CHP'li Engin Altay; Sansür yasasını Anayasa Mahkemesine taşıyoruz

Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili Engin Altay, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

CHP Grup Başkanvekili Altay, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, "dezenformasyonla mücadele" düzenlemesi olarak da bilinen Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapan Kanuna ilişkin eleştirilerde bulundu.

Grup Başkanvekilimiz Engin Altay: “Bu gömlek bu millete dar gelir Erdoğan. İçine hapsetmek istediğin gömleği bu millet parçalayıp atacak, hep beraber yaşayıp göreceğiz. Bu zincir de Türk siyasetini zapt etmeye yetmez. Demokratik yollarla o zinciri de paramparça edeceğiz.”

Grup Başkanvekilimiz Engin Altay: "Anayasa'nın 2'nci maddesini ara sıra aç oku Erdoğan. Burası hukuk devleti, aklına estiği gibi yasa yapamazsın. Çoğunluğun var diye Parlamento'ya böyle abuk sabuk kanun teklifleri yazdıramazsın. Anayasa Mahkemesi'ne gideceğiz."

Anayasa Mahkemesi'nin, Basın İlan Kurumu tarafından bir basın kuruluşunun resmi ilan ve reklamların kesilmesine karar verilmesinin ardından bireysel başvuru üzerine 10 Ağustos 2022'de, "Basın İlan Kurumu tarafından verilen cezalara bakıldığında kuruma tanınan yetkinin basının etik değerlerini düzenleme amacından öteye giderek artık kimi basın mensupları açısından caydırıcı etki yaratabilecek bir cezalandırma aracına dönüştüğü ve bu durumun sistematik bir soruna neden olduğu tespit edilmiştir." şeklinde karar verdiğini belirten Altay, "Daha ağustosta böyle bir karar varken dün gece yarısı TBMM'de bu sansür yasası hangi akla hizmet çıktı, anlamak mümkün değil. Çok açık Basın İlan Kurumu'nun bir iş ve işlemiyle ilgili yapılan bir bireysel başvuruya Anayasa Mahkemesi aldığı kararla bu konulara noktaya koymuş. Yani anayasa gibi mahkeme de 'basın hürdür, sansür edilemez' demiş." ifadelerini kullandı.

Yasa görüşmeleri sırasında üç muhalefet partisinin TBMM İç Tüzüğü'nün tanıdığı yetki ve imkanlar çerçevesinde gerekli mücadeleyi verdiğini dile getiren Altay, şunları kaydetti:

"Talimatla, komutla TBMM'de, Cumhur İttifakı'nın parmak çoğunluğuna dayalı olarak bir yasa geçirildi. İnşallah bu yasayı Cumhurbaşkanı apar topar da yayınlayabilir ya da biraz bekletebilir, yayınladığının ertesi günü Anayasa Mahkemesi'ne gitmeyi düşünüyoruz. Tabii bu işler öyle çok kolay zannedilmesin. Bayağı emek ve özen gerektiren bir iştir. Çok kıymetli hukuk danışmanlarımız çalışmaya başladılar. Ben zaten çalışma talimatını yasa Meclis'e geldiğinde vermiştim, 'yasa bu haliyle geçerse, normalleşmezse' diye. Umudum da yoktu. Arkadaşlarımız çalışıyorlar. Neden gideceğiz AYM'ye? Anayasa'nın 22'nci, 25'inci, 28'inci, 26'ncı, 13'üncü ve 2'nci maddelerine bu yasa açıkça aykırı. Haberleşmenin engellenemeyeceği ve gizliliğine dokunulamayacağı ilkesine, düşünce ve kanaat hürriyetine, basın hürriyetine, düşünceyi açıklama ve yayma hürriyetine, temel hak hürriyetlerin sınırlanamayacağı hükmüne ve devletin niteliğine..."

Altay, 52 maddelik Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin görüşmelerine TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda başlandığını hatırlattı.

Komisyonda, tıp fakültesi ve diş hekimliği fakültesindeki intörn öğrencilere verilen 5 bin 500 liralık ödeneğin, diğer sağlık alanındaki veterinerlere ve hemşirelere de verilmesi yönündeki tekliflerinin reddedildiğini aktaran Altay, "Şimdi 4 tane daha teklifimiz pazartesi görüşülecek. Biz 'Aralık ayı falan filan yok, EYT, hemen şimdi' diyoruz. Pazartesi günü Plan Bütçe Komisyonu'nda EYT ile ilgili teklifimizin görüşülmesini bekliyoruz. Görüşüleceği muhakkak da reddedilmemesi için de EYT mağduru bütün vatandaşlarımızın AK Parti'lilere yönelik taleplerini telefon yoluyla sms yoluyla nasıl yaparlar bilmem ama hazır yasa da Cumhurbaşkanı onayından çıkmamışken AK Parti'lilerle biraz yazışmalarında fayda var." diye konuştu.

Vergi dilimlerinde ücretli lehine düzenleme istediklerini, ücretlerin vergi dilimi meselesinden dolayı büyük zararları ve hak kayıpları olduğunu kaydeden Altay, "Onun da pazartesi takipçisi olacağız. Başka ne var? Varlık yönetim şirketlerine devri olmuş borçların, icraya düşmüş, takibe düşmüş borçların 2 bin 500 liraya kadar olan kısmının silinmesi noktasında da biz bunun 5 bin 500 lira olmasını önerdik. Bunu bekliyoruz, takipçisi olacağız. Elektrik, doğalgaz gibi abonelikten doğan ve takibe düşmüş borçlar için de 2000 liraya kadar olan silinecek kısmın da 5 bin 500 lira olmasını talep ettik." dedi.

Altay, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın asgari ücret zammıyla ilgili "havada uçan değil, sağlam basan adımlarla bir asgari ücret açıklayacağız" beyanında bulunduğunu belirterek, "Bakınca, makul bir cevap gibi geliyor. Peki Erdoğan bu doğal gaza, elektriğe, mazota, gübreye, gıdaya yaptığınız zamlar ayağa mı basıyor, havada mı uçuyor? Doğal gaza, elektriğe, mazota, gübreye, gıdaya da havada uçan zam yapma kardeşim." diye konuştu.

Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi'nde suya yüzde 50 indirim yapıldığını anımsatan Altay, iktidarın, Ankara, İstanbul ve İzmir'de büyükşehir belediyelerinin sosyal desteklerini azaltmak için bu tür adımlar attığını ileri sürdü.

Altay, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ekonomiyi düzeltmek için uğraştığını ifade ederek, şöyle konuştu:

"Erdoğan, ekonomiyi düzeltmek için uğraşıyorsun ya, hiç uğraşma. Dünyanın en büyük ekonomi alimlerini Türkiye'ye toplasan senin bu bozduğun, kırıp döktüğün, tahrip ettiğin ekonomiyi düzeltemezsin. Çünkü dünyanın hiçbir ülkesinde iyi demokrasi olmadan iyi ekonomi olmaz. Ne kadar iyi demokrasi, o kadar iyi ekonomi. Benim bir sözüm var; tıkır tıkır demokrasi şıkır şıkır ekonomi. Erdoğan demokrasiyi tahrip etme, ekonomi sana rağmen kendiliğinden düzelir."