loading
close
SON DAKİKALAR

''Biz artık faili meçhul demiyoruz''

''Biz artık faili meçhul demiyoruz''
Tarih: 08.09.2012 - 15:04
Kategori: Sağlık, Yaşam

389'uncu buluşmalarında Kenal Bilgin için biraraya gelen Cumartesi Annelerine/İnsanlarına Cizre'de kayıpları için oturan Cizreli kayıp yakınları da eşlik etti...

Cumartesi Anneleri/İnsanları 389. Buluşmalarında Kenan Bilgin için bir araya geldi.


Bu hafta cumartesi annelerine/İnsanlarına Cizre’de üç yıldır faili meçhul cinayetlere kurban giden kayıpları için Cizre Lisesi önünde oturan Cizreli kayıp yakınları da eşlik etti.


İlk sözü alan Cizreli Yahya Akman’ın babası İsa Akman sözü aldı.

Baba Akman, oğlunun 13 yaşında dört arkadaşıyla birlikte gözaltına alındığını ve burada kurşuna dizilerek öldürüldüğünü söyledi.


''Manzara korkunçtu''

Ölü bedenlerine üç gün sonra ulaştıklarını, gördükleri manzaranın çok korkunç olduğunu dile getiren Akman, ‘’O dönemde hesapta sorulmadı, hesapta verilmedi. Birçok yere başvurduk ama bize cevap gelmedi. Biz karakollara gidip cinayetleri sorduğumuzda üzerlerimize köpek saldılar uzaklaştırmak için” dedi.


“Jitem davası olarak bilinen Cemil Temizöz’ünde yargılandığı davada bu kişiler yargılanıyor. Ama savcılar bunları cezalandırma konusunda pek hevesli değiller. Hesabımızın sorulmasını istiyoruz”

''Tayyip Erdoğan bizi artık kandıramaz''

Abdurrahman Gün’ün yeğeni ve gelini Hanım Gül, amcasının öldürülmesiyle ilgili failinin belli olmasına rağmen şu ana kadar bir hesap sorulmadığını, dava açılmadığını söyleyerek Diyarbakır’daki gibi suçluların serbest bırakılması meyili olduğunu, suçluların gerekli cezalarla çarptırılmasını istediklerini ifade etti.


Gün sözlerine şu şekilde devam etti:

‘’Biz eski Kürtler değiliz. Artık kanmıyoruz. Tayyip Erdoğan bizi kandıramaz. Biz mücadele etmeye devam edeceğiz. Bu konuya duyarlı herkesi hesap sormaya çağırıyoruz. Beraber olmazsak toplumsal barış mümkün değildir’’

''Faili meçhul demiyoruz çünkü failleri belli''

Galatasaray Meydanı’nda ilk oturan ve şuana kadar mücadelelerine devam eden Kenan Bingin’in kardeşi Yılmaz Bilgin, kardeşinin 1994 tarihinde Ankara’da gözaltına alındığını ve bir daha haber alamadıklarını vurgulayarak, ‘’Faili meçhul demiyoruz. Çünkü failleri belli. Devletin farklı kurumlarında görev alan insanlardır. 17 yıldır 17 satırlık olaya açıklama getiremiyorlar. Neden ilerle olmuyor. Ucu onlara dokunuyor da o yüzden’’ dedi.


Kenan Bilgin’in avukatı Kamil Tekin Sürek ise olayın detaylarından ve sürecinden bahsederek, Kenan Bilgin olayında Türkiye’nin mahkum olduğunu,  o dönemde Ankara Cumhuriyet savcı yardımcısının cinayetle ilgili söylediklerinin yalan olduğunun anlaşıldığı, deliller olmasına rağmen Türkiye’deki yargı sisteminin bir şey yapmadığını belirtti.

''Bu suç devlet politikası haline geldi''

Grup adına basın açıklamasını okuyan Cumartesi İnsanı Ümit Efe, 389 haftadır ‘’kayıplarımızın faillerinin üzerinden cezasızlık zırhını kaldırın’’ diyoruz. ‘’Devlet ağır insan hakları ihlallerinin faillerini soruşturmak ve yargılamakla yükümlüdür’’ diyoruz. ‘’Gözaltında kaybetme suçundan üst düzey develet görevlilerinin rolü var. Bu suç bir devlet politikası olarak işlendi. Bu nedenle soruşturmalar mutlaka yerel, bölgesel ve ulusal düzeyde emir komuta yapılarını içermelidir’’ diyoruz dediklerinin hatırlatarak Kenan Bilgin’in gözaltına alınıp kaybedilmesi sonrası süreci anlattı.


“17 yıl önce gözaltında kaybedilen Kenan Bilgin Dikmen'deki bir otobüs durağında Ankara Terörle Mücadele Şubesi ekipleri tarafından gözaltına alındı. Buna tanık olan bir kişi İnsan Hakları Derneği'ni arayarak bilgi verdi. İHD ve Bilgin'in ailesi yasal girişimlerde bulundularsa da sonuç alamadılar.


Devletin resmi yetkililerinin kabul etmemelerine rağmen, Ankara Terörle Mücadele Şubesi'nde Bilgin'i gören 10 tanık bulunuyordu. Bu 10 kişiden biri olan Avukat Murat Demir, mazgaldan bir kişiyle konuştuğunu, bu kişinin kendisine "Ben Kenan Bilgin, 22 gündür buradayım. Sizi bırakırlarsa aileme, avukatlara, İHD'ye haber verir misin" dediğini söylüyordu.


Kenan Bilgin'den bir daha haber alınamadı. İç hukuk yolları tükenince dava Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM)'ne taşındı.


AİHM, Kenan Bilgin soruşturmasında polisin sahte tutanak, savcı Özden Tönük'ün de sahte rapor düzenlediği kanaatine vardı. Devletin gösterdiği tanıkların ifadelerinde çelişkiler olduğu görüldü ve AİHM Türkiye'yi Kenan Bilgin'i gözaltında kaybetmekten oybirliğiyle mahkûm etti.”


Vişne Haber Ajansı/Rojda Duygu Yeşilgöz

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları