loading
close
SON DAKİKALAR

Aziz Nesin'i saygıyla anıyoruz

Aziz Nesin'i saygıyla anıyoruz
Tarih: 06.07.2012 - 15:26
Kategori: Sağlık, Yaşam

Türk mizahının özellikle taşlama sanatının en önemli ustalarından Aziz Nesin, 17 yıl önce bugün Çeşme'de hayatını kaybetti...

Üç gün önce Sivas Katliamı kurbanlarının anılmıştı.

Bugün ise o katliamdan kendi imkanlarıyla kurtulan, ancak 2 yıl sonra yani 1995'te Çeşme'de hayata gözlerini yuman usta yazar Aziz Nesin anılıyor.

Hala Türkçe'den yabancı dillere eserleri en çok çevrilen 4'ncü yazar olan usta yazarı ölümünün 17'nci yılında saygıyla anıyoruz...

Aziz Nesin Kimdir?


Aziz Nesin, 20 Haziran 1915'te Heybeliada'da dünyaya geldi. Babası Abdülaziz Nesin, bahçıvanlık yaparak geçimini sağlıyordu.

1924'te İstanbul Süleymaniye'deki, adı daha sonra İstanbul 7. İlkokul olarak değiştirilecek olan "Kanuni Sultan Süleyman İptidai Mektebi"nin 3. sınıfına girdi.

İki yıl Darüşşafaka Lisesi'nde okuduktan sonra, 1935'te Kuleli Askeri Lisesi'ni, 1937'de Ankara'da Harp Okulu'nu bitirip asteğmen oldu. Son olarak 1939'da Askeri Fen Okulu'nu bitirdi.

Bu dönemde bir yandan da Güzel Sanatlar Akademisi Süsleme Bölümü'ne devam etti. Bir röportajında ona bu eğitim hayatının "fikri takip" dedikleri şeyi getirdiğini belirtmiştir.

2'nci Dünya Savaşı yıllarında Trakya'da görev yapan Nesin, 1942'de Erzurum Müstahkem Mevkii İstihkam Taburu Bölük Komutanlığı'na atandı vu buradayken bir bomba kazasında yaralandı.

1944'de Ankara'da Harp Okulu'nda açılan tank kursunun ilk öğrencilerinden biriydi. Aynı yıl Zonguldak'a uçaksavar top mevzileri yapmak için atandı ancak üsteğmen rütbesindeyken "görev ve yetkisini kötüye kullandığı" iddiasıyla askerlikten uzaklaştırıldı.

Askerlikten ayrılmasının ardından bir süre bakkallık, muhasiplik gibi işler yaptı. 1945 yılında ise gazeteciliğe başladı. Önceleri Sedat Simavi'nin çıkardığı "Yedigün" dergisine girdi, daha sonra Karagöz gazetesinde de yapacağı gibi redaktörlük ve yazarlık yaptı.

Aynı yıllarda profesyonel olarak oyun yazarlığı yaptı ve Tan gazetesinde köşe yazarlığına başladı. 4 Aralık 1946'da bir grup üniversite gencinin Tan gazetesini yakması üzerine, sekiz sayı süren, "Cumartesi" adlı haftalık magazin dergisini çıkarmaya girişti.

Bu dergi denemesi de sonlanınca, "Vatan" gazetesinde çalışmaya başladı. Aynı yıl, ilk bağımsız yapıtı olan "Parti Kurmak Parti Vurmak" adlı 16 sayfalık broşürü de yayınlanmıştı.

Marko Paşa'yı çıkardı

1946'da Sabahattin Ali ile birlikte Marko Paşa adlı mizah dergisini çıkardı. Derginin kapatılmasının ardından Malumpaşa'yı yayın hayatına soktu. Bu derginin kapısına da mahkeme kararıyla kilit vurulunca Merhumpaşa'yı okuyucuyla buluşturdu.

Yayınlanmayan bir yazısı nedeniyle 12 Ağustos 1947'de Bursa'ya sürgün edildi ve bir süre gözaltında tutuldu.

Nesin, 1948'de "Azizname" adlı kitabı çıkardı. Bu kitap dolayısıyla hakkında dava açılan Nesin, 4 ay tutuklu olarak yargılandıktan sonra aklandı.

Kral, Şah ve Prenses Nesin'e dava açtı

Nesin'in taşlamaları Türkiye sınırlarının dışına, kraliyet ailelerinin saraylarına kadar uzandı. İngiltere Prensesi Elizabeth, İran Şahı Rıza Pehlevi ve Mısır Kralı Faruk, elçilikleri aracılığıyla Dışişleri Bakanlığı'na başvurdular ve Nesin'in kendilerini aşağıladığı iddiasıyla aleyhine dava açtılar. Nesin bu dava sonucunda 6 ay hapse mahkum edildi.

1952'de İstanbul'da Levent'te bir dükkan kiralayarak Oluş Kitapevi'ni açan Nesin, Levent'te gazete dağıtımı da yapıyordu. Kitapevinden elde ettiği gelir oğulları Ali ve Ahmet'le birlikte geçinmelerine yetmeyince kitapevini kapattı ve 1953'de Beyoğlu'nda "Paradi Fotoğraf Stüdyosu"nu bir ortağı ile birlikte kurdu.

1954'te Akbaba dergisinde takma adlarla öyküler yazmaya başladı. Nesin, takma isimle gazetelerde ve dergilerde 100 yakın eser verdi.

"6-7 Eylül Olayları" nedeniyle tutuklandı

1955'de 6-7 Eylül Olayları olarak bilinen İstanbul'daki azınlıkların ev ve dükkanlarının yıkılıp yağmalanmasında Aziz Nesin de suçlu olduğu iddiasıyla tutuklandı.

1955'de Yeni gazetesinde köşe yazarlığına başlayan Nesin, 1956'da İtalya'da yapılan Uluslararası Gülmece Yarışması'nda birincilik ödülü olan Altın Palmiye'yi "Kazan Töreni" adlı öyküsüyle kazandı. Kazandığı ilk Altın Palmiye'yi, 1960 yılında devlet hazinesine bağışladı.

1961'de Tanin gazetesinde köşe yazarlığına başlayan Nesin, aynı yıl Zübük adlı haftalık bir gülmece gazetesi de çıkardı. 1962'de Kemal Tahir'le kurduğu Düşün Yayınevi, bilinmeyen bir nedenden ötürü bir gece yandı.

İlk pasaportunu 50 yaşında alabildi

1965 yılında, 50 yaşındayken ilk kez pasaport almasına izin verildi ve yurtdışına çıktı. Berlin ve Weimar'daki Antifaşist Yazarlar Toplantısı'na davetli olarak katıldı. 6 ay süren bu ilk yurtdışı gezisinde, Polonya, Sovyetler Birliği, Romanya ve Bulgaristan'ı gezdi.

Aziz Nesin Vakfı'nı kurdu

1972'de durumu müsait olmayan çocukların iyi eğitim alabilmesi amacıyla Aziz Nesin Vakfı'nı kurdu. Çatalca'da yine zor durumdaki öğrenciler için bir yurt ve okul yaptırdı. Kitaplarının tüm gelirini vakfa bırakan Nesin, bugüne kadar yüzlerce kimsesiz ve yoksul çocuğun eğitim almasını sağladı.

1982 yılında, Vietnam'daki Asya-Afrika Yazarlar Birliği toplantısından dönüşte Moskova'da kalbinden bir rahatsızlık yaşadı ve Kalp Hastalıkları Araştırma Merkezi'nde bir ay boyunca tedavi gördü.

1983'de Amerika Birleşik Devletleri'nde Indiana Üniversitesi'nin düzenlediği uluslararası toplantıya davet edildi ancak pasaportuna el konulduğu için toplantıya katılamadı.

Sivas Katliamı'ndan kurtuldu

19 Mart 1990'da Ankara Sanat Kurumu'nda 75. yaşını kutlayan Nesin, 2 Temmuz 1993'te Pir Sultan Abdal etkinliklerine katılmak üzere Sivas'a gitti.

Madımak Oteli ateşe verilerek 37 aydının öldürüldüğü Madımak Katliamı'ndan itfaiye ekiplerince kurtarıldı.

Büyük usta, Çeşme'de 5 Temmuz’u 6 Temmuz’a bağlayan gece geçirdiği kalp kriziyle saat 01.05'de aramızdan ayrıldı.

Naaşının nereye gömüldüğü bilinmiyor

7 Temmuz 1995'de vasiyet ettiği üzere cenaze töreni yapılmadan naaşı Çatalca'daki Nesin Vakfı'nın bahçesine defnedildi ve mezar taşı konulmadı. Yine vasiyetinde yazdığı gibi mezarının tam olarak nerede olduğu kimseye söylenmedi.

Eserleri

Öyküleri:
Parti Kurmak ve Parti Vurmak (1946), Geriye Kalan (1953), İt Kuyruğu (1955), Yedek Parça (1955), Fil Hamdi (1956), Damda Deli Var (1956), Koltuk (1957), Kazan Töreni (1957), Deliler Boşandı (1957), Mahallenin Kısmeti (1957), Ölmüş Eşek (1957), Hangi Parti Kazanacak? (1957), Toros Canavarı (1957), Memleketin Birinde (1958), Havadan Sudan (1958), Bay Düdük (1958), Nazik Alet (1958), Gıdıgıdı (1958), Aferin (1959), Kördöğüşü (1959), Mahmut ile Nigar (1959), Hoptirinam (1960), Gözüne Gözlük (1960), Ah Biz Eşekler (1960), Yüz Liraya Bir Deli (1961), Bir Koltuk Nasıl Devrilir (1961), Biz Adam Olmayız (1962), Yeşil Renkli Namus Gazı (1964), Sosyalizm Geliyor Savulun (1965), İhtilali Nasıl Yaptık (1965), Rıfat Bey Neden Kaşınıyor (1965), Vatan Sağolsun (1968), İnsanlar Uyanıyor (1972), Hayvan Deyip De Geçme (1973), Seyyahatname (Duyduk Duymadık Demeyin) (1976), Büyük Grev (1978), Benim Delilerim (1979), 70 Yaşım Merhaba (1984), Kalpazanlık Bile Yapılamıyor (1984), Maçinli Kız için Ev (1987), Nah Kalkınırız (1988), Rüyalarım Ziyan Olmasın (1990), Aşkım Dinimdir (1991), Gözünüz Aydın Efendim (1997), Herkesin İşi Gücü Var (2005), Bende Çocuktum (1979), Zübüklüğün Sonu Yok.

Romanları:


Kadın Olan Erkek (1955), Gol Kralı (1957), Erkek Sabahat (1957), Saçkıran (1959), Zübük (1961), Şimdiki Çocuklar Harika (1967), Tatlı Betüş (1974), Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz (1977), Surnâme (1976), Tek Yol (1978), Bay Düdük (1958).

Anıları:


Bir Sürgünün Hatıraları (1968), Böyle Gelmiş Böyle Gitmez (1. Bölüm 1966, 2. Bölüm 1976), Poliste (1967), Salkım Salkım Asılacak Adamlar (1987), Rüyalarım Ziyan Olmasın (1990).

Masalları:


Memleketin Birinde (1953), Hoptirinam (1960), Uyusana Tosunum (1971), Aziz Dededen Masallar, La Fontaine'nin Yazamadığı Masal.

Taşlamaları:


Azizname (1948)

Fıkra kitapları:


Nutuk Makinası (1958), Az Gittik Uz Gittik (1959), Merhaba (1971), Suçlanan ve Aklanan Yazılar (1982), Ah Biz Ödlek Aydınlar (1985), Korkudan Korkmak (1988).

Gezi notları:


Duyduk Duymadık Demeyin (1976), Dünya Kazan Ben Kepçe (1977).

Oyunları:


Biraz Gelir Misiniz (1950), Bir Şey Yap Met (1959),  Toros Canavarı (1963), Düdükçülerle Fırçacıların Savaşı (1968), Çiçu (1970), Tut Elimden Rovni (1970), Hadi Öldürsene Canikom (1970), Pırtlatan Bal (1976), Beş Kısa Oyun (1979), Bütün Oyunları (Adam Yayınları) (1981), Maçinli Kızın Evi (1959), Başarımı Karılarıma Borçluyum (1992), Bütün Oyunları 2.

Şiirleri:


Sevgiye On Ölüme Beş Kala, Sondan Başa (1984), Bağışla (1986), Kendini Yakalamak (1988), Hoşçakalın (1990), Sivas Acısı (1995), En Uzun Maraton, Kimin Var Ki.

Aldığı Ödüller

* 1956 - Altın Palmiye, İtalya (Kazan Töreni adlı öyküsüyle)
* 1957 - Altın Palmiye, İtalya (Fil Hamdi adlı öyküsüyle)
* 1966 - Altın Kirpi, Bulgaristan (Vatani Vazife adlı öyküsüyle)
* 1968 - Milliyet Gazetesi 6. Karacan Armağanı Birincilik Ödülü (Üç Karagöz adlı oyunuyla)
* 1969 - Krokodil Ödülü, Sovyetler Birliği (İnsanlar Uyanıyor adlı öyküsüyle)
* 1970 - Türk Dil Kurumu Tiyatro Ödülü (Çiçu adlı oyunuyla)
* 1975 - Lotus Asya-Afrika Yazarlar Birliği Ödülü
* 1977 - Bulgaristan Uluslararası Gülmece Kitapları Yarışması Hitar Petar Ödülü
* 1978 - Madaralı Roman Ödülü (Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz adlı romanıyla)
* 1985 - TÜYAP Halkın Seçtiği Yılın Yazarı

Aziz Nesin'den sözler

* Dar yerden çıkanlar geniş yerlere sığmazlar. (Mum Hala, 1 Kasım 1967)

* Eskisi olmayanın yenisi de olmaz. (Vakıf çocuklarına öğütlerinden)

* İnsan, insan gibi, insan olarak hür olmasını bilmezse, hür olamazsa, o zaman kurtlar, kuşlar gibi hür sanır kendini. (Mumhala)

* Yoksulun tek silahı çalışmaktır. (Vakıf çocuklarına öğütlerinden)

* Tembellerin çalışma günü yarındır. (Vakıf çocuklarına öğütlerinden)

* İşin zoruna gideceksin. Her zaman zoru dene... Zoru yapamasan bile, zoru yapmaya çalışarak hiç olmazsa kolayını yaparsın. (Ali Nesin'e öğütlerden)

* Halkımı sevmediğimden bu halkın değişmesini istiyorum. Halkımı sevsem ne diye halkımın değişmesini isteyeyim... (Özel konuşma)

* Mahkemede aklanırsam, Türk halkının yüzde altmışının aptal olduğu Türk mahkemeleri tarafından tescil edilmiş olacak. (Mahkeme savunması)

* Türk halkı... Kaza gaz diyen, gaza kaz diyen bir halktır... (Bir soruya yanıt)

* En güzel şiir matematiktir. Yeryüzünde şimdiyedek "iki kere iki dört eder"den daha güzel bir dize yazılmamıştır sanırım. (Mum Hala, 8 Şubat 1958)

* Korku, en beşeri duygudur. Benim iktidarlara başkaldırışımı görenlerden kimi beni korkusuz insan sandılar. Oysa ben korkarım. Ne var ki, bende, başkalarına yararlı olacaksa, doğru bildiğimi, inandığımı söylemek, açıklamak duygusu, korku duygusuna her zaman üstün gelmiştir. Korkarım, yine söylerim.

* Korkmuyorum diyenler, ya başkalarına yalan söylüyorlar, ya kendilerine yalan söyleyip kendilerini kandırıyorlar ya da bilmeyerek insan olmadıklarını söylüyorlar. (Mum Hala, 6 Şubat 1970)

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları