loading
close
SON DAKİKALAR

Bakan Koca: DSÖ'nün sitesinde Türkiye dışında başarısını anlattığı bir ülke olmamıştır

Bakan Koca: DSÖ'nün sitesinde Türkiye dışında başarısını anlattığı bir ülke olmamıştır
Tarih: 13.12.2020 - 10:15
Kategori: Siyaset

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, TBMM Genel Kurulu'nda Sağlık Bakanlığı’nın bütçesinin görüşmelerinde bir sunum yaptı.

Bakan Koca'nın sunumundan Covid-19 pandemisine ilişkin bölümler şöyle:
"Ülkemizde hastalık görülmesi üzerine yoğun bir mücadele dönemine girdik. Tüm hastaları, testi pozitif çıkanları ve temaslıları Halk Sağlığı Yönetim Sistemi'nde merkezî olarak takip altına alındı. Hayat Eve Sığar mobil uygulaması ve HES koduyla kişiler ve bölgeler bazında risk takibi yapıldı. Hastanelerde elektif vakaların ertelenmesi, pandemi hastanelerinin ilanı, pozitif vakaların izolasyonu, temaslı takibi, karantina ve sınırlandırma önlemleri, yaşlı ve genç nüfusun sokağa çıkışının sınırlandırılması, seyahat yasakları ve kısıtlamaları, okulların ve üniversitelerin uzaktan eğitime geçmesi, halka açık mekânların ve etkinliklerin iptali başta olmak üzere hayatın hemen her yönüne yönelik çok çeşitli tedbirler uygulamaya kondu.

Bu dönemde, özellikle, Dünya Sağlık Örgütü Türkiye için geliştirilen kit noktasında… Dünya Sağlık Örgütü sitesinde kabul edilebilirliği olan 20 tane kit söz konusu, bunlardan bir tanesi de Türkiye'de üretilen KİT oldu. Yani Birleşmiş Milletlere üye bütün ülkeler hiçbir sertifika istemeden bu kite ulaşmayı sağlayabilir hâle geldi.

Bu dönemde; maske ve tulum gibi koruyucu malzemelerin üretim kapasitesinin artırılması, solunum cihazının üretilmesi, tedavide kullanılan bazı ilaçların yerli üretime geçmesi sağlanmış oldu.

Biz bir kite 8,75 dolar vererek yurt dışından almaya başlamıştık ve erken dönemde bu kiti yerlileştirmiş olduk ve bu kiti yerlileştirdiğimizde fiyatı 32 liraydı yani 8,75 dolarken 32 liradan almaya başladık. 8,75 dolardan yurt dışından alırken biz yerlileştirdiğimizde 32 liradan aldık. Devamında bir iki ay geçtiğinde yeni ruhsat alan, uygunluk alan firmalar oldu. Bunun üzerine biz, bu firmalara bu kiti bize kaça vereceklerini sorduk, bu kiti 8 dolardan aşağı veren olmadı. Ve sonra toplam on iki tane yerli üretilen kit noktasına geldi. On iki tane kitin üretildiği dönemde ihaleye çıktık, altı tane firma ihaleye girdi. Bu altı firma ihaleye girdiğinde fiyatı kaça düştü biliyor musunuz? 9,8 liraya. Peki, 9,8 lira gerçekte bu kitin değeri miydi? Hayır, değildi çünkü iki firma mücadele etti. Yurt dışındaki pazarı kapatma açısından ülkede satışı gerekiyor, ülkede satış yapmadan yurt dışına satış yapmanız söz konusu olmadığı için firmalar birbirleriyle yarıştı. Maliyetinin altına, 9,8 liraya inmiş oldu. 9,8 liraya inen bu kitten sonra -daha önce bizim aldığımız 1,7 milyon kitten bahsediyorum- firmayı çağırarak -çünkü alan firma aynıydı- ta başından beri alınmış olan 1,7 milyon kitin fiyatını 9,8 liraya çekeceksiniz dedim. Devamında, 9,8 liraya çekmek kamunun mantığına uygun mu? Ben bunu yaptım.

Bir pandemi dönemindeyiz. Biz 83 milyonla bir, beraber olmak zorundayız. Bir kişinin bu mücadelenin dışında kalmaya hakkı yok. Bu dönemde kimseyi mahcup etmek için burada değilim ama biz bu mücadeleyi birlikte başarmak zorundayız.

Ayrıca, insani yardım kapsamında 159 ülkeye koruyucu malzeme yardımı ve ihracı yapıldı. Nisan ayında önemli bir artış gösteren bulaşma hızı aldığımız tedbirler sayesinde bir nebze kontrol altına alınmış, yaz ayları dalgalı bir seyirle ancak nispeten daha kontrollü yaşanmıştır. Bunda toplumsal hareketliliği azaltıcı tedbirlerin yanında, gittikçe artan test kapasitemizin ve yaygın temaslı takibi yaparak uyguladığımız izolasyon tedbirlerinin etkisi oldu. Yerel imkânları değerlendirmek, yerel dinamikleri harekete geçirmek; sağlık teşkilatımıza valilerimizin, belediyelerimizin desteğini artırmak yanında, illerin durumuna göre ulusal anlamda destek sağlama yönünde önemli adımlar attık. Ve bu dönemde özellikle Dünya Sağlık Örgütü sitesinde örnek ülke olarak sadece Türkiye'nin pandemi dönemindeki başarısını raporlaştırmıştır. Dünya Sağlık Örgütü sitesinde Avrupa'dan herhangi bir ülkenin hiçbir şekilde raporu yayınlanmadığı gibi, Türkiye dışında başarısını anlattığı bir ülke de olmamıştır.

Dünya Sağlık Örgütünü geçtim, Avrupa Birliği ilerleme raporu da yayınlandı. Sosyal güvencesine bakılmaksızın herkese ücretsiz test, tedavi ve ilaç imkânı sağlandığına işaretle Türkiye'nin sağlık sistemi ve Covid-19'la mücadeledeki başarısı da anlatıldı.

Sadece pandemi döneminde kamu hastanelerimizde erişkin yoğun bakım yatak sayısı 12.009 iken bu zamana kadar dokuz ayda yapılan yoğun bakım sayısıyla 20.248'e çıktı. Yani Sağlık Bakanlığının tarihinde yapılan 12 bin yoğun bakım yatağına, sadece dokuz ayda 8 bin küsur yatak ilave edilerek 20 bin küsur oldu. Yüzde 70 oranında yoğun bakım yatak sayısı arttı. Yoğun bakım yatak sayısı, Ocak 2020: 100 bin kişiye düşen yatak sayısı ne kadar? 28,1 Türkiye'nin. Almanya'nın ne kadar? 29,2. Amerika'nın ne kadar? 29,4. Gelelim Aralık 2020'ye, Türkiye'yle gurur duyun, dünya da 100 bin kişiye düşen yoğun bakım yatak sayısı en çok olan ülke hâline geldik. Bunu görüyor musunuz? 40,3'e çıktı, 40,3'e.  Dünyadaki hiçbir ülke ve de sağlık sistemi, bu kadar hızlı adapte olarak, bu kadar yoğun bakım sayısını artıramaz. Bu arada, test kapasitemizi artırarak günde 200 bin testin üzerine çıkardık. Yerel imkânları da seferber edip filyasyon ekiplerimizi bu dönemde 16 bine çıkardık. Şu gördüğünüz filyasyon ekibimizi ise, biz yaz dönemi dâhil olmak üzere filyasyon ekip sayımızı hiçbir şekilde azaltmadık, 16 bine çıkardık. Dünyada bu şekilde hizmet eden, bu kadar yoğun hizmet eden bir sağlık sistemi yok. 

Ayrıca, test kapasitemizi -günde 200 bine- 20 milyona çıkarmış olduk. Daha etkili bir koruma sağlayacağını bildiğimiz aşı çalışmalarını biliyorsunuz, birçok ülkede aşı çalışmaları yürütülmektedir. Dünyaya paralel olarak ülkemizde de 16 ayrı aşı çalışması yapılmaktadır. Bunlardan bir tanesi, klinik öncesi dönemi başarıyla tamamlayarak insan denemelerine başlamıştır. Faz 2 çalışması 25 Aralıkta başlanacaktır. Faz 2 için üretime üç gün önce başlandı.

Kendi aşı çalışmalarımız bir yana, dünyada etkisi ve güvenliği kanıtlanmış aşılara en erken sürede erişebilmenin gayreti içindeyiz. Yerli aşımızı da nisan ayında başarıyla yapacağımızı ümit ediyorum.

Ekonomik yükü dikkate alınmaksızın, güvenilirliği ve etkisi kanıtlanmış, ülkemiz şartlarında en kolay ve en yaygın uygulanabilen aşılardan başlayarak alternatif aşıları temin etmek için yoğun bir çaba gösterdik. Geldiğimiz noktada, bugüne kadar çocukluğumuzdan beri yapılagelen gelenekselleşmiş inaktif virüs aşısının temini konusunda sözleşmemizi imzaladık ve aşının teslimatını beklediğimizi kamuoyuyla paylaştım. Bu aşının üretim teknolojisinin uzun dönem güvenilirliği bilinmektedir. Bu tip aşıların depolanması ve dağıtımında lojistik imkânlarımız ve yaygın uygulanmasına altyapımız hazır durumdadır. Normal zamanda ciddi bir sorumluluk altına alınan çalışanlarımızın pandemi döneminde nasıl bir çaba harcadığını, nasıl bir yükü omuzladığını herhâlde anlatmama gerek yok. Evinden, eşinden, çocuğundan mahrum bir şekilde hastasının sağlığı için kendi sağlığından geçen bu çalışanlarımızın sık sık şiddete maruz kalması karşısında inanın söyleyecek söz bulamıyorum. Ama bu davranış sahiplerine huzurunuzda şunu da ifade edeyim: Ne kadar haddi aşsanız da ne kadar toplumsal vicdanı yaralasanız da sağlık çalışanları yine de sizin sağlığınız için çalışan insanlar olacaktır. Sağlıkçı olmak fedakârlık gerektirir, üstlendiği sorumluluk da o denli ağırdır. 

Ulusal bir seferberlik hâliyle her vatandaşımız üzerine düşeni yapmaktadır ancak bu sefer cephede olan sağlık ordumuzdur. Cephede savaş veren sağlık ordumuzun azmini, kararlığını, fedakârlığını ancak yaşayan bilir. Bu ancak milletini, vatanını canından çok seven neferlerinin ruh hâlidir. 

Sevdiklerine hastalık bulaştırmamak adına haftalarca onlardan uzak durmak, evladına sarılamamak annenizin, babanızın hatırını ancak telefonla sorabilmek çok ağır insani bir yüktür. Bunu, hiç tanımadığı kişileri sağlığına yeniden kavuşturmak adına yapmak, kendi hayatını riske etmek ateş hattında savaşla eş değerdir. Onlar siperde değil, meydanda çarpışıyor.

Bugüne kadar 130 bine yakın çalışanımıza virüs bulaştı. Salgının sebep olduğu can kayıplarımız hepimize temas etti. Her bir hanemize bir yakınımızın acısı düştü. Bu vesileyle, hayatını kaybeden tüm vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet, yakınlarına ve milletimize başsağlığı diliyorum.  225 şehidimiz var; hepsine Allahtan rahmet diliyorum. Salgın döneminde vatandaşlarımızın sağlığı için canını feda eden her bir sağlık çalışanımızı kalbimize gömdük."

Kaynak : www.istanbulgercegi.com

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları