loading
close
SON DAKİKALAR

Çorlu tren faciası davası 2. duruşması 11 Eylül'de devam edecek: Ailelerden 'Adalet rayların altında kalmasın, tüm sorumlular yargılansın' çağrısı

Çorlu tren faciası davası 2. duruşması 11 Eylül'de devam edecek: Ailelerden 'Adalet rayların altında kalmasın, tüm sorumlular yargılansın' çağrısı
Tarih: 10.09.2019 - 09:50
Kategori: Gündem

Tekirdağ’ın Çorlu ilçesinde, 25 kişinin öldüğü tren faciasının 3 Temmuz'daki duruşması görülememişti, duruşma bugün Çorlu Halk Eğitim Merkezi’nde görülüyor.

Avukat Gökmen Yeşil, Celaleddin Çabuk dışında diğer üç sanık hakkında tutuklama talep etti. Savcılık tutuklama talebinin reddini talep etti. Mahkeme tutuklama talebini reddetti. Dava 11 Eylül 2019 Çarşamba günü saat 9'da devam edecek. Çorlu Tren Katliamı duruşması müşteki beyanları ile devam edecek. Davanın avukatları yaptıkları açıklamada; "Tüm meslektaşlarımızı ve yurttaşları duruşmaya katılmaya, ailelerin yanında olmaya çağırıyoruz." dedi.

Tekirdağ’ın Çorlu ilçesinde, 8 Temmuz 2018'de meydana gelen tren faciasında 25 kişi hayatını kaybetmişti.

Tren faciasıyla ilgili ‘asıl kusurlu’ bulunan TCDD personeli Turgut Kurt, Özkan Polat, Celaleddin Çabuk ile Çetin Yıldırım’ın ‘taksirli ölüme ve yaralanmaya neden olma’ suçundan 2’şer yıldan 15’er yıla kadar hapis istemiyle yargılandıkları davanın görülemeyen duruşması için aileler bugün Çorlu Halk Eğitim Merkezi’nde bir araya geldi. 

Duruşma öncesi tren faciasında hayatını kaybedenlerin yakınları açıklama yaptı. 

Kazada anne ve babasını kaybeden İsmail Kartal, yaptığı açıklamada, "Kalkmış karşımıza bu işten sadece 4 kişi sorumlu diyorsunuz. Sizler de inanmıyorsunuz. O koltuklarınız o kadar rahat ki rant peşinde koşmaktan bizleri mağdur hale getirdiniz. Bunun hesabını vereceksiniz. O adalet bir gün hepimize lazım oacak. Adalet rayların altında kalmadan bu davaya sahip çıkalım. Lütfen elinizden geldiğince davaya destek olun ki  sizlerin çocukları, anne babaları ölmesin" dedi.

Kızını, 2 kardeşini ve yeğenini tren faciasında kaybeden Zehra Bilgin ise "Bizler 25 can için kanımızn son damlasına kadar burada olacağız, onlara bu sözü verdik. Adalet bugün bizlere lazım olabilir ama yarın size de bir gün lazım olursa bizleri daha iyi anlayacaksızn. Bizler tüm sorumluluar yargılansın istiyoruz" ifadelerini kullandı.

Avukatlardan duruşma salonu dışında kimlik tespitine tepki

Duruşma öncesi, salon dışında kimlik konrtolü yapılması talebi mağdur ailelerin avukatlarının tepkisini çekti.

Tren faciasında hayatını kaybedenlerin ailelerinin avukatları, mağdur ailelerinin bazılarının isimlerinin iddianamede yer almadığını belirtti. Avukat Gökmen Yeşil, yaptığı açıkalmada, "Sadece iddianame ve tensipe dayanılarak mağdur müşteki tespiti yapılamaz. Adliye binasının bahçe dışında kimlik kontrolü yapılamaz. Duruşma salonunun denetimi mahkeme heyeti ve başkana aittir. Sayın heyet ve başkan burada hazır bulunan tarafları duruşma salonuna almalı. Kimlik tesptini duruşma salonununda yapmalı. Bizim itirazımı kabul etmeli ve yargılamayı devam ettirmeli. Taraflarla muhatap olmadan yapılan hakimlik uygulaması yasaya aykırıdır, anayasaya da hukuka da aykırıdır. Heyetin karar vermesini bekliyoruz" dedi.

‘3 avukat sınırlamasından rücu edilsin’

Katılımcı avukatların zapta geçirilmesinin ardından usule ilişkin avukatların beyanı alındı. Mağdur ailelerin avukatı Can Atalay, geçen celse mağdur yakınlarını darp eden kollukla ilgili mahkeme heyetinin henüz bir işlem yapmadığını belirtti. Mahkeme heyetinin müştekilere yönelik 3 avukat sınırlamasına da değinen Atalay, 3 avukat sınırlamasının yasalara uygun olmadığını belirterek mahkeme heyetinin bu kararından rücu etmesini istedi.

‘İddianame iade edilsin’

Mağdur ailelerin avukatlarından Mürsel Ünder soruşturmanın etkin bir şekilde yürütülmediğini belirtti. Hazırlanan iddianamede sadece 4 sanık hakkında ceza istendiğini aktaran Ünder, “25 insanın hayatını kaybettiği katliamdan sorumlu sadece 4 kişi. Gerisi kara bir delik. Bu soruşturma da suçlu ve sorumluların gizlenmesi için çaba harcanmıştır. Bilirkişi raporu mantık hataları ve çelişkiler ile doludur. Soruşturma makamı bunu araştırmamıştır. Bu soruşturmada 25 kişinin katilleri korunmaktadır. TCDD’yi, devleti koruyoruz diyerek katiller korunmaktadır” dedi. Ünder iddianamenin iade edilmesini talep etti.

Avukat Mürsel Ünder taleplerini okurken mahkeme başkanı "avukat bey sadede gelin" dedi. Ünder ise 14 aydır bugünü beklediklerini beetti.lirterek elindeki talepleri sıralamaya devam etti.

Talep reddedildi

Mahkeme heyeti ara kararında iddianamenin iade edilmesi yönündeki talebi reddetti.

TCDD 1'inci Bölge Müdürlüğü Halkalı 14'üncü Demiryolu Bakım Müdürlüğü'nde Demiryolu Bakım Müdürü olarak görevli olan sanık Turgut Kurt savunmasına tren faciasında hayatını kaybeden isimlerin yakınlarına sabırlar dileyerek başladı.

Olayın gerçekleştiği gün Haydarpaşa’da bulunan evinde olduğunu belirten Kurt, “Olay yeriyle evimin arasında 130 KM. vardı. Bizim orda hava açık ve güneşliydi. Şiddetli yağıştan hiç haberim olmadı. Bana meteorolojiden, sorumlulardan herhangi bir haber verilmedi. O gün yol bakım onarım şefimiz Çerkezköy’de makas değişimi yapıyorlardı. Onların yağış anında müdahale etme yetkileri vardır. Ancak onlara da yağışa dair bilgi verilmemiş. Savcının üzerime attığı suçlamaları kabul etmiyorum. Bana yöneltilen suçlamalar asılsızdır. Ben görevimi yerine getirdim” dedi.

‘Yıllarca yazı yazdım’

Yol bekçisi kadrosunun yıllardı boş olduğunu belirten Kurt, “Bu kadro yıllardır boş duruyor. Ben yıllarca yazı yazdım ancak bilirsiniz bizde bu konularla ilgili yazı yazmak hoş karşılanmaz. Yol bekçisi olsaydı o kaza olur muydu olmaz mıydı bilemiyorum. Zamanında 9 yol bekçisi vardı şimdi ne yazık ki yok. Ek önlemler alınmadı. Teknolojik destek verilmedi. Uyarıcı sinyaller konulmadı. Herhangi bir çalışma yapılmadı. Bununla ilgili çalışma yapacak genel müdürlüktür. Ben sadece bakım personeliyim” diye konuştu.

‘Gözle gördüklerimizi onarıyoruz’

Ayda iki kere oto ile bir kezde tren ile yolu kontroller yaptığını aktaran Kurt, “Orda sorun varsa anında müdahalesi yapılır. O tarihe kadar bütün turnelerimi yaptım. Herhangi bir problem görmedim. Biz gözlem yapıyoruz. Gözle gördüklerimizi onarıyoruz. Yol ölçüm aletlerimiz var. Bölge müdürlüğünün emri ile sene de 2 defa gelir elektrik ölçüm yaparlar. Kaza yerindeki son kontrolü yaptığımızda herhangi bir sorun görmedim” dedi.

‘Beraatimi talep ediyorum’

“Yol bekçileri hattın hafızalarıdır” diyen Kurt, “Onlar nerede ne olacağını çok iyi bilirler. Bir sorun olduğunda hemen sorumluları ikaz ederlerdi. 2001 yılında bu kadrodan vazgeçildi. İddianamede hakkımda yer alan iddiaları kabul etmiyorum. Beraatimi talep ediyorum” ifadelerini kullandı.

Sanık Özkan Polat’ın savunması: Kazanın olduğu menfezde kontrol yaptık, problem yoktu. 
Hakim: Balast tutucu duvar olsa, kaza olur muydu?

Özkan Polat: Olmazdı.

***

Davanın 3 Temmuz'da Çorlu Adalet Sarayı Konferans Salonu'nda yapılan ilk duruşmasında bazı aileler salonun 'küçük olması' nedeniyle içeri alınmamıştı. İçeri alınmayan ailelerin mahkeme salonu önündeki protestosuna polis müdahale etmiş, duruşma başladıktan kısa bir süre sonra da mahkeme heyeti davadan çekilmişti. Dosyanın Çorlu 2. Ağır Ceza Mahkemesi'ne verilmesinin ardından ikinci duruşma tarihi 10 Eylül olarak belirlenmişti.

Kaynak : www.istanbulgercegi.com - Cumhuriyet

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları