loading
close
SON DAKİKALAR

AYM kararı sonrası 23 akademisyen beraat etti: 'Görevlerine iade edilmeleri lazım'

AYM kararı sonrası 23 akademisyen beraat etti: 'Görevlerine iade edilmeleri lazım'
Tarih: 11.09.2019 - 09:40
Kategori: Gündem

‘Bu Suça Ortak Olmayacağız’ bildirisine imza attıkları gerekçesiyle haklarında dava açılan Barış Akademisyenleri, AYM’nin hak ihlali kararı sonrası görülen davalarda beraat etmeye devam ediyor.

Akademisyenlerin, ‘Bu suça ortak olmayacağız’ bildirisine imza attıkları gerekçesiyle cezalandırılmasını, Anayasa Mahkemesi (AYM) ifade özgürlüklerinin ihlal edildiği kararı vermişti. AYM’nin bu kararı sonrası Barış Akademisyenleri’ne açılan davalarda peş peşe beraat kararı verilmeye başlandı. Son olarak aralarında KESK Eş Başkanı Aysun Gezer’in de olduğu 18 imzacı akademisyene açık duruşma görülmeden dosya üzerinden beraat kararı verildi. Beraat eden akademisyen sayısı 23’e ulaştı.

Ocak 2016’da 2 bin 212 akademisyenin imzaladığı ‘Bu suça ortak olmayacağız’ bildirisinin ardından akademiye yönelik baskılar arttı. 794 imzacı akademisyene dava açıldı, 549 akademisyen KHK’lerle iş akdi feshedildi. 406 akademisyenin pasaportuna el kondu, seyahat özgürlüğü kısıtlandı.

Bildiriye imza atıldıktan sonraki süreci ve AYM kararı sonrası beraat kararlarını değerlendiren Barış Akademisyenleri Eylem Çamuroğlu Çığ, Meral Camcı, Egemen Cevahir, Kuvvet Lordoğlu ve hukuki süreci değerlendiren Avukat Metin Günday BirGün’den Gökay Başcan'a konuştu.

'AYNI İŞYERLERİNE DÖNMELİLER'

AYM’nin kararını ve mahkemelerin beraat kararlarını değerlendiren Prof. Dr. Metin Günday, akademisyenlerin ‘aynı işyerlerine’ geri iade edilmesi gerektiğini ifade etti. Günday “AYM kararları herkesi bağlar. İhraç edildikleri göreve derhal iade edilmesi gerekiyor. Bu ifadeyi kasıtlı ve belli bir amaçla kullandım. Kararı OHAL İşlemlerini İnceleme Komisyonu’na bırakırsak bu arkadaşlarımızın mağduriyetleri tam olarak giderilmiş olmaz. Eğer göreve iade ile ilgili komisyon karar verirse ihraç edilen akademisyen, ihraç edildiği yere değil, başka bir yere gönderilecektir. Onun için eski komisyon kararına gerek kalmaksızın eski görevlerine iade edilmelerini söylüyorum. Burada TBMM’ye büyük görev düşüyor. KHK’ler onaylandığı için ayrı bir düzenleme yapılarak akademisyenlerin görevlerine iade edilmeleri lazım. AYM kararı yasama organını da bağlar” ifadelerini kullandı.

DÖNÜŞÜN İLK ADIMI

Dün Çağlayan adliyesinde hakkında beraat kararı çıkan Barış Akademisyeni Eylem Çamuroğlu Çığ “AYM’nin kararı kısa vadede olmasa bile üniversiteye dönüş yolunun ilk adımıdır. Bugün yaşanan süreç, çok büyük ve görünmez bir emekle dayanışmayı ören herkesin başarısı. Beraat kararları sevindirici, ama çok buruk bir sevinç bu. Mehmet Fatih Traş’ı bize geri getirmeyecek bu kararlar. Çok geç kalınmış bir ilk adım oldu bu karar aslında. Barış istediği için çok büyük bedeller ödedi insanlar, ödemeye de devam ediyor. Üniversiteler çoraklaştı ve dönüştü. Ancak üniversite dışında birçok farklı deneyim ve dayanışma ile yepyeni bir akademi ihtimali de filizlendi bir taraftan. Tüm bunlar üniversiteye dair umutlarımızı korumamızı sağlıyor. Kısaca beraatler, daha başlangıç. Mücadeleye devam” diye konuştu.

HİÇBİR DAYANAKLARI KALMADI

Davaların düşmesiyle akademisyenleri, akademinin dışına itmenin dayanağı kalmadığını ifade eden Barış Akademisyeni Meral Camcı “Olması gereken şey özlük haklarının geriye dönük olarak iade edilmesi olacak. Hem hakların kazanılması bakımından hem dayanışma olarak hem de tabi ki dönüş süreci olarak mücadele bitmiş değil” diye konuştu. Akademiye döndüklerinden sonra da mücadeleye devam edeceklerini belirten Camcı sözlerini şu şekilde sonlandırdı: “ Döndüğümüzde de mücadele bitmeyecek. Nereye döneceğiz sorusu hep vardır, haklarımızı aldıktan sonra. Orada da mücadeleye devam şeklinde bir dönüş olacak. Mücadele bitti gibi görmüyoruz, hiçbirimizde öyle bir duygu yok.”

ÜRETMEKTEN VAZGEÇMİYORUZ

Akademiyi mekanlarla sınırlı olmayan bir üretim olarak gördüklerini ifade eden Camcı “Kolay değil araçların dışına itilmek, ama dayanışma akademileri kuruldu. Şehirler bazında kuruldu ama bunların her biri koordinasyon içinde. Dünya akademisinde bile böyle bir şey yok. Farklı alanlardaki insanlar bir araya gelme şansı buldu. Üniversite dışına çıkınca böyle bir özgürlük ve çoğunluk alanı oluşmuş oldu” diye belirtti.

İŞE İADE EDİLMEMİZ ZOR

Beraat kararları sonrası işe iadeleri sürecine dair konuşan akademisyen Egemen Cevahir “AYM tarafından hak ihlali kararı olarak görüldüğü için normalde akademiden ihraçların da ‘düşünce ve ifade özgürlüğü’ kapsamında değerlendirilip akademilere iade edilmemiz gerekiyor ancak böyle bir beklentim yok. Türkiye koşullarına göre gerçekçi olduğunu düşünmüyorum bunun. İade edileceğimizi düşünmüyorum. Siyasi iktidar bir taraftan kendisine karşı muhalif tarafları muhalefeti, sol demokrat kesimleri kırmak, tahliye etmek ve bir baskı sürecine dönüştürdüğü için… Anayasa Mahkemesi kararını OHAL komisyonuna gideceğini düşünmüyorum. Günlük koşullar çerçevesinde, hukuki olarak işe hemen iadelerimiz beklenirdi” ifadelerini kullandı.

KÖY İŞLERİYLE UĞRAŞIYORUM

Üniversiteden ayrılmasının ardından, düzenli gelirin olmamasından dolayı üretim ilişkilerinin de dışına çıkmak zorunda kaldığını ifade eden Cevahir sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Ben bir emekçi çocuğuyum ve birikimim önceden de yoktu, şimdi de yok. Düzenli gelirin dışına atıldığınız zaman üretimlere devam edemiyorsunuz. Başka sorumluluklar da ortaya çıkıyor. Eşim çalışıyor. Çocuğun bakımı ile ilgilendim daha çok. Bu süreçte 3 yaşına geldi kızım. Atıldığımızda 6 aylık filandı. Ona bakıyorum. İlk atıldığımız zamanlarda KESK eylemleri vardı, oturma eylemleri vardı, basın açıklamaları vardı. Onları olabildiğince düzenli olarak takip ediyordum. Sonra yavaş yavaş başka sorumluluklar yüklenmeye başlıyorsunuz. Üretimin dışına çıktığınız için para, çocuk bakımı şeyler gibi şeyler devreye giriyor. Kızımı 3 yaşına getirdim. Son bir aydır köydeyim. Bartın’da köyümüz var. Babam yazları köye gidiyor. Ben de ona yardım için buradayım. Köy işleri ile uğraşıyoruz. Bu da tabi anlamlı. Üretim ilişkilerinin dışında çok da bir hayat yok aslında.”

DÖNÜŞ İÇİN 'BELKİ' BİR İŞARET OLABİLİR

Akademiye döneceğiz gibi bir umuda kapılmamak gerektiğini ancak mahkemelerin verdiği karaların olumlu olduğunu belirten Barış Akademisyeni Kuvvet Lordoğlu “Akademiden ayrıldığımızdan beri birçok sıkıntı ile karşı karşıyayız. Başta maddi olmak üzere. Akademiye dönmek baştan beri istediğimiz arzuladığımız bir şey. Şimdi bundan sonraki sürecin ne olacağı konusunda ben öyle; hemen ne kadar güzel, akademiye döneceğiz gibi bir umuda kapılmadan sadece mahkemelerin verdiği kararları olumlu değerlendirdik. Akademiye dönüş için de belki bir işaret olabilir” diye konuştu.

MADDİ OLARAK ZOR DURUMDALAR

Özellikle emeklilik yaşı gelmemiş genç akademisyenlerin maddi olarak bu süreçte sıkıntılar yaşadığını belirten Lordoğlu “Bir sürü arkadaşımız akademinin dışında da işler yaparak hayatını sürdürüyor. Ben emeklilik yaşım geldiği için emekli olabildim. Ama emeklilik yaşı gelmeyen ve çalışmak zorunda olan çok genç arkadaşlarım var. Dolayısıyla yayın faaliyetleri, akademik çalışmalar bazı sınırlar içerisinde gerçekleşiyor. Diyelim ben 6 tane yayın yaparken bir yıl içinde, şimdi bu 3’e indi ya da 2’ye indi. Herhangi bir yere çağrılmıyoruz. Çünkü insanlar korkuyor. Biz acaba bu KHK’li kişiyi çağırırsak başımıza bir iş gelir mi korkusunu, endişesini taşıyorlar” ifadelerini kullandı.

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları