loading
close
SON DAKİKALAR

''Bu ülkede en güvenli yer CHP'dir''

''Bu ülkede en güvenli yer CHP'dir''
Tarih: 05.09.2012 - 15:29
Kategori: Siyaset

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Mehmet Ali Birand'ın gündeme ilişkin sorularını yanıtladı...

Kanal D Ana Haber Bülteni'ne canlı yayın konuğu olarak katılan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, gündemdeki konulara ilişkin açıklamalarda bulundu:

Mehmet Ali BİRAND- Ana Muhalefet Partisi Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu bugün Sivas kongresinin 93. Yıldönümü kutlamalarına katıldı, CHP yönetimini de orada topladı. Sayın Kılıçdaroğlu Sivas’ta Erhan’ın ve benim canlı yayın konuğumuz. Hoş geldiniz.

Ben hemen başlamak istiyorum Sayın Kılıçdaroğlu. BDP Arınç’ın söylediği gibi gerçekten kendini kapattırmak mı istiyor? Ve sizin tutumunuz ne? Partide bu partililerin, BDP’lilerin dokunulmazlıklarının kaldırılıp meclisten atılmaları mı gerekiyor?

Kemal KILIÇDAROĞLU- Sayın Birand dokunulmazlıklar konusunda en net ve tarihsel derinliği olan görüşü olan tek parti biziz. Dokunulmazlar konusundaki düşüncemiz şu; kürsü dokunulmazlığı hariç milletvekili dokunulmazlığı olmamalı. Kimin suçu varsa yargının önüne çıkabilmeli. Bu terör mü olur, teröre destek mi olur, yolsuzluk mu olur, 
ihaleye fesat karıştırma mı olur, cinayet mi olur, adi suç mu olur? Bütün bunlar milletvekiliyle ilgisi olan alanlar değil. 
Milletvekili milletin vekilidir, milletin vekilinin temiz olması lazım, milletin vekilinin belli konularda duyarlı olması lazım, milletin vekilinin saydam olması lazım.

Erhan KARADAĞ- O suçlardan olursa yalnız herkesin dokunulmazlığı gündeme gelecek o zaman sadece BDP’liler değil.

Kemal KILIÇDAROĞLU- Elbette herkesin dokunulmazlığı. Siz söylüyoruz zaten. Yani eğer siz gidip PKK’lılarla kucaklaşmışsanız, onlarla muhabbet etmişseniz, suç işlemişseniz yasalara göre dokunulmazlıklar kalkar. Ama dokunulmazlıkları dediğim gibi sadece bir olguya özgü kılıp dokunulmazlık kalksın demek doğru değil.

Örneğin; yolsuzluk yaptınız dokunulmazlığınız devam etsen, hırsızlık yaptınız dokunulmazlığınız kalksın. Bu olmaz. Bizim net kürsü dokunulmazlığı dışında dokunulmazlık olmaz. Vatandaşın dokunulmazlığı var mı?

Erhan KARADAĞ- Yok.

Kemal KILIÇDAROĞLU- Milletvekilinin niye var?

Erhan KARADAĞ- O zaman kimsenin olmaz. İktidar milletvekili, muhalefet milletvekili, BDP milletvekili kimsenin olmasın.

Kemal KILIÇDAROĞLU- Hiç kimsenin.

Erhan KARADAĞ- Bu konuya nereden geldik? BDP’liler PKK’lılar kucaklaştılar, BDP’lilerin PKK’yla ilişkisine ilişkin daha somut belgeler ortaya çıktı ve dokunulmazlık gündeme geldi. Bu tabloyu nasıl değerlendiriyorsunuz? Farklı bir durum var şuanda.

Kemal KILIÇDAROĞLU- Tabloyu iyi değerlendirmiyoruz. O tablo güzel bir tablo değil.

Erhan KARADAĞ- Güvenlik güçlerinin araçlarına sarı, kırmızı, yeşil bayraklar asıldı.

Kemal KILIÇDAROĞLU- Bakın o tabloyu gördüğümde ben şunu söyledim; medya orada mı? Orada. PKK orada mı? Orada. Milletvekili orada mı? Orada. Hükümet nerede, devlet nerede? Nerede bunlar? Bunların asıl sorulması gereken soru bu.

Erhan KARADAĞ- O bayraklı görüntüyü gördünüz mü güvenlik güçlerine bayrakları?

Kemal KILIÇDAROĞLU- Evet. Vahim bir tablo. Aynı şey. Devlet nerede?

Erhan KARADAĞ- Peki siz hükümet nerede diyorsunuz, devlet nerede diyorsunuz. Bugün bir telefon aldınız galiba değil mi? Aldığınız telefon Hakkari il başkanının kardeşi. Kaçırılan, 3 gündür kendisinden haber alınamayan AKP Hakkari il başkanının kardeşi aradı sizi.

Kemal KILIÇDAROĞLU- Erhan bey, bakın şu soruyu kendimize soracağız. 2002’de iktidar hükümeti devraldığında terör sıfırdı. 2012’de geldiğimiz noktaya bakın. Tam terör bataklığı içindeyiz. PKK kendisine alan hakimiyetimi yaratıyor, bölge hakimiyetimi yaratıyor bu tartışılıyor. Her gün şehitlerimiz geliyor. Vatandaşlarımızın şapkasını önüne koyup düşünmeleri lazım. 2002’den 2012’ye bizi kim getirdi? Kimdi iktidar?

Erhan KARADAĞ- AKP il başkanının ailesi sizi arıyor. Ben bunu anlayamadım. Yani sizi niye arıyor?

Kemal KILIÇDAROĞLU- Gayet doğal. Bu soruna en köklü, kalıcı çözümü üretmek için çaba harcayan biziz.

Erhan KARADAĞ- Siz mi telefonu ona uzattınız ya da onlar mı sizi aradı?

Kemal KILIÇDAROĞLU- Hayır. Oradan telefon geldi. Arkadaşlarım telefonu verdiler, kendisine geçmiş olsun söyledim. Kardeşinin kaçırılmış olduğunu sanıyordum ağabeyim kaçırıldı diye söyledi. Geçmiş olsun dileğimi ifade ettim.

Erhan KARADAĞ- Sonra Başbakan aramış galiba bir açıklama daha yapıldı. Biz kendi il başkanımıza sahip çıkarız diye. Yani siz kurtaracak mısınız? Nasıl yani?

Kemal KILIÇDAROĞLU- Bizim kurtarma şansımız yok. Çünkü biz iktidar değiliz ki. Biz muhalefet partisiyiz. Ama bu ülkede kimin burnu kanarsa, kimin sorunu olursa arayabileceği en güvenli makam Cumhuriyet Halk Partisidir.

Erhan KARADAĞ- İyi de AKP’lilerde sizi arayacak değil ya başı derde girdiği zaman.

Kemal KILIÇDAROĞLU- Niçin aramasın? Hayır efendim. Beni AKP’li belediye başkanı da aradı. Benden yardım da istedi AKP’li belediye başkanı.

Erhan KARADAĞ- Daha önce?

Kemal KILIÇDAROĞLU- Evet efendim. Gidin bakın. Yani AKP il başkanı da yardım istedi, bütün bunları mutlaka dile getirin dedi. Çözümlüyor bu sorunlarımız dedi. Biz bunları dile getiriyoruz.

Erhan KARADAĞ- Sonra Başbakan çıktı biz çözeriz, biz peşindeyiz merak etmeyin diye ailesini aradı.

Kemal KILIÇDAROĞLU- Sayın Başbakana söyleyeyim, buradan kendisine söylüyorum. Eğer dinliyorsa lütfen iyi 
dinlesin. Kaymakam kaçırıldı mı? Kaçırıldı. Asker kaçırıldı mı? Kaçırıldı. İmam kaçırıldı. İmam kaçırıldı mı? Kaçırıldı. 120’ye yakın insan kaçırıldı, bunların bir kısmı serbest bırakıldı, bir kısmı bırakın birkaç haftayı, günü neredeyse birkaç yıldır PKK’nın elinde. Hani kurtaracaksa hani kurtarmıyorsun? Elinden tutan mı var senin? İl başkanının kardeşi beni arıyor diye Başbakan hemen aramış. Ben aramadan önce veya o beni aramadan önce Sayın Başbakanın onu araması lazım.

Erhan KARADAĞ- Acaba Başbakan hükümeti harekete geçirmek için mi aradı il başkanının kardeşi sizi? Yani biraz…

Kemal KILIÇDAROĞLU- Bilmiyorum. Yani çok samimi söylüyorum bilmiyorum. Yani şimdi…

Erhan KARADAĞ- Ne dedi size?

Kemal KILIÇDAROĞLU- Ben kendisini dinledim. Dediğim gibi kaçırılma olayını sordum kendisine…

Erhan KARADAĞ- Çünkü 3 gündür haber alınamıyormuş arabası, telefonu bulunmuş.

Kemal KILIÇDAROĞLU- Evet. Haber alınamadığını söyledi. Ama PKK’nın büyük bir olasılıkla kaçırdığını ifade etti. Kardeşiniz mi kaçırıldı dedim. Hayır ağabeyim kaçırıldı dedi. Bunu ifade etti bana. Geçmiş olsun dileklerimi ilettim kendisine.

Türkiye iyi yönetilmiyor. Herkesin bilmesi gereken bir gerçek var. Türkiye’de bir iktidar boşluğu var. PKK’yı görüyorsunuz terör almış başını gidiyor. Ekonomide farklı bir kulvara girdik. Artık saman ithal ediyoruz. Sormak istiyorum vatandaşıma bu ülkenin toprağımı yok, çiftçisi mi yok, üreticisi mi yok, suyu mu yok, denizimi yok? Neyi eksik? Niye saman ithal ediyoruz? Buraya getirdiler.
Geliyorum dış politikaya. Suriye’ye bakın düşmanız, İran’a bakın düşmanız, Irak’a bakın düşmanız.

Erhan KARADAĞ- PKK’nın eylemlerinin artmasında Suriye’nin payı var mı, İran’ın payı var mı?

Kemal KILIÇDAROĞLU- Benim elimde bir veri yok. Ama genel hava, genel kanı Suriye’nin PKK’ya destek verdiği şeklinde.

Erhan KARADAĞ- PKK’yı kullandığı şeklinde.

Kemal KILIÇDAROĞLU- Kullandığı şeklinde. Böyle bir şey var. Ama dediğim gibi bizim elimizde bir veri yok. Devletin istihbarat güçlerinin elinde veri varsa elbette gereği de yapılabilmeli. Ama siz camdan bir köşkte oturuyorsanız başka bir yere taş atamazsınız. Taş atarsanız siz yara alırsınız.

Mehmet Ali BİRAND- Kemal bey şeye geçmek istiyorum bu şimdiki kampa. Apaydın kampına geçmek istiyorum. İsterseniz onun haberini bir izleyelim ondan sonra sizin görüşünüzü alacağım.

Mehmet Ali BİRAND- Kemal bey, aslında Cumhuriyet Halk Partisi şimdi o kampa girmiş olsaydı başka bir manzarayla karşı karşıya da kalabilirdi, farklı bir, niye gitmedi Cumhuriyet Halk Partisi? Yani gitmenin bir sakıncası ne oldu sizce?

Kemal KILIÇDAROĞLU- Gitmenin bir sakıncası yok. Kamp yeniden düzenlendi, yeni bir mizansen kuruldu. Cumhuriyet Halk Partisi milletvekillerine de şunu söylemek istiyorlar. Gelin beraber gidelim biz orayı düzelttik zaten orada kimseyi göremeyeceksiniz. Bizde bu tiyatro oyununun figüranı olacaktık. Bunun için gitmedik biz oraya. Baştan şimdi insan hakları komisyonu başkanı söylüyor ki, burada hiçbir asker yok, askeri kamp değil. Oranın askeri kamp olduğunu ben söylemedim. Bu ülkenin Dışişleri Bakanı söyledi. Eğer o gidip orada askeri görmüyorlarsa demek ki bir sorun var.

Yine bu ülkenin Dışişleri Bakanı şunu söyledi; o kamp dışında niye başka kamplara gitmediler de ille o kampa gitmek istiyorlar. Çünkü diğer kamplar serbestti oraya gidebilirlerdi. Niye o kamp yasaktı? Ve niçin aradan belli bir süre geçtikten sonra serbest oldu? Ve o kampta silahlı militanlar vardı. Silahlı militanların fotoğrafları yabancı basında yer aldı bunlar? O kampta özgür Suriye ordusunun kaldığı kendi internet sayfasında ilan edildi. Adres olarak gösterildi.

Erhan KARADAĞ- Yani sizin milletvekilinizin içeriye alınmadığı kampta silahlı askerlerin olduğunu söylüyorsunuz, iddia ediyorsunuz veya. Bu meclisin…

Kemal KILIÇDAROĞLU- Fotoğrafları yayınlandı efendim.

Erhan KARADAĞ- Peki bu meclisin aslında yabancı bir ülkenin askerlerini Türkiye’de bulundurmak için meclisin izni gerekmiyor mu?

Kemal KILIÇDAROĞLU- Meclisin izni gerekiyor. Onun için o kamp yasadışı bir kamptır. Hem uluslararası hukuka, hem bizim anayasamıza aykırıdır. Onun için bu yüce divanlık bir suçtur dedim.

Erhan KARADAĞ- Ne yapacaksınız bunun için?

Kemal KILIÇDAROĞLU- Bununla ilgili olarak meclis açılır açılmaz ilgili bakan hakkında gensoru vereceğiz.

Erhan KARADAĞ- Hükümet suç mu işledi?

Kemal KILIÇDAROĞLU- Hükümet kesinlikle suç işlemiştir.

Erhan KARADAĞ- Peki bugün insan hakları komisyonu gitti o kampa. O kampta sadece Suriye’den gelen sığınmacıların olduğu gördüyse bu da bir kanıt değil midir?

Kemal KILIÇDAROĞLU- Onunla ilgili olarak önce yabancı medyada haberler çıktı.

Erhan KARADAĞ- Onlar kanıt olur diyorsunuz?

Kemal KILIÇDAROĞLU- Ve bu haberler üzerine hükümetten hiç ses çıkmadı. Sonra Hatay halkı o kampta nelerin olup bittiğini çok iyi biliyordu. Hatay halkı niye o kampa bizim milletvekillerimize diyor şu kampa gidin mutlaka. O kampa girilmek isteniyor bu kampa değil. İstediğiniz kampa gidin ama buraya girmeyin diyorlar. Sonra Sayın Davutoğlu’nun açıklaması var orası askeri kamptır diye. Askerler kalıyor diye orada.

Erhan KARADAĞ- Son soruyu soruyum size. CIA Başkanı geldi Türkiye’ye ve Türkiye’nin Suriye ile ilişkileri yeniden düzenlendi Suriye politikası ya da yeniden düzenleniyor. Sizin tavsiyeniz ne? Olan biteni nasıl yorumluyorsunuz kısaca alabilir miyim? Savaşıyor muyuz Suriye’yle?

Kemal KILIÇDAROĞLU- Kısaca söyleyeyim. Eğer siz dış politikanızı başka bir ülkenin çıkarları üzerine inşa ederseniz, eğer dış politikanızı başka bir ülkenin dış politikasına endekslerseniz başarısızlık kesindir. Bugün geldiğimiz Suriye batağında yaşadığımız olayda budur. Size geliyorlar talimat veriyorlar, telkinde bulunuyorlar şöyle yapacaksınız diyorlar.

Erhan KARADAĞ- Türkiye’nin girmeyeceği bir tavsiyeyse bu yani o halde rahat edebiliriz.

Kemal KILIÇDAROĞLU- Bakın Türkiye başını belaya soktu. O kamplarda şuanda 80 bin kişi yaşıyor. Şimdi yaz. Yarın kış olacak. Türkiye yalnız bırakıldı. Kışın bu insanlar ne olacak? Orada ciddi insanlık dramı yaşanacak. Biz bunları görmek zorundayız, bilmek zorundayız.

Erhan KARADAĞ- Mektup yazacak mısınız? Tekrar bir araya gelecek misiniz? Kısa bir evet hayır.

Kemal KILIÇDAROĞLU- Kiminle?

Erhan KARADAĞ- MHP, AKP ve CHP bir araya gelecek mi tekrar?

Kemal KILIÇDAROĞLU- Benim öyle bir düşüncem sözkonusu değil. Ama Sayın Cumhurbaşkanı eğer liderleri toplarsa elbette.

Erhan KARADAĞ- Çok teşekkür ederiz. Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Suriye krizinin ve terörün çözümünü Cumhurbaşkanının ilk planda liderler zirvesinde görüyor. Ve bugün Sivas’ta Buruciye otelde parti yönetimini topladı. Bizde Kemal Kılıçdaroğlu’nu Sivas’ta ağırladık. Söz sizin.

Mehmet Ali BİRAND- Sen orada ağırladın gerçekten doğru Erhan. Ama ben içimde bir soru var o soruyu sormadan Kemal beyi bırakmak istemiyorum.

Şimdi bu tabloyu siz olsanız nasıl çözersiniz? Çünkü bu o kadar karışık bir tablo ki. Bilmiyorum müzakereler artık kapandı, ipler kopuyor BDP’yle. Çözümsüzlüğe mi gidiyoruz? Nereye gidiyoruz bir ışık görüyor musunuz siz? Nedir, ne oluyor?

Kemal KILIÇDAROĞLU- Sayın Birand, AKP hükümeti bunu çözemez. Çünkü çözme erkini yitirmiştir. Bu sorunun yeniden çözüme ihtiyacı vardır. Aklımızla, mantığımızla, sağduyumuzla bu soruna yaklaşmak zorundayız. Ortak aklı egemen kılmak zorundayız. Anaların istediğini yerine getirmek zorundayız. Anaların gücünü kullanmak zorundayız. Onların beklentilerine uygun politikaları geliştirmek zorundayız. Bu ülke coğrafyasını barış denizine döndürmek zorundayız. Ama bunu AKP yapamaz. AKP’nin gücü yoktur. İnisiyatif kullanamaz. Çünkü AKP başka mahfillerin yönettiği bir siyasal parti konumuna gelmiştir. Hem iç politikada, hem dış politikada, hem ekonomide. Kendi özgün politikası yoktur. Kendi özgün politikası olmayan, çözüm başka yerlerde arayan bir siyasal partinin Türkiye’nin sorunlarına çözüm üretme şansı yoktur. Onun için biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak, bakın bugün 4 Eylül. 4 Eylül 1919’da Sivas’ta cumhuriyetin temelleri atıldı. 4 Eylül 2012 geldiğimiz noktaya bakın. Kan gölüne dönülen bir Türkiye. Herkeste endişe var, herkeste kaygı var. Ne olacak bu ülkenin hali diye herkes birbirine soruyor. Şapkayı önümüze koyup düşüneceğiz. Bu sorunların çözümü vardır. Çözümün adresi bellidir. Bunu herkes sağduyuyla düşünsün mutlaka bulacaktır.

Mehmet Ali BİRAND- Sayın Kılıçdaroğlu çok çok teşekkürler vaktinizi ayırdınız bizim için. 

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları