CHP'li Budak: Baskıya boyun eğmeyen örgütler demokrasi için umut!

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Antalya Milletvekili Çetin Osman Budak, Genel Sekreteri Kamil Okyay Sındır, Balıkesir Milletvekili Ahmet Akın ve Burdur Milletvekili Mehmet Göker ile birlikte Elektrik Mühendisleri Odası 45. Olağan Genel Kurulu’na katıldı.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Çetin Osman Budak, AKP’nin muhalefet eden tüm demokratik kitle örgütlerini baskı altına almaya çalıştığını, bunların başında da TMMOB ve bağlı odalarının geldiğini belirterek, “Baskılara boyun eğmeyen meslek odalarının varlığı demokrasi ve özgürlükler için umut” dedi.

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Antalya Milletvekili Çetin Osman Budak, CHP Genel Sekreteri Kamil Okyay Sındır, CHP Balıkesir Milletvekili Ahmet Akın ve CHP Burdur Milletvekili Mehmet Göker ile birlikte Elektrik Mühendisleri Odası 45’inci Olağan Genel Kurulu’na katıldı. Budak, Genel Kurul’da yaptığı konuşmada, Türkiye’nin ağır bir baskı ortamı altında nefes alınamaz noktaya doğru sürüklendiğini, en temel hak olan yaşam hakkının gasp edildiğini vurguladı. Budak, “Bu baskı ortamında demokratik kitle örgütlerinin çok azı ayakta kalabildi. Elektrik Mühendisleri Odası bunların başında geliyor. TMMOB’a bağlı odaların demokrasinin kaleleri olduğunu biliyoruz. AKP iktidarı da bunu çok iyi biliyor. Bunun için baskı altına almaya çalıştığı birinci sıradaki örgüt TMMOB’tur. TMMOB’un dik duruşu onları da korkutmaktadır. Korkmayanlar burada, korkmayanlar meydanlarda el ele omuz omuza” diye konuştu.

“Çevre-enerji dengesini korumalı, suyumuza sahip çıkmalıyız”

Elektrik Mühendisleri Odası’nın çalışmalarından yararlandıklarını ve bundan sonra da işbirliği içinde olmaya gayret edeceklerini belirten Budak, Türkiye’de enerji alanının en sorunlu alanlardan biri olduğunu kaydetti. Enerji üretiminde çevre-enerji dengesine dikkat edilmesi gerektiğini bildiren Budak, “AKP ve yandaşları kendilerine kaynak yaratmak için suya el atmış durumdalar. Küçük küçük HES’lerle her yer tahrip ediliyor. Bütün akarsuların yönleri değiştiriliyor. Sağlanan enerji ile kaybedilen doğa arasında uçurum var. İçinde bulunduğumuz dönemin son 900 yılın en kurak dönemi olduğunun farkına vararak, suyumuza sahip çıkmalıyız” dedi.