Ekrem İmamoğlu: Pandeminin Türkiye'deki merkezi İstanbul. Acilen sokağa çıkma yasağı ilan edilmeli

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Halk TV'de Ayşenur Arslan'ın sunduğu Medya Mahallesi programında açıklamalarda bulundu.

Ekrem İmamoğlu'nun açıklamaları şöyle:

"Pandeminin Türkiye'deki merkezi istanbul. Vakalarda da ölümlerde de böyle. Yüzde 60'ın üzerindeki kısmın istanbul'a ait olduğunu düşünüyoruz. İstanbul'da bazı vefat haberlerine sahibiz ama korona raporları sonradan eklendiği için bilmiyoruz. Biz başka kaynaktan takip ediyoruz biraz geriden geliyoruz. İstanbul bu işin merkezi.

Bugün valiliğin de başka kurumlarında  faaliyetlerine en büyük desteği veren biziz, sorumluluğumuz bu. Uzlaşma bir araya gelip kriz yönetme becerisi çözüme yardımcı olur. 

13 Mart'tan itibaren soskağa çıkma kısıtlılığını dile getirdim. Neredeyse 8-10 gündür sokağa çıkma yasağı ilan edilsin diyoruz. 

Pazar günü valimiz istanbullulara teşekkür etti. Görüntülere göre İstanbul'un çok az yolculuk sayısıyla yollarda olduğunu gördük. Pazartesi yanıldığımızı gördük. 464 bin yolculuk vadı pazar günü. Pazartesi 1 milyon 124 bin 478 yolcu. Pazartesi öyle yoğun bir özel araç trafiği vardı ki. Bari tek İstanbul'da sokağa çıkma yasağı ilan edilmeli. Lizbon belediye başkanı beni aradı. Bu sabah alınan tedbirleri katı tedbirlere nasıl dönüştürürz toplantısı yaptık dedi başbakanla. Hem bilgi paylaşımı hem nasıl yardımlaşabiliriz diye aradı. 

Başbakan, bakanlar, belediye başkanı masada orada... Biz ısrarcı olurken şunu diyoruz 'hastalık ben bulaşıcıyım' diyor. Veriler önümüzdeki 2-3 haftanın kritik olduğunu gösteriyor. Moskova'da vaka sayısı bin küsürken sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Biz neyle uğraşıyoruz. İsyan ediyorum. 

Tespit yapacaksınız, tedbir alacaksınız, mücadele edeceksiniz, başarı elde edeceksiniz.

Büyük bir seferberliktir. İstanbul'da acilen sokağa çıkma yasağı ilan edilmelidir. Sağlık Bakanı kendi karantinanızı uygulayın, dedi. Sağlık bakanı daha ne diyebilir? Tek başına karar alsa inanıyorum ki sokağa çıkma yasağı ilan ettim, der. 

Pandemi Kurulunu dinledim. Hekimler vardı, farklı kurumlardan olanlar vardı. Hepsinin söylediği tek şey sürecin sokağa çıkma yasağıyla olacağıydı. 

Bir kampanya başlattık. Temel duruşumuz şu: Biz sizlerin aracı kurumunuz, güvenli eliniz olalım. Biz şu anda 230 bin aileye yardım yapıyoruz zaten. 

Merkezi hükümetten ekonomik tedbirleri dinlemek isterdim. Tedbirler var ama yetmiyor. Bir ekonomik kruul oluşturuyoruz. Bugün görüşmeleri başlatıyoruz. Burdan elde ettiğimiz verileri kamuoyuyla, hükümetle paylaşacağız.

Hükümete gelir kaybına uğradık, dedik. 

Biz bize yeteriz diyoruz. Tabi ki yeteceğiz ama kamu bütçesini hükümetin yönetme becerisiyle. Yarınlarda kayıp yaşayacak sektörler var. İstanbul'da şu anda bütün oteller kapalı. Dün İspanya hükümeti işini kaybeden her vatandaşıma en az 2 yıl maaş ödemeyi taahhüt ettim, diyor. 

Bizim büyükşehir ve ilçe belediyeleri olarak ekstra fona ihtiyacımız var. Kesintinin ötesinde gelir artışı sağlayın.

Kampanya işinde devlet açıkladı mı, unutsun işine baksın. Biz diri tutalım ama. Biz şehirde yaşıyoruz. Burdan çıkınca bir taksici görecek beni dert yanacak. Nasıl ayakta kalmalarını sağlayabiliriz ona bakacağız.

(Toplu otobüse biniş kumpası) Kurumumuz şuç duyurusunda bulundu. Organize iş olduğu net. Meclis üyesi zat zaten otobüsün içinden kendini de tanıtarak yayın yapıyor, diyor. Dediği kişi troll. Vali beyle bir kararımız var. Bu sürecin ruhuna aykırı durumlarda birlikte mücadele edeceğiz. Aynı şey partimde yapılırsa onla da mücadele ederim. 

Orayı çeken kamera emniyetin kamerası. Bu görüntünün Sabah gazetesine verilmesi nasıl oluyor, anında nasıl yayılıyor? Bunu hemen Sabah gazetesine verilmesini araştıracağız. Biz bile kurumca istesek herhalde 2-3 günde gelir. 

Bu görüntüler sosyal medyada yayıldı. Beni vali bey aradı, bir görüntü var bakar mısınız, dedi. Arkadaşlarım incelediler. Deidler ki bir hatta geçen hafta bu satte yolcu sayımız 1, şimdi ise 60 küsür. Şoförleri aradılar. Onlar binmeyin, alamayız, demiş. Öyle bir durumda kontakt kapatsın, ya da kapıları kapatsın. 

İçeri girenler hemen 'hani yolcu almayacaktınız' diye bağırış çağırış başlatmışlar. 

Büyükşehir belediyesi hata yapabilir, bizi de uyarabilirsiniz. 

Bana Başakşehir metrosunu nasıl bitirmedin, diyorlar. Senin 3 senede yüzde 8'e getirdiğin metro hattını ben nasıl bitireyim? 

Kanal İstanbul'un iptalini bekliyoruz. Şehrin yüzde 70'inin kabul etmediği projeyi şu zor günlere rağmen devam ettirmenin yanlış olduğunu, ihanet olduğunu dile getirdim. Yeni bakana sesleniyoruz, ihaleyi iptal ettirmek zorundasınız. Bunun ne kadar yanlış olduğunun altını çizmeye devam edeceğiz."