loading
close
SON DAKİKALAR

CHP'li Altay: Erdoğan için demokrasi menzile ulaşmak için kullanılan bir tramvaydan ibaret

CHP'li Altay: Erdoğan için demokrasi menzile ulaşmak için kullanılan bir tramvaydan ibaret
Tarih: 04.06.2020 - 11:46
Kategori: Siyaset

CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, kutuplaşma siyasetinin Türkiye’ye zarar verdiğini vurgulayarak, “Demokrasi tepki rejimidir. Erdoğan bunu kabul edecek. AK Parti’yi ve Erdoğan’ı eleştiren herkesi, Türkiye düşmanı ilan etmek asıl Türkiye düşmanlığıdır" dedi.

CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, TBMM’de dün (3 Haziran 2020) bir basın toplantısı düzenledi. Altay, "AK Parti’yi ve Erdoğan’ı eleştiren herkesi, Türkiye düşmanı ilan etmek asıl Türkiye düşmanlığıdır. Eleştirenleri susturamıyor. Eleştirecekler. Efendim karşıtlarını yıldıramıyor. Yılmayacaklar. Onlar ay yıldızlı bayrağa karşı değil, senin yanlış yönetimine, senin devleti çürütmene, senin soygun düzenine, senin yarattığın adaletsizliklere karşı. Efendim biat etmeyenlere diz çöktürmek istiyorum. Kimse sana diz çökmüyor" dedi.

Engin Altay'ın açıklamaları şöyle:
"Çiftçilerimiz Türkiye genelinde büyük bir ürün kaybı yaşadılar, yaşıyorlar. Tarım Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcımız Orhan Sarıbal’ın koordinatörlüğünde, 18 ilde, çiftçilerin, önce çöl sıcağı, sonra peşinden gelen ani soğuklar, poyraz, dolu afetlerinden kaynaklı olarak yaşadıkları sıkıntıları, karşılaştıkları zararları yerinde tespit etmek ve çözüm önerilerimizi, çiftçilerimizle birlikte hazırlayıp, hem Meclisimize hem yürütmeye sunmak üzere bir görevlendirme yaptık. Bu çerçevede; Adana, Adıyaman, Antalya, Çankırı, Çorum, Denizli, Diyarbakır, Elazığ, Tunceli, Hatay, Ardahan, Kars, Kastamonu, Konya, Mersin, Ordu, Osmaniye ve Şanlıurfa illerimize, çiftçilerin yaşadıkları sorunları tespit etmek üzere görevlendirilmişlerdir. Arkadaşlarımız bir hafta içinde bu çalışmalarını tamamlayarak bir rapor hazırlayacaklar, raporu önce CHP MYK’da daha sonra TBMM’de çiftçilerimizin sesi, gözü kulağı, vicdanı olmaya devam edeceğiz.

TBMM gündeminde öncelikle sağlık çalışanları, üreticiler ve esnafın olmasını istedik. Ancak AK Parti bekçi teklifini getirdi. Biz bekçilik müessesesine karşı değiliz. Ama gelen kanun muğlak Anayasa’ya aykırı ve 40 günlük bir eğitimle bir insanın eline silah verip çok geniş yetkiyle sokağa salamazsınız demiştik. Fakat görüyoruz ki özellikle AK Parti’ye mensup yöneticiler; polisin, jandarmanın, askerin hamasetini yapmaktan başka bir şey düşünmez haldeler.    Devleti ayakta tutan siyasi ahlaktır. Üç oy fazla alacağım diye insan hayatını önemsemeyerek, şehit, bayrak, vatan, ezan edebiyatı ile insanların yaşadıkları sıkıntıları göz ardı etmek asla kabul edilemez. Eğer gerçekten samimiyseniz gelin şu 3600’ü bir günde çıkaralım. Polisi sevmek böyle olur. Vay efendim biz bekçileri teröristlerle bir tutmuşuz. Güvenlik kuvvetlerini teröristlerle bir tutan adidir, alçaktır. Ama ben size başka bir şey söyleyeyim: Emniyet Genel Müdürlüğü’nden sadece 33 bin personel FETÖ ile irtibatlı olduğu için tasfiye edildi. Emniyet Genel Müdürlüğü’ne 33 bin teröristi ben yerleştirmedim. TSK’ya 17 bin 500 teröristi ben yerleştirmedim.  Her kurumun içinde çürük vardır. Ama TSK, emniyet ve yargı başta olmak üzere siz kurumlarda ufak tefek çürükleri değil, devletin tümünü çürüttünüz. Polis, bekçi vatandaşa şüpheliye işkence ve kötü muamele yapamaz. Çorlu’dan örnek verdim. Polis bir evi basıp hane halkına zulmedemez. Böyle yapar ise emniyet teşkilatımız itibar kaybeder. Türkiye’nin muhtelif yerlerinden gelen, 4 ay bile eğitim almadan eline cop silah verilip bekçi olarak sokağa salınan arkadaşların, bir kısmının, teşkilatın itibarına halel getirecek işler yapmasına seyirci kalmamızı da kimse beklemesin. Kimse şehit kanı üzerinden siyaset yapmasın, şehitlerimizin, polislerimizin, bekçilerimizin, jandarmamızın görev kusurunu meşru gösterecek bir tutum içine girmesin. Bekçi adam dövemez. Kimse kimseye şiddet kullanamaz. Kimse hukukun dışına çıkamaz.

Cumhuriyet demokrasisiz düşünülemez. Demokrasin bir tepki ve protesto rejimidir. Herkesin özgürce eleştiri hakkını kullanabilmesi gerekir. Herkes eleştiri hakkını kullanacak. İş şuraya geldi: AK Parti’yi ve Erdoğan’ı eleştiren herkesi, Türkiye düşmanı ilan etmek asıl Türkiye düşmanlığıdır. Eleştirenleri susturamıyor. Eleştirecekler. Efendim karşıtlarını yıldıramıyor. Yılmayacaklar. Onlar ay yıldızlı bayrağa karşı değil, senin yanlış yönetimine, senin devleti çürütmene, senin soygun düzenine, senin yarattığın adaletsizliklere karşı. Efendim biat etmeyenlere diz çöktürmek istiyorum. Kimse sana diz çökmüyor. O vakit Erdoğan’ın karşıtları ve Erdoğan’a biat etmeyenlerin alayı ya terörist ya darbeci ya vatan haini. Hangi demokraside bu olabilir? Demokrasi bir tepki ve protesto rejimidir. Sen de geçmişte kimi olaylara, yönetim kusurlarına tepki ve protesto hakkını kullanarak buralara geldin. Ama şimdi anlıyoruz ki, hakikaten Erdoğan için demokrasi menzile ulaşmak için kullanılan bir tramvaydan ibaret. Demokrasi bir tramvay değildir. Hiç kusura bakma, milletin bunca derdi varken bu kamplaşma, kutuplaşma politikalarına alet olmayacağız. Biz senin Türkiye şunları konuşmasın bunlarla oyalansın dediğini biliyoruz. Mutfaktaki yangını, işsizin halini, çiftçinin perişanlığını konuşmasın CHP diye suni gündemler yaratıyorsun, ama biz bu tuzağa gelmeyeceğiz. Ekonomiyi, vatandaşın derdini konuşmaya devam edeceğiz. ‘Evdeki yüzde 50, öteki yüzde 50’ siyaseti Türkiye için bir ihanet siyasetidir. Seçime 20 gün kala herkes saflarını belirler, pazar günü vatandaş sandığa gider takdirini yapar. Ondan sonra ulusal, temel meselelerde, birlikte olmak, istişare etmek zorundayız. Fakat Erdoğan’ın siyasetten anladığı şu: Sürekli ve düzenli münakaşa… Sürekli ve düzenli münakaşa anlayışı ile siyaset götürenlerin siyasi sonları çabuk gelir. Erdoğan’ı sevenler sevecek, eleştirenler eleştirmeye devam edecek, biat etmeyenler yıkılmayacak, diz çökmeyecek. Erdoğan istediği kadar bize; terörist, darbeci, vatan haini bilmem ne desin. Erdoğan’a yine bir şey söyleyeyim: Sen bu milletin aklıyla ve haliyle alay etiğin müddetçe, azminle çıktığın zirveden hırsınla batacaksın.

Enflasyon mayıs rakamları açıklandı. 1,36 çok yüksek. Bu rakam Türkiye ekonomisi için ‘SOS’ rakamıdır. Biz bunu konuşuyoruz ya ‘vay efendim ekonomi ile ilgili kötü tablo çiziyorsunuz siz vatan hainisiniz’ diyecekler. Kardeşim orta yerdeki tabloyu ben söylesem de söylemesem de millet yaşıyor zaten. Ne dedin sen: Faiz düşerse, enflasyon düşer. Düşmedi. Faizleri biraz düşürdün enflasyon fena çıkıyor. Üstelik de memura verdiğin yüzde 4 zam bitti eridi. İki aydır memur geleceğinden yiyor. Memuru da işçiyi de enflasyona ezdirdin. TÜİK’in bir sepeti var. İçinde pinpon topu, jöle var tırnak makası bir şeyler var ama bir de mutfakta enflasyon var. TÜİK’in jöleli, pinpon toplu enflasyon oranı bile, 11,3 şimdiden. Mutfakta şu var: Mayıs 2019-Mayıs 2020 yıllık artış. Bulgur 29,5, makarna 28,3, yumurta 26,6, peynir 27,1, elma 44,4, kuru fasulye 39,1, mercimek 56,7, elektrik 32,1, doğalgaz 34,2. İşte enflasyon bu. Kaça tekabül eder, yüzde 27,2’ye tekabül eder. Sen istediğin kadar ‘yüzde 11’ de. Halkın enflasyonu bunun 2-3 katı. Bu kuyruklara yol açıyor. İŞKUR önündeki kuyruklar. Bin lira almak için sıraya giren insanlar. Bunun sonucu bu. Bu millete bu ızdırabı çektirmeye, devleti yönetenin de hakkı yok parlamentoda bulunan hiçbir siyasi partinin de hakkı yok.

Devletin iç ve dış borcunu eski parayla telaffuz etme şansımız kalmadı. Reel olarak yeni para ile 1 trilyon 575 milyar.  Eski parayla 1 kentilyon, 575 katrilyon  lira devletin iç ve dış borcu var.  Sen damat bey, pembe tablolar çizmeye devam et. Ortada vahim bir tablo var. Ve bu vahim tabloyu pinpon topu, jöle enflasyonunu ilan ederek saklayamazsın. Bu maske inşallah bizi kovidden korur ama enflasyondan korumuyor. Sen bir an önce vatandaşı enflasyondan koruyacak bir maske mi üretirsin, bir tedbir mi alırsın, yönetiminde bir revizyon mu yaparsın ben onu bilmem. Suni gündemi bırak şu enflasyonunu dizginle. Enflasyonun düşürmediği hükümet olmaz. Aklını başına al."

Kaynak : www.istanbulgercegi.com

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları