loading
close
SON DAKİKALAR

Çorlu Tren Katliamı davasının 5. duruşması: Aileler duruşma salonunu terk etti, duruşma 4 Kasım'a ertelendi

Çorlu Tren Katliamı davasının 5. duruşması: Aileler duruşma salonunu terk etti, duruşma 4 Kasım'a ertelendi
Tarih: 25.06.2020 - 18:00
Kategori: Gündem

8 Temmuz 2018'de Çorlu'da meydana gelen tren katliamında 25 kişinin hayatını kaybettiği, 328 kişinin de yaralı olarak kurtulduğu tren katliamına ilişkin davanın 5. duruşmasında TCDD'nin üst düzey yöneticilerinin mahkemeye getirilmesinin reddedilmesine aileler tepki gösterdi.

25 kişinin hayatını kaybettiği, 328 kişinin yaralı kurtulduğu Çorlu tren katliamının 5. duruşması bugün görüldü. Mahkeme 7 kişilik bilirkişi heyeti belirledi. Ara kararda 16 Temmuz 2020'de keşif yapılmasına karar verildi. Bir sonraki duruşma 4 Kasım 2020'de görülecek.

Duruşma öncesi aileler Çorlu Santral'de bir araya gelerek duruşmanın yapılacağı halk eğitim merkezine yürüyüş gerçekleştirdi. Yürüyüş sonrası tren katliamında kızını, 2 kardeşini, ve yeğenini kaybeden Zehra Bilgin bir açıklama yaptı. Bilgin şunları söyledi:

"25 can TCDD'nin ihmalleri yüzünden boşuna boşuna öldü. Bizler 718 gündür bu acıyı boşu boşuna çekmek zorunda çekmek zorunda kalıyoruz. Bu katliam göz göre göre oldu. Bize unun hesabını verecekler. Burası adaletli bir ülkeyse bu adaletin bizi bulması gerekiyor. Bizler terörist değiliz, bizler bu devlete vergi ödemekten, iyi bir vatandaş olmaktan başka hiçbir e yapmadık. Ben anne olarak evladımın katillerinin yargılanmasını istiyorum., Mısra bir anne olarak evladının katillerinin yargılanmasını istiyor. Annem 4 canını kaybetmiş bir anne olarak 65 yaşında bu yollarda adalet aramak zorunda bırakıldığı için bu adaletsizliği kınıyorum. Çorlu'nun hesabı sorulacak. Kimse korunmayacak, tüm sorunlular yargılanacak, adalet yerini bulacak."

Duruşmadan notları Sosyal Hukuk ve Avukat Evren İşler'in Twitter hesaplarından aktarıyoruz...

Kaza tarihinden bu yana, kazanın olduğu yere çok yakın olan Cemiloğlu Harası çalışanı olan Birol Kuzgun tanık olarak dinleniyor.

Hakim: O günkü yağışı sel olarak tanımlayabilir misiniz?

Birol Kuzgun (B.K.): Olay günü olan yağış, bugünkülere benzer, mevsimsel olağan bir yağıştı.

Çalışkan Çiftliği’nde çiftçi olarak çalışan Günay Çolak tanık olarak dinleniyor.

Hakim: Olay günü yağış kaçta başladı ve nasıl bir yağıştı bu?
Günay Çolak (G.Ç.): 4-4 buçuk civarı başladı yağmur. Çokça yağdı, sel aldı götürdü her yeri. O günden sonra öyle yağmur olmadı.

Mısra Öz’ün babası, Oğuz Arda Sel’in dedesi Mehmet Öz söz aldı.
Mehmet Öz (M.Ö.): Vagonlarda 360 koltuk var diyorlar. Vagonlarda vardı 600 yolcu, ayaktaki yolcular nerde? Daha yolcu sayısı tespit edilmemişken, siz yargılama yapıyorsunuz. Hiç olmadı bu işi matematiğe uydurun.

Zeliha Bilgin (Z.B.): Hakim bey son günlerde hep bu ara yağan yağmurlardan bahsediyorlar, size sormak istiyorum. Kaza sonrası bu menfezler yapılmasaydı bu facialar tekrar mı edecekti? Lütfen yağmuru bahane etmelerine izin vermeyin, gerçek sorumluları cezalandırın.

Av. Can Atalay: Dosyada yağmur miktarının bir mücbir sebep yaratamayacağı açık. Menfezlerin sorunlu olduğu sanıklarca söylenmişken artık yağmur aşırı mı yağdı tartışmasına dönemeyiz. Bu dosyadaki sorumluların daha üst seviye kişiler olduğu açık. Çorlu Cumhuriyet Başsavcılığı, kovuşturmanın gereği gibi yapılmasını engellemek için Mümin Karasu ve diğerlerini sanık olarak karşınıza getirmemektedir. Düzenli olarak insan hayatının tehlikeye atıldığı bir özelleştirme politikasını konuşmak zorundayız. Sorumluluğun buradaki sanıkların üzerine çıktığını, siyasi iktidarın devam eden soruşturmaya müdahale etmesini konuşmak zorundayız. Mümin Karasu’nun yüzyüzelik ilkesi gereği mahkemede dinlenmesi gerekir. Keşif sırasında yağmur, ark vs değil sistemik olarak TCDD’nin yaptıklarının konuşulması, değerlendirilmesi gerekir. 

Av. Onur Şahinkaya: İlk günden bu yana müvekkillerimize büyük bir küstahlık ve saygısızlıkla davranılıyor. Dosyada TCDD’den istenen belgeler sanık olması gereken kişiler tarafından hazırlanıyor. Avukatlar, gazeteciler, müştekiler yargılanıyor. Mümin Karasu’ya sizin hazırladığınız sorular önden verilmiş, yazılı olarak cevap hazırlamış gelmiş. Amir olduğunu ama kendisinin ve üstlerinin sorumlu olmadığını söylüyor. Korunduğundan, korunacağından, geleceği mevkiiden o kadar emin! Tanıkların,Mümin Karasu’nun olası kastla hareket ettikleri ve himaye altına alındıkları ortada,hepimizin gözü önünde oluyor her şey. Mahkemenizin bu konuda tavır alması gerekir. Mümin Karasu’nun danışman olarak atanması, aslında mahkemenize verilmiş gözdağıdır.

Savcılık mütalaasını verdi.

Mütalaa şöyle: Çiftliklerde yağmur ölçme cihazının bulunduğuna dair tespitin neye dayanılarak yapıldığının sorulmasına, bilirkişilere yönelik itirazların kabulüne, talimatla alınan tanık ifadelerinin huzurda alınması talebinin reddine karar verilmesi talep olunur.

Mısra Öz: Ben evladımı kaybettim, beni sanık sandalyesine oturtabiliyorsunuz ama iki tane adamı şu mahkemenin huzuruna getiremiyorsunuz. Yazıklar olsun size de heyetinize de.

Cumhuriyet savcısının “talimatla beyanları alınan Mümin Karasu ve diğer tanıkların duruşmaya getirilmesi talebinin reddini” talep etmesi üzerine aileler duruşma salonunu terk etti. Aileler duruşma salonuna geri dönmeyip, asıl sorumlular hakkında dava açılması talebi ile Çorlu Savcılığının bulunduğu adliye önünde olmaya karar verdiler.

9 yaşındaki oğlu Oğuz Arda Sel'i tren katliamında kaybeden anne Mısra Öz, duruşma salonu önünde de tepkisini gösterdi.

Çorlu Tren Katliamı'nda yakınlarını kaybedenlerin sosyal medya hesaplarından yaptığı paylaşımlar ise şöyle: 

Paylaşımlar şöyle:

Kaynak : www.istanbulgercegi.com

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları