loading
close
SON DAKİKALAR

CHP Sözcüsü Öztrak'tan Erdoğan'a 15 Temmuz tepkisi: Siz işinizi doğru dürüst yapsaydınız 251 yurttaşımız şehit olmayacaktı

CHP Sözcüsü Öztrak'tan Erdoğan'a 15 Temmuz tepkisi: Siz işinizi doğru dürüst yapsaydınız 251 yurttaşımız şehit olmayacaktı
Tarih: 16.07.2021 - 15:10
Kategori: Siyaset

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak açıklamalarda bulundu.

Öztrak'ın açıklamaları şöyle:
"Dün 15 Temmuz hain darbe girişiminin 5. yıl dönümü. 15 Temmuz gecesi yaşananlar bugün dahi tam olarak aydınlanmadı. TBMM'nin araştırma komisyonu raporu sümen altı edildi. Daha önce 'Ne aldanan ne aldatan olduk' diyenler çıkmışlar 'aldandık' diyorlar. Siyasette kandırılmış olmak mazeret değildir. Ülkeyi yönetenler aldandık, deyip geçemez. Devletimizin ve ordumuzun içine özenle yerleştirilen ve himaye edilen bazı gözü dönmüş hainler 15 Temmuz 2016'da milletimize silah çekmişlerdir, Gazi Meclis'imizi bombalamaya cüret etmişlerdir. O gece Erdoğan uçan sarayında konforlu şekilde semalarda dolaşırken milletvekilleri meclise sahip çıkmıştır. 251 yurttaşımız şehit oldu, 2196 yurttaşımız yaralandı. O gece uçakla havada turlayan Erdoğan çıkmış 'darbeciler karşıma çıksaydı şehadete yürümek için bir an bile tereddüt etmeyecektim' diye ahkam kesiyor. İnsanda biraz sıkılma olur. Beyefendi siz işinizi doğru dürüst yapsaydınız 251 yurttaşımız şehit olmayacaktı. Bu mankurtları devletimizin adliyesine, maliyesine, askeriyesine yerleştirenlerin 'aldandık' bahanesi tam bir aldatmadır. Her şey bunların rıza ve onaylarıyla gerçekleştirmiştir. Erdoğan hükümetleri FETÖ ilgili MGK uyarılarını görmezden gelmiştir. Erdoğan'ın aldandık sözünde samimiyet olsaydı 15 Temmuz'dan sonraki süreç bambaşka olurdu. Erdoğan 15 Temmuz'u Reichstag yangınına çevirmezdi. Erdoğan 15 Temmuz gecesi oluşan dayanışma havasını kendi koltuğu için istismar etmezdi. Gazi Meclisi devre dışı bırakıp 20 Temmuz sivil darbesini gerçekleştirmezdi.

Erdoğan ülkemizi uzunca bir süre, olağanüstü hal rejim altında yönetti. Bugün milletin cebini boşaltan ucube vesayet rejimine geçmek için, Anayasa, Yönetim sistemi, Milli iradenin tecelligahı Meclisimiz devre dışı bırakılarak, OHAL rejiminde değiştirildi. “Bugün, dünün öğrencisidir.” Dünün bize öğrettiği bir şey varsa, O da çağdaş tiranlıkların, Terör ve korku üzerinde inşa edildiğidir. Almanya’nın felaketi olan Hitler’in kitabındaki en bilinen strateji; Kuvvetler ayrılığını sona erdirecek, İfade özgürlüğünü askıya alacak, adil yargılama hakkını ortadan kaldıracak, muhalefeti ezecek, bir takım ani felaketler yaratmaktı. 1933’teki Reichstag yangınından hemen sonra Alman halkının tüm temel hakları askıya alındı. Hitlere kararname çıkarma yetkisi verildi. Ve bundan sonraki 12 yıl boyunca, yani İkinci Dünya Savaşı’nın sonuna kadar, Almanya olağanüstü hal ile yönetildi. Ülkemizde de Erdoğan Şahsım Hükümeti beş yıldır OHAL yetkilerini kullanıyor, Ülkeyi bir sonraki seçimlere de bu yetkilerle götürmek istiyor. “OHAL yetkilerini, Üç yıl daha uzatacağım” diyor. Tarihten, Hegel’den ve Karl Marx ’tan öğrendiğimiz bir başka ders daha var. “Tarihte her şey iki defa yaşanır. İlkinde trajedi, İkincisinde komedi olur.”

Meclis’te görüşülen torba yasayla, milletin malına, mülküne hükümet kararıyla el koymak, kayyum atamak, yargısız infaz kılıcıyla, devlet memurları üzerinde baskı kurmak ve gözaltı sürelerini fiilen tutukluluğa çevirmek isteniyor. Bu bir milleti sindirme girişimidir. Ama aynı zamanda da komedidir. Belli ki Erdoğan artık sandıktan çıkamayacağını görmüş. “Millet iradesini nasıl eğip bükerim, sandığın terazisiyle nasıl oynayabilirim” diye kendince çareler arıyor. Saray 2023 seçimlerine kritik eşik diyerek kaybetmesi mukadder olan bir seçimi kazanmak için milletin gözünü korkutmaya çalışıyor.

Olağanüstü hali seçime kadar olağan hale getirerek bunu sağlamaya çalışıyor. Bir taraftan da Cumhur İttifakı’nın ortakları seçim barajını, seçim kanunu tartışıyor. Ben açık söyleyeyim, eğer bir iktidar seçim kanunlarıyla oynamaya başladıysa gidici demektir. Erdoğan Şahsım Hükümeti, bu ülkenin, bu ülkenin vatandaşlarının sırtında her geçen gün ağırlaşan bir yük haline gelmiştir. Artık milletimizin sabır taşı çatlamıştır. Millet emaneti Erdoğan’dan almak, ehline vermek için gün sayıyor.

Erdoğan Boğaziçi Üniversitesi'ne atadığı rektörü 6 ay sonra görevden aldı. Hatadan dönmek erdemdir. Ancak aynı hata tekrarlanmazsa. Erdoğan üniversitenin kendi dinamiklerine saygı göstermeli. İktidarının biteceğini gören Erdoğan kıbleyi de şaşırmaktadır. Kendini memleketin sahibi görüyor. Memleketin sahibi milletimizdir. Milletimize şunun müjdesini veriyoruz: 13. cumhurbaşkanı aldanmayan, milletini aldatmaya çalışmayan, devlet ciddiyetine sahip bir cumhurbaşkanı olacak. Kimseyi dışlamayacak, herkesi kucaklayacak, parlamenter sistemi ülkemize getirecek.

Yaz ortasında yaz meyvelerinin yanına yaklaşılmıyor. Mrketten içinde et yağ olmayan torba 150 TL'ye doluyor. Temmuz ayına girerken doğalgaza, elektriğe, LPG'ye zam yaptılar. 

Yalılardaki pelikanları TRT'ye atadılar. TRT'nin adını Tayyip'in radyo-TV'sine çıkardılar. Bulgaristan'da seçimler vardı. TRT haber ülkemizde kurulan seçimlerde oy kullanan yurttaşlarımız için 'Bulgarlar oy kullandı' dedi.

Pandemi sonrasının galip ülkeleri esnafını, KOBİ'sini ayakta tutan ülkeler olacak. Esnafa verilen borçları hibeye çevirin.

Ölüm istatistiklerinden sonra, Uluslararası Göç İstatistiklerini de yayımlamaktan vazgeçti. Ama Erdoğan Şahsım Hükümeti sınırlarımızı korumak yerine, Afganistan’daki Kabil Havalimanı’nı korumaya gönüllü yazılıyor. ABD Savunma Bakanlığı Sözcüsünün şu sözleri ibretlik; “Havaalanında güvenliğin nasıl olacağı konusunda Türklerle hala görüşme halindeyiz. Bu çabaya öncülük etmeye istekli oldukları için onlara minnettarız.” Havaalanını korumaya kim istekliymiş? Erdoğan Şahsım Hükümeti.

Taliban, Erdoğan Şahsım Hükümeti’nin bu girişimine karşı, 8 maddelik bir bildiri yayımladı. Yayımlanan bildiri açık bir uyarı… Bildirinin 8. maddesi ise bu uyarının somut bir özeti, “Türk yetkililer kararlarından dönmez ve ülkemizi işgal etmeyi sürdürürse, İslam Emirliği ve Afgan halkı 20 yıllık işgale karşı durdukları gibi, dini, vicdani ve yurttaşlık ödevi olarak,onların da karşılarında duracaktır. Ve doğacak tüm sonuçların sorumluluğu başkalarının işlerine müdahale eden ve bu tür düşüncesiz kararlar alanların omuzunda olacaktır.” AK Parti Sözcüsü de çıkıyor, Taliban’ın yaptığı bu açıklamaya “iletişim kazası” diyor. Allah aşkına 8 maddelik iletişim kazası dünyanın neresinde olur? Yazılanların neresini anlamadınız Sayın Çelik? Okumayı mı bilmiyorsunuz? Yoksa sayı saymayı mı bilmiyorsunuz? Erdoğan da “Gittiğimiz her yerde hüsnü kabul görüyor, el üstünde tutuluyoruz. Dün Suriye’de, Libya’da bunu yaptık İnşallah yarın da Afganistan’da kardeşlerimizin yanında olacağız” diyor. Siz, Biden ve Amerika ile arayı bulacaksınız diye, bizim mehmetçiğimiz Taliban’ın önüne sürülecek bir kalkan değildir. Bu işe çok hevesliyseniz, SADAT’ınızı, ÖSO’nuzu, silahlarla poz veren şovmen tosuncuklarınızı Afganistan’a gönderin. Bu işin şaka kaldırır yanı yoktur. Erdoğan’a ve AK Partiye hatırlatırız.

Bugün belki sorumluluklarınızdan kaçabilirsiniz. Ama yarın sorumluluklarınızdan kaçmanın sonuçlarından kaçamazsınız. Sizi uyardık. Bir kez daha uyarıyoruz. Bu yanlıştan biran evvel dönün. Herkes ardına bakmadan kaçarken mehmetçiğimizi Taliban’ın karşısına dikmeyin. Aksi halde, mehmetçiğimizin ayağına değecek her taşın sorumlusu Erdoğan ve AK Parti olur. Son olarak, önümüz kurban bayramı. Ama Erdoğan Şahsım Hükümeti millette ne bayram kutlayacak hal ne de imkân bıraktı. Ama umutsuzluğa yer yok. Gecenin en karanlık anı, aydınlığa en yakın olduğu andır. Artık gün ağarmak üzeredir.

Hem dini, hem de milli bayramlarımızı, bayram tadında kutlayacağımız günler artık çok yakındır. Bu vesileyle yurttaşlarımıza,pandeminin daha geçmediğini hatırlatıyor, bayram boyunca yapılacak ziyaretlerde, hijyen ve mesafe kurallarına azami özeni göstermelerini rica ediyoruz. Lütfen kendimizin, ailemizin, yakınlarımızın, komşularımızın sağlık ve yaşam hakkına saygı gösterelim."

Kaynak : www.istanbulgercegi.com

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları