sağlık Bakanlığı ve Bilim Kurulu’nun itirazları olduğunu duyuyoruz. Dolayısıyla milletçe kurallara sıkı sıkıya uymaya, sosyal mesafeyi korumaya devam etmeliyiz. Ayrıca iktidarın hala atmadığı ve mutlaka atması gereken adımlar da var. Biz onların peşinde olmaya devam edeceğiz. İşsizlik salgından önce bile çok yüksekti, şimdi daha da arttı. Birçok sektörde işletmeler iflas etti, kalanlar da zor durumda. Hizmet sektörü perişan. Devlet bugünler için vardır. Böyle günlerde devlet vatandaşının yanında durmak zorundadır. Müteahhitleri değil, dardaki vatandaşını öne almalı, dertlerine çare olmalıdır. Vatandaşlarımızın nakit desteğe ihtiyacı varken kredi vererek destek olunmaz. Müşteri garantili köprülerin, otoyolların, hastanelerin, havalimanlarının ödemeleri tıkır tıkır yapılırken, vatandaşa yok demek bir devlete yakışmaz.

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları