loading
close
SON DAKİKALAR

Ekrem İmamoğlu ve Binali Yıldırım ortak yayında soruları yanıtladı

Ekrem İmamoğlu ve Binali Yıldırım ortak yayında soruları yanıtladı
Tarih: 16.06.2019 - 20:51
Kategori: Gündem

23 Haziran seçimleri öncesi Ekrem İmamoğlu ve Binali Yıldırım, gazeteci İsmail Küçükkaya'nın moderatörlüğünde soruları yanıtladı.

Binali Yıldırım'a: Bu Seçime niye gidiyoruz?
Yanıt: Sizin kahabatiniz yok ama oylar sayılırken garip işler oldu şaibe karıştı. YSK durumu değerlendirerek yenilenmesine karar verdi. Bizim tercihimiz seçimin yenilenmemesiydi. Çok çabaladık, CHP talebimizi kabul etmedi, yeniden seçime gitmek zorunda kaldık. Keşke oyların tamamı sayılsaydı. (Oylar çalındı iddiası) Oylar sayıldı. Yüzde 10'u sayıldı 29 binlerden 13 bin 729'a düştü. Bu da geri kalan yüzde 90 sayılsa sonucun değişeceği aşikardı. Bu yüzden oyların sayılmasını çok istedik. (Oyları kim çaldırdı) Onu bulacak olan YSK'dır. Siz yolda gidiyorsunuz birisi cüzdanını çekti, polise gider 'cüzdanım çalındı dersiniz, cüzdanım yer değiştirdi demezsiniz. Benim oyum başka adaya yazılıyorsa bu çalınmadır. Bu ortaya çıktı, YSK seçimin yenilenmesine karar verdi.
 
Ekrem İmamoğlu'na: (Binali Yıldırım'ın sözlerini nasıl yorumlarsınız?) 
Yanıt: Oyların tekrar sayılamsını istedik CHP istemedi, yanlış bir yorum. 31 Mart gecesini hızlıca hatırlayalım. Öncelikle 1 saat olmadı ki seçim kapanalı TV kanallarının bir kısmı yüzde 63.84 rakibimize yüzde 34 diye bize açıklayarak yasakları delerek süreç başlattı. Oylar kafa kafaya olduğunda itibaren ne olduysa sayın Yıldırım 'biz kazandık' diye açıklama yaptı 23.25'te. Ne tesadüf ki AA o sırada  veri akışını kesti. Biz 3870 oyla seçimi kazandık dedi AK Parti il Başkanı. Biz elimizdeki verilerle sonuç değişmeyeceği için 'seçimi biz kazandık' dedik. Yıldırım 29 binden indi diyor. İlk tutanak sayısı 24 bin 57. Birkaç aşaması var oy sayımının. Süreç günün sonunda 13 129'a indi.
 
Ekrem İmamoğlu'na Soru: (4 oydan niye 1'i geçersiz)
Yanıt: AA bu veriyi niye kesti. Sayın Yıldırım'ın bu konuda bir açıklaması yok. AA ile görüştü mü ki, niye 12 saat veri verilemedi 20 bin 388'e maddi hatalardan sonra indi. Geçersiz oylarla beraber 13 bin 888'e indi. 13 bin 729'a indi sondaj sonrası. Sondajlama sandıklarda adımıza oy çıktı. İlçe belediye başkanlığı seçimi pırıl pırıl, meclis üyeliği seçimi pırıl pırıl. İBB seçimeleri tertemizdir, anamızın ak sütü gibi temizdir. Çaldılar lafı olmaz. AK Partili sandık görevlilerine mi, sandık kurulu başkanlarına mı söylüyorsunuz? YSK'nın raporunda çaldılar diye bir tabir yok. Ama meydanlarda, cami önlerinde çaldılar lafı var.
 
Binali Yıldırım: Olayları çarpıtmanın anlamı yok. Ekrem bey ilk açıklamasını saat 9'da yaptı. Biz yüzde 54'üz diye. İlk açıklama. Benim ilk açıklamam 11.25'tir. Seçimi kazandık, dedik. Hata değildi, hesabımıza göre. Kazandığımız ortaya çıktı. AA niye yayını kesti benim işim değil. 4 pusula meselesi tamamen aldatmacadır. 4 pusula, itiraz edilen İBB. İlçeler için itirazlar var. CHP niye Sancaktepe'ye itiraz etti tamamını saydırdı, itiraz olan sayılır. Bunu çarpıtmanın anlamı yok. Zarf aynı ama sayımı ayrı ayrı yapılıyor. Tutanaklara ayrı geçiyor.  
Ekrem Bey yeniden sayılmasına itiraz etmedik, dedi. Bu koca bir yalan. CHP'nin itrazı var. YSK'ya götürdük, il bizden daha iyi bilir dedi. Başlayan sayımlar devam etsin dediler. CHP tamamının sayılmasını kabul etmedi. Tamamı sayılsaydı sonuç değişecekti. Maltepe'de sayıldı aradaki fark 880 oy. Bunu 39 ilçeye yayın sonuç ortaya çıkacaktı. Bizim istediğimiz şaibe kalksın istedik. Anlayışı  görmedik. 23 Haziran'a gidiyoruz, söylemlerimde değişiklik yok. Baştan beri İstanbul'u konuşuyorum. Biz ittifakla seçime giriyoruz. Ben Cumhur İttifak'ının, Ekrem Bey Millet İttifakı'nın adayı. Bizi MHP destekliyor, Ekrem Beyi İYİ Parti, HDP.
 
Ekrem İmamoğlu: Saat 9'da açıklama yaptım. AA garabet gösteriyor, oyun oranımız bu dedik. TV kanalları hukuksuz yayın yapmıştır. Benim açıkladığım veri 30 bin 86 sandığa göre sonuç değişmeyecektir üzerinden söyledik. 1 Nisan'daki veri tutanağı ortada. 24 bin 57. İşinize geldiği gibi rakamlarla oynamayın. İtiraz etmedik demedim bu CHP'nin işi değil. YSK sayımla ilgili bir şey söylemiyor. Sadece sandık kurulu üyelerine bakıyor. Yıldırım ve ekip arkadaşları öyle bir şey söylediler ki soyadlarına bakarak seçmen tanıdıklarını söylediler. Yenilenen seçim demokrasi mücadelesidir. Geçmişte beka sorunu var diyenler... Nerde kampanya değişmedi. Bu süreçte beka nerede? Hakkımız yenmiştir.
 
('Neden Ekrem İmamoğlu'na oy vereyim' sorusu)
Ekrem İmamoğlu: Sayın Yıldırım 31 Mart akşamını geçelim dedi, geçemeyiz. AA'nın veri kesişi, Yıldırım'ın kazandık demesi. İstanbul afişlerle donatılıyor. Biz tutanakları almasaydık o gece bu iş bitmişti. Ben ilçe başkanlığı yaptım. maddi hatalar olur düzeltilir. Ama yeniden seçimlerin yapılması kararı yok. Süreç bir kurgudur. AA genel müdürüyle görüşmedim demesine inanmıyorum. AA yanlış yapmıştır demek verilemsi gereken cevaptır İşlerine gelmediği için... 23 Haziran'da AK Parti'ye oy verilmiş olabilir. Biz demokrasi mücadelesi veriyoruz. Biz İstanbul mücadelesi veriyoruz. İstanbul'da temiz yönetim, kibirden arınmış bir yönetim mücadelesi veriyoruz. 23 Haziran'da herkesin oyuna talibiz. Biz AK Partili kardeşlerimden de oy istiyorum.
 
Binali Yıldırım: Biz hukuk mücadelesi vererek hakkımızı aradık. Bu seçim tekrarı başka yerlerde de oldu. CHP oyların tamamının sayılmasına direnmeseydi seçim tekrarlanmayacaktı.
Biz yakın oy aldık. Aradaki fark 13 bin 729'du. Hal böyleyken niye benim lehime oylar kazanılıyor da Ekrem Beyin kazanılmıyor. Onun kazandığı da var. Ama ben 10 kazanıyorum Ekrem bey 2 kazanıyor. Ben AA ile görüşmedim. Biz elimizdeki bilgileri işleyerek seçimi takip ettik. Hep böyle yaparız. Bakanlarla görüştü diye algı oluşturulmaya çalışılıyor, ben her zaman görüşürüz. Bakanla seçim sonucu mu değişecek.
 
Küçükkaya: 25 yıldır iktidardasınız, neden vaatler şimdiye kadar yapılmadı?
Binali Yıldırım: Biz 25 yıl çok hizmet yaptık. Melen'den İstanbul'a su getirildi. Arıtma yüzde 9'du şu anda yüzde 99. 3 milyon ağaç dikilmiş. 1500 araç vardı şimdi 6500 otobüs var. 
Su indirimi bizim vaadimizde de var. Bizim AK Parti grubunun oyuyla çıktı. Ekrem beyin değil bizim önerdiğimiz tarzda kabul gördü. 
 
Mazbatanızı aldınız, 18 günü anlatır mısınız?
Ekrem İmamoğlu: Ben yalan konuşmam kimseye de böyle bir ithamda bulunmam. 6 ilçede yapılan oluşan fark 469. Binali beyin adına poziitif fark budur. Yanlış kampanya yönettiniz ampule bas dediniz geçersiz oylar bundan.
 
18 günde vadettiklerimizi yerine getirdik. Projelerimiz kopyalanıyor. Akbil indiriminde parayı nereden buluyorsunuz dediler? 25 yıl elbette yapacaksınız. 94'te seçildiniz. Sayın cumhurbaşkanı belediye başkanı oldu, iyi de bir dönem geçirdiler. Bugün 18 günde yaptıklarımızı kendinize maletmenize gerek yok. İndirimler, bizim önerimiz yazıyı ben verdim. Biz taahhüt ettik yerine getirdik. 
 
İsmail Küçükkaya: (Ekrem İmamoğlu'na) Binali Beye soru sorar mısınız? 
İmamoğlu: Tekrar soruyorum, AA'nın o akşam yaptıkları sizin için ne ifade ediyor? Bakanlarla yaptığınız görüşmeleri normal karşılarken AA ile görüşmedğinizi söylediniz. İstanbul gönül belediyeciliği afişleri kim tarafından donatıldı? Çaldılar dediniz, kim çaldı?
Binali Yıldırım: AA açıklamalı. Normal bir şey değil.
Gönül belediyeciliği kazandı... 25 ilçe kazanmış. İBB'de 50 fazla meclis üyesi kazanmışız. 
İmamoğlu: Billboardlara gönül belediyeciliği afişleri talimatını kim verdi? 
Yıldırım: Çoğunluğu kazanmışız. Sonuç buyken kaybettik mi diyecektik, bu afişler partimiz tarafından asıldı. Onlar da astılar. Asıldığında YSK karar vermemişti. 
 
Binali Yıldırım'dan Ekrem İmamoğlu'na soru: Gelir gelmez büyükşehrin veri tabanını kopyalama talimatını neden verdiniz, bunnu kişisel verileri koruma kanununa aykırı olduğunu bilmiyor muydunuz? 
İmamoğlu: Yıldırım'a soruldu bu sorusu, kendisi 'belediye başkanı belediyesiyle ilgili inceleme yapabilir' dedi. Bu bir veri yedekleme işlemdir. Bunun için veri kopyalaması yapılır. 31 Aralık, 31 Mart, 18 Nisan günlerini milat kabul ettik. Bir afaki değişiklik yapılabilir, bize ihbarlar geliyor. Yapamadık. Hukuksuz bir karar verildi. Bu kadar basit bir işlemi başka bir yere taşımak... Bunun bir riski yok. Muhafaza edildiği İBB olacaktı. Sayın Yıldırım'a süreci analiz etmesini, ilk fikrine dönüp süreci analiz etmesini talep ediyorum. Bu basit tanımla hareket ettim. 
Yıldırım: Yanlış bilgi var, çarpıtma var. 
Küçükkaya: Cumhurbaşkanı açıklama yaptı, 'bu İBB seçimi dedi, kazanan göreve gelecek, dedi. Seçim sonucunu kabul edecek misiniz? 
Yıldırım: İnternetle aram iyidir. Veri yedekleme ayrı iş, kopyalama ayrı iştir. yedekleme yapmadan saklanamaz. Usül odur. Benim cümlemin ön kısmını Ekrem Bey ifade etti. Elbette belediye başkanının inceleme yetkisi var. Ancak niye kopyalama ihtiyacı duyuyor? Bunu ifade etmek istedim. Mahkeme kararını da tanımıyor, yanlış dedi. İlgisiz dedi. Eyüp'ten seçilen Meclis üyesi avukat... Veri kopylama işi FETÖ taktiğidir. FETÖ yaptı. 3 dışarıdan uzmanla inceleme yaptı. Sonucu kabul edeceğiz elbette.
İmamoğlu: Elbette ki seçimlere itiraz haktır. Uydurma gerekçelerle itiraz yapmayız. İmzalı tutanaklar üzerinden sıkıntı görüyorsak elbette hakkımızı kullanırız. Bizim eleştirdiklerimiz bunlardı. Algı diye tarif edilen şey karşı tarafın yaptığı bir uygulama. Çaldılar diyorlar, kim diyor yine cevaplanmadı. Cami avlusundan, miting alanlarına kadar... 
FETÖ uygulamalarının nasıl olduğunu ben bilmem, öyle bir tecrübem yok. Veri kopyalama işi masum bir işlemdir. Veri kopylama işlemi tam da gerekçeler yazılırken bakanlıkların dışına çıkılmaması gereken engelli, kısıtlı seçmenlerin verilerinin AK Parti'ye verilmesidir. Yıldıırm belediye başkanı önce halkın önceliklerine baksın, demiştir. İBB seçimi 23 Haziran'da yüz binlerce insanın katkısıyla güvenli olacaktır. 
Küçükkaya: Trabzon'a, Ordu'ya gittiniz. Ordu'yda yaşananlar gündeme geldi? Ne oldu, neden oldu, neden sinirlendiniz, valiye hakaret ettiniz mi?
İmamoğlu: Trabzon memleket ziyareti, Karadeniz ilçelerini gezmem miting değil bayramlaşma çağrısı yaptık. Muazzam bir buluşmaya döndü. Bu süreç bir tuzakla sona erdirilmek istenmiştir. Tavırlarım belli, sükunete çağrım belli. VIP süreçlerini netleşmesi gerekir demek ki, geçenlerin hattı hesabı yok. ben Trabzon'da beni şuradan geçirin demedim. Beni karşılayanlar, yollayanlar bir şeyorganize ediyorum. Orada ne söylediğimi biliyorum. Valiye ne söylediğimi biliyorum. istanbul'un konusu bu değil. Valiye hakaret etmedim. Basitleşmiştir demek hakaretse hakaaret. Bize de hakaretleri var. Hala 31 Mart seçiminde başka kelimeler kimseyi rahatsız etmedi. Pontus dediler kimse rahatsız olmadı.
Küçükkaya: İzmir belediye başkan adaylığı yaptınız, kaybettiniz. Analizi yaptınız mı? İzmir'i neden kaybettiniz, İstanbul'da favori görünüyordunuz, seçim sonucu şaşırttı mı?
Yıldırım: İzmir seçimi 17-25 Aralık gölgesinde seçim yaptık. Alınabilecek en yüksek sonucu aldık. Buradaki seçim kazanılmadı. Ekrem bey mazbata yokken Anıtkabir'e gidip belediye başkanıyım diye yazsa da... Hayretle izliyorum, Ekrem bey doğru söylememeyi alıışkanlık haline getirdi. Soruları aldığını söyledi. Siz de yalanladınız. Saadet adayının çocuğu İGDAŞ'tan çıkarıldı, dedi. Kendi çıktığını söyledi. En yakın arkadaşı Fatih Portakal bile görüntüler var, Ordu işi olmamıştır, dedi. Ekrem bey kabul etseydi iş bitmişti. Düşündü taşındı 2 gün sonra basitlik diye bir şey bulmuştur. İstanbullulardan özür dilemesi gerekir. Yalan söylemiştir. Yetkiyi İstanbullu verince daha güzel hizmetler yapacağız. 
İmamoğlu: Yalan söyledi cümlesini üstüne basa basa ifade etmiştir, kibirli cümledir. Üzücüdür. Ben İsmail Küçükkaya demedim. Bana gelen bilgi karşı tarafın soruların belirlenmesi, moderatöre verilmesi bana 10 kendisine 10 soru verilmesi şeklindeydi. 

İmamoğlu: Yine sayın Yıldırım yanlış bilgilendirilmiş. Burada ne yazık ki üzücü ifadeler kullanmıştır. Yalan söylediği ifadesini üstüne basa basa kullanmıştır. Bu çok kibirli bir ifadedir. Benim ifademde İsmail Küçükkaya yok. Ama sayın Yıldırım, İsmail Küçükkaya dedi. Bana gelen bilgi soruların belirlenmesi, moderatöre verilmesi, 10 soru siz, 10 soru karşı belirlesin. Siz yoktunuz, dolayısıyla... Son sözüm tekrar söylüyorum. Benim oradaki ifadem nettir. 'Yalan söylemiş' cümlesi kötü söz sahibine aittir diye kapatıyorum.

Küçükkaya: Bir Sayıştay raporu var. Son 5 yılda 753 milyon bir zarardan bahsediliyor. Son zamanlarda çok tartışma konusu vakıflara ayrılan son 1 yılda 308 milyon lira. Belediye başkanı olunca siz nasıl yapacaksınız?

Yıldırım: Sayıştay raporunu gördünüz mü İsmail Bey. Sayıştay raporunda öyle bir rakam yok. 108 milyon mu ne. Bu yalan. Yalan olduğu İstanbul Büyükşehir Beledise tarafından açıklandı.

Küçükkaya: Sayıştay'dan hiç yalanlama gelmedi.

Yıldırım: Geldi, onu bilmenizi isterim. Maalesef yeterince bu konu duyurulamadı. Onların yerine biz duyurmak zorunda kaldık. Böyle bir şey yok, kısacası yalan. Hadi doğru değil diyelim, Ekrem Bey alınmasın. Nitekim o televizyon programında bir düzeltmeyi yapınca 'doğru değilmiş' dedi ve geçiş yaptı. Değerli arkadaşımız bu konularda daha ilkeli davranmasını beklerim. Bu güne kadar ortaya atıp, kafa bulandırmaya çalışıp, bütün meselelerin doğru olmadığı ortaya çıktı. Bunları tek tek sayarım. Ama ben zul duyarım. Ama biz İstanbul'u konuşamadık. Vakıflarla ilgili de açıklamalar yapıldı. Zaten belediyeler vakıflara nakit kaynak aktaramaz.

Bu vakıflar eğitime destek veriyor, sosyal sorumluluk projeleri yapıyor. Yaptıkları iş tamamen kamu yararı. FETÖ'nün beyin yıkamak için gençleri devşirip, 15 Temmuz'u başımıza sardıysa bu vakıflar da o tehlikeyi bir daha yaşamamak için bu işleri yapıyor.

Küçükkya: Belediye başkanı seçilirseniz bu israf dediğiniz düzen, rakamlar, vakıflara aktarılan para, bunu nasıl çözeceksiniz?

İmamoğlu: En büyük sorun yoksulluk, kötü yönetim ve israf. Kul hakkı meselesini çok önemsiyoruz. Ben artık kelimelere takılmıyorum, nasıl söylerse söylesinler. Sayıştay denetiminden çıkan raporu arzu ederlerse sayın Yıldırım'a takdim ederim. Sayıştay raporunda İETT ve İSKİ'de yapılan usulsüzlüklerin 753 milyonu aştığı. Belediye taşınmazları işgal olarak kullandırılıyor, işgaliyenin sadece yüzde 20'si tahsil ediliyor. Yanıltılmış, aldatılmış olabilir. Bence kendisine bilgi verenleri gözden geçirsinler. İhtiyaç fazlası araba kullanımı. Şu an vekalet eden vali beyl var. Buradan sesleniyorum, lütfen mukayyet olun. Bilboardlara bunu kim asıyor? 23 Haziran'dan sonra kim gelirse ona göre hareket edilir. Şu anda bu afişleri oraya kim asıyor. Efendem ambulans, iş makinası, cenaze, iş makinalarıymış. İBB'ye ait, iştiraklar hariç, KİPTAŞ ve bir sürü iştirak var, 28 tane. 1810 araç. 7 personele bir binek araç düşüyor. Sayıştay raporlarına giren rakam değil. Bunun gibi israfı engelleyeceğiz. Tasarruf yapacağız, ekonomik seferberlik başlatacağız.

Küçükkaya: Binali Bey FETÖ iması, vurgusu yaptı. Biz FETÖ ile mücadeleyi önemsiyoruz. Siz belediye başkanı olunca bunlarla mücadelede ne yapacaksınız? Siz bunların yurtlarına gittiniz mi, FETÖ elebaşını ziyaret ettiniz mi?

İmamoğlu: Benim uzaktan, yakından ilgim, ilişkim. Ben devlete inanırım. İşte FETÖ gibi örgütlerin yok olması adına mevcut vakıflarla işbirliği yapılarak. Ya kardeşim belediye var. Türkiye Gençlik Eğitim Hizmet Vakfı'na 51 milyon 218 lira. Burada yazıyor. Ensar Vakfı'na 29 milyon 797 bin. Esas olan devlettir. Vakıflarla, dernekle tabii ki işbirliği yaparım. Temiz dernekler, vakıflarla işbirliği yaparsınız. Ben her kesimdeki derneklerle, vakıflarla işbirliği yaptım. İHH ile yaptım. İşbirliği yaparsınız, ama yurdu belediye yapacak kardeşim. Zaten başımızda bir bela, bir FETÖ terör örgütü oluştu. İBB olarak yurtlar yapacağız, okula, eğitime destek vereceğiz. O kreş dediğimiz mevzuyu çok önemli görüyoruz. 5 yıllık belediye başkanlığım orada. Bir bina boş duruyor, bizden önce verilmiş, kaçmış gitmişler. Devletine inanan, kalıcı, devletin güçlenmesine inanan bir ahlaktan geliyoruz. Terör örgütlerinin hiçbirisiyle zerre ilişkimiz olamaz.

Yıldırım: Temiz vakıflara veririm diyor da, yani deterjanla yıkayarak mı vereceğiz? Kim karar verecek? İstanbul'da 23 bin tane vakıf, dernek, hemşehri dernekleri var. Bunların hepsine ilçe belediyeleri ve büyükşehir belediyesi destek oluyor. Hiçbir şekilde belediyeler bu kuruluşlara nakdi destek olamaz. Kendisinin de vakfı var, Batı, İstanbul Vakfı mı neyse. Toplumsal sorumluluk üstleniyorlar, insanları biraraya getiriyorlar. Onların kaynaşmasını sağlıyorlar. Bu vakıflara nakdi bir kuruş yardım yapılamaz. Onun için burada algı operasyonuna gerek yok. Yapılmadığına dair zaten belediye açıklamasını yaptı. FETÖ'ye yönelik beyanatından memnun oldum, doğrusu takdir ediyorum. FETÖ büyük bir terör örgütüdür. 15 Temmuz gecesi yakından yaşadık. Bu FETÖ örgütüyle mücadele de elbette ki devam edecek. Tabii ki hukukun içinde kalarak. Bizi ilgilendiren ihanet kısmıdır.

Küçükkaya: Ekonomide sıkıntılı süreçten geçiyoruz. İşsizlik ciddi problem haline gelmiş. İstanbul gibi dünya metropolü kent yoksulluğu gibi bir kavramla karşı karşıya gelmiş. Siz seçilirseniz ne yapacaksınız?

Yıldırım: Tabii ki ekonomik sıkıntı çekiyoruz. Bu da insanların hayatına öyle ya da böyle yansıyor. Bu yükü hafifletmek için birçok vaadimiz var. İstanbul Avrupa'nın 13. büyük ekonomisi. İstanbul ihracatı 72 milyar dolar. Milli gelirin 236 milyar dolarını karşılıyor. 5 yıl içerisinde yapacağımız projelerle 500 bin istihdam sağlayacağız. Tuzla'da mesela bioteknoloji vadisi kuracağız, 50 bin kişiye istihdam sağlayacağız. 160 bioteknoloji fabrikası yapacağız. Buradan 27 milyar ekonomiye katkı sağlayacağız. Ayrıca bir teknoloji üssü kuruyoruz. Burada big data dediğimiz büyük verinin işlenmesi. Burada gençler istihdam edilecek. Altyapısını hazırlayacağız, fikir getirecekler. onların akıl terini üretime dönüştüreceğiz. Pendik'te teknoloji geliştirme bölgesi.Burada firmaların AR-GE'leri olacak. Bunun örneği Rotterdam, Singapur'da var. Bu modeli İstanbul'a getireceğiz. Burada 50 bin istihdam öngörüyoruz. Atatürk Havalimanı hem millet bahçesi hem de fuar ve kongre merkezi olacak. Avrupa'daki 50 milyonluk fuar kongre turizminin yüzde 10'undan istifade edelim ve şehrimize katma değer sağlayalım. Bu da 40 milyarlık bir katkı...

Küçükkaya: Siz seçilirseniz ne vaat ediyorsunuz?

İmamoğlu: Ben temiz vakıflara vereceğim demedim, işbirliği yapacağım dedim. Vakıftan bahsederken her şeyi sayın Yıldırım'a daha önce ziyaret yapmış birisiyim. Herşeyi konuşmaya hazırım. Bana herşeyi sorabilirler, bir büyük olarak sorabilirler. Bu şehrin yoksulluğu var. Üç gençten biri işsiz. 350 bin genç var okutamamışız, meslek sahibi yapamamışız, iş de bulamamışız. Yüzde 15'i aşmış işsizlik oranı var. Bu belediyenin parasını israf ettirmeden, tasarrufla değere dönüştürüp öncelikle bu şehrin yoksulluğu ile mücadele etmek. Ucuz ve sağlıklı gıda, ulaşımda indirim, suda indirim. Eğitim, geçim, evlilik, sofra, işsizlik destek paketiyle mevcutun beş katına çıkaracağız. 4 aileden birisi bu şehirde açlık sınırı altında. 2 bin 20 liraya kadar bu sınırın altındaki ailelere maddi destek sunacağız. Evin kadınına sunacağız. Ouklarına yemek getiremeyen ailelerin çocuklarına kumanya desteğimiz var. Biz işsizimizin yanında olacağız. Bölge İstihdam Ofisimize kayıt yaptıran 200 bin işsiz gencimize iş bulacağız. Ücretsiz ulaşım desteği sunacağız. 25 yaş altı öğrenci olmayan gençlere yüzde 40 indirim yapacağız.

Küçükkaya: Mesela İstanbul'da yaşayan Kürt kökenli Türkiye Cumhuriyete aşık bir kardeşinizim. Kime oy vereyim? Beni ikna edin. İstanbul'da yaşayan bir Kürt kardeşiniz olarak hangisine oy vereyim?

İmamoğlu: Ben Kürt kökenli vatandaşımın çocuğu mu, Türk kökenli mi diyorum. 16 milyon İstanbul'dan bahsediyorum. Sayın genel başkanıma 'Efendim ben İstanbul ittifakının adayı olmak istiyorum' dedim. Partizanlığı bu belediyeden söküp, atacağız. Bunun içinde AK Partili, Saadet Partili, MHP'li elbette HDP'li hemşehrilerim var. Partizanlık bu ülkenin en büyük düşmanlarından biridir. Terör ön büyük sorundur peşinden partizanlık geliyor. Biz bu milleti barıştırmaya geliyoruz, eşitlemeye geliyoruz. Bağcılar'daki çocukla Kadıköy'deki çocuğu eşitlemeye geliyoruz. Ben bu çocuklardan bahsederken kökenini mi söylüyorum. Hepsi benim çocuğum. Biz mahallede demokrasiyi, semtte, ilçede, büyük şehirde sağladığımızda hiçbir sorun kalmaz. Gönül belediyeciliği ile afişler niye asıldı dedim. Bana 25 tane belediyenin kazanıldığını söylüyor. Partizanlıkla sadece ben değil sayın Yıldırım da mücadele etmeli. Ben özgürüm, 16 milyon insandan oy alıp belediye başkanı olacağım.

Yıldırım: Biz hizmet yaparken İstanbul'da ve Türkiye'de. İnsanların etnik kökenlerine, inançlarına bakmayız. İnsanlarımıza hizmet götürürken herkese aynı hizmet götürürüz. Particilik seçimlerde kampanyada parti vardır. Kampanyada partimizin söylemlerini dillendirirsiniz, seçim bittiğinde rozetinizi çıkarıp hizmet yaparsınız. Biz partizanlık yapıyorsak, adres bizeyse bunu şiddetle reddederim. İzmir'in toplu taşıması İZBAN'ı CHP belediyesiyle beraber yaptık. Çevre yolunu, Konak tünelini yaptık. İzmir-İstanbul yolunu yapıyoruz. Süre 2,5 saate düşecek. Partizanlığı şiddetle reddederim. 81 vilayetten İstanbul'a gelen bütün hemşehrilerimize 780 bin kilometrekare vatan toprağının her köşesinden İstanbul'a gelmiş, burayı evi, işyeri yapmış, çocuklarının geleceğini düşünen 15 milyon İstanbulluya hizmet için varız. İstanbulluya yapılan hizmet asla israf değildir. İstanbul'a 1994'den beri hizmet ediyorum. İDO Genel Müdürü yaptım. 4,5 yılda İDO'yu dünyada kendi sınıfında 1 numara yaptım.

Küçükkaya: Bu akşam olağanüstü bir iyilik yaptınız. Medeni cesaretinizi gösterdiniz. Sosyal medyada çok konuşulmuş. Her ikisinden mal varlığınızı açıklamanızı istiyorlar. Siyasete girmeden önce ne kadar paranız vardı, şimdi ne kadar. Belediye başkanı seçilirseniz mal varlığı beyanında bulunur musunuz?

Yıldırım: Mal varlığı beyanında bulundurmak bizim keyfi, ihtiyarımızda değil. Mecbursunuz. Kamu adına hizmet görüyorsanız, memur dahi olsanız, mal varlığı beyanınız olacak. 16 yıldır malvarlığı beyanı veriyorum. Her sene değişiklik olursa yeniliyoruz. Kamuoyuna açıklama diye bir adet yok. Benim açımdan hiç farketmez. Ama herhangi bir dava konusu oldu mu malvarlığı mahkeme tarafından talep edilir, dosyaya konur. Benim açımdan bir sakıncası yok. Çocuklarımın mal varlığının zaten bir koruması falan yok. Onlar ticaretle uğraşıyorlar, onlarınki kamuya da açık. Herkes bakar. Bu konuda davalar da oldu. Birçok davalar kazanıldı. Biz hiçbir şekilde malvarlığımızı, geçmişimizle, yaptıklarımızla her zaman hesap verdik, bundan sonra da vermeye hazırız. Hem burada hem öbür tarafta.

Yıldırım: Siz efendim. Siz kamuoyuna açıklar mısınız?

İmamoğlu: Sayın Yıldırım'ın açıkladığı gibi kamu görevlisi olmamızdan dolayı mal beyanımızı veriyor. Ben de 5,5 yıldır her yıl yenileyerek veriyoruz. Hatta büyükşehir belediye başkanı seçildikten sonra beyan etmiştim. Yeni bir süreç, yeni bir ahlak anlayışı. Belediye başkanı, milletvekili olmak, bakan olmak bir meslek değil. Hepimiz bir görev yerine getiriyoruz. Başka görevler de nasip olabilir. Erdemli, ahlaklı süreci iyi yönetebilmek, hesap vermek adına dürüstlüğümüzü ortaya koymak adına, bu önerinizi aynen sayın Yıldırım gibi zevkle kabul ediyorum. Tabii ki ailece olmalı. Ben var, eşim var, babam, çocuklarım var.

Küçükkaya: İstanbul'da 500 binden fazla Suriyeli var. Türkiye bu konuda büyük fedakârlık yapıyor. İnsaniyetini gösteriyor. Bu Suriyeli meselesinde ne yapacağınızı merak ediyorum.

İmamoğlu: Mülteci konusunu biz iyi yönetemedik. Sadece vicdanla, toplumsal tavırla, davranışla açıklamak doğru değil. Aynı zamanda evrensel hükümler taşır. Güneyimizde yaşanan bu insanlık dışı olaylarda Türkiyemiz yalnız bırakılmıştır. Ben bunu Fransa'da yaptığım konuşmada da söyledim. Siz bizi bu süreçte yalnız bırakarak dünyayı başka yere sürüklüyorsunuz demiştim. 547 bin kayıtlı Suriyeli göçmen var İstanbul'da. Kayıt dışı rakamlarla 1 milyona ulaştığı yönde yoğun gözlemler var. Üç aşamaya bölüyoruz bunu. Mutlaka bir masa kuracağız. İBB'nin bir politikası yok. Sessiz. Siz politika üretmelisiniz. Biz mevcut mülteci insanları, özellikle çocuklarını, kadınlarını envanter çıkaracağız. Sokak sokak geziyorum, çocuk evlilikleri görüyoruz. Çocuğu ve kadını koruyacağız. Bu konuyla özel ilgileneceğiz. Ben insanlık dışı uygulamalara netim. Bizim geçmişten bugüne kapsayıcı duygularımızla hareket edeceğiz. Ülkemiz adına, ulusal politika gelişterme konusunda aktif davranacağız. Bir anda 3,5 milyon mülteci dağılmamalıydı. Üçüncü husus uluslararası alanda da 16 milyonluk kenti yönetiyoruz. Güneyimizde yaşanan olaylarda toprağın altındaki petrolü düşünerek bizi mülteci sorunuyla başbaşa bırakamazsın. İstanbul'un sokakları tehdit altında. Doğudan, Kuzeyden, Batıdan gelen vatandaşlarımız ekmeğinin elinden alındığını düşünüyor.

Yıldırım: Ekrem Bey ne yapacaklarını anlatmayı unuttu. Ben anlatayım. Bu insanlar ölümden kaçtı, canlarını kurtarmak için bize sığındılar. Biz geleneklerimize, inançlarımıza uygun olarak misafir ettik. Biz ev sahibiyiz, onlar muhacir. Bunlar geçici koruma statüsündeler. Böyle bir kimlikleri var. Bunların hepsinin kaydı, kuydu var. Eğitim, sağlık hizmetleri de veriliyor. Bunlar en temel insanlık hizmetleri. Uluslararası camia bunlara gerekli desteği vermedi. Sadece Türkiye'ye ne kadar güzel yaptığını söylediler ama ellerini taşın altına koymadılar. Onları yoksulluğa terk ettiler, hatta denizde boğuldular. Afrin Harekatı'nı yaptık. Şimdi bir kısmını oraya gönderdik. 500 bine yakın Suriyeli gitti. Şimdi Fırat'ın doğusundaki o bölgeyi temizleyip diğerlerini de oraya göndereceğiz. Bu süre içerisinde İstanbul'da yaşayan, özellikle belli ilçelerde Fatih, Beyoğlu gibi burada bir asayiş sorunları, İstanbulluların huzurunu, rahatını kaçıran olaylara karışırlarsa, kanunsuz işler yaparsa bunların normal seyirde gitmesini beklemeden hiç kusura bakmasınlar tutar göndeririz. Belediyenin bu işi tek başına yapması mümkün değil. Bu iş merkezi hükümetle yapılacak. İçişleri Bakanlığı, Göç İdaresi'yle yapılacak. İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde mültecilerle ilgilenen bir birim var. Belki bu birim daha da güçlendirilebilir.

Küçükkaya: Kadının toplumsal hayatta güçlendirilmesi meselesi çok önemli. Her ikiniz de eşinizle geldiniz. Kreş mesela.

Yıldırım: Kadının iş hayatına katılması, toplumda daha etkin yer alması son 16 yıla bakarsanız ciddi artış var. Yüzde 21'di yüzde 34'e çıktı. Siyasette de artış var ama istediğimiz düzeyde değil. Üniversitelerdeki kız öğrencilerin sayısı erkeklerden fazla. Öğretmenlerin sayısı erkeklerden fazla. Asıl bizim yoğunlaşmamız gereken kısım ev kadınlarımız. Ev kadınlarımızın iki türlü sorumluluğu var hem çocuklara hem ev işlerine bakıyorlar. Onların da sosyalleşmeye ihtiyaçları var. Onların el emeği göz nuru emeklerini değerlendireceğiz. Her aileye bin lira katkı sağlayacağız. İstanbul'un 300 mahallesinde kreş yok. Ev kadınları çocuklarını rahat bir şekilde gözü arkada kalmadan bırakacak, dışarı çıkacak tekrar gelip oradan alacaklar. Bu vaadler Ekrem Bey'de olabilir. Bunlar belediyenin sosyal vaadleri diyorum. Mesela Ekrem Bey, Beylikdüzü'nde kreş vaadi vermiş. Zannediyorum 11 tane vermiş. Sadece bir tane yapabilmiş. Keşke 11'ini de yapmış olsaydı ne güzel olurdu. Önemli olan vaadi vermek değil yerine getirmektir. Siyasetçinin kalitesi oradan ortaya çıkar. Ben hiçbir vaadimi karşılıksız bırakmadım.

Yıldırım: Ekrem Bey 11 kreş vaadi vermiş 1'ini yapabilmiş. Keşke 11'ini de yapsaymış. Önemli olan vaadi yerine getirmek. 

İmamoğlu: Siyaseti kalitemiz konusunda yine bir yorumda bulundu. Kalite yorumu yapınca incitici oluyor. Bu hoş bir yorum değil. Beylikdüzü halkı bizim neler başardığımız hususta net bir refleks ortaya koymuştur. Bugün vaad verme konusu bize aittir, sayın Yıldırım'a ait değildir.

Siz yönetimdesiniz zaten. O anlamda vaat bize yakışır. Siz bir şey yapmamışsanız, kadınla ilgili eylemleriniz yeterli değilse bunları vaat haline getirirseniz sevindirici. Sayın Yıldırım'ın bizim vaadlerimizi takip etmesi sevindirici. Şu anda bizim söylemlerimiz üzerine oturmuştur. Biz insana, kadına, çocuğa gençlerine oturduk zemini. Hızlıca 150 kreş açacağız. Kadınların söz hakkı olma meselesi. Kadın istihdamı. Kadın emek ofisleri. Satın alma garantisiyle kadınların çalışabilmesine fırsat tanımak. Annelere 0-4 yaş arası bebekleriyle ücretsiz dolaşma hakkı sağlayacağız. Bütün sosyal tesislerimizden yüzde 40 indirimli yararlanma hakkı sağlayacağız. Şiddeti önleme kriz merkezi açacağız. Çocuğu ile beraber kadını özellikle ihmal ve istismar meselesi üzerinden destekleyeceğiz. Mahalle evlerimizde bu aynı zamanda mahalle meclisi kavramı içeriyor, iki sosyolog istihdamı sağlayacağız. Tüm bu söylediklerim özellikle ev kadınlarına olağanüstü bir hizmet yapacağız

Yıldırım: FETÖ yurtlarında kalmadım, okullarına gitmedim. 
Küçükkaya: Deprem alanları kalmamış, AVM olmuş. Nasıl çözeceksiniz?
İmamoğlu: İstanbul'un yönü yok. Nüfus planlaması ne? Kaç milyon olacak İstanbul? İstanbul'un yönünü çizeceğiz. İlk 1 yıl mevcut durumu belirleyeceğiz. Sonraki yıl da 2030 ve 2050 hedeflerini açıklayacağız. Bu yıllar BM'de çalışılmış yıl parametreleridir. Yeşil alan bakımından İstanbul en sıkıntılı metropollerden birisidir. Biz 15 yaşam vadisi açıkladık. Kuzey kuşağı açıkladık. Kuzey ormanlarına verilen tahribattan sonra yeşil alanı şehre katma zorunluluğunu paylaştık. Bu şehri 25 yıldır yönetenler ihanet ettik dedi. Sahile kurulan yüksek binalar, yeşil alanlar imara açıldı. Bu şehrin değişmez kurallarını var edeceğiz. Bu şehrin birçok ilçesinde yeşil alanların yok edilerek, imara açılması. Özellikle deprem toplanma yerlerin yok edilmesi. Bu şehrin değişmez kurallarını var edeceğiz.

Yıldırım: Şehrin nefes alması, insanlar binalardan bunalıp, yeşil alana kendini atacak yer bulması lazım. Bizim 20 tane yeşil koridor projemiz var. Silivri'den Pendik'e kadar devam ediyor. İstanbul'un dereleri bunlar. Yapılaşmadan dolayı bir kısmı adı kaldı kendisi yok. Biz bütün bu dereleri ihya edeceğiz. 37 milyon 500 bin metrekare ilave yeşil alan kazanmış olacağız. Bu alan hem derenin etrafında yürüyüş alanları, bisiklet alanları, piknik alanları olacak. Buradan da yatayda millet bahçelerine geçiş olacak. Her mahallede 200 metre mesafede bir çocuk parkı olacak. Sonra semt parkları, millet bahçeleri bu koridorlarla entegre olacak. Kuzey ormanlarına erişimi bu koridorlarla sağlayacağız veya kuzeyden Marmara'ya inişi sağlayacağız. Buralar depremde geçici barınma alanları olarak yapılacak. Bu heyecan verici proje ve çok kolay yapılabilir bir projedir. İstanbul'un kişi başı yeşil alan 10 metre karenin üstüne çıkmış olacak. Dikey yapılaşma hem sosyalleşmeyi hem kentin kimliğini ortadan kaldırıyor. İstanbul'un bu dikey yapılaşmasında ilçeler bazında 22 ilçede yoğunlaşmış ve bu 22 ilçenin 18'i CHP'li belediyeler. 4 tanesinde AK Partili belediyeler var.

Küçükkaya: Gençler için ne yapacaksınız?
İmamoğlu: Bu şehir genç kenti. 0-4 yaş arası çocuk sayısı 1 milyonun üzerinde. Kreşte başladığımız eğitim seferberliği gençlerin üniversiteden hayata katılıncaya kadar devam edecek. 
Öğrencilere 400 TL burs vereceğiz. 10 adet gençlik merkezi, 10 adet dünya dilleri merkezi açacağız. Gençler başka şehirlere kaçmayacak. Yılda 230 milyonluk tarifi yapılıyor beyin göçü yaşıyoruz. Mahallelerinde iş bulamayan 350 bin gencin Ekrem abisi olmaya geleceğim. 
10 adet engelli, alzheimer bakımevi açacağız. 
Yıldırım: Gençler benim kankam. Gençlere 10 GB internet vereceğim. En baba müjde. 150 saat müzik çalabilirler, 1500 sosyal paylaşım yapabilirler. Müzeler ve tiyatrolar gençlere ücretsiz olacak. Öğrencilere kırtasiye desteği var. Amatör spor kulüplerine  100 bin TL'lik destek vereceğiz her yıl. İşsizlik maaşı alana toplu ulaşım desteği vereceğim. Gençlere bursu belediyeler veremiyor. CHP konuyu AYM'ye götürdü belediyelerin burs vermesini imkansız hale getirdi. 
(Ulaşım) 2024'e kadar insanların trafikte yarım saat kazanmasını sağlayacağız. 518 km'ye çıkaracağız raylı sistemi. Marmaray'dan 3,5 milyon İstanbullu istifade etti. Metrobüs güzergahını biz otonom ve akıllı metrobüs araçlarıyla değiştireceğiz, kapasiteyi artıracağız. Levetnt'le Mahmutbey arasındaki metroyu açmış olacağız. 
İmamoğlu: Servis işinde tahditi biz kaldırttık.
Yıldırım: Biz yaptık.
İmamoğlu: Siz kimsiniz? Şu anda vekaleten vali bey var. Biz bütün aktörlerle çalışacağız. Şehir içindeki gişelerin şehir dışına aktarılmasını konuşuyoruz. 'Ulaşımda Türkiye'yi hallettim, benim işim' dedi. Cumhurbaşkanı ve arkadaşlarına haksızlık etti. İstanbul'u halledemediler. İstanbul'da durakta bekleme süresi 1 saati aşıyor. İstanbul'da metrodan bahsediyorlar. Marmaray'dan geçtim. 90'larda başlayan Marmaray'ı bitirdiler. 2004'ten beri yılda 8,5 km hat yapmışlar. Beylikdüzü metrosu 2004'ten beri vadediliyor. MEGABÜS'le metrobüsün yükünü hafifleteceğiz. 
İmamoğlu: Buradan çıkışta uygun görürlerse iki hanımefendinin olduğu fotoğrafı vermek isterim. Bu şehrin kucaklaşmaya ihtiyacı var. İftiraları bırakalım. Adayların dışında üretilen dilleri bırakalım. 6 ayda söz verdiğim gibi temiz bir dille bitiriyorum.
Belediyenin sosyal tesislerinde alkol olacakmış, ben 9 tesis açtım, birinde var mı? Kadın erkek aynı havuzda olacakmış. 2 havuz açtım, kadın-erkek ayrı. Bu konular kapansın diye söylüyorum.
Muazzam bir kent var edeceğiz. 
31 Mart'taki sürecin adaletle buluşması için mücadele veriyoruz. 23 Haziran'da herkes sandığa gitsin. 1 gün sonra İstanbul daha derin nefes aldıkları güne hazırlanacak. Her şey çok güzel olacak.
Yıldırım: İstanbul müjdelenmiş bir şehirdir. İstanbul'un nüfusu eksildi. Anadolu'da altyapı eksikliği tamamlandığı için herkes memleketine dönüyor. 16 yıl ülkeme dolu dolu hizmet yaptım. Bütün makamları gördüm. Beni Binali Yıldırım yapan bu şehre yeni hizmetler yapmaya hazırım. Başka hizmetlerle taçlandıracağım. İstanbul'un ulaşım sorununu 5 yılda çözeceğim. 3. köprü, Avrasya, Marmaray olmasaydı trafik felç olmuştu. Herkes sandığa gitsin, sözlerini sandıkta söylesinler."
 
Kaynak : www.istanbulgercegi.com

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları