Başsavcılık kararında ''Bazı belgeler kısmen veya tamamen güncellenmiş olsa bile, nicelik olarak az olan bu belgelerdeki çelişki iddiaları diğer delillerin geçerliliğini etkilemez'' görüşünü savundu...
Başsavcılık kararında “Bazı belgeler kısmen veya tamamen güncellenmiş olsa bile, nicelik olarak az olan bu belgelerdeki çelişki iddiaları diğer delillerin geçerliliğini etkilemez” görüşünü savundu...
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Balyoz Davasında 5 No’lu harddiskin sahte olduğu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın parael yapı ile ilgili iddiaları ve Başdanışmanı Yalçın Akdoğan’ın “kumpas” iddialarının davanın sonucunu etkilemeyeceğine karar verdi. Başsavcılık bu gerekçeyle Balyoz sanıklarının, mahkumiyet kararının onanmasına ilişkin 9. Ceza Dairesi kararına karşı Yargıtay Ceza Genel Kurulu’na itiraz edilmesi yönündeki başvurusunu reddetti.
Balyoz davası sanıkları, Poyrazköy davasında TÜBİTAK tarafından verilen raporda davanın en önemli delillerinden biri olan 5 No’lu harddiskin sahte olduğu ve cemaatin yargıdaki faaliyetlerine ilişkin Başbakan Erdoğan, Danışmanı Akdoğan ve eski Adalet Bakanı olan Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin’in yaptığı açıklamaları gerekçe göstererek Yargıtay Başsavcılığı’na başvurmuşlardı. Sanıklar, Başsavcılığın ortaya çıkan yeni deliller ve açıklamalar doğrultusunda Balyoz’da mahkumiyet kararlarını onayan 9. Ceza Dairesi’nin kararına karşı Yargıtay Ceza Genel Kurulu’na itiraz edilmesini talep etmişlerdi. Ancak bu başvurular Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından reddedildi.
‘Güncelleme talimatı var’
Balyoz davası avukatlarından Hüseyin Ersöz’ün 31 Ocak 2014’de yaptığı başvuruya ilişkin Yargıtay Savcısı Hüseyin İnce tarafından verilen kararda 5 No’lu harddisk ile ilgili olarak Donanma Komutanlığı Askeri Savcılığınca aldırılan 14 Ocak 2011 tarihli bilirkişi raporunda da benzer şekilde ayrıntılı değerlendirme ve tartışmaların bulunduğu savunuldu. Kararda bilirkişi raporu ile ilgili ileri sürülen
hususların yerel mahkemece tartışıldığı ve Daire tarafından yapılan incelemede değerlendirildiği ileri sürüldü.
‘Suçun vasfını etkilemez’
Dosyadaki delillerin bütününün suçun işlendiğine yönelik olduğu savunulan kararda “özellikle hükümete karşı işlenecek suç için yapılacak hazırlıkların güncelleneceğine ilişkin talimatları içeren belgelerin” olduğuna işaret edildi. Kararda manipüle edildiği iddia edilen dijital veriler ve diğer belgelerin suç tarihinden ele geçirildikleri tarihe kadar mahkum olan bazı sanıkların elinde tutulduğu vurgulandı. Kararda “Bazı belgeler aynı amaçla kısmen veya tamamen güncellenmiş olsa bile, nicelik olarak az olan bu belgelerdeki çelişki iddialarının, mahkemece kabul edilen diğer delillerin sıhhatini etkilemeyeceği, delillerin bütünü karşısında, bu iddianın hükümlünün mahkum olduğu suçun sübutuna ve vasfına bir etkisinin olmayacağı” savunuldu. Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nin Balyoz davasında verdiği karardan alıntılar yapılan kararda şöyle denildi:
‘Kumpas açıklamaları etkilemez’
“Bir köşe yazarının (Yalçın Akdoğan) iddiaları, Başbakan’ın ortaya attığı hususlar, Mehmet Ali Şahin’in yargının içerisinde bir yapılanmanın olduğuna ilişkin beyanlarının, atılı suçun sübutuna ve vasfına bir etkisi yoktur.
Avukatların ileri sürdüğü itiraz sebeplerinin bir kısmının daha önce duruşma aşamasında ve temyiz aşamasında dile getirildiği, Dairece yapılan incelemede bu konuların değerlendirildiği, hükmün esasına etkili bir hususun inceleme dışı bırakılmadığı, Daire kararı sonrası ortaya çıkan bilirkişi raporunun ve birtakım kamu görevlilerinin ortaya attıkları hususların atılı suçun sübutuna ve vasfına bir etkisinin bulunmadığı göz önünde bulundurularak karara itirazı gerektirir maddi ve hukuki bir sebep bulunmadığından itiraz yoluna gidilmemiştir.”
‘AYM’ye başvuruların sonucunu bekliyoruz’
Karara ilişkin bir açıklama yapan avukat Hüseyin Ersöz şunları söyledi:
“Yargıtay Savcısı İnce’nin konuyu tarafsız ve bağımsız bir şekilde ele aldığını söylemek mümkün değildir. Yargıtay Başsavcılığı’nın ret kararı, hukukun ne ölçüde insan hak ve özgürlüklerine saygı ilkesinden uzaklaştığının açık bir kanıtı olmuştur. Yaşanan hukuka aykırılıklar sonucu oluşan mağduriyetlerin telafisini Anayasa Mahkemesi’ne yapmış olduğumuz bireysel başvuruların neticesini beklemekten başka yol kalmamıştır.”
Kemal Göktaş - Milliyet