'Alp Gürkan'ın ortağı değilim, İTÜ de öyle bir karar vermemiştir'

İsmet Kasapoğlu, ''Soma Holding'ten 2000 yılında ayrıldım, İTÜ'nün de öyle bir karar verdiğini sanmıyorum'' dedi...

İTÜ Maden Fakültesi dekanı Prof. Dr. Fatma Arslan'ın dekanlık tarafından, Soma Holding patronları Alp Gürkan ve İsmet Kasapoğlu'nun İTÜ Maden Fakültesi Akademik Danışma Kurulu üyeliklerine son verildiğini açıkladı. TOBB Türkiye Madencilik Meclisi Başkanı İsmet Kasapoğlu, Soma Holding ile bir bağlantısının bulunmadığını belirterek, "Soma Kömür İşletmeleri AŞ'ni kurucusuyum. Biz 3 ortaktık. Bir süre sonra 2000 yılı Haziran ayında ortak ayrıldık. Şu anda herhangi bir iş ortaklığımız yok" dedi.
Soma Holding patronu dolandırıcılıktan yargılanacak

"İTÜ'NÜN BÖYLE BİR KARAR VERDİĞİNİ ZANNETMİYORUM"
İTÜ'nün kararını değerlendiren Kasapoğlu, "İTÜ'nün Danışma Kurulu meselesi 20 yıllık bir olgu. 20 yıl önce, o zaman adımızın karşısına Soma Kömür İşletmeleri A.Ş.'nin adını yazmış. İTÜ'nün böyle bir karar verdiğini zannetmiyorum. 2 gün önce bir arkadaşım aradı ve 'İTÜ Danışma Kurulu'nda isminin karşısında Soma kömür yazıyor. Bu sana rahatsızlık verebilir' dedi. Ben de nereden öğrendiğini sordum. Çünkü böyle bir kurul çalışmıyor, toplantısını bile hatırlamıyorum. Onu sildirmesini istedim. İsmim silinmediği için bu böyle oldu herhalde. 20 sene önceki Ticaret Sicil gazetesini alırsanız isminin karşısında öyle yazar" diye konuştu.
İTÜ, Soma Holding patronlarını kuruldan attı

"TİCARİ BİR İŞİM YOK"
İsmet Kasapoğlu, TOBB Madencilik Birliği ve Odalar Birliği Türkiye Madencilik Birliği Başkanı ve Madencilik Sektörü Başkanlar Konseyi Birliği Yönetim Kurulu Başkanı olduğunu belirterek, "Şu anda ticari bir işim yok" dedi.
İTÜ'den sonra Mimar Sinan'da da işgal

"YAŞAM ODASI BÜYÜTÜLECEK BİR ŞEY DEĞİL"
Soma'da yaşanan felaketi değerlendiren Kasapoğlu, "Facia, madencilik mesleğinde böyle bir şeyin tarifi yok. Utanıyorum çünkü kimse bilerek konuşmuyor" dedi. Soma madeninde çok eksik olduğuna dikkat çeken Kasapoğlu, "Yaşam odası büyütülecek bir şey değil. Diğer madenciliklerde çok önemli. Metal çıkarılan madenlerde çünkü onlar daha derinde ve çökme çok yaşanıyor. Çökmelerde kurtarma çalışmaları günler aylar alabilir. O nedenle onları yaşatmak gerekiyor. Su, yiyecek ve oksijen var o odalarda. Orada mahsur kalanları bu odalarda yıllarca yaşatabilirsiniz. Kömürde böyle değil, kömür tozu ve gaz var. Onu engellemeniz mümkün değil. Maske veriyorsunuz ama bitiyor bir süre sonra zaten. Bunlara dönük bir yangın olayı söz konusu. Bunların önlemesi yapılabilir. Bu önlemler basit değil ama büyük para da istenmez. Yapılması gereken bir şeydir. 100 yıldan beri yapılan önlemler bunlar. 1960'lı yıllarda ben Almanya'da yeraltında çalıştım. Bu yıllarda Almanya'da, bir işletme zorunlu olarak bu şartları taşıyordu" diye konuştu. (Gülseli KENARLI/DHA)