Ebrize Çeltikçi, 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları gününde çocuklarımız ve haklarını Hukuk-Sistem-Gözetim üçgeninde değerlendirdi

Çocuk Hakları Zirvesi ve Kalkınma Derneği Başkanı Ebrize Çeltikçi 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları gününde çocuklarımız ve haklarını Hukuk-Sistem-Gözetim üçgeninde değerlendirdi.
Çocuk Hakları Zirvesi ve Kalkınma Derneği Başkanı Ebrize Çeltikçi 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları gününde çocuklarımız ve haklarını değerlendirdi.
Ebrize Çeltikçi;
Neden başaramıyoruz, Neler yapabiliriz!…
Her geçen gün toplumda hızla baş gösteren, zorbalık, yoksunluk, ihmal, istismar, suça yönelme-yöneltme gibi risklerin çeşitliliği, eğitim sağlık ve benzeri alanlardaki temel hak eşitsizlikleri, toplumsal hayatımızı ve çocuklarımızı risklere daha da açık hale getirmektedir.
Hepimizi tedirgin eden bu durumu özellikle bir değerlendirme fırsatı olan Dünya Çocuk Hakları Günü’nde farklı bir bakışla hukuk, sistem ve gözetim üçgeninde gözden geçirmek faydalı olacaktır.
Toplumumuzun temelini oluşturan çocuklarımızın, özellikle zor durumdaki çocuklarımızın hayatını iyileştirecek tüm hukuki ve sistemsel düzenlemelere, gözetim ve koruma görevlerimize rağmen neden başarılı olamıyoruz. Doğru cevabı bulabilmek için bu gün, neleri yapmamız gerektiğini samimi, eleştirel bir bakışla yeni baştan gözden geçirerek gerçekçi uygulanabilir önermelerde bulunmalıyız.
Hukuksal düzenlemeler yeterli mi?
Çocuğu korumada yasal çerçeveyi oluşturan ilgili kanun ve sözleşmeler iç kanun niteliğinde yeterli ve yeterince uygulamaya konulmuştur ancak, hukuksal işleyişi hızlandıracak kurumsal hizmetler, çocuğu her türlü fena muameleye karşı koruma ve temel haklarından tam anlamıyla faydalanmalarını sağlamada mevcut haliyle yetersiz kalmaktadır. Dolayısıyla gözlemlerimiz de ortaya koymaktadır ki, denetim, destek ve takip sistemimizdeki yetersizlik ve kurumlar arası kopukluklar, ne kadar iyi düzenlenmiş olsa da hukukun ve sağlamış olduğu kazanımların, herkese eşit ve yaygın faydasını oldukça zayıflatmaktadır.
Mevcut sistem
Hukuki uygulamaları güçlü kılacak en önemli öge, ilgili kurumların hukuki düzenlemelere paralel ve işlevsel olarak uygun yapıda olmasıdır. Çocuğu koruyucu gözetim hizmetlerinin genellikle merkezde toplanmış olması çocuklar ve aileler açısından ulaşılması oldukça zor bir durumu yaratmaktadır. Sosyal devlet politikası kapsamında çocuğu destekleyip koruyan tüm karar ve olanakları her çocuğun uzak köylerden duyarak, talepte bulunabilmesi, verilen haklara ulaşıp eşit olarak faydalanabilmesi şansa bağlı bir durumdur. Bazı kesim çocuklarımız açısından aşılması zor mesafeler ve kurallar nedeniyle merkezden yönetilen hizmetlere erişim imkansızdır. Bu nedenlerle faydalanıcılarla, fayda sağlayıcılar arasında kolay çözümlere gereğinde ve hemen ulaşabilmek çoğunlukla mümkün olmamaktadır.
Bu amaçla, yakın ve yerel düzeyde yeni ve farklı bir yapılanma ile çocuk ve gençleri yakından izleyip, sorunlarını duyarlılıkla destekleyecek, haklarının korunması için toplumda farkındalık yaratacak çalışmaları mahallelere kadar indirecek, yakın servis ve hizmet birimlerine acilen ihtiyaç bulunmaktadır.
Yerel ve yakın gözetim,
Ülkemizde, töresel ve geleneksel alışkanlıkların yoğun yaşandığı bazı bölgelerimizde büyükleri tarafından yanlış yönlendirilme riski taşıyan çocuklarımızın, varlığından haberdar olmadığı, ihtiyaçlarına cevap verecek kurumsal desteklere ulaşamadığını iş işten geçtikten sonra üzülerek gözlemliyoruz. Özellikle zor durumdaki çocuklarımızın kimsenin desteği ve yardımı olmaksızın doğrudan, bizzat haklarını talep edebilmesi, seslerini ilgililere duyurabilmesi çok önemli bir ihtiyaçtır. Kamu düzeninin çocuğun hemen ulaşabileceği yakınlık ve kolaylıkta geliştirilerek düzenlenmesi, hizmetlerin, müdahale ve uygulamaların kurumlar arası sıkı işbirliği ile yakın yerel düzeye, mahalle muhtarlıklarına kadar inen yakınlıkta düzenlenmesi çözüm sürecinin ve sosyal kalkınmamızın kritik önemde anahtarı olacaktır.
Neler yapabiliriz, İyi bir örnek “Bakırköy Çocuk Masası”
Yerel düzeyde ve insani kalkınma hedeflerine uygun bir model olarak geliştirdiğimiz Bakırköy Çocuk Masası, çocuğu mahallesinde koruyup, gözeten aynı zamanda iyi bir mahalle kalkınma örneği olarak 2018 yılından beri Bakırköy Kaymakamlığı ve Belediye Başkanlığı işbirliğinde sürdürdüğümüz pilot bir uygulama “İyi bir Yönetişim modelidir”. Kaymakamlık, Belediye, Çocuk Savcılığı STK, üniversite, aile, okul ve Muhtarlıklar ile gerçekleştirdiğimiz etkili işbirliği sayesinde aldığımız sonuçları kamu ve yönetimler ile de paylaşarak, geliştirdiğimiz bu yeni modelin, kamu düzeni ve çocuk haklarının gözetimi için gerekli ve öncelikli bir uygulama olduğu farkındalığını yaratmak amacındayız.
Bakırköy ilçemizde, Bakırköy Çocuk Masası ve kurumlar arasındaki koordinasyon ve işbirliğiyle, şimdiye kadar başardıklarımızı şu dört başlık altında sıralayabiliriz:
*Çocukların haklarını kullanma kapasitelerini geliştirici destekler.
*Faydalanıcı aile, çocuk ve gençlerin, fayda sağlayıcılarla (STK, kamu, yerel yönetim vb)iletişimlerinin kolaylaştırılması, kaynaklara hızlı ve pratik biçimde ulaşabilmelerinin sağlanması.
*Çocuklar ve gençlerin birer vatandaş olarak haklarını daha geniş bir biçimde bilmesi ve talep edebilmesi eğitimi. Çocuk haklarının toplumda daha geniş bir biçimde anlaşılması ve özümsenmesi.
*Aile içi şiddet, suça sürüklenme, ihmal ve istismar, çeteleşme vb. sorunları yaşayan çocuklarımıza yönelik koruyucu, güçlendirici ve rehabilite edici eğitim ve hizmetlerimizin gerçekleştirilmesi, çocuklarımız adına önemli kazanımlarımız olmuştur.
Beklenen etki
Kamu politikalarına ilişkin çalışmaların bu yeni anlayışa göre düzenlemesi. Hizmetlerin merkezden yerele indirigenerek yakın çevreye faydasının arttırılması. Zor durumda, hak ihlalleri yaşayan çocuklarımızın insani kalkınmada eşit haklara ulaşabilmeleri için onlara, yakın, yerel ve eşit fırsatlar sunulması. Çocuklarımızın hakkı olan bu hizmetlere kolaylıkla erişebilmelerinin mahallelerindeki - köylerindeki muhtarlıklar kanalıyla kolaylaştırılması, öncelikli ve önemli bir kalkınma meselemiz olarak görülmelidir.
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları