loading
close
SON DAKİKALAR

CHP'nin 37. Olağan Kurultayı: Kılıçdaroğlu 13 maddelik '2. Yüzyıla Çağrı Beyannamesi'ni açıkladı

CHP'nin 37. Olağan Kurultayı: Kılıçdaroğlu 13 maddelik '2. Yüzyıla Çağrı Beyannamesi'ni açıkladı
Tarih: 25.07.2020 - 11:20
Kategori: Siyaset

Cumhuriyet Halk Partisi'nin iktidar kurultayı olarak tariflediği 37. Olağan Kurultayı başladı.

CHP'nin 37. Olağan Kurultayı başladı. 

Koronavirüs pandemisi nedeniyle kurultaya sadece geçmiş dönem genel başkanları, kurultay delegeleri, mevcut milletvekilleri, Parti Meclisi üyeleri ve belediye başkanları katılıyor.

Kurultayda bugün genel başkan seçilecek. Yarın ise (26 Temmuz 2020) Parti Meclisi seçimi yapılacak.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve eşi Selvi Kılıçdaroğlu kurultay salonundaki yerlerini aldı.

Kurultayda ilk olarak eski genel başkanların kurultaya lişkin açıklamalarının yer aldığ bir video izletildi.

Kurultayın açılışını yapan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu'nun divan başkanı olarak görev alması için verilen önergeyi oylamaya sundu. 

Özlem Çerçioğlu oy çokluğuyla divan başkanı seçildi.

Kurultayda "Kemal Kılıçdaroğlu Özgür ve Adil Bir Türkiye İçin Yürüyüş" kitabı basına dağıtıldı. 

Divan üyelerinin seçiminin ardından CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu açış konuşmasını yaptı.

Kılıçdaroğlu'nun konuşması şöyle:
"Bu kurultay TBMM'nin açılışının 100. yılıda yaptığımız bir kurultaydır. Bu kurultay bizi 2023'e bizi taşıyacak olan kurultaydır. Bu kurutlay cumhurieti demokrasityle taçlandıracak olan kurultaydır. Bu kurultay tüm dünyanın gözünün, kulağının olduğu bir kurultaydır. Çünkü bu kurultay siyasal, sosyal ekonmik buhrandan nasıl çıkacağımızı anlatacağımız kurultaydır. 100 yıl önce Gazi Mustafa Kemal Atatürk kurtuluş savaşını verirken örnek olduysa bizim de dünyaya örnek olmamaız gerekiyor.

Bu kurultay alçakgönüllü bir uygarlığına çağrı kurultaydır. Bu kurultay işsizliği, yoksulluğu, adaletsizliği, liyakatsizliği, kayırmacılığı ve umutsuzluğu nasıl ortadan kaldıracağımızı açıklayan bir kurultaydır. 

Türkiye, cumhuriyet tarihinin en ağır buhranın yaşıyor. Bu buhran, yönetme, demokrasi, ekonomi, topumsal ve  ruhsal sağlığımızı, birliğimizi dinamitleyen bir buhrandır. Hiçbir vatanseverin umutsuzluğa kapılma hakkı yoktur. 

Biz birlikte, inançlar, kararlılıkla, zimle Türkiye'yü bu buhrandan çekip çıkaracağız.

Adalet Yürüyüşü'nün son gününde Maltepe'de bu bir son değil başlangıçtı, önümüzdeki duvarı yıkacağız' demiştik.

31 Mart seçiminde o duvarın arkasına geçtik. O duvarı dostlarımızla birlikte, milletimizin ferasetiyle parça parça yıkacağız.

2. yüz yıla çağrı beyannamesi hazırladık. 

5 temel sorun var. 

1-Yasama, yargı ve medya vesayet altındadır Saray ne diyorsa yargı onu yağıyorsa, egemen güçler ne diyorsa saray da onu yapıyor. 

Saray Osman Kavala içeride kalacak diyor yargı gereğini yapıyor. Selahattin Demirtaş içeride kalacak diyor saray, yargı gereğini yapıyor. İçeride yüzlerce gazeteci var. Kalemini satmayan gazetecilere selamlarımızı gönderiyoruz.

Egemen güçler emir verince saray gereğini yapıyor. Trump saraya talimat verdi, rahip Brunson'ı serbest bıraktılar. Saray talimat veriyor sosyal medya susturuluyor.

20 Temmuz sivil darbe sürecinde TBMM'nin yetkileri kısıtlandı. Demokrasiden söz etmek mümkün değil.

2. sorun ekonomi. Türkyie'nin ekonomik bağımsızlığı tehlike altındadır. Kurtuluş Savaşı verdik, Lozan'da tapu senedini aldık, kimsenin önünde diz çökmedik. 79 yılda 57 hükümet kuruldu. 714 milyar dolarlık bir kaynak kullanıldı. Sümerbanklar, Etibanklar, PETKİM'ler, demir çelik fabrikaları, şeker fabrikaları yapıldı. Osmanlı'nın borcu son kuruşuna kadar ödendi. Kıbrıs Barış Harekatı yapıldı. Büyük depremler oldu, 714 milyar dolar harcandı.

2003-2020, AK Parti iktidarlarının 18 yılda harcadıkları para 2 trilyon 400 milyar dolar. Karakaya, Keban barajı mı yaptılar, TELEKOM mu yaptılar? 

Havaalanı, şehir hastaneleri buna dahil değil. Bunların bedelini torunlarımız ödeyecek. 79 yılda bütün yapılanları sattılar, parayı ne yaptıklarını kimse bilmiyor. Topraklarımızı sattılar. Vatan toprağını sattılar. 250 bin dolara istediğiniz yerden istediğini daireyi alabiliyorsunuz.

Bu kadar para harcadın da bu işsizlik, bu yosulluk ne? LAle devrini yaşayanların hiçbir sorunu yook, sokaktaki vatandaş dert küpüdür. 

Borç batağındayız. Nasıl Osmanlı'nın son dönemlerinde Düyunu Umumiye kurulduysa 12 Eylül 2019'da Borçlar Genel Müdürlüğü kuruldu. londradaki bir avuç tefeciye 83 milyo vatandaşı çalışır hale getirdiler. Dün 1 günde ödenen faiz  48 milyar 703 milyon dolardı.

Tefecilere ödediği faiz 178 milyar 114 milyon dolar. İşçi, çiftçi, emekli iş bulursa çalıştı, işadamları çalıştı. Hayatın her alanında çalıştık, Londra'daki bir avuç çeteye hizmet etmek için. Türkiye'yi bu hale getirenlerden hep beraber hesap sormak zorundayız.

3. büyük sorunumuz dış politika. Türkiye bugün egemen güçlerin taleplerini yerine getiren bir devlet konumuna düşürülmüştür. Ekonomide ve siyasette bağımsızlığını büyük ölçüde kaybetmiştir. Cumhuriyet tarihinde hiçbir hükümet döneminde Süleyman Şah Türbesi'nde bayrağı indirip kaçan bir hükümet olmadı. Bunlar yaptılar. Süleyman şah Türbesi bu ülkenin namusudur. Oradan bayrağı indirip türbeyi kaçıranlara vatansever denmez, onlar vatan hainleridir.

27 Şubat 2020'de Suriye'de 36 askerimiz şehit oldu. 36 askerimizin kanı yerde duruyor. Askerlerimizi şehit edenlerin özrünü beklerken koşa koşa Moskova'ya koşa koşa gideceksiniz. Böyle bir dış politkada onur yoktur. 

9 Ekim 2019'da Trump mektup gönderdi. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde en ağır hakareti içeren mektuba cevap verilememiştir. Emevi Camii'nde namaz kılacağız diye hayal peşinde koşanlar 3,5 milyon Suriyeliyi ülkeye getirdiler.

Türkiye Cumhuriyeti tarihinde hiçbir cumhurbaşkanı aldatıldım, dememiş ve aldatılmamıştır. Bir kişi herkes tarafından aldatılmıştır.

18 Şubat 2018'de konuşma yapıyor. 'Obama ile defalarca konuştuk ama hep aldatıldık. 1 değil, 2 değil, 3 değil.' Bu dış politayı egemen güçlere terketmektir.

4. sorun eğitim. 2 trilyon 400 milyar dolar para harcadılar, 21. yüz yıldayız hala birleşik sınıflar var. Sürekli değişen eğitim politkalarıyla Türkiye bilgiden koparılmıştır. Suudi Arabistan'ın ürettiği bilgi sayısı bizim ülkemizden fazla. Bir devleti geriletmek için düşmana gerek yok, eğitim sistemini bozarsanız bu gerçekleşir. Eğitim politikalarını sabah akşam değiştirerek çocuklarını denek olarka kullanan tek ülkeyiz.

5. temel sorun topumsal barış. Etnik kimlik, yaşam tarzı, inanç üzerinden siyaset toplumu kutuplaşmıştır. Siyasi iktidar Kürt sorunu başta olmak üzere tüm sorunlarda kamplaştırma ve politkaları bunun üzerine inşa etmektedir.

Bu sorunu kimlerle nasıl çözeceğiz asıl mesele. Bu sorunları yol arkadaşlarımla, bir araya gelerek çözeceğiz. Millet İttifakımızdaki dostalarımızla, geçnlerimizle, her gün katledilen, haları elinden alınmak istenen kadınlarla, kalemeini satmayan gazetecilerle, bilim insanlarıyla, sporcularla, işçilele, emekçilerle, işsizlerle, esnafımızla, iş insanlarıyla, emeklilerle, apartman görevlisi, orman köylüleri, kuryelerle yani halkımızla çözeceğiz.

Önümüzdeki ilk seçimlerde dostlarımızla birlikte iktidar olacağız. Firavunların iktidarını yıkıp halkın iktidarını kuracağız. Vatandaşın ayağının turabı olacağız. Kibirli olmayacağız. Hangi partiye oy verdin diye sormayacağız, ne derdin var diye soracağız. Ahlaklı, adaletli, vatandaşı kucaklayan bir siyaset anlayışını kuracağız.

Akılla, bilgi birikimle, adalet duygusuyla çözeceğiz.

2. yüzyıla çağrı beyannamesini hazırladık. 2023'te cumhuriyetin 2. yüz yılına geçeceğiz. 

2. yüzyıla çağrı beyannamesi şöyle:

1-Yeni bir anayasayla güçlendirilmiş, parlamenter demokratik sisteme geçilecektir. Geniş bir toplumsan mutabakat sağlanaca, gücünü halktan alan yeni bir anayasa yapılacak. Anayasada partili cumhurbaşkanlığına son verilecek. Kuvvetler ayrılığı esas alınacak. Denge ve denetim mekanizmaları kurulacak. HSK, yargıçların, mahkemelerin üzerinde doğrudan vesayete son verilecek. Yasa teklifler komisyonlarda görüşülürken ilgili STK'lar, uzmanların görüşleri mutlaka alınacak. 

Örgütlenme, basın özgürlüğü güvence altına alınacaktır. Bir devlet hukukun üstünnlüğü ve adaletten vazgeçerse o devlet bir süre sonra organize suç haline dönüşebilir. Bir kişinin baskısı ve talepleriyle devlet yönetilemez.

2-Toplumsal barış ve huzur sağlanacak. Başta TKrüt sorunu olmak üzere tüm temel sorunlar TBMM'de çözülecek, Türkiye'nin baımsızlğı, üniter yapısı güçlendirilecek. Kürt sorunun egemen güçlerinin manivela olarak kullanılmasına izin vermeyeceğiz.

Kadın-erkek eşitliği sağlanacak.

Toplumsal barışın kalıcı hale getirilmesi için yer altı suç örgütleri ve terör örgütleriyle mücadele sürdürülecektir. 

3-Devlet yönetiminde liyakat esas alınacak. Hizmetlerin partizanca, çıkar amaçlı yapılmasına engel olunacak.

4- Seçim yasası değişecek, milletin vekilini genel başkanlar değil millet seçecek. Seçim barajı kaldırılacak.

Seçim yasası değişikliğiyle cinsiyet kotaası getirilecek, kadınların parlamentoda temsiliyeti yasal güvence altına alınacak. 

5- Siyasi ahlak yasası çıkarılacak. Vatandaşla siyasetçi arasındaki güven yeniden inşa edilecek. 

6-Kamu İhale Kanunu yeniden düzenlenecek. Har vurup harman savurma anlayışıyla devlet yönetilemez. Bütün yatırımları kamulaştıracağız. 

7-  Bütün denetimleri Sayıştay yapıyor. Raporları açıkalancak. Ulusal vergi konseyi kuracağız. Konseyin raporları her yıl Resmi Gazete'de yayımlanacak. TBMM'de kesin hesap komisyonu kurulacak. Komisyonun başkanı muhalefetten olacak. 

8- Güçlü bir stratejik planlama teşkilatı kurulacak. Üretim ve hakça paylaşım stratejik planlamanın ana hedefi olacak. Bu teşkilat tarımı stratejik alan olarak görecek. Elin oğlu 50 yılını, 100 yılını planlıyor biz yarın ne olacak bilmiyoruz. Her topraımızda fabrika oalcak.

9- Eğitim sistemi tüm bileşenlerin ortak çabasıyla yeniden planlanacak. Eğitim sisteminin hedefi fikri hür, irfanı hür vicdanı hür nesiller yetiştirmek olacaktır. YÖK kaldırılacak. Organize sanayi bölgelerinde teknoloji liseleri kurulacak.

10- Gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya teslim etmek için sorumluluğumuzun bilincindeyiz. Çevremizi koruyacağız. 

11- Aile destekleri sigortası uygulanacak. Hiçbir çocuk yatağa aç girmeyecek. Vatandaş devlet yardımlarını lütuf olarak değil hakkı olarak görecek. 18 yılda yapamadılar, 1 yılda yapacağız. 

12- Yeni bir merkez yerel dengesi kurulacak. Merkezi yönetim kapasitesiyle yerel yönetimlerin halka doğrudan ulaşım kapasitesi birleştirilecek. Yerel yönetimlerin gelirleri artırılacak, kayyum uygulamaları sona erecek, seçimle gelenlerin seçimle gitmesi sağlanacak. 

13-Akılcı, gerçekçi, barışçı, uluslarası bir dış politika izlenecek. Atatürk buna yurtta barış dünyada barış diyordu. Kurucu ülkelerinin Suriye, İran, Irak ve Türkiye olacağı, Orta Doğu Barış ve İşbirliği Teşkilatı (OBİT) kurulacak. Orta Doğu'ya barışı getireceğiz. Bütün bölgeyi kucaklayacağız. 

Her bir delegemiz 13 maddeyi ezberleyecek. 

TBMM'nin 100. yılına tanıklık eden CHP delegeleri olarak en önemli görevimizin cumhuriyetimizi demokrasiyle taçlandırmak olduğunun bilincindeyiz. Bu vaatleri gerçekleştireceğimize milletimizin önünde söz veriyoruz. Tarihin bize yüklediği ağır sorumluluklar var. Gün Türkiye'yi buhrandan çıkarma günüdür."

Kılıçdaroğlu 2. yüzyıla çağrı beyannamesini delegelerin oyuna sundu. Beyanname oy birliğiyle kabul edildi.

Kılıçdaroğlu'nun konuşmasının ardından delegelere söz verildi.

Kılıçdaroğlu karşısında aday adayı olan Aytuğ Atıcı, Tolga Yarman ve İlhan Cihaner de konuşma gerçekleştirdi.

Cihaner, Yarman ve Atıcı'nın konuşmaları şöyle:

İlhan Cihaner 
"Ben birkaç marjinal şey anlatayım. CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı olarak bir siyasal islamcıyı Ekmelettin İhsanoğlu'nu aday göstermek mi marjinallik yoksa bu adaylığa karşı çıkmak mı marjinallik? Biz karşı çıktık. İmza vermeyen 20 milletvekilden birisiyim. Dokunulmazlık meselesi rejim değişiminde en önemli kavşaktı. Bizim vekillerimizi de vuracağı ortadaydı. Sizler karşıydınız, millet karşıydı, parti meclisi karşıydı robot 14 milletvekili dokunulmazlığa evet diyerek rejim değişikliğinin müsebbibi oldular. Genel Başkana sorarsak Ekmeleddin İhsanoğlu ile ilgili kararında da dokunulmazlık kararında da pişman olmadığını söylüyor.

İl kongrelerinde tek aday dayatılmadı mı? Nasıl demokrasi oldu bu. Böyle oluşan delege ile demokrasiyi mi kuracağız? Hiçbir savaş tezkeresine evet demedim ben. Sahte bir yerlilik ve millilik anlayışıyla Orta Doğu halklarının gözyaşlarına boğulmasına şimdi bu salonu terk edenler evet dediler. Kürt halkı bize ittifakta nasıl oy verecek? En büyük derdimiz sahte sol.
Genel başkanın saydığı maddeler içerisindeki, ekonomiyi 'Yeni oluşacak demokrasi ittifakıyla düzelteceğiz' dedi. Şu andaki ekonomiyi batıran Ali Babacan ile mi yapacağız bunu? Bir başlık da dış politikaydı. Stratejik derinliğin sorumlusu kim? Davutoğlu, yeni ittifak ortağımız. Genel başkan 13 madde saydı. Peki biz bunu nasıl gerçekleştireceğiz? AYM'ye giderek, tweet atarak, Meclis'te kapak yaparak... Hangi politikasına engel olabildik AKP'nin?
Dün Ayasofya'da yaşanan Cumhuriyet hukukunun ve laikliğin cenaze namazıydı. Hepimiz arazi olduk. Cumhuriyet hukukunu bile savunamadık.
Tek bir şeye ihtiyacımız var; cesaret, cesaret, cesaret. Burada da azıcık cesaret gösterirseniz gerçekten iktidarı elde edecek bir dinamizmi yakalayabiliriz. Aksi takdirde AYM kapılarında olmuş bitmiş işlerin mücadelesini veren merkez sağa oturmuş bir yapıya dönecektir. Çıkışımız soldadır, sosyal demokrasidedir."

Tolga Yarman
"Bugün karşı karşıya bulunduğumuz tehditten kurtulmak istiyorsak çaresi çok kolaydır. Sarayda oturan, diploması var mıdır? Sarayda oturmaya hak sahibi midir? Partimizde arkadaşlarımız hepsi birbirinden güzel çalışma yapıyorlar. Orta sahada top çevirmeye gerek yok. Diplomasız olduğunun üstüne gitmediniz. Neden gitmediniz? Anasayal bir suç işlenmiştir. Buna geçit verdiniz. Ciddi olarak baskı altındasınız. 2017’de rejim sahte oylarla değişti. Rejimin değişmesine çanak tuttuk. YSK kararının hukuksuz olduğunu ortaya koymadınız. AİHM’e neden götürmediniz? CHP yönetimi, siz de baskı altındasınız. Biz CHP olarak dışardan baskı altındayız. Bunu ya kırarsın ya kırmazsın."

Aytuğ Atıcı
"Atatürk'le ve laiklikle sorunu olan, AKP adına en üst makamlarda görev yapan kimselerin cumhurbaşkanı adayı gösterilmesine yeşil ışık yakmak basit bir hata değildir. Az önce genel başkan bu ülkeyi nasıl düzelteceğimizi anlatmaya çalıştı. Yani şu anki yöneticiyi aşağıya indirip onun kopyasını oraya koyarak mı bunu yapacağız? Seçmenimiz bunu asla istemiyor. Bir başka ideolojik savrulma, hiçbir genel başkanımız bizim ideolojimize aykırı olan bir ideolojinin el işaretini yapamaz, yapmamalıdır. Bunlar basit hatalar değildir, ideolojik savrulmadır."

Kaynak : www.istanbulgercegi.com

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları