CHP'li Tanrıkulu, Egemen Bağış'ı kınadı

Sezgin Tanrıkulu, Egemen Bağış’ın insafsızca, vicdansızca değerlendirmeler yaptığını belirtti ve kınadı...

CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, “Uludere’de hayatını kaybeden 34 kişiden çok daha önemli bir süreç yaşanıyor” diyen Egemen Bağış’ın insafsızca, vicdansızca değerlendirmeler yaptığını belirtti ve kınadı.


Tanrıkulu, “Egemen Bağış’ı “Uludere/Roboski’yi unutalım, yeni sürece bakalım” temalı vicdansızca, insafsızca değerlendirmeleri yüzünden şiddetle kınıyor ve başta 34 kişinin aileleri olmak üzere tüm toplumdan özür dilemeye davet ediyorum” dedi.


CHP Genel Başkan yardımcısı Tanrıkulu, Egemen Bağış’ın Uludere Raporu ile ilgili olarak bir televizyon kanalında yaptığı açıklamalar hakkında yazılı bir açıklama yaptı ve şunları söyledi;

“Uludere/Roboski Katliamı’na bakışın, barış isteği konusunda bir turnusol kâğıdı olduğunu, Uludere Raporu’nun oylandığı komisyon toplantısında ifade etmiştik.

AKP için Uludere/Roboski bir samimiyet sınavıydı ve o sınavı geçemedi! AKP’nin pazarlıkçı anlayışı, insanî değerlerin yerle bir edilmesidir. AKP’nin geldiği aşama açıkça şöyledir: “Barış istiyorsanız, Uludere/Roboski’yi unutun!”

AB Bakanı Egemen Bağış’ın dün akşam bir televizyon kanalına Uludere Raporu’yla ilgili söylediği ve insanın tüylerini diken diken eden sözleri bu zihniyetin dışavurumudur.

Uludere Raporu’nu bile okumaya tenezzül etmemiş olan Bağış’ın skandal sözleri aynen şöyle: “Uludere’de insanlar hayatını kaybetti. Her birine Allah rahmet eylesin. Bizim değerlerimizde ölülerimizi hayırla yad ediniz emri vardır. Ama orada hayatını kaybeden 34 kişiden çok daha önemli bir süreç yaşanıyor şu anda. “

Bağış, korkunç bir şekilde katledilen, aralarında çocukların da olduğu 34 kişiyi önemsizleştirmeye yelteniyor! Bunu, içinde vicdan, adalete değer veren bir bakış taşıyan ve gerçekten barış isteyen hiçbir insan söyleyemez!

Bu olayla yüzleşmeden, bu katliamın sorumlularını bulmadan, toplumun vicdanında açılmış derin yarayı kapatamazsınız. Açıkça söylüyorum, çözümün de barışın da yolu aynı zamanda Uludere/ Roboski’den geçer!

Çözüm demek, Uludere/Roboski katliamının hesabının verilmesi demektir! Barış demek, Roboski köylülerinin adalet talebinin karşılanması demektir! Çünkü barış demek, devletin her insanına eşit değeri vermesi demektir. Bir grup ‘seçkinin’ değil, sıradan insanların egemenliği demektir.

Ancak AKP, bir zamanlar kendini mazlum eden ‘seçkinci’ düzeni çok güzel öğrenmiş ve özümsemiş.

Eğer yeni sürecin çözüm ve barışla sonuçlanmasını istiyorsanız, çözümün önündeki bariyerleri kaldırmak zorundasınız. Uludere/Roboski, bu bariyerlerin en ağırı, en büyüğüdür.

Egemen Bağış’ı “Uludere/Roboski’yi unutalım, yeni sürece bakalım” temalı vicdansızca, insafsızca değerlendirmeleri yüzünden şiddetle kınıyor ve başta 34 kişinin aileleri olmak üzere tüm toplumdan özür dilemeye davet ediyorum!

Avrupa Birliği sürecini de, insan haklarına böyle değersiz gözle bakan bir siyasetçiye emanet etmenin sonucu da zaten bütün Türkiye olarak, yok edilen AB müzakereleriyle görüyoruz. Krizdeki Avrupa’da bile, insana verilen değerin Türkiye’den çok farklı olduğunu bilmem anımsatmaya gerek var mı? Avrupa’nın şu an en zor durumdaki ülkelerinden İtalya, Hindistan’da iki Hintli balıkçıyı yanlışlıkla korsan zannederek vuran iki İtalyan askerini, yargılanmak üzere Hindistan’a yolluyor. Türkiye ise, kendi vatandaşlarına adaleti çok görüyor.