loading
close
SON DAKİKALAR

Bakan Koca; Normalleşme sürecinde kılavuzumuz riskin devam ettiği gerçeğidir

Bakan Koca; Normalleşme sürecinde kılavuzumuz riskin devam ettiği gerçeğidir
Tarih: 10.06.2020 - 19:55
Kategori: Sağlık, Yaşam

Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca, bugün saat 17.00'da Bilim Kurulu toplantısını sonrasında açıklama yaptı. Bakan Koca kısıtlamaların çoğunun kaldırıldığı yeni dönemde maske kullanımı, sosyal mesafeye uyulması ve hijyene dikkat edilmesi uyarılarını tekrarladı.

Bakan Dr. Fahrettin Koca "Salgın ölüm kalım endişesi ile insanların evde kalmasına yol açmakla kalmadı, üretime, ticarete, eğitime, kültüre, insan hayatı başta olmak üzere tüm hayata darbe vurdu. Tedbirlere uymak, şimdi devletimize, milletimize karşı da birer ödevdir" dedi.

Bazı bölgelerde vaka sayısında artış olduğunu belirten Bakan Koca, bu artışın genel olmadığını, sosyal etkinlikler vasıtasıyla olduğunu aktardı. Koca, "Diyarbakır'da son 3-4 gündür yükseliş içinde. Burada da genel bir artıştan öte kültürel, sosyal, nişan ve düğün gibi etkinliklerde artışın daha fazla olduğunu görüyoruz. Buralarda özellikle filyasyon çalışmalarını yoğunlaştırmış durumdayız" ifadesini kullandı.

Bugünün (10 Haziran 2020) Koronavirüs tablosunu da açıklayan Koca, 17 kişinin daha Covid-19 nedeniyle yaşamını yitirdiğini, 922 yeni vaka tespit edildiğini duyurdu.

Bakan Koca yaptığı açıklamada;

Sizleri sağlık dileklerimle selamlıyorum. Haftalar boyunca kendilerini salgından korumaya çalışan büyüklerimizi, gençlerimizi, çocuklarımızı, insanlarımızı selamlıyorum. Hekimlerimize hemşirelerimize bütün sağlık personelimize özverili hizmet için bir kez daha teşekkür ediyorum. İyi ki varsınız.

Bizlerle gece gündüz mesai yapan bakanlık görevlilerimize sevgi ve takdirlerimi ifade etmek istiyorum. il sağlık müdürlüklerimizi, filyasyon ekibimizi gelinen nokta için kutluyorum. Devletimiz salgınla mücadelenin kahramanlarına gerekli imkanları sağladı. Cumhurbaşkanımızın şahsında devletimizin kurumları ve kabinemizin değerli üyelerine saygı ve teşekkürlerimi sunuyorum.

Son derece önemli bir nokta var. Sizlere teşekkürlerim tam bir zaferle sona ermiş, mutlak surette kazanılmış bir mücadelenin teşekkürü değil. Neticesi kuvvetle öngörülen bir savaşta birbirimize güç veren teşekkürlerdir. Cumhurbaşkanımız önlemlerin ve yeni durumun değerlendirilmesi sonucu alınan kararları açıkladı. Bu açıklamada üzerinde durulan şart Koronavirüs musibetinin kökü tamamen kazınana kadar hayatımızı maske, mesafe, temizlik ilkeleri çerçevesinde düzenlememiz şartıdır.

65 yaş üstü büyüklerimiz haftanın her günü sabah 10 ile akşam 8 arasında dışarı çıkabilecektir. Bu grubun evde kalmasının sebebi Covid-19'a karşı ciddi bir dezavantaja sahip olmalarıdır. Kısıtın kalkmış olmasının anlamı dezavantajın ortadan kalkmış olması değildir. 65 yaş üstü büyüklerimize sokağa çıkma yasağı konmadan önce vakaların yüzde 15,7'si bu yaş grubundandı. Yasaktan sonra bu oran yüzde 7,5'e düştü. Bu yaş grubunda hastalığa yakalanma oranı yüzde 50 oranında azalmıştır. Bu bilgiler akılda tutulmalı.

18 yaş altı ile ilgili tüm kısıtlamalar kaldırıldı. Kısıtlarla birlikte vaka sayımızın, kayıplarımızın azalması gençlerimizin ve büyüklerimizin fedakarlığına büyük oranda bağlıydı. Kısıtlar yayılıma ve kayıplara engel oldu. Gençlerimiz ve büyüklerimiz bu serbestliği umarım hak edilmiş bir teşekkür olarak görürler. Sevgili gençler, salgın döneminde genç olmak kabahat değildi. Virüsü yayma potansiyeli taşımanız günlerinizi evde geçirmenize yol açtı. Genç ve güçlü olmanız, güçlü olmayan kişilere çok koruyucu olmanızı gerektiriyor. Bugünlerin örnek genci bence maskesini takan, mesafesini koruyan gençtir. Bir abiniz olarak aklım sizde olacak, bunu bilmenizi rica ediyoruz.

Kıymetli büyüklerim, riskten uzak kaldınız. Size serbestlik gelmiş olması riskin ortadan kalktığı anlamına gelmiyor. Azalmakla birlikte devame diyor. 10 saatlik serbest zaman hakkını kullanabilirsiniz, evde geçen günleri riske atmayın, büyüklüğünüzü göstermeye devam edin.

Büyük bir sınav verdik, bu sınavın finaline hazırlamalıyız. Tedbirleri iyi çalıştık. bugün sahip olduğumuz bilgiye, tecrübeye, alışkanlıklara kısıt döneminde sahip değildir. Şimdi hastalıktan kendimizi nasıl koruyacağımızı son derece iyi biliyoruz. Pasif mücadele günlerinde kontrollü sosyal hayat ilkelerine uyarak aktif mücadele dönemine geçtik. Evlerimizden çıkıp, işimize dönerek vermeye başladık. Aktif mücadelede iki koruyucu silahımız var, ilki maskedir, ikincisi 1,5 metre mesafedir. Bu iki tedbirden biri tek başına yeterli değildir. İki tedbir birlikte tam tedbirdir. Elzem olan üçüncü husus var, el temizliğine normalden fazla önem gösterilmelidir. Virüs canlı kalabildiği için ağıza ve buruna dokunursa bulaşma olmaktadır.

Etkili bir ilaç ya da aşı henüz bulunmadı. İlaç gibi etkili tedbirler elimizde hazır bulunmaktadır. Evimiz dışındaki her ortamda virüsten korunmanın çaresini tedbirlerde arayalım. En az kısıtlama, can kaybı ve ekonomik sıkıntıyla atlattığımız malumunuzdur. Kısıtlamaların kalkmasının zemini sağladığımız başarıdır. Güvencemiz ise tedbirlere yüksek uyum göstereceğiniz inancıdır. Hekim arkadaşlarım, kıymetli hemşirelerimiz, bilim insanlarımız şimdi sizden iyi haberler bekliyorlar. Maske, mesafe kuralına, tedbirlere uymanızdan daha güzel bir haber ve teşekkür yoktur.

Sizlere bugünleri hazırlamak için hayatlarını feda eden bilim insanlarımız ve hocalarımız, hekimlerimiz, hemşirelerimiz olduğunu unutmayın. 5 bine yakın insanımızın aramızdan ayrıldığını hatırlayın. Tedbirlere uyum, kayıplara saygımızın da bir gereğidir.

10 gün önce başlayan normalleşme süreci sağlık alanı başta olmak üzere çok geniş bir alanı içeren bir süreçtir. Dünya çapındaki salgın ölüm kalım endişesi ile insanların evde kalmasına yol açmakla kalmadı, üretime, ticarete, eğitime, kültüre, insan hayatı başta olmak üzere tüm hayata darbe vurdu. Türkiye bu süreci en az hasarla yaşayan ülkeler arasında. Tedbirlere uymak, şimdi devletimize, milletimize karşı da birer ödevdir. Normale dönüşün geri dönüşsün olmasını sağlarsak daha mutlu bir ülke olacağız. Normalleşmenin hayat tarzına kontrollü sosyal hayat adı verildi. Amacı geriye dönüş yolunu kapatmaktır.

Normalleşme sürecinde kılavuzumuz riskin devam ettiği gerçeğidir. Son vakayı en kısa zamanda görmek, tedbirlere uyumla mümkündür. Kısmet olursa 6 ayı geride kalan salgının dünya genelindeki seyrini DSÖ'den aldığım verilerle size anlatmaya çalışacağım. Bugünkü toplam vaka sayısı 922. Hayatını kaybeden vatandaşlarımızın sayısı 17. İyileşen vaka sayımız 2.241. Toplam test sayımız 36 bin 521. Yoğun bakımda toplam hasta sayımız 631. Entübe edilen yoğun bakımda cihaza bağlı olan hasta sayımız ise 280.

Dünyada özellikle normalleşme döneminde uçuşlarla ilgili çok büyük tartışmalar olduğunu biliyorsunuz. Bu geçişlerin nasıl yapılabileceği çok tartışıldı. Avrupa ülkeleri DSÖ dahil olmak üzere havalimanlarında test yapılmasını önermedi. Avrupa ülkeleri de şu an önermiyor. Biz Türkiye'de özellikle turizmin yoğun olduğu bölgelerde oteller dahil olmak üzere, nasıl hareket edilmesi gerektiği, çalışanların çalışma şekilleri dahil olmak üzere, bütün detayları belirledik. Biz farklı olarak şunu yapmak istiyoruz, yurt dışında gelen herkesi sağlık taramasından geçirmiş olmak istiyoruz. Herhangi bir semptomu olup olmadığını da bilmek istiyoruz. Eğer varsa en ufak bir şüphemiz olma durumunda gerektiğinde hastanede tedavisini planlıyor olacağız. Biz hangi ülkelerin hangi takvimle bu seferlerin izninin verilebileceğini de belirlemiş olduk. O nedenle bugünden itibaren planlamıştık, 90 ülkeyi baştan belirledik, 60 ülke daha ilave edilmiş olduk. Bir takvimle belirlenmiş oldu. Bütün ülkelerle görüşülerek karşılıklı takvimlerde mutabık kalınmaya çalışıldı. Uçuşların yapıldığı dönemde o ülkelerdeki bulaştırıcılık durumunu da bilmek istiyoruz. O ülkelerde bir risk olduğunu tespit ettiğimizde tekrar değerlendireceğiz.

Yaş ortalaması yeni vakalarda 36, vefatlarda 71. Biz Türkiye olarak 65 yaş üstü kısıtlamadan son derece büyük fayda gördüğümüzü söylemek istiyorum. Halen 65 yaş üstü ve kronik hastalıklara özel önem vermiş olmamızın elde ettiği başarıyı DSÖ yeni fark ediyor. Maske kullanımının tanımlamasında ilk defa 65 yaş üstü ve kronik hastalar için kullanılması şeklinde kullanmaya başladı.

Toplum Bilimleri Kurulu çok önemli bir fonksiyon icra edecek. Bundan sonraki süreçte özellikle vatandaşımızın, ki 20 yaş altı, 65 yaş üstü uzun süre içerde kalmış olmaları dahil olmak üzere psikolojik ve sosyolojik etkilerini de konuşacağımız ve bunları da değerlendireceğimiz bir dönem olduğunu görüyoruz. Bunu yer yer bir takım çalışmalarla görmek istiyoruz. Birçok kimseden oluşan bu sosyolojik ve psikolojik yönlerini irdeleyebileceğimiz bir dönem olarak görüyoruz. Bu dönemde iletişim dilinin de nasıl olması gerektiğiyle ilgili Toplum Bilimleri Kurulu'ndan beklentilerimiz var.

Genel olarak söylemem gerekirse özellikle vaka sayısının yüzde 60 oranında olduğu İstanbul'u biliyoruz. İstanbul, İzmir gibi illerimizde vaka sayılarının daha azaldığını, hastane yükünün de azalmaya doğru gittiğini, bu illerimizde daha kontrollü olduğunu söyleyebilirim. 1 Haziran sonrası Orta Anadolu, Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da kısmi bir artışın olduğunu söyleyebiliriz. Bu hareketliliğin getirdiği, maske, mesafe konusunda hassasiyet göstermememizin bir sonucu. Diyarbakır'da son 3-4 gündür yükseliş içinde. Burada da genel bir artıştan öte kültürel, sosyal, nişan ve düğün gibi etkinliklerde artışın daha fazla olduğunu görüyoruz. Buralarda özellikle filyasyon çalışmalarını yoğunlaştırmış durumdayız. Vatandaşımızın daha hassas davranmasını, tedbirler için katı davranması gerektiğini hatırlatmak istiyorum. Ankara için de bir yükseliş söz konusuydu, bugün itibariyle düşüşe geçmiş oldu. Konya'da bir fabrika ve iki yerleşim yerinde yapılan tarama sonrası yükseliş olduğunu gördük, bugün itibariyle düşü olduğunu gördük. Sosyal, kültürel, nişan ve benzeri durumlarda mutlaka mesafe ve maske kuralına, el hijyenini mutlak surette dikkat edilmesinin altını çiziyorum.

Biz aslında 65 yaş üstü büyüklerimizin bu dönemde özellikle korumak amaçlı yapılan bir uygulamaydı. İstemediğimiz sonuçların olduğunu biliyoruz. Uzun süreli içerde kalmanın getirdiği bir takım sorunların olduğunu biliyoruz. Bir hareketliliğin de belli saatlerde sağlanması gerekiyor. Aslında 10 saat gibi bir zaman diliminin dışarda kullanılması gerekmiyor. Mümkün mertebe aslında büyüklerimizin kendi sağlıkları için ihtiyaçlarını gidermek anlamında zaman dilimlerini dışarda geçirmelerini, diğer zaman dilimini evde geçirmelerini istiyoruz.

Ben daha önce söylemiştim. Hafta sonu bu anlamdaki karar hükümetimizin bir kararıydı. Özellikle bu çerçevede Bilim Kurulu'muzun söylediğim şekliyle gündemine gelmemişti. Bilim Kurulu'nda genel olarak hareket serbestliğinin gerekli olduğunu söylemişti. Dolayısıyla bu çerçevede Cumhurbaşkanı'mızın toplumdaki genel beklenti doğrultusunda yaptığı açıklamayı hepimiz görmüş olduk. Alınan bir kararın hangi sebeplerle alınmışlığı da görülmüş oldu. Daha önce alınan karar hükümet kararıydı, sonra da toplumdaki beklentiler doğrultusunda Cumhurbaşkanı'mız hepimize açıklamıştı.

1 milyon 100 bin sağlık çalışanımızın böyle çalışmasından, gayretinden sonra şiddeti asla duymamamız gerektiğine inanıyorum. Kabul edilebilir bir durum değil. Üstelik Meclis'imizin şiddet yasasını çıkardığı bir dönemde asla yaşamamalıydık. Yüce yargımız umarım bundan sonraki süreçte bu noktadaki hassasiyeti daha önemle ortaya koyar diye söylemek istiyorum. Erken dönemde salıverildikleri şeklinde bir haber oldu. Yüce yargımızın gereğini yapacağına inanıyorum.

Bugün DSÖ Avrupa Bölge Direktörü ile bir karşılıklı dönemi değerlendirme görüşmemiz oldu. Bahsettim bu konuyu. Özellikle Avrupa bölgesinde bu derece büyük çaplı bir çalışma olmadığını, sonuçlarını merak ettiklerini ifade etmiş oldular. 153 bin kişiye örnekler yöntemiyle tespit edildi, testler yapılacak. Sadece PCR değil, kanları alınıp antikor düzeyine de bakılacak. Bütün Türkiye için bu planlandı. Şu an 8 ilde başlandı. Yarın 5 ilimiz daha ilave olmuş olacak. 81 ilde devam ediyor olacak. 2 hafta içerisinde bitmiş olur. Bu çalışmayla toplumdaki bağışıklık durumumuzun düzeyini bilmiş olacağız. Artı aktif vaka oranımızın ne olduğunu da görmüş olacağız. Sürü bağışıklığı denen durumun ne kadar gerçekçi olup olmadığını da görmüş olacağız. Yüzde 60-65'lerde olacağını biliyoruz, böyle bir pandemide ne kadar gerçekçi bunu görmüş olacağız. Son derece önemli, dünyaya örnek olabilecek bir çalışma ve sonuç olacağını bilelim.

Bilimsel veri ile tabii ki normalleşme dönemini oluşturmaya çalışıyoruz. Burada özellikle geçiş dönemi vaka sayısının azalması, hastane yükünün giderek düşmesi, özellikle vefat sayılarının azalmış olmasıyla geçmiş oluyoruz. Virülansın azalıp azalmadığı farklı bir şey. Şu ana kadar virülansın azaldığına dair ortaya konmuş doğru bir çalışma yok. Önümüzdeki aylar olabilir mi kestirmek zor, biz virüsün nasıl bir virüs olduğunu, bulaşıcılığının nasıl olduğunu, tedavide sonuç aldığımız ilaç ve benzeri yaklaşımlar olduğunu biliyoruz. O nedenle şu dönemde virülansıyla ilgili daha bir çalışma, sonuç elde edilmediğini, mutasyon olmayacağı anlamına gelmez, ama şu anda bilgi bu düzeyde.

Kronik hastalarla ilgili kısıtlamalar daraltılmadı. Özellikle direnci düşük olan, insülin tedavisi alan, kemoterapi ilaçları alan hasta grubunu özellikle tanımladık. O tanımlama çerçevesinde idari izinli sayılmaları planlanmış oldu. İstismar edilmesini de istemedik. Direnç düşüklüğü olan hastalıkları sıralayarak bunu sağlamaya çalıştık. Toplum büyüklerimizin topluma bu anlamda örnek olması için özellikle daha hassasiyetle maske ve mesafe kuralına uymalarını bekliyoruz."

Kaynak : www.istanbulgercegi.com - t24

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları