loading
close
SON DAKİKALAR

''Bugün Berkin’i toprağa veriyoruz. Allah rahmet eylesin''

''Bugün Berkin’i toprağa veriyoruz. Allah rahmet eylesin''
Tarih: 12.03.2014 - 19:21
Kategori: Siyaset

Genel Başkan Kılıçdaroğlu, Düzce’de:''Bugün demokrasi tarihi açısından unutamayacağımız acı günlerden birisi''

“İsterdim ki o çocuğumuz için bu ülkedeki herkes, şöyle durup düşünsün. Vicdanını yoklasın. Neler oluyor bize? Neden ve hangi gerekçeyle 15 yaşındaki bir çocuğu biber gazıyla öldürüyoruz?”

“Size sözüm, CHP iktidarında ilk 4 ayda çıkaracağımız kanunun adı, ‘siyasi ahlak kanunu’ olacak. Siyasetçi temiz adam olacak”

“Biz her darbeciden hesap soracağız. Darbeye karşıyız, halktan, hukuktan, adaletten, kadın erkek eşitliğinden, güzel bayrağımızdan, Türkiye’den yanayız. Darbeye karşıyız, demokrasiden yanayız. Biz Cumhuriyet Halk Partisiyiz. Biz halkın partisiyiz.”

“Ayın 18′inde meclisi topluyoruz. Sen yolsuzluktan, haksızlıktan şikayet ediyorsan, kul hakkı yiyenlerden hesap sormak istiyorsan 18′inde gel meclise”

Düzce İnönü Parkı’nda vatandaşlara hitap eden Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu, herkesin huzur, barış içinde yaşadığı, annelerin mutlu olduğu güzel Türkiye’yi beraber inşa edeceklerini söyledi.

Bu süreçte kavgaya yer olmadığını, huzur olacağına dikkati çeken Kılıçdaroğlu, “Barış olacak. İnsanlar mutlu olacak. Herkesin işi, aşı olacak” şeklinde konuştu.

“Bizi kavga ettirmek istiyorlar, etmeyeceğiz. Karşı karşıya getirmek istiyorlar, gelmeyeceğiz. Ne yaparsa yapsın, bu, ülkenin dinamiğini değiştirmeyecek, huzurumuzu bozamayacak. Bunun mücadelesini yapacağız” diyen Kılıçdaroğlu, şunları ifade etti:

“Bugün demokrasi tarihi açısından unutamayacağımız acı günlerden birisi. Bugün Berkin’i toprağa veriyoruz. Allah rahmet eylesin, 15 yaşında. Her anne babanın bütün sevgisini çocuklarının üstünde yoğunlaştırdığını biliyoruz. Berkin’i sabahleyin annesi ekmek almaya gönderiyor ama ekmeği alıp eve gelmeden biber gazı fişeğiyle başından yaralanıyor. Hastaneye kaldırıldı. Direnmesini istedik. ‘Hayata tutunur’ dedik. Uzun süre mücadele etti ama başarılı olamadı. İsterdim ki o çocuğumuz için bu ülkedeki herkes, şöyle durup düşünsün. Vicdanını yoklasın. Neler oluyor bize? Neden ve hangi gerekçeyle 15 yaşındaki bir çocuğu biber gazıyla öldürüyoruz? Birileri seviniyor, birileri üzülüyor.”

Berkin Elvan’ın ailesinin siyasi görüşünün hiç önemli olmadığına dikkati çeken Kılıçdaroğlu, çocukların üzerine titremeleri gerektiğini anlattı.

- “Bir insanın ölmesini elbette istemeyiz”

Kılıçdaroğlu, çocuklara daha güzel Türkiye bırakmak için mücadele ettiklerini vurgulayarak, Çanakkale’de şehit düşen babalarının, dedelerinin kucak kucağa yattığını anımsattı.

“Bize güzel Türkiye bırakmak için şehit oldular” diyen Kılıçdaroğlu, “Biz de babalarımızın bıraktığı Türkiye’yi daha güzel şekilde çocuklarımıza bırakmalıyız” değerlendirmesinde bulundu.

Kılıçdaroğlu, şunları dile getirdi:

“Türkiye Cumhuriyetinin başbakanlık koltuğunda oturan zat, ‘talimatı ben verdim’ dedi. Sen talimatı nasıl veriyorsun? 15 yaşındaki çocuğun ölümünden sorumlu değil misin? Aynı şey Yunanistan’da oldu, İçişleri Bakanı istifa etti. Başbakan çıktı, açıkça özür diledi. Bizde neden olmuyor? Vicdanlara sesleniyorum, sanki ülkemizdeki bütün dertler bitmiş, Mısırla uğraştı. ‘Mısır’da bir kız çocuğu öldü’ diye bizim Başbakan çıktı, ağladı. Eyvallah, hiç itirazım yok. Bir insanın ölmesini elbette istemeyiz. Peki, senin ülkende, senin talimatınla 8 kişi hayatını kaybetti. Gözünden bir damla yaş düştü mü? Ağzından ‘Allah rahmet eylesin’ diye bir cümle çıktı mı? Bunda vicdan var mı? Ahlak var mı? Ne söyleyeyim ben başka? Biz ne için uğraşıyoruz, o ne için uğraşıyor?

Biz ‘memleket nasıl huzura kavuşur’ diye uğraşıyoruz. ‘Çiftçi ürününün karşılığını nasıl alır, emekli nasıl biraz daha fazla para alır’ diye uğraşıyoruz. O ne için uğraşıyor? ‘Yedi sülalemi nasıl zengin edeceğim’ diye uğraşıyor. Yüzüne, gözüne, dizine dursun. ”

Kılıçdaroğlu, “O zata asla Başbakan demeyeceğim’ diye söz verdim. Çünkü o koltuk farklı bir koltuktur” diyerek, “Oraya oturan, ‘kendisini millete adamış kişi’ demektir. Evlatlarına değil. Cebine dolarlar dolduracak, dünyayı gezecek. Kendisine söyledim, ‘Ya arkadaş kaç lira paraya ihtiyacın varsa söyle, vallahi kampanya açacağım. Parayı vereceğim. Milletin yakasından düş diyeceğim’ dedim” dedi.

Bir AKP mitinginde hırsızlık olayının yaşandığını ancak mağdur kişinin korkudan “hırsız var” diyemediğini anlatan Kılıçdaroğlu, “Derse dayak yiyecek. Türkiye’nin geldiği hale bakın. Manisa’da genç bir üniversite öğrencisinin polis çantasını arıyor. Cebinde bir bez, üstünde ‘Hırsız var’ yazıyor. ‘Başbakana hakaret ediyor’ diye doğru karakola getiriyorlar. Kızımız diyor ki, ‘Altında Recep Tayyip Erdoğan yazmıyor ki neden hakaret diyorsun?’ Artık ‘hırsız’ dendiğinde onun adı akla geliyor. Herkes bunu biliyor. Sadece Türkiye değil, dünyanın hangi ülkesine giderseniz gidin, ‘Türkiye’de hırsız kimdir?’ deseniz, tak diye onun ismini veriyor. Hiç kimsenin endişesi yok” şeklinde konuştu.

Kılıçdaroğlu, Türkiye Cumhuriyeti’nin böyle bir başbakan ve hükümet görmediğini belirterek, şunları kaydetti:

“Ben, AKP’ye oy veren vatandaşlarımla onu aynı kefeye koyduğumu zannetmeyin. Sizler ayrısınız. Size söz verdiler. ‘Biz geleceğiz yoksulluğu, yolsuzluğu önleyeceğiz’ dediler oy verdiniz. Yine geldiler ‘özgür bir Türkiye kuracağız, yasakları kaldıracağız’ dediler oy verdiniz. Ben sizin verdiğiniz oylara birşey söylemiyorum. Her yurttaşımın kimliği ne olursa olsun, inancı ne olursa olsun, yaşadığı bölge ne olursa olsun, insan olduğu sürece benim başımın üstünde yeri var. Hiç ayrım yapmadım. Benim için yandaş yok, vatandaş var. Aynı havayı teneffüs ediyor, aynı topraklarda yaşıyoruz.”

Herkesin farklı görüşlerinin olmasına itirazının olmadığını dile getiren Kılıçdaroğlu, “İtirazım şu; halka yalan söyleyen adamdan başbakan olmaz. Yalancıdan başbakan olmaz. Hırsızdan başbakan olmaz. hem hırsız, hem yalancıdan asla başbakan olmaz. İster Papua Yeni Gine’ye gidin, ister Rusya’ya gidin, ister Moğolistan’a gidin, ister Fransa, Almanya’ya gidin, onlara da sorun ‘olmaz’ derler. Onun için ben bu ülkenin insanlarının vicdanlarına sesleniyorum; eğer yalancıdan, hırsızdan başbakan olmayacaksa indirmemiz lazım. Ama nasıl? demokratik yollarla yapacağız. Ben bu ülkenin insanının her dediğine inanıyorum ve sağduyusuna güveniyorum” diye konuştu.

“17 Aralıkın, Şeb-i Arus günü. Mevlana’nın hakka yürüdüğü gün” olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, o gün bir operasyon yapıldığını anlattı.

Recep Tayyip Erdoğan’ın saat 08.02′de oğlu Bilal Erdoğan’ın aradığını belirten Kılıçdaroğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Polislerin belli bakanların çocuklarının evinde rüşvet ve yolsuzluk arama yaptığını söylüyor. Bilal’e, ‘evdekileri sıfırlamasını’ söylüyor. Bilal’in tek başına yapamayacağını bildiği için kızı Sümeyye’yi de gönderiyor. ‘Dayını, teyzeni, amcanı herkesi çağır paraları sıfırlayın’ diyor. 18 Aralık 10.53′te tekrar arıyor. paraların sıfırlanmış olup olmadığını soruyor. ’30 milyon avro kaldığı’ cevabını alıyor. ‘Onun da karanlıkta dağılacağı’ bilgisini alıyor. Recep Tayyip Erdoğan dedi ki ‘bunlar doğru değil, montaj’ Ben şunu dedim; ‘RTE’nın sesi montajlanmışsa, bu hale getirilmişse açıkla hep birlikte eleştirelim. Bir ülkenin başbakanının sesi böyle montajlanamaz. doğru değildir’. Dedim ki, bunun doğru olup olmadığını anlamak için Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı kayıtlarını açıkla tüm millet görsün, hep beraber bunu kim yapmışsa hesabını soralım. Peki bu başçalan açıkladı mı? Niye açıklayamıyor? Devletin kaydı. açıkla kardeşim, hepimiz öğrenelim. Açıklamıyor. Amerika’ya göndermesini teklif ettik. Göndermedi. Korkudan gönderemedi. Demek ki doğru.”

- “Rabia işareti, Başbakan için değişik anlam ifade ediyor”

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Mısır’da yaşanan olaylarda gündeme gelen Rabia işaretinin Erdoğan için değişik bir anlam ifade ettiğini dile getirerek, şunları kaydetti:

“Rabia işareti yapıyorlar biliyorsunuz. Sanki Türkiye’deki işini bitirmiş gibi Mısır’ın işiyle uğraşıyor. Aslında bu işaretle söylediği şu, ‘Benim dört bakanım var. Ben de başçalan. Dört bakan, bir başçalan’. Söylediği bu aslında ve doğruyu söylüyor. Bu bakanlardan birisi çıktı televizyonlara, ‘önüne istifa metni koyduklarını, kendisinin ne dendiyse onu yaptığını, istifa etmesi gereken kişinin kendisi değil, o olduğunu’ söyledi. Söyledi mi, montaj mı? Yok, montaj falan değil. Çıktı televizyonların önüne tek tek söyledi. Şimdi diyor ki, ‘bunu paralel devlet yaptı’. Ben merak ediyorum, bu 700 bin liralık, eski parayla 700 milyarlık kol saatini bu bakan paralel devlet mi taktı. Allah aşkına taktıysa senin bakanın. Yine bu bakan Rıza Sarraf’ın uçağıyla yani rüşvet parasıyla Umre’ye gitti. Onu umreye paralel devlet mi gönderdi. Bunlara cevap veriyor mu? Ayın 18′inde meclisi topluyoruz. Sen yolsuzluktan, haksızlıktan şikayet ediyorsan, kul hakkı yiyenlerden hesap sormak istiyorsan 18′inde gel meclise. Fezlekeler geldi. Ne yazıyor fezlekelerde? Hangi bakan kaç lira rüşvet almış. Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, yolsuzluk konusunda çağlamış. Tam bir başarı. 28 seferde 52 milyon dolar götürmüş. Bunu ben söylemiyorum. Devletin savcısı söylüyor. Ben söylesem ‘siyasi beklenti için dedi’ derler. İçişleri bakanı Muammer Güler, 10 defada 10 milyon dolar götürmüş. Hani sabah 07.30′da oğlunu arayıp ‘evde ne var ne yok’ diye soran varya işte o. En az götüren Egemen Bağış üç seferde 1,5 milyon dolar. Çünkü ona rüşvet çikolata kutusunda gidiyor. O kutuya da en fazla 500 bin lira sığıyor. Kim söylüyor bunu Rıza Sarraf.”

Dünyanın neresinde olursa olsun böyle bir tabloyla karşılaşıldığında insanların ilk tepkisini, yargıya gidip haklarını aradıklarını ve temizlenerek milletin önüne çıkacakları yönünde verdiklerini anlatan Kılıçdaroğlu, “Ama bunlar tam tersini yapıyorlar” dedi.

Recep Tayyip Erdoğan’ın Eskişehir mitinginde “Evlatlarıma helal lokma yedirmediğim halde, haramdan bahsedecek kalitede değilsin” dediğini aktaran Kılıçdaroğlu, “Ben söylemiyorum, Allah söyletiyor. ‘Evlatlarıma helal lokma yedirmedim, sen nasıl haramdan bahsedersin’ diyor. Ben haramdan bahsederim sen kusura bakma. Zaten ben evlatlarına acıyorum sana değil. Sen nasıl çocuklarını harama ortak edersin? Bir anne- baba çocuklarına hep doğruları öğretir. Anne babanın görevi de budur” diye konuştu.

- “Çoluk çocuğumun mal varlığı meydanda”

“Türkiye’de eksik olan iktidarda temiz adam olmaması” diyen Kılıçdaroğlu, bir ülkede siyasetçi zenginleşiyorsa halkın fakirleştiğini söyledi.

Kılıçdaroğlu, siyasetçi zenginleşiyorsa çalıp zenginleştiğini ifade ederek, kendisinin zenginliğinin mütevazı birinin mal varlığı gibi olduğunu kaydetti.

“Çoluk çocuğumun mal varlığı da meydanda” diyen Kılıçdaroğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Ama sen defalarca söyledin, ‘Ben yırtık ayakkabıyla siyasete girdim’ dedin. Şimdi nasıl oluyor da dünyanın en zengin başbakanlarından birisi oluyorsun. Bunun formülü ne? Milleti soyarak yaptın sen bunu. Kul hakkı yemenin ne kadar büyük bir günah olduğunu ben de biliyorum siz de biliyorsunuz. Ayın 30′unda sandığa gideceksiniz. Ya helalden yana ya haramdan yana oy kullanacaksınız. Türkçesi budur. ‘Adamın hırsızlığı ortaya çıkmış ama yine de ben oyumu ona vereceğim’ diyen vatandaşıma sesleniyorum; dükkanı bir hırsıza teslim ediyor musun? ‘etmem’ der. Dükkanı, evini hırsıza teslim etmiyorsan, ülkeni nasıl teslim edersin. Herkesin düşünmesi lazım.”

Kılıçdaroğlu, “AKP giderse memleket nasıl olur” dendiğini ifade ederek, “Daha güzel bir Türkiye olur. Barış içinde yaşayan bir Türkiye olur. Siyaset kirlilikten arınır. Size sözüm, CHPiktidarında ilk 4 ayda çıkaracağımız kanunun adı, ‘siyasi ahlak kanunu’ olacak. Siyasetçi temiz adam olacak. Yolsuzluk yapan adamdan başbakan mı olur? Hangi çağda yaşıyoruz biz. Hesabını vermeyen damdan başbakan mı olur. Bugün 12 Mart, darbeciler kaldı mı? onlardan hesap soruluyor mu? Biz her darbeciden hesap soracağız. Darbeye karşıyız, halktan, hukuktan, adaletten, kadın erkek eşitliğinden, güzel bayrağımızdan, Türkiye’den yanayız. Darbeye karşıyız, demokrasiden yanayız. Biz Cumhuriyet Halk Partisiyiz. Biz halkın partisiyiz.” dedi.

Kılıçdaroğlu, konuşmasının ardından Düzce ve ilçe belediye başkan adaylarını halka tanıttı.

Seçim otobüsünden halkı selamlayan Kılıçdaroğlu, daha sonra Bolu’ya geçti.

Vişne Haber Ajansı

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları